Manisa'nın Gölmarmara ilçesine bağlı Öveçli Mahallesi'nde gerçekleştirilen Öveçli Projesi sayesinde, 2 bin 500 dekar tarım arazisi sulama suyuna kavuşacak. Proje, bölgedeki tarımsal üretimi artırmayı ve çiftçilerin gelir düzeyini yükseltmeyi hedefliyor.

Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin destekleriyle hayata geçirilen projede, modern sulama teknikleri kullanılarak suyun verimli bir şekilde kullanılması amaçlanıyor. Bu sayede, su kaynaklarının korunması ve tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliği sağlanacak.

Proje kapsamında, sulama altyapısının iyileştirilmesi, su dağıtım sistemlerinin modernizasyonu ve çiftçilere sulama konusunda eğitimler verilmesi gibi çalışmalar yürütülüyor. Ayrıca, projenin bölgedeki biyoçeşitliliğe ve doğal yaşama olumlu katkılar sağlaması bekleniyor.

Öveçli Projesi'nin tamamlanmasıyla birlikte, bölgedeki çiftçilerin daha çeşitli ürünler yetiştirmesi ve daha yüksek verim elde etmesi hedefleniyor. Bu durum, hem yerel ekonomiye katkı sağlayacak hem de bölge halkının refah düzeyini artıracaktır.

Manisa Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, projenin bölge için büyük bir önem taşıdığını ve benzer projelerin diğer bölgelerde de hayata geçirilmesi için çalışmaların sürdürüleceğini belirtti.

Projenin detayları şu şekilde:

• Sulama alanının genişliği: 2 bin 500 dekar
• Projenin amacı: Tarımsal üretimi artırmak, çiftçi gelirlerini yükseltmek, su kaynaklarını korumak
• Kullanılan teknikler: Modern sulama teknikleri
• Projenin katkıları: Yerel ekonomiye katkı, bölge halkının refah düzeyinin artması, biyoçeşitliliğe olumlu katkı

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan sıcaklıklar, insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Özellikle uzun süre güneşe maruz kalmak ve yetersiz sıvı tüketimi gibi faktörler, sıcak çarpması riskini önemli ölçüde artırıyor. Uzmanlar, sıcak çarpmasının önüne geçmek için alınması gereken önlemleri vurguluyor.

Sıcak çarpmasına karşı alınabilecek 8 etkili önlem şu şekilde sıralanıyor:

1. Bol sıvı tüketimi: Vücudun susuz kalmasını önlemek için gün boyunca düzenli olarak su, ayran veya taze sıkılmış meyve suları gibi içecekler tüketilmelidir. Özellikle terleme yoluyla kaybedilen sıvının yerine konulması büyük önem taşır.
2. Güneşin en yoğun olduğu saatlerden kaçınma: Güneşin en etkili olduğu 10:00-16:00 saatleri arasında dışarıda bulunmaktan kaçınmak, sıcak çarpması riskini azaltır. Zorunlu hallerde ise gölge alanlar tercih edilmeli ve şapka, güneş gözlüğü gibi koruyucu ekipmanlar kullanılmalıdır.
3. Hafif ve bol giysiler tercih etme: Vücudun hava almasını sağlayan, açık renkli, hafif ve bol giysiler giymek, terlemeyi kolaylaştırarak vücut ısısının dengelenmesine yardımcı olur.
4. Serinletici duşlar alma: Gün içinde serinlemek için ılık veya soğuk suyla duş almak, vücut ısısını düşürmeye ve rahatlamaya yardımcı olur.
5. Ağır egzersizlerden kaçınma: Sıcak havalarda ağır egzersizlerden kaçınmak veya egzersizleri serin saatlere ertelemek önemlidir. Egzersiz yaparken bol sıvı tüketmeye ve vücudu aşırı yormamaya özen gösterilmelidir.
6. Alkol ve kafein tüketimini sınırlama: Alkol ve kafein, vücudun su kaybetmesine neden olabilir. Bu nedenle sıcak havalarda bu tür içeceklerin tüketimini sınırlamak veya tamamen bırakmak faydalı olacaktır.
7. Kronik rahatsızlıkları olanların dikkatli olması: Kalp hastalığı, diyabet gibi kronik rahatsızlıkları olan kişilerin sıcak havalarda daha dikkatli olması ve doktorlarının önerilerine uyması önemlidir. Bu kişilerin sıcak çarpması riski daha yüksek olabilir.
8. Kapalı ve havasız ortamlardan kaçınma: Kapalı ve havasız ortamlarda uzun süre bulunmak, vücut ısısının yükselmesine neden olabilir. Bu nedenle bu tür ortamlardan kaçınmak veya düzenli olarak havalandırmak önemlidir.

