WhatsApp, kullanıcıların takip etmek istedikleri kişi ve kuruluşlardan haberleri, duyuruları ve güncellemeleri alabilecekleri yeni bir özellik olan Kanallar'ı kullanıma sundu. Kanallar, kullanıcılara tek yönlü bir yayın aracı sunarak, yöneticilerin metin, fotoğraf, video, çıkartma ve anket göndermelerine olanak tanır. Bu özellik, WhatsApp'ı daha kişisel ve ilgi alanlarına yönelik bir platform haline getirmeyi amaçlıyor.

Gizlilik Ön Planda: WhatsApp Kanalları, kullanıcıların gizliliğini korumaya odaklanmıştır. Bir kanalı takip ettiğinizde, telefon numaranız yöneticilere veya diğer takipçilere gösterilmez. Aynı şekilde, yönetici olarak numaranız takipçilere açık edilmez. Bu, kullanıcıların rahatça içerik tüketmelerini ve etkileşimde bulunmalarını sağlar.

Yönetici Kontrolleri: Kanal yöneticileri, kimlerin kanallarını takip edebileceğine karar verme yetkisine sahiptir. Ayrıca, kanal içeriklerini kimlerin görebileceğini de kontrol edebilirler. Bu, özellikle hassas veya özel içerikler için önemlidir.

Arama ve Keşfetme: Yeni bir 'Güncellemeler' sekmesi ile Kanallar'a erişilebilir. Burada, kullanıcılar ilgi alanlarına göre kanallar arayabilir ve keşfedebilirler. Spor takımlarından yerel yetkililere kadar çeşitli konularda kanallar bulunmaktadır.

WhatsApp'ın Amacı: WhatsApp, Kanallar'ı kullanıma sunarak, insanlara önemli güncellemeleri özel bir şekilde takip etmeleri için yeni bir yol sunmayı amaçlamaktadır. Bu özellik, WhatsApp'ı sadece bir mesajlaşma uygulaması olmaktan çıkarıp, bir bilgi ve haber platformuna dönüştürme yolunda atılmış önemli bir adımdır.

Önümüzdeki Dönem: WhatsApp, Kanallar'ı daha da geliştirmeyi planlıyor. Bu kapsamda, daha fazla yönetici, içerik üreticisi ve kuruluşun Kanallar'ı kullanmasını sağlamak hedefleniyor.

Türkiye'de 31 Mart yerel seçimlerinin ardından, muhalefet partilerine oy veren seçmenlerin sandığa gitmeme nedenleri ve bunun sonuçları tartışılıyor. Seçimlere katılım oranının düşüklüğü dikkat çekerken, bu durumun muhalefet partilerinin performansını etkilediği belirtiliyor.

Katılım Oranındaki Düşüş: Son yerel seçimlerde Türkiye genelinde katılım oranı önceki seçimlere kıyasla belirgin şekilde azaldı. Bu durum, özellikle muhalefet partilerinin oy potansiyelini etkileyen önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor.

Seçmen Neden Sandığa Gitmedi? Muhalefet seçmeninin sandığa gitmeme nedenleri arasında:

• Umutsuzluk ve Motivasyon Eksikliği: Muhalefet partilerinin genel seçimlerdeki başarısızlığı ve iktidar karşısında zayıf bir görüntü sergilemesi, seçmenlerde umutsuzluğa yol açmış olabilir.
• Adaylara Yönelik Memnuniyetsizlik: Muhalefet partilerinin bazı bölgelerde gösterdiği adayların seçmen nezdinde yeterince karşılık bulmaması, sandığa gitmeme nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.
• Protesto ve Tepki: Bazı seçmenler, partilerinin politikalarına veya aday tercihlerine tepki olarak sandığa gitmeyerek protesto yolunu seçmiş olabilir.
• Ekonomik Koşullar ve Hayat Pahalılığı: Yaşanan ekonomik zorluklar ve hayat pahalılığı, seçmenlerin önceliklerini değiştirmiş ve siyasi katılım yerine günlük yaşam mücadelesine odaklanmalarına neden olmuş olabilir.

Sonuçlar ve Olası Etkiler: Seçmen katılımındaki düşüşün muhalefet partilerinin oy oranlarını ve belediye başkanlığı seçimlerini kazanma şansını azalttığı belirtiliyor. Bu durum, muhalefet partilerinin stratejilerini ve politikalarını yeniden gözden geçirmesine yol açabilir. Ayrıca, seçmenlerin beklentilerini ve taleplerini daha iyi anlamak için kapsamlı analizler yapılması gerektiği vurgulanıyor.

