Fatih Terim'in teknik direktörlüğünü üstlendiği Al-Shabab, Suudi Arabistan Pro Ligi'nde deplasmanda Al-Ahli'yi 4-3'lük skorla yenerek önemli bir galibiyet elde etti. Maç, Al-Ahli'nin sahasında oynandı.

Karşılaşmada Al-Shabab'ın gollerini Carlos Junior (2), Habib Diallo ve Musab Al-Juwayr kaydetti. Al-Ahli'nin golleri ise Riyad Mahrez, Firas Al-Buraikan ve penaltıdan Roberto Firmino'dan geldi. Bu sonuçla Al-Shabab, ligdeki puanını artırırken, Al-Ahli ise sahasında beklemediği bir mağlubiyet aldı.

Maç boyunca büyük bir heyecan yaşandı ve her iki takım da gol için ataklar geliştirdi. Al-Shabab'ın etkili hücum performansı ve Al-Ahli'nin yıldız oyuncularının çabaları, skora yansıdı. Maçın son düdüğüyle birlikte Al-Shabab, deplasmandan 3 puanla ayrılmanın sevincini yaşadı.

Al-Shabab'ın galibiyetinde Fatih Terim'in taktiksel hamleleri ve oyuncu değişiklikleri etkili oldu. Merih Demiral'ın Al-Ahli formasıyla sahada yer alması, karşılaşmaya ayrı bir boyut kattı.

Maçın önemli anları:

• Carlos Junior'un Al-Shabab adına attığı 2 gol
• Habib Diallo ve Musab Al-Juwayr'in golleri
• Riyad Mahrez'in Al-Ahli adına attığı gol
• Firas Al-Buraikan'ın golü
• Roberto Firmino'nun penaltıdan kaydettiği gol

Bu galibiyetle Al-Shabab, ligdeki iddiasını sürdürürken, Fatih Terim'in performansı da takdir topladı. Al-Ahli ise gelecek maçlarda toparlanarak daha iyi sonuçlar almayı hedefliyor.

Sosyal medyada gösterişli yaşam tarzını sergileyerek vergi kaçıran bir kişi, mahkemede verdiği 'influencerlara özendim' şeklindeki savunması işe yaramadı. İstanbul'da yaşanan olayda, şüpheli M.S.'nin sosyal medya paylaşımlarında lüks araçlar, pahalı tatiller ve markalı ürünler sergilediği tespit edildi. Vergi dairesi, M.S.'nin gelirini incelemeye aldı ve şahsın bu yaşam tarzını karşılayacak düzeyde gelir beyan etmediğini belirledi.

M.S. hakkında vergi kaçakçılığı suçlamasıyla dava açıldı. Mahkemede savunma yapan M.S., 'İnfluencerların yaşam tarzlarına özenerek bu tür paylaşımlar yaptım. Gelirimin bir kısmını beyan etmeyi unutmuş olabilirim' dedi. Ancak mahkeme, M.S.'nin savunmasını yeterli bulmayarak cezalandırılmasına karar verdi.

Mahkeme kararında, M.S.'nin sosyal medya paylaşımlarının gelir durumuyla orantısız olduğu ve vergi kaçırma kastıyla hareket ettiği belirtildi. Ayrıca, 'Vergi ödeme yükümlülüğünün bilincinde olan her vatandaşın bu sorumluluğu yerine getirmesi gerektiği' vurgulandı. M.S., hapis cezasına çarptırılırken, kaçırdığı vergi miktarına göre para cezası da aldı.

Bu olay, sosyal medyada lüks yaşam sergileyen ve vergi yükümlülüklerini yerine getirmeyen kişilere yönelik denetimlerin artabileceği sinyalini veriyor.

Malatya'da 3.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem, bölgede kısa süreli bir paniğe yol açtı.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremin merkez üssünün Malatya olduğunu ve yerin 7 kilometre derinliğinde gerçekleştiğini bildirdi.

Şu ana kadar herhangi bir can veya mal kaybı bildirilmedi. Yetkililer, bölgedeki durumu yakından takip ediyor.

Depremin ardından sosyal medyada da çok sayıda paylaşım yapıldı. Malatyalılar, depremin şiddetini ve yaşadıkları korkuyu dile getirdi.

AFAD'ın açıklamasına göre, deprem yerin 7 kilometre derinliğinde gerçekleşti.

Osmaniye'de meydana gelen üzücü olayda, serinlemek amacıyla dereye giren bir çocuk boğularak yaşamını yitirdi. Olay, merkeze bağlı Cevdetiye Köyü yakınlarındaki bir derede meydana geldi.

Edinilen bilgilere göre, 14 yaşındaki Suriye uyruklu Muhammed El Ali, sıcak havadan bunalarak serinlemek için dereye girdi. Bir süre sonra suda çırpınmaya başlayan El Ali, akıntıya kapılarak gözden kayboldu. Çevredekilerin durumu fark etmesi üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi.

