ABD'de Donald Trump döneminde askıya alınan, iklim değişikliğinin ekonomik maliyetlerini hesaplama uygulaması, Joe Biden yönetimi tarafından geri getirilmedi. Bu durum, iklim değişikliğinin potansiyel etkilerine karşı önlem alma çabalarını zayıflatabilir.

Trump yönetimi, 2017 yılında sera gazı emisyonlarının yol açtığı zararın parasal değerini ölçen 'sosyal karbon maliyeti' uygulamasını rafa kaldırmıştı. Bu uygulama, sera gazı emisyonlarının iklim değişikliğine etkilerini ve bu etkilerin ekonomik maliyetlerini hesaplayarak, politika yapıcılara yol göstermeyi amaçlıyordu.

Biden yönetimi göreve geldiğinde, bu uygulamayı geri getirme sözü vermişti. Ancak, bu söz henüz yerine getirilmedi. Uzmanlar, sosyal karbon maliyetinin yeniden hesaplanmasının, iklim politikalarının oluşturulmasında ve uygulanmasında kritik bir rol oynayabileceğini belirtiyor.

İklim değişikliğinin etkileri her geçen gün daha belirgin hale gelirken, bu etkilerin ekonomik boyutunun göz ardı edilmesi, uzun vadede daha büyük sorunlara yol açabilir. Uygulamanın yeniden yürürlüğe konulmaması, ABD'nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki kararlılığına dair soru işaretleri yaratıyor.

Sosyal karbon maliyeti, enerji politikalarından ulaşım planlamasına kadar birçok alanda önemli kararların alınmasına yardımcı olabilir. Bu maliyetin hesaplanmaması, gelecekteki iklim felaketlerinin ekonomik yükünü doğru bir şekilde değerlendirmeyi zorlaştıracaktır.

Örneğin, yeni bir kömür santrali inşa etmenin veya benzinli araçların kullanımını teşvik etmenin uzun vadeli maliyetleri, sosyal karbon maliyeti hesaba katılarak daha iyi anlaşılabilir. Bu hesaplama, daha sürdürülebilir ve çevre dostu politikaların benimsenmesine katkı sağlayabilir.

Kuzey Kore, lider Kim Jong-un'un bizzat denetlediği ve rakiplerine yönelik potansiyel saldırıları simüle eden bir dizi füze denemesi gerçekleştirdi. Bu denemeler, Güney Kore ve ABD'nin askeri varlığını hedef almayı amaçlıyordu.

Kuzey Kore devlet medyasına göre, yapılan testlerde çeşitli taktik güdümlü füzeler kullanıldı. Bu füzelerin, belirlenen hedeflere yüksek hassasiyetle ulaşabildiği belirtildi. Denemeler, Kuzey Kore'nin askeri yeteneklerini sergileme ve olası bir çatışma durumunda caydırıcılık sağlama amacı taşıyor.

Kim Jong-un, denemeler sırasında yaptığı açıklamada, ülkesinin savaş hazırlıklarını daha da artırma ve düşmanlarına karşı her türlü saldırıya karşılık verme kapasitesini güçlendirme gerekliliğini vurguladı. Ayrıca, Kuzey Kore'nin nükleer silah programını geliştirme ve balistik füze teknolojilerindeki ilerlemeleri sürdürme kararlılığını yineledi.

Güney Kore ve ABD, Kuzey Kore'nin bu füze denemelerini kınadı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının ihlali olduğunu belirtti. Bölgedeki gerilimi tırmandıran bu tür eylemlerin durdurulması çağrısında bulundular. İki ülke, Kuzey Kore'ye karşı savunma işbirliğini güçlendirme ve ortak askeri tatbikatlar düzenleme kararı aldı.

Uluslararası toplum, Kuzey Kore'nin nükleer silah programı ve balistik füze denemeleri konusundaki endişelerini dile getirmeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler, Kuzey Kore'ye yönelik çeşitli yaptırımlar uyguluyor ancak bu yaptırımlar ülkenin silah programlarını durdurmakta henüz etkili olamadı.

Grinin Elli Tonu filmiyle tanınan yönetmen James Foley, 71 yaşında hayatını kaybetti. Yönetmenlik kariyeri boyunca Madonna'nın 'Papa Don't Preach' ve 'True Blue' gibi popüler şarkılarının video kliplerini de yöneten Foley, sinema dünyasında önemli bir yere sahipti.