Bu önlemlerin alınmasıyla sıcak çarpması riskinin önemli ölçüde azaltılabileceği belirtiliyor. Herkese sağlıklı ve serin bir yaz geçirmesi dileğiyle.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, TBMM'de grubu bulunan siyasi partilere yönelik yaptığı 'FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılması' amacıyla komisyon kurulması çağrısına DEM Parti'den yanıt geldi. DEM Parti Grup Başkanvekili Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında Bahçeli'nin bu çağrısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Buldan, "Hodri meydan diyoruz" ifadelerini kullanarak, "Gelin 17-25 Aralık’tan başlayarak bütün siyasi ayakları araştıralım. Bütün karanlık ilişkileri açığa çıkaralım. Biz buna varız. Ama samimiyseniz, dürüstseniz, bu konuda gerçekten adım atmak istiyorsanız, o zaman Meclis’i açalım, komisyonu kuralım ve bütün siyasi ayakları ortaya çıkaralım" şeklinde konuştu.

Pervin Buldan, komisyonun ne zaman kurulması gerektiğine dair de bir tarih vererek, "Bizim önerimiz şudur; 24 Haziran’dan sonra Meclis açılır açılmaz ilk iş olarak bu komisyonu kuralım. Bütün partiler de buna destek versin" dedi. Ayrıca, Buldan, sadece FETÖ'nün değil, geçmişteki bütün karanlık ilişkilerin ve siyasi ayakların da araştırılması gerektiğini vurguladı.

Buldan, şunları kaydetti:

• “Bahçeli’nin çağrısı önemli. Biz de diyoruz ki, hodri meydan. Gelin 17-25 Aralık’tan başlayarak bütün siyasi ayakları araştıralım. Bütün karanlık ilişkileri açığa çıkaralım. Biz buna varız.”
• “Ama samimiyseniz, dürüstseniz, bu konuda gerçekten adım atmak istiyorsanız, o zaman Meclis’i açalım, komisyonu kuralım ve bütün siyasi ayakları ortaya çıkaralım.”
• “Sadece FETÖ’nün değil, geçmişteki bütün karanlık ilişkilerin ve siyasi ayakların da araştırılması gerektiğini düşünüyoruz.”

DEM Parti'nin bu yanıtı, Bahçeli'nin çağrısına olumlu bir karşılık olarak değerlendirilirken, komisyonun kurulup kurulmayacağı ve hangi konuların araştırılacağı önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.

Sivasspor'da forvet oyuncusu Rey Manaj ile teknik direktör Rıza Çalımbay arasında bir kriz yaşanıyor. Rıza Çalımbay'ın oyuncu hakkında yaptığı değerlendirmelere Rey Manaj sosyal medya üzerinden yanıt verdi.

Rıza Çalımbay, Rey Manaj'ın performansı hakkında eleştirilerde bulunmuş ve daha iyi olması gerektiğini vurgulamıştı. Çalımbay, Manaj'ın yetenekli olduğunu ancak potansiyelini tam olarak sahaya yansıtamadığını belirtmişti.

Rey Manaj ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Ben her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum ve hocamızın söylediklerine saygı duyuyorum. Ancak, performansımın değerlendirilmesinde bazı yanlış anlaşılmalar olduğunu düşünüyorum. Takım arkadaşlarımla ve teknik ekiple uyum içinde çalışarak Sivasspor'a katkı sağlamaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

Manaj, paylaşımında ayrıca, taraftarlara destekleri için teşekkür ederek, “Sivasspor taraftarı her zaman yanımızda oldu. Onların desteğiyle daha da güçleneceğiz ve hedeflerimize ulaşmak için mücadele edeceğiz” dedi.

Sivasspor yönetimi ise konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadı. Ancak, teknik direktör Rıza Çalımbay ve Rey Manaj arasında yaşanan bu durumun çözülmesi için görüşmeler yapılması bekleniyor. Takımın başarısı için tüm oyuncuların ve teknik ekibin uyum içinde çalışması gerektiği vurgulanırken, krizin kısa sürede çözülmesi hedefleniyor.

Olayın detayları ve gelişmeler yakından takip edilirken, Sivasspor taraftarları da sosyal medyada konuyla ilgili yorumlar yaparak takımlarına destek mesajları gönderiyor.

ABD eski Başkanı Donald Trump'ın, Truth Social platformunda yaptığı açıklamalar sonrasında Coca-Cola ve Nike hisselerinde sert düşüşler yaşandı. Trump'ın bu şirketlere yönelik boykot çağrısı, yatırımcılar arasında endişeye neden oldu ve hisse senetlerinin değer kaybetmesine yol açtı.

