Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Halk TV ve TELE 1 kanallarına para cezası uygulanmasına karar verdi. RTÜK'ün gerçekleştirdiği toplantıda, söz konusu kanallarda tespit edilen yayın ihlalleri değerlendirildi.

Halk TV'ye verilen cezanın gerekçesi, 'Medya Mahallesi' programında sunucu Ayşenur Arslan'ın ifadeleri oldu. RTÜK, Arslan'ın sözlerinin yayıncılık ilkelerine aykırı olduğuna hükmetti. Bu kapsamda, Halk TV'ye idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

TELE 1'e verilen cezanın nedeni ise, '18 Dakika' programında Merdan Yanardağ'ın açıklamaları olarak belirtildi. RTÜK, Yanardağ'ın sözlerinin de yayıncılık ilkelerini ihlal ettiği kanaatine vardı. Bu nedenle, TELE 1 kanalına da para cezası verilmesi kararlaştırıldı.

RTÜK'ün bu kararları, her iki kanalın yetkilileri tarafından farklı şekillerde değerlendirildi. Halk TV ve TELE 1, karara itiraz etme haklarını saklı tuttuklarını açıkladılar.

Özetle, RTÜK'ün Halk TV ve TELE 1'e verdiği para cezaları, yayıncılık ilkelerine aykırılık gerekçesiyle alınmış olup, her iki kanal da bu kararlara karşı yasal yollara başvurma hakkına sahiptir.

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve kamuoyunda İnfaz Paketi olarak bilinen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunuldu. Teklif, çeşitli suçlarda cezaların infaz sürelerini değiştirmeyi ve bazı hükümlü gruplarına tahliye imkanı tanımayı amaçlıyor.

Covid-19 Tahliyeleri Kapsam Dışı: Teklifte, daha önce Covid-19 salgını nedeniyle yapılan erken tahliyelerle ilgili herhangi bir düzenleme bulunmuyor. Bu durum, söz konusu tahliyelerden yararlananların durumunda bir değişiklik olmayacağı anlamına geliyor.

Hasta ve Yaşlı Hükümlülere Tahliye İmkanı: İnfaz paketinin en dikkat çekici yönlerinden biri, ağır hasta ve yaşlı hükümlülere tahliye yolunun açılması. Buna göre, belirli şartları taşıyan ve Adli Tıp Kurumu raporuyla durumu tespit edilen hükümlüler, cezalarının infazı sırasında tahliye edilebilecekler. Bu düzenlemenin, özellikle yaşamını cezaevinde tek başına idame ettiremeyen hükümlüler için önemli bir değişiklik getirmesi bekleniyor.

Diğer Düzenlemeler: Teklifte ayrıca, denetimli serbestlik sürelerinde değişiklikler, bazı suçlara ilişkin infaz oranlarında düzenlemeler ve cezaevi personelinin özlük haklarına ilişkin iyileştirmeler de yer alıyor. İnfaz sisteminin daha etkin ve adil hale getirilmesi amacıyla hazırlanan paketin, Meclis'te görüşülerek yasalaşması bekleniyor.

Paketin yasalaşması halinde, özellikle hasta ve yaşlı hükümlülerin durumunda iyileşme sağlanması ve cezaevlerindeki doluluk oranının azaltılması hedefleniyor. Ancak, düzenlemenin kapsamı ve etkileriyle ilgili tartışmaların devam etmesi bekleniyor.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, infaz düzenlemesinin TBMM'ye sunulmasının ardından açıklamalarda bulundu. Yıldız, düzenlemenin yasalaşmasıyla birlikte ceza infaz kurumlarındaki yoğunluğun azaltılacağını ve denetimli serbestlik hükümlerinin etkinliğinin artırılacağını belirtti.

Feti Yıldız, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi: "Ceza infaz kurumlarımızdaki yoğunluğun azaltılması, denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanmasındaki etkinliğin artırılması, ceza adalet sisteminin iyileştirilmesi ve hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması amacıyla hazırlanan İnfaz Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Başkanlığına sunulmuştur."

Yıldız, teklifin içeriğiyle ilgili detaylı bilgi vermezken, düzenlemenin temel amacının ceza infaz sistemini daha etkin hale getirmek olduğunu vurguladı. Ayrıca, düzenlemenin hükümlülerin topluma yeniden entegrasyonunu kolaylaştıracağını ve cezaevlerindeki doluluk oranını azaltacağını ifade etti.

MHP'nin infaz düzenlemesine destek verdiği ve yasalaşması için çaba göstereceği belirtiliyor. Düzenlemenin içeriği ve kapsamı önümüzdeki günlerde netleşecek.

Gazeteci Özgür Çelik hakkında hazırlanan iddianame, mahkeme tarafından kabul edildi. İddianamede Çelik'in, sosyal medya paylaşımları ve haberleri gerekçe gösterilerek, 15.5 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasakla cezalandırılması talep ediliyor.

İddianamede, Çelik'in 'örgüt propagandası yapmak' ve 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek' gibi suçlamalarla yargılanması isteniyor. Savcılık, Çelik'in paylaşımlarının ve haberlerinin, toplumda infial yaratmaya yönelik olduğunu iddia ediyor.

Özgür Çelik'in avukatları ise, iddianamenin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğini savunuyor. Avukatlar, Çelik'in gazetecilik faaliyetleri çerçevesinde yaptığı paylaşımların ve haberlerin, kamuoyunu bilgilendirme amacını taşıdığını belirtiyor.