Foley, sadece müzik videolarıyla değil, aynı zamanda Glengarry Glen Ross (1992) ve Korku (Fear) (1996) gibi filmleriyle de tanınıyor. Kariyeri boyunca çeşitli türlerde yapımlara imza atan Foley, özellikle gerilim ve dram türlerindeki çalışmalarıyla dikkat çekiyordu.

Yönetmenin ölüm nedeni henüz açıklanmadı. Ancak ölüm haberi, sinema ve müzik dünyasında büyük üzüntü yarattı. Foley'nin çalışmaları, pek çok genç yönetmene ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

James Foley'nin yönetmenlik kariyerindeki önemli yapımlar arasında şunlar yer alıyor:

• Grinin Elli Tonu (Fifty Shades Darker)
• Glengarry Glen Ross
• Korku (Fear)
• At Close Range
• Who's That Girl

Foley ayrıca House of Cards ve Billions gibi popüler televizyon dizilerinde de yönetmenlik yapmıştı. Sanatçının vefatı, sevenleri ve meslektaşları arasında derin bir üzüntüye neden oldu.

DEM Parti, terör örgütü PKK'nın gerçekleştirdiği kongreye ilişkin bir açıklama yayınladı. Açıklamada, söz konusu kongrenin Ortadoğu halkları için hayırlı olması temennisinde bulunuldu. Ayrıca, barış ve demokratik çözümün önemi vurgulanarak, bu kongrenin yeni bir sayfa açabileceği belirtildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "PKK’nin gerçekleştirdiği kongrenin başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu halkları için hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için her türlü çabayı destekliyoruz."

DEM Parti, açıklamasında, Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunların çözümünde diyalog ve müzakerenin önemine dikkat çekti. Partiden yapılan açıklamada, "Türkiye’nin derinleşen sorunlarının çözümü için diyalog ve müzakere zeminlerinin oluşturulmasının elzem olduğuna inanıyoruz. Bu kongrenin, bu yönde atılacak adımlar için bir fırsat yaratmasını umuyoruz." denildi.

Parti, Kürt sorununun çözümü için daha önce de çeşitli girişimlerde bulunmuş ve bu konuda aktif rol oynamıştı. Yapılan açıklamada, bu türden çabaların devam edeceği ve barışın sağlanması için ellerinden geleni yapacakları vurgulandı. "Barış ve demokratik çözüm yolunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz." ifadesi kullanıldı.

DEM Parti'nin açıklaması, siyasi çevrelerde farklı yorumlara neden oldu. Bazı kesimler, bu açıklamayı olumlu bir adım olarak değerlendirirken, bazıları ise eleştirel yaklaştı.

Almanya'da aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinden bir milletvekili hakkında rüşvet alma ve kara para aklama iddialarıyla soruşturma başlatıldı. Münih Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmanın odağında, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AfD'nin liste başı adayı Maximilian Krah'ın eski bir çalışanı olan ve Çin casusluğu suçlamasıyla tutuklanan Jian G. yer alıyor.

Soruşturma, Jian G.'nin Krah'a rüşvet olarak para aktarmış olabileceği şüphesi üzerine yoğunlaşıyor. Savcılık, bu paranın kaynağının belirsiz olduğunu ve kara para aklama yoluyla elde edilmiş olabileceğini düşünüyor. AfD'li milletvekilinin adı henüz kamuoyuna açıklanmazken, olayın partide büyük bir krize yol açabileceği belirtiliyor.

Soruşturmanın Detayları:

• Soruşturma, Maximilian Krah'ın eski çalışanı Jian G.'nin tutuklanmasının ardından derinleşti.
• Jian G.'nin Krah'a rüşvet olarak para aktarmış olabileceği şüphesi bulunuyor.
• Savcılık, paranın kaynağının belirsiz olduğunu ve kara para aklama yoluyla elde edilmiş olabileceğini düşünüyor.
• Soruşturma, AfD'li milletvekilinin faaliyetlerini ve finans kaynaklarını mercek altına alıyor.

Olay, Almanya'da siyasi etik tartışmalarını yeniden alevlendirdi ve AfD'nin finansman kaynakları üzerindeki şüpheleri artırdı. Soruşturmanın sonuçları merakla bekleniyor.