Trump, Coca-Cola ürünlerini 'uyandırmış' olarak nitelendirerek boykot çağrısında bulundu. Bu açıklamanın ardından Coca-Cola hisseleri %1'e yakın değer kaybetti. Nike'ın hisseleri de benzer şekilde etkilendi ve düşüş gösterdi. Piyasa uzmanları, Trump'ın açıklamalarının bu şirketlerin imajına zarar verebileceği ve tüketici davranışlarını etkileyebileceği yönünde değerlendirmeler yapıyor.

Şirketlerin hisselerindeki düşüş, piyasa değerlerinde milyarlarca dolarlık kayba neden oldu. Yatırımcılar, Trump'ın açıklamalarının gelecekteki olası etkilerini değerlendirmeye çalışırken, şirketler de itibar yönetimi ve kriz iletişimi stratejileri üzerinde çalışıyor.

Bu olay, siyasi açıklamaların şirketlerin finansal performansı üzerindeki potansiyel etkisini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, yatırımcıların bu tür durumlarda dikkatli olmaları ve şirketlerin açıklamalarına, itibar yönetimi stratejilerine ve kriz iletişimine odaklanmaları gerektiğini vurguluyor.

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nın resmi tatil olması nedeniyle, kargo şirketlerinin çalışma saatleri ve dağıtım yapıp yapmayacağı tüketiciler tarafından merak ediliyor. Özellikle internet üzerinden alışveriş yapan ve kargo bekleyen vatandaşlar, MNG Kargo, Yurtiçi Kargo ve Aras Kargo'nun 19 Mayıs Pazartesi günü hizmet verip vermeyeceğini öğrenmek istiyor.

Henüz kargo şirketlerinden resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, geçmiş yıllardaki uygulamalar ve genel tatil düzenlemeleri göz önünde bulundurulduğunda, 19 Mayıs'ta kargo şirketlerinin genellikle kapalı olduğu tahmin ediliyor. Ancak, bazı özel durumlar veya şubelerin kendi inisiyatifleri doğrultusunda sınırlı hizmet verebilme ihtimali de bulunuyor.

Müşterilerin en doğru bilgiyi alabilmesi için, ilgili kargo şirketlerinin müşteri hizmetleri veya web siteleri üzerinden güncel duyuruları takip etmeleri öneriliyor. Kargo şirketlerinin resmi internet sitelerinde veya çağrı merkezlerinde, 19 Mayıs'a özel çalışma saatleri ve dağıtım planları hakkında detaylı bilgiye ulaşılabilir.

Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, bu yıl da benzer bir uygulama beklenirse, kargoların 20 Mayıs Salı gününden itibaren normal dağıtım düzenine dönmesi öngörülüyor. Ancak, resmi tatil nedeniyle yaşanabilecek yoğunluklar göz önünde bulundurularak, kargo teslimatlarında gecikmeler yaşanabileceği de unutulmamalıdır.

Sonuç olarak, 19 Mayıs'ta kargo şirketlerinin çalışma durumu hakkında net bir bilgi olmamakla birlikte, genel uygulamanın tatil olması yönünde olduğu ve en güncel bilginin ilgili kargo şirketlerinin kanallarından edinilebileceği belirtiliyor.

İtalya'nın güneyinde bulunan ve antik Roma dönemine ait olan 2100 yıllık 8 adet su kemerinin sırrı çözüldü. Araştırmalar, bu su kemerlerinin inşasında kullanılan teknikleri ve mühendislik harikalarını ortaya koydu.

Su kemerleri, MÖ 1. yüzyılda inşa edilmiş olup, Serino dağlarındaki kaynaklardan suyu alarak antik Roma şehirlerine taşımak için kullanılmıştır. Bu yapılar, Roma İmparatorluğu'nun mühendislik yeteneklerinin önemli bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.

Yapılan incelemelerde, su kemerlerinin inşasında kullanılan malzemelerin yerel kaynaklardan elde edildiği belirlendi. Ayrıca, kemerlerin yapımında kullanılan harçların bileşimi ve taşların işlenmesi gibi detaylar da incelendi.

Araştırmacılar, su kemerlerinin tasarımında ve yapımında Roma mühendislerinin hidrolik prensiplerini ne kadar iyi anladıklarını vurguladı. Kemerlerin eğimi, suyun akış hızı ve basıncı gibi faktörlerin titizlikle hesaplandığı tespit edildi.