Davanın önümüzdeki günlerde başlaması bekleniyor. Çelik'in yargılanması, Türkiye'deki basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirecek gibi görünüyor. Birçok gazeteci ve sivil toplum kuruluşu, Çelik'e destek mesajları yayınlayarak, ifade özgürlüğünün korunması çağrısında bulundu.

Davanın seyrini etkileyebilecek önemli gelişmeler şunlar olabilir:

• Mahkemenin, iddianameyi kabul etme gerekçesi
• Çelik'in avukatlarının savunmaları
• Duruşmalarda tanıkların ifadeleri
• Mahkemenin vereceği karar

Davanın sonucu, Türkiye'deki basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü açısından önemli bir emsal teşkil edebilir.

İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü, Süper Lig'in 36. haftasında Galatasaray ile oynayacağı maçta tribünlerin sportmenliğe aykırı davranışlar sergilemesi halinde alkışlarla tepki göstereceğini duyurdu. Kulüp, bu kararı hem kendi taraftarlarına hem de spor kamuoyuna duyurdu.

Yapılan açıklamada, futbolun sadece bir oyun olmaktan öte, dostluk, fair play ve karşılıklı saygı çerçevesinde yaşanması gerektiği vurgulandı. Başakşehir yönetimi, bu değerlere aykırı davranışların futbolun ruhuna zarar verdiğine inanıyor. Bu nedenle, Galatasaray maçında bu türden olayların yaşanması durumunda, tribünlerin alkışlarla bu davranışları protesto etmesi planlanıyor.

Kulüp, taraftarlarına çağrıda bulunarak, maç boyunca sportmenliğe yakışır şekilde davranmalarını ve olası provokasyonlara karşı sağduyulu olmalarını istedi. Ayrıca, rakip takım oyuncularına ve taraftarlarına saygılı bir şekilde yaklaşılması gerektiği belirtildi.

Bu kararın, Türk futbolunda fair play anlayışının gelişmesine katkı sağlaması ve diğer kulüplere de örnek teşkil etmesi hedefleniyor. Başakşehir yönetimi, sporun birleştirici gücüne inanarak, bu türden girişimlerin artmasını umut ediyor.

Maçta alınacak önlemler özetle şu şekilde:

• Sportmenliğe aykırı davranışlara alkışlarla tepki gösterilecek.
• Taraftarlardan sağduyulu ve saygılı olmaları istenecek.
• Fair play anlayışının geliştirilmesi hedeflenecek.

Türkiye'nin önde gelen peynir markalarından birinin ürünleri hakkında tüketmeyin çağrısı yapılması, tüketicilerde büyük bir endişe yaratmış durumda. Markanın belirli ürünlerinin raflardan kaldırılacağı belirtilirken, bu kararın ardındaki nedenler merak konusu oldu.

Söz konusu gelişme, ilgili markanın üretim süreçlerinde yaşanan bir sorun veya ürünlerin içeriklerinde tespit edilen bir uygunsuzluktan kaynaklanabileceği yönünde spekülasyonlara yol açtı. Tüketici sağlığını tehdit edebilecek unsurların belirlenmesi üzerine yetkililerin harekete geçtiği ve bu doğrultuda söz konusu ürünlerin toplatılmasına karar verildiği düşünülüyor.

Konuyla ilgili resmi bir açıklama henüz yapılmazken, tüketicilerin tedirginliği giderek artıyor. Özellikle bu markanın ürünlerini düzenli olarak tüketenler, marketlerde ve satış noktalarında bu ürünlere rastlamadıklarını belirtiyorlar. Sosyal medyada da konuyla ilgili çok sayıda paylaşım yapılırken, tüketiciler yetkililerden ve markadan açıklama bekliyor.

Tüketici hakları uzmanları, bu tür durumlarda tüketicilerin bilinçli hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. Ürünlerin toplatılması kararının alınmasının ardından, tüketicilerin ellerindeki ürünleri tüketmemeleri ve ilgili mercilere başvurarak bilgi almaları öneriliyor.

Bu beklenmedik gelişme, gıda sektöründe kalite kontrol süreçlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Tüketiciler, satın aldıkları ürünlerin güvenilirliğinden emin olmak için markaların şeffaf bir şekilde bilgilendirme yapmasını ve gerekli önlemleri almasını bekliyor.

Olayın detayları ve markanın konuyla ilgili yapacağı açıklama merakla beklenirken, tüketicilerin sağlığı ve güvenliği için gerekli tüm adımların atılması büyük önem taşıyor.

Diyarbakır'da, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde tarihi surlara asılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun pankartları, güvenlik güçleri tarafından söküldü. Olay, kentte tartışmalara yol açtı.

Diyarbakır'ın sembol yapılarından olan tarihi surlara, yerel seçimler öncesinde Ekrem İmamoğlu'nun fotoğraflarının bulunduğu pankartlar asıldı. Bu durum, bazı vatandaşlar ve siyasi çevreler tarafından tepkiyle karşılandı. Tepkiler üzerine, güvenlik güçleri harekete geçerek söz konusu pankartları bulunduğu yerden kaldırdı.

Pankartların kaldırılmasıyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmazken, bazı kaynaklar, pankartların asılmasının ilgili mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırıldığını iddia etti. Olayın ardından, sosyal medyada farklı görüşler dile getirildi. Bazı kullanıcılar pankartların kaldırılmasını desteklerken, bazıları ise ifade özgürlüğüne müdahale olarak değerlendirdi.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

Eskişehir ve Afyonkarahisar'da, artan orman yangını riskine karşı önemli bir önlem alındı. Her iki ilde de 