Rusya'da özel ordu Wagner'in lideri Yevgeniy Prigojin'in içinde bulunduğu özel jetin düştüğü iddia edildi. Rusya Acil Durumlar Bakanlığı, Tver bölgesinde düşen özel jetteki 10 kişinin de öldüğünü açıkladı. Rosaviatsiya, yolcular arasında Yevgeniy Prigojin'in de bulunduğunu teyit etti.

İlk bilgilerde uçağın Moskova'dan St. Petersburg'a gitmekte olduğu belirtildi. Uçak düştükten sonra olay yerinde arama kurtarma çalışmaları başlatıldı.

Konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmazken, Rus haber ajansları Prigojin'in öldüğünü duyurdu. Wagner'e yakınlığıyla bilinen Grey Zone adlı Telegram kanalı da Prigojin'in öldüğünü iddia etti.

Yevgeniy Prigojin, Haziran ayında Rus ordusuna karşı bir isyan başlatmış, ancak Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko'nun arabuluculuğuyla isyan sona ermişti. Prigojin, isyanın ardından Belarus'a gitmişti.

Rusya Soruşturma Komitesi, Tver bölgesinde düşen Embraer uçağıyla ilgili soruşturma başlattığını duyurdu. Komite, olay yerinden alınan karakutuların inceleneceğini ve tüm olası senaryoların değerlendirileceğini bildirdi.

Uçağın düşme nedeni henüz netlik kazanmadı. Teknik bir arıza, sabotaj veya hava savunma sistemleri tarafından vurulma ihtimalleri üzerinde duruluyor.

Önemli gelişmeler:

• Wagner lideri Prigojin'in uçağı düştü.
• Uçaktaki 10 kişinin de öldüğü açıklandı.
• Prigojin'in yolcular arasında olduğu doğrulandı.
• Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Türkiye'de 31 Mart 2024 yerel seçimleri, iktidar partisi AK Parti için beklenmedik sonuçlar doğurdu. Özellikle büyükşehirlerde yaşanan oy kayıpları ve muhalefet partilerinin elde ettiği başarılar, seçimlerin en çok konuşulan konularından oldu.

Seçim Sonuçlarının Sürpriz Olmasının Nedenleri:

• Ekonomik Kriz: Yüksek enflasyon, işsizlik ve alım gücündeki düşüş, seçmenlerin tepkisine yol açtı. Özellikle emekliler ve dar gelirli vatandaşlar, ekonomik koşullardan duydukları memnuniyetsizliği sandığa yansıttı.
• AK Parti'nin Oy Kaybı: AK Parti'nin geleneksel seçmen tabanında yaşanan erime, seçim sonuçlarını doğrudan etkiledi. Partinin aday tercihleri, bazı bölgelerde seçmenlerin farklı arayışlara yönelmesine neden oldu.
• Muhalefetin Stratejisi: Muhalefet partilerinin iş birliği ve ortak aday çıkarma stratejisi, özellikle büyükşehirlerde etkili oldu. CHP'nin İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerdeki başarılı performansı, bu stratejinin başarısını gösterdi.

Muhalefetin Seçim Başarısının Arkasındaki Faktörler:

• Adayların Popülaritesi: Muhalefet partilerinin adayları, seçmen nezdinde kabul görmüş ve güven veren isimlerdi. Özellikle büyükşehirlerdeki adaylar, seçmenlerin beklentilerini karşılayan projeler ve vaatlerle öne çıktı.
• Seçmen İletişimi: Muhalefet partileri, seçim kampanyaları boyunca seçmenlerle etkili bir iletişim kurdu. Sosyal medya ve diğer iletişim kanalları aracılığıyla seçmenlerin sorunlarını dinleyen ve çözüm önerileri sunan muhalefet, seçmenlerin desteğini kazanmayı başardı.
• Sandık Güvenliği: Muhalefet partileri, seçim günü sandık güvenliğini sağlamak için yoğun çaba gösterdi. Gönüllülerin ve müşahitlerin sandıklarda görev alması, seçim sonuçlarının şeffaf bir şekilde belirlenmesine katkı sağladı.

