Gürcü şarapçılığı, UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras olarak kabul ediliyor. Şarap kültürü, Gürcü sofralarının ayrılmaz bir parçası ve binlerce yıllık bir geçmişe sahip.

Gürcü şarapları ve sofra geleneği, ülkenin binlerce yıllık kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturuyor. Gürcistan'da şarap üretimi, yalnızca bir içecekten çok daha fazlasını temsil ediyor; bu, nesilden nesile aktarılan bir yaşam biçimi ve gelenek. UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras olarak kabul edilen Gürcü şarapçılığı, ülkenin kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Gürcü sofraları, "supra" olarak adlandırılır ve şarap bu sofraların olmazsa olmazıdır. Supra, sadece yemek yemek için bir araya gelmekten öte, aynı zamanda dostluk, misafirperverlik ve kutlamaların bir ifadesidir. Her supranın bir "tamada"sı (sofra başı) bulunur ve bu kişi, konuşmaları yönetir, kadehleri kaldırır ve geleneksel şarkılar söyler. Tamada'nın rolü, sofranın atmosferini canlı tutmak ve anlam katmaktır.
Gürcistan'da şarap üretimi, genellikle "kvevri" adı verilen geleneksel toprak kaplarda yapılır. Bu kaplar, toprağın altında gömülü olarak bulunur ve şarapların doğal bir şekilde fermente olmasını sağlar. Kvevri şarapları, kendine özgü tatları ve aromalarıyla bilinir ve Gürcü şarapçılığının en önemli özelliklerinden biridir.
Gürcü şarapları, ülkenin farklı bölgelerinde yetişen üzümlerden üretilir. Kakheti bölgesi, özellikle Saperavi üzümüyle ünlüdür ve bu üzümden üretilen şaraplar, yoğun renkleri ve güçlü yapılarıyla bilinir. Diğer önemli üzüm çeşitleri arasında Rkatsiteli, Mtsvane ve Kisi bulunur. Her bir üzüm çeşidi, farklı aroma profillerine sahip şaraplar ortaya çıkarır.
Gürcistan'da şarap kültürü, sadece üretim teknikleriyle sınırlı değildir. Şarap aynı zamanda sanatta, edebiyatta ve müzikte de önemli bir yere sahiptir. Gürcü halk şarkılarında ve şiirlerinde sıkça şaraba göndermeler yapılır ve şarap, ülkenin kültürel kimliğinin önemli bir sembolü olarak kabul edilir.
Sonuç olarak, Gürcü şarapları ve sofra geleneği, binlerce yıllık bir geçmişe sahip, zengin ve köklü bir kültürü temsil ediyor. UNESCO tarafından tanınması, bu önemli mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması için büyük bir önem taşıyor.