Muhalefet partileri, seçmenlerin neden sandığa gitmediğini anlamak ve gelecekteki seçimlerde katılımı artırmak için çeşitli çalışmalar yapmayı planlıyor. Bu çalışmaların, seçmenlerin güvenini yeniden kazanmak ve daha kapsayıcı politikalar geliştirmek için önemli olduğu ifade ediliyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 50 seviyesine yükseltti. Karar, piyasa beklentilerinin üzerinde bir artış olarak değerlendirildi. Merkez Bankası'nın yaptığı açıklamada, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği vurgulandı.

Açıklamada, iç talepteki güçlü seyrin ve hizmet enflasyonundaki katılıkların enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam ettiği belirtildi. Ayrıca, jeopolitik risklerin ve gıda fiyatlarındaki oynaklığın da enflasyon görünümünü olumsuz etkilediği ifade edildi. Kurul, enflasyon beklentilerini ve fiyatlama davranışlarını yakından takip ederek, enflasyonla mücadelede kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.

Merkez Bankası'nın temel hedefleri şunlardır:

• Fiyat istikrarını sağlamak
• Enflasyonu düşürmek
• Finansal istikrarı desteklemek

Bu kapsamda, PPK toplantısında alınan kararların, enflasyonla mücadeleye önemli katkı sağlayacağı ve Türk lirasının değerini destekleyeceği öngörülüyor. Merkez Bankası, gelecekteki politika kararlarını, enflasyon görünümündeki gelişmelere ve finansal koşullara göre şekillendireceğini bildirdi.

Piyasa uzmanları, Merkez Bankası'nın bu kararının, enflasyonla mücadelede kararlılığını gösterdiğini ve yatırımcı güvenini artırabileceğini belirtiyor. Ancak, faiz artışının ekonomik aktivite üzerinde bir miktar baskı oluşturabileceği de ifade ediliyor.

Sonuç olarak, TCMB'nin 500 baz puanlık faiz artışı, enflasyonla mücadeledeki sıkı duruşun bir göstergesi olarak değerlendirilirken, piyasalar ve ekonomi üzerindeki etkileri yakından takip edilecek.

Birleşmiş Milletler (BM), Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başlangıcından bu yana, teyit edilmiş sivil ölü sayısının 10 bini aştığını duyurdu. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), savaşın başlangıcından 27 Ağustos 2023'e kadar olan dönemde 10.000'den fazla sivilin hayatını kaybettiğini doğruladı. Ölenler arasında 560'tan fazla çocuk da bulunuyor.

OHCHR, gerçek sayının çok daha yüksek olabileceğini vurguladı. Devam eden çatışmalar nedeniyle bilgiye erişimde yaşanan zorluklar ve doğrulama sürecindeki gecikmeler, gerçek bilançonun önemli ölçüde yüksek olabileceği anlamına geliyor. Özellikle Mariupol, Lysychansk ve Severodonetsk gibi yoğun çatışma bölgelerinden bilgi almakta güçlük çekildiği belirtiliyor.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, yaptığı açıklamada, 'Bugünkü 10 bin sivil ölüm, Ukrayna halkı için bir dönüm noktasıdır' dedi. Türk, savaşın bu korkunç maliyetinin, uluslararası insancıl hukukun ihlallerine karşı acil bir soruşturma ve hesap verebilirliğin sağlanmasının ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini vurguladı.

OHCHR'nin raporuna göre, ölümlerin çoğuna geniş etki alanına sahip patlayıcı silahlar neden oldu. Bu silahlar arasında ağır topçu ateşi, çoklu fırlatma roket sistemleri, füzeler ve hava saldırıları yer alıyor. Raporda, sivillerin hedef alınmasının ve ayrım gözetmeyen saldırıların uluslararası hukuk ihlali olduğu belirtiliyor.

BM, savaşın başından beri binlerce sivilin yaralandığını da kaydetti. Yaralı sayısının da ölü sayısı gibi gerçekte çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Savaşın Ukrayna'daki insani durum üzerindeki olumsuz etkileri devam ederken, BM ve diğer uluslararası kuruluşlar, sivillere yardım ulaştırmak ve insan haklarını korumak için çalışmalarını sürdürüyor.

Telegram'ın kurucusu Pavel Durov, kişisel Telegram kanalından yaptığı açıklamada, bir Avrupa ülkesinin Romanya'da Telegram'a sansür uygulanmasını talep ettiğini duyurdu. Durov, bu talebin arkasındaki gerekçeyi belirtmese de, Telegram'ın ifade özgürlüğüne olan bağlılığını vurgulayarak sansür taleplerine karşı duracaklarını ifade etti.

Durov, Telegram'ın gizliliğe ve ifade özgürlüğüne verdiği önemin altını çizerek, kullanıcı verilerinin korunması ve platformun sansürden uzak tutulması için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti. Ayrıca, Telegram'ın bu tür taleplere boyun eğmesi durumunda, platformun temel değerlerinden sapmış olacağını ve kullanıcıların güvenini kaybedeceğini vurguladı.

Durov'un açıklamaları şu şekilde devam etti: "Telegram, kullanıcıların özgürce iletişim kurabildiği bir platform olmaya devam edecektir. Sansür taleplerine karşı direnmeye devam edeceğiz ve kullanıcılarımızın haklarını koruyacağız."

Bu açıklama, Telegram'ın Avrupa'daki faaliyetleri ve düzenleyici kurumlarla olan ilişkileri açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Hangi Avrupa ülkesinin bu talebi ilettiği ise henüz bilinmiyor.

Telegram, dünya genelinde milyonlarca kullanıcıya sahip bir mesajlaşma uygulamasıdır ve özellikle gizlilik ve güvenlik özellikleriyle bilinir. Platform, daha önce de çeşitli hükümetlerin sansür ve veri talepleriyle karşı karşıya kalmıştı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un Kiev'e Taurus füzelerinin olası sevkiyatıyla ilgili açıklamalarını değerlendirdi. Zaharova, Scholz'un bu konudaki sözlerinin bir 'kelime oyunu' olduğunu ifade etti. Zaharova, Almanya'nın Ukrayna'ya silah tedariki konusundaki tutumunu eleştirdi.

Zaharova, Scholz'un açıklamalarının, Almanya'nın Ukrayna'daki çatışmalara doğrudan müdahil olma riskini azaltmaya yönelik bir çaba olarak görülebileceğini belirtti. Ancak, bu türden açıklamaların, durumun ciddiyetini değiştirmediğini ve Almanya'nın dolaylı yoldan da olsa çatışmaya dahil olduğunu vurguladı.

Rus yetkililer, Batılı ülkelerin Ukrayna'ya silah sevkiyatını, çatışmanın uzamasına neden olan bir faktör olarak değerlendiriyor. Moskova, bu tür yardımların durumu daha da kötüleştirdiğini ve barış görüşmelerini zorlaştırdığını savunuyor. Zaharova'nın açıklamaları, Rusya'nın bu konudaki tutumunu bir kez daha teyit ediyor.

Zaharova ayrıca, Almanya'nın Ukrayna'ya askeri yardımlarının, ikili ilişkiler üzerinde olumsuz bir etki yarattığını da sözlerine ekledi. Rusya, Almanya'yı Ukrayna'daki krizi tırmandırmakla suçluyor ve bu durumun, iki ülke arasındaki işbirliği potansiyelini azalttığını belirtiyor.

Özetle, Zaharova, Scholz'un Taurus füzeleriyle ilgili açıklamalarını samimiyetsiz bulduğunu ve Almanya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri desteğinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Rusya'nın bu konudaki eleştirel tutumu devam ediyor.

Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Ukrayna'nın Avrupa Birliği'ne katılımının Macaristan için en büyük tehdit olduğunu dile getirdi. Orbán, bu endişesini Kossuth Radyosu'na verdiği mülakatta açıkça ifade etti. Ukrayna'nın üyeliğinin, birliğin tarım politikasını ve yapısal fonlarını olumsuz etkileyeceğini savundu.

Orbán, Ukrayna'nın tarım sektörünün AB standartlarına uygun olmadığını ve bu durumun Macar çiftçiler için haksız rekabet yaratacağını vurguladı. Ayrıca, Ukrayna'nın katılımıyla AB fonlarının dağıtımında dengesizlikler yaşanabileceğini, Macaristan'ın bu fonlardan aldığı payın azalabileceğini belirtti.

Macaristan'ın bu konudaki çekinceleri, AB içinde de tartışmalara yol açmış durumda. Orbán, Macaristan'ın çıkarlarını korumak için müzakerelerde kararlı bir duruş sergileyeceğini ifade etti. Ukrayna'nın AB üyeliği sürecinin, birliğin genel yapısı ve işleyişi üzerinde derin etkileri olacağı öngörülüyor. Bu nedenle, üye ülkeler arasında kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerektiği belirtiliyor.

Orbán, mülakatında, Macaristan'ın Ukrayna'ya insani yardım sağlamaya devam edeceğini ancak ülkenin AB üyeliği konusunda temkinli yaklaşacaklarını yineledi. Ayrıca, Ukrayna'daki savaşın bir an önce sona ermesi ve barışın sağlanması gerektiğini vurguladı.

Viktor Orbán'ın açıklamalarının satır başları:

• Ukrayna'nın AB üyeliği Macaristan için en büyük tehdit.
• Ukrayna tarımı AB standartlarına uygun değil.
• AB fonlarının dağılımında dengesizlikler yaşanabilir.
• Macaristan, çıkarlarını korumak için kararlı duruş sergileyecek.

Ukrayna'nın AB üyeliği konusundaki tartışmaların önümüzdeki dönemde de devam etmesi bekleniyor.

Galatasaray, Süper Lig'de 2023-2024 sezonunu şampiyon olarak tamamladı. Sarı-kırmızılı ekip, bu şampiyonlukla birlikte tarihindeki 25. şampiyonluğuna ulaşarak formasına beşinci yıldızı takmaya hak kazandı.

Rakiplerine büyük bir fark atarak şampiyonluğa ulaşan Galatasaray, sezon boyunca sergilediği istikrarlı performansla dikkat çekti. Özellikle iç saha maçlarında gösterdiği üstün performansla taraftarının büyük desteğini arkasına alan sarı-kırmızılılar, deplasmanda da önemli galibiyetler elde ederek şampiyonluk yarışında hep önde olmayı başardı.

Sezon boyunca birçok yıldız oyuncunun performansıyla öne çıktığı Galatasaray'da, takımın başarısında teknik direktörün stratejik hamleleri de büyük rol oynadı. Yönetimin de tam destek verdiği teknik ekip, oyuncular arasındaki uyumu en üst seviyeye çıkararak şampiyonluğun mimarlarından oldu.

Galatasaray taraftarları, şampiyonluğun ilan edilmesinin ardından sokaklara dökülerek büyük bir coşkuyla kutlamalar yaptı. Sarı-kırmızılı renklere gönül veren milyonlarca taraftar, takımlarının bu tarihi başarısını doyasıya kutladı. Şampiyonluk kutlamaları, günlerce sürecek etkinliklerle devam edecek.

Bu şampiyonluk, Galatasaray'ın tarihindeki önemli dönüm noktalarından biri olarak kayıtlara geçti. Beşinci yıldızın formaya eklenmesiyle birlikte, sarı-kırmızılı takımın başarıları taçlandırıldı ve gelecekteki hedefleri için de büyük bir motivasyon kaynağı oluşturdu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında ifade veren Ertan Yıldız'ın partiden ihracı için disiplin sürecini başlattı. İl Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Yıldız'ın ifadelerinin partiyi ve İBB'yi zan altında bıraktığı belirtildi.

Disiplin Süreci ve İhraç Talebi:

• Ertan Yıldız'ın, İBB'deki bazı usulsüzlük iddialarına ilişkin savcılıkta ifade vermesi üzerine CHP İstanbul İl Başkanlığı harekete geçti.
• Yıldız'ın ifadelerinin partinin ilkeleriyle bağdaşmadığı ve kamuoyunda yanlış algılara neden olduğu değerlendirildi.
• İl Yönetim Kurulu, Yıldız'ın kesin ihracı talebiyle dosyasını Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk etti.

Gerekçe:

CHP İstanbul İl Başkanlığı, Ertan Yıldız'ın ifadelerinin partinin itibarını zedelediği ve İBB'nin çalışmalarına gölge düşürdüğü gerekçesiyle ihracını talep etti. Açıklamada, Yıldız'ın savunmasının alınmasının ardından Yüksek Disiplin Kurulu'nun nihai kararını vereceği belirtildi.

Soruşturma ve İddialar:

İBB'ye yönelik soruşturma, bazı ihalelerde usulsüzlük yapıldığı iddiaları üzerine başlatılmıştı. Ertan Yıldız'ın bu soruşturma kapsamında verdiği ifadelerde, İBB'deki bazı yöneticiler hakkında suçlamalarda bulunduğu öğrenildi.