Seçim sonuçları, Türkiye siyasetinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. İktidar ve muhalefet partileri, seçim sonuçlarını analiz ederek gelecek stratejilerini belirleyecekler. Önümüzdeki dönemde Türkiye siyasetinde önemli değişiklikler yaşanması bekleniyor.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Gazze'de savaş suçları işlendiğine dair kanıtlar bulunduğunu açıkladı. Türk, hem İsrail hem de Filistinli silahlı grupların savaş suçları işlemiş olabileceğine dair endişelerini dile getirdi.

Volker Türk, yaptığı açıklamada, sivillerin korunmasının her zaman öncelikli olması gerektiğini vurgulayarak, uluslararası insancıl hukukun ihlal edilmesinin önüne geçilmesi çağrısında bulundu. Açıklamada, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında orantısız güç kullanıldığına dair işaretler olduğu belirtildi. Ayrıca, Filistinli silahlı grupların İsrail'e yönelik roket saldırılarının da ayrım gözetmeksizin yapıldığı ve savaş suçu teşkil edebileceği ifade edildi.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Refah'a yönelik operasyon konusunda kararlı olduklarını yineledi. Netanyahu, Refah'a girerek Hamas'ı tamamen ortadan kaldırmayı hedeflediklerini belirtti. Bu açıklama, uluslararası toplumdan gelen yoğun eleştirilere rağmen İsrail'in Refah operasyonunda ısrarcı olduğunu gösteriyor.

BM ve çeşitli insan hakları örgütleri, Refah'a yönelik bir operasyonun felaket sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunuyor. Refah'ta, Gazze'nin diğer bölgelerinden kaçan yüz binlerce sivilin barındığı ve operasyonun bu siviller için büyük bir insani krize yol açabileceği belirtiliyor.

Uluslararası toplum, İsrail'e Refah operasyonundan vazgeçmesi ve Filistin ile kalıcı bir barış anlaşması için müzakerelere başlaması çağrısında bulunuyor. Ancak, mevcut durumda taraflar arasındaki gerginlik devam ediyor ve çözüm bulunması zor görünüyor.

Çatışmaların başından bu yana binlerce sivil hayatını kaybetti ve Gazze'de büyük bir insani kriz yaşanıyor. Uluslararası yardım kuruluşları, bölgeye insani yardım ulaştırmakta zorlanıyor ve acil yardım çağrıları yapılıyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşının yıl dönümünde önemli açıklamalarda bulundu. Stoltenberg, NATO'nun Ukrayna'ya olan desteğinin sarsılmaz olduğunu ve Rusya'nın bu savaşı kazanmasına asla izin vermeyeceklerini vurguladı. Brüksel'deki NATO karargahında düzenlenen basın toplantısında konuşan Stoltenberg, savaşın başından bu yana NATO müttefiklerinin Ukrayna'ya sağladığı askeri, mali ve insani yardımların önemine dikkat çekti.

Stoltenberg, Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğünü savunma hakkına sahip olduğunu ve NATO'nun bu konuda Ukrayna'nın yanında durmaya devam edeceğini ifade etti. Ayrıca, Rusya'nın uluslararası hukuku ihlal ederek Ukrayna'ya saldırmasının kabul edilemez olduğunu ve Rusya'nın eylemlerinin sonuçlarına katlanması gerektiğini belirtti.

NATO'nun Ukrayna'ya desteği, sadece askeri yardımla sınırlı değil. Stoltenberg, aynı zamanda NATO müttefiklerinin Ukrayna'ya ekonomik ve insani yardım sağladığını da hatırlattı. Ukrayna'nın yeniden inşası için de NATO'nun aktif rol oynayacağını ve Ukrayna halkının yanında olacaklarını söyledi.

Stoltenberg, Rusya'nın savaşın seyrini değiştirmek için yeni saldırılar düzenleyebileceği uyarısında bulundu ve NATO müttefiklerinin Ukrayna'ya daha fazla destek sağlaması gerektiğini vurguladı. NATO'nun Ukrayna'ya desteği, Rusya'nın saldırganlığına karşı bir duruş sergilemenin yanı sıra, uluslararası hukukun ve temel değerlerin korunması açısından da büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in açıklamaları, NATO'nun Ukrayna'ya olan kararlı desteğini bir kez daha teyit ediyor ve Rusya'nın Ukrayna'daki savaşının uluslararası toplum tarafından yakından izlendiğini gösteriyor.