Olay yerine gelen dalgıç polisler tarafından yapılan arama çalışmaları sonucunda, Muhammed El Ali'nin cansız bedenine ulaşıldı. Çocuğun cenazesi, otopsi yapılmak üzere Osmaniye Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

Jandarma ekipleri, olayla ilgili detaylı bir soruşturma başlattı. Olay yerinde yapılan incelemelerin ardından, görgü tanıklarının ifadelerine başvuruldu. Yetkililer, benzer olayların yaşanmaması için vatandaşları, özellikle de çocukları, derelerde ve sulama kanallarında yüzmemeleri konusunda uyardı.

Olayla ilgili şu detaylar biliniyor:

• Olay, Osmaniye merkeze bağlı Cevdetiye Köyü yakınlarındaki bir derede meydana geldi.
• Boğulan çocuğun 14 yaşında ve Suriye uyruklu olduğu belirtildi.
• Çocuğun cansız bedeni, dalgıç polisler tarafından bulundu.
• Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, ultra-Ortodoks Yahudilerin askerlik hizmetinden muaf tutulmasına olanak sağlayan bir yasa tasarısını destekleme kararı alması, ülkede tartışmalara yol açtı. Bu karar, Netanyahu'nun koalisyon ortakları arasında anlaşmazlıklara neden olurken, kamuoyunda da tepkilere yol açtı.

Yasanın içeriği: Söz konusu yasa tasarısı, ultra-Ortodoks Yahudilerin dini gerekçelerle askerlik yapmaktan muaf tutulmasına imkan tanıyor. Bu muafiyet, uzun yıllardır İsrail toplumunda tartışma konusu olan ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilen bir uygulama.

Koalisyon İçi Gerilim: Netanyahu'nun bu kararı, koalisyon hükümeti içinde de ayrılıklara neden oldu. Savunma Bakanı Yoav Gallant, yasanın mevcut haliyle desteklenmesinin İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) ihtiyaçlarını karşılamayacağını ve toplumda daha fazla ayrışmaya yol açacağını savundu. Gallant, yasanın IDF'nin gereksinimlerini karşılayacak ve ulusal bir fikir birliğine varılmasını sağlayacak şekilde değiştirilmesini talep etti.

Protestolar: Yasa tasarısına karşı çıkanlar, kararı protesto etmek için sokaklara döküldü. Tel Aviv ve Kudüs gibi şehirlerde düzenlenen gösterilerde, yasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve toplumda adaletsizliğe yol açacağı vurgulandı. Protestocular, tüm İsrail vatandaşlarının eşit şekilde askerlik hizmetine katılması gerektiğini savundu.

Gantz'ın Eleştirisi: Muhalefet lideri Benny Gantz da Netanyahu'nun kararını eleştirdi. Gantz, bu yasanın İsrail toplumunu böleceğini ve IDF'nin gücünü zayıflatacağını belirtti. Ayrıca, Netanyahu'yu siyasi çıkarları uğruna ülkenin güvenliğini tehlikeye atmakla suçladı.

Sonuç: Netanyahu'nun bu tartışmalı kararı, İsrail'de siyasi ve toplumsal gerginliği artırmış durumda. Yasanın geleceği ve koalisyon hükümetinin istikrarı belirsizliğini koruyor.

Beşiktaş'ın teknik direktörlük görevi için adı geçen Ole Gunnar Solskjaer, transfer dönemine ilişkin sorulara ilginç bir yanıt verdi. Solskjaer, transferler konusunda aceleci davranılmaması gerektiğini vurgulayarak, doğru oyuncuların seçilmesinin önemine dikkat çekti.

Norveçli teknik adam, “Transfer dönemi uzun bir süreç. Aceleci kararlar vermek yerine, doğru oyuncuları bulmak için sabırlı olmak gerekiyor. Beşiktaş gibi büyük bir kulübün, transferlerde titizlikle hareket etmesi önemlidir” şeklinde konuştu. Solskjaer, Beşiktaş'ın potansiyelini ve hedeflerini de değerlendirerek, doğru takviyelerle takımın başarılı olabileceğine inandığını belirtti.

Solskjaer'in bu açıklamaları, Beşiktaş yönetiminin transfer stratejisi hakkında ipuçları verirken, taraftarlar arasında da merak uyandırdı. Beşiktaş'ın önümüzdeki günlerde hangi oyuncularla ilgileneceği ve transfer politikasının nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.

Beşiktaş'ın transfer dönemindeki olası hedefleri ve stratejileriyle ilgili çeşitli spekülasyonlar devam ederken, Solskjaer'in açıklamaları transfer sürecine dair önemli bir bakış açısı sunuyor. Takımın güçlendirilmesi ve hedeflere ulaşılması için doğru transferlerin yapılması büyük önem taşıyor.

Özetle:

• Ole Gunnar Solskjaer, Beşiktaş'ın teknik direktör adayları arasında yer alıyor.
• Transfer döneminde aceleci davranılmaması gerektiğini vurguladı.
• Doğru oyuncuların seçilmesinin önemine dikkat çekti.
• Beşiktaş'ın transfer stratejisi hakkında ipuçları verdi.

İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, hükümetin başlattığı yeni sürece sert tepki gösterdi. Çömez, bu sürecin bir 'Kürt devleti' kurulmasına yönelik olduğunu savundu.

Turhan Çömez, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, sürecin detaylarına ilişkin endişelerini dile getirdi. Sürecin Türkiye'nin bütünlüğüne zarar verebileceği ve ayrılıkçı hareketleri teşvik edebileceği yönünde eleştirilerde bulundu.

Çömez, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

• "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin üniter yapısı ve toprak bütünlüğü kırmızı çizgimizdir."
• "Hiçbir pazarlık, hiçbir siyasi çıkar bu değerlerin önüne geçemez."
• "Başlatılan bu süreç, Kürt devletinin kurulmasına hizmet edecektir."

İYİ Parti milletvekili, hükümeti bu konuda daha şeffaf olmaya ve süreci kamuoyu ile paylaşmaya çağırdı. Ayrıca, sürecin TBMM'de detaylı bir şekilde tartışılması gerektiğini vurguladı.

Çömez'in bu açıklamaları, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı. Farklı siyasi partilerden de konuya ilişkin değerlendirmeler geldi. Hükümet kanadından ise henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Van'da yerel seçimlerin ardından yaşananlar ve halkın beklentileri üzerine bir değerlendirme yapılıyor. Seçim sonuçlarının ardından yaşanan olaylar ve protestoların ardından, bölgedeki siyasi atmosfer ve çözüm arayışları mercek altına alınıyor.

Haberde, Van sokaklarında yapılan röportajlara yer verilerek, vatandaşların seçim sonuçlarına ilişkin görüşleri ve beklentileri aktarılıyor. Halkın, seçim sürecindeki usulsüzlük iddialarına ve yaşanan olaylara tepkisi dile getiriliyor. Aynı zamanda, bölgedeki Kürt seçmenlerin genel beklentileri, talepleri ve çözüm önerileri de haberde yer alıyor.

Van'daki siyasi gerginliğin temel nedenleri ve çözüm yolları araştırılıyor. Bölgedeki siyasi aktörlerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki yaklaşımları değerlendiriliyor. Halkın, yerel yönetimden beklentileri ve bölgenin kalkınması için yapılması gerekenler tartışılıyor.

Haberde ayrıca, Van'ın sosyo-ekonomik durumu ve bölgedeki işsizlik sorununa da değiniliyor. Halkın, ekonomik kalkınma ve istihdam yaratılması konusundaki beklentileri vurgulanıyor. Van'ın, bölgedeki önemli bir merkez olduğu ve potansiyelinin değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Sonuç olarak, haberde Van'daki yerel seçimlerin ardından yaşanan olaylar ve halkın beklentileri geniş bir perspektifle ele alınıyor. Bölgedeki siyasi gerginliğin çözümü, ekonomik kalkınma ve sosyal refahın sağlanması için atılması gereken adımlar tartışılıyor.

Yazar Mine Esen, NATO’nun Vilnius’taki zirvesinde Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine verdiği destek ve bunun müttefiklik ilişkileri açısından önemini değerlendiriyor. Türkiye'nin bu adımı atarken bazı beklentileri olduğunu ve bunların karşılanmasının önem taşıdığını belirtiyor.

Esen, müttefikliğin sadece askeri işbirliği olmadığını, aynı zamanda siyasi ve ekonomik güvenliği de kapsadığını vurguluyor. Müttefikler arasında güvenin tesis edilmesi için şeffaflık, dürüstlük ve karşılıklı anlayışın şart olduğunu ifade ediyor. Türkiye’nin, müttefiklerinden terörle mücadele konusunda somut destek beklediğini ve bu konuda hayal kırıklığı yaşadığını belirtiyor. Özellikle FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine karşı müttefiklerin daha aktif ve kararlı bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguluyor.

Yazar, Türkiye'nin son dönemde dış politikada daha bağımsız bir çizgi izlediğini ve bu durumun bazı müttefikler tarafından eleştirildiğini ifade ediyor. Ancak Türkiye’nin, kendi ulusal çıkarlarını koruma hakkı olduğunu ve müttefiklerin bu durumu anlaması gerektiğini savunuyor. Esen, Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta arabuluculuk rolü üstlenmesinin ve tahıl koridorunun açılmasında önemli bir rol oynamasının, Türkiye’nin bölgesel ve küresel istikrara katkısını gösterdiğini belirtiyor.

Sonuç olarak, Esen, müttefiklik ilişkilerinin sürdürülebilir olması için karşılıklı güvenin ve saygının şart olduğunu vurguluyor. Türkiye'nin müttefiklerinden beklentilerinin karşılanması ve terörle mücadele konusunda somut destek alması gerektiğini ifade ediyor. Aksi takdirde, müttefiklik ilişkilerinin zayıflayabileceği ve bölgesel istikrarsızlığın artabileceği uyarısında bulunuyor.