Bu keşif, antik Roma mühendisliğinin ulaştığı seviyeyi göstermesi açısından büyük önem taşıyor. Su kemerleri, günümüzdeki modern su dağıtım sistemlerinin de temelini oluşturuyor.

Kazılarda elde edilen bulgular, su kemerlerinin sadece su taşımakla kalmayıp, aynı zamanda Roma İmparatorluğu'nun gücünü ve teknolojik üstünlüğünü simgelediğini de ortaya koyuyor.

Su kemerlerinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışmaların devam edeceği belirtildi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'ın, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman'a yönelik hakaret içeren ifadeler kullandığı iddia edildi. İddialara göre, Saral, Rektör Karaman'ın Linet'in RTEÜ'de konser vermesine tepki göstermesi üzerine tartışma başlattı.

Oktay Saral'ın, Rektör Karaman'a yönelik "Sanane lan Linet’ten" şeklinde ağır ifadeler kullandığı belirtiliyor. Sözcü Gazetesi'nin haberine göre, bu olay, AKP içerisinde ve üniversite camiasında büyük yankı uyandırdı. Rektör Karaman'ın, konsere gösterdiği tepkinin nedeni ve Saral'ın bu tepkiye verdiği sert yanıtın ardındaki sebepler merak konusu oldu.

Olayın detaylarına ilişkin net bilgiler henüz kamuoyuyla paylaşılmazken, Cumhurbaşkanlığı ve RTEÜ'den resmi bir açıklama bekleniyor. Saral'ın bu çıkışı, görev süresi boyunca sergilediği tartışmalı tavırlarla da gündeme gelmişti.

Tartışmanın fitilini ateşleyen Linet konseri, RTEÜ öğrencilerinin ve öğretim görevlilerinin katılımıyla gerçekleşmişti. Rektör Karaman'ın konsere yönelik eleştirileri, muhafazakar kesimden destek alırken, sanat ve özgürlük alanında eleştirilere de yol açmıştı. Oktay Saral'ın bu eleştirilere karşı Rektör Karaman'a yönelik sert ifadeleri, AKP içindeki farklı görüşlerin ve gerilimlerin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Bu olay, Türkiye'deki siyasi ve kültürel tartışmaların üniversiteler üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.

Belediyelerin yetki alanında bulunan bazı görevlerin bakanlıklara devredilmesine yönelik yeni bir düzenleme hazırlığı yapılıyor. Bu düzenleme ile birlikte belediyelerin yetkileri bir kez daha sınırlandırılırken, merkezi hükümetin yetki alanı genişletilecek.

Yapılması planlanan bu değişiklik, özellikle şehir planlaması, imar, çevre düzenlemesi gibi konularda belediyelerin sahip olduğu yetkilerin bir kısmının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi ilgili bakanlıklara devredilmesini öngörüyor. Bu durum, belediyelerin karar alma süreçlerinde daha az etkili olmasına ve merkezi hükümetin kontrolünün artmasına yol açabilir.

Düzenlemenin Gerekçesi: Hükümet yetkilileri, bu düzenlemenin gerekçesi olarak, şehirlerin daha planlı ve düzenli gelişmesini sağlamak, çevre sorunlarına daha etkin çözümler üretmek ve imar uygulamalarında yaşanan sorunları ortadan kaldırmak gibi amaçları gösteriyor. Ayrıca, merkezi hükümetin koordinasyonu ile daha hızlı ve etkili kararlar alınabileceği savunuluyor.

Belediyelerin Tepkisi: Ancak, belediyeler bu düzenlemeye karşı çıkıyor. Belediyeler, yerel yönetimlerin yetkilerinin kısıtlanmasının, demokrasi ilkesine aykırı olduğunu ve yerel ihtiyaçlara uygun çözümler üretmeyi zorlaştıracağını savunuyor. Ayrıca, merkezi hükümetin yerel yönetimler üzerindeki kontrolünün artmasının, şeffaflığı ve hesap verebilirliği azaltabileceği endişesi taşıyorlar.

Beklenen Sonuçlar: Bu düzenlemenin hayata geçmesiyle birlikte, belediyelerin yetki alanında önemli değişiklikler yaşanması bekleniyor. Şehir planlaması, imar, çevre düzenlemesi gibi konularda bakanlıkların daha etkin rol oynaması, merkezi hükümetin yerel yönetimler üzerindeki etkisini artıracak. Ancak, bu durumun yerel demokrasi, şeffaflık ve yerel ihtiyaçlara uygun çözümler üretme konularında ne gibi sonuçlar doğuracağı ise belirsizliğini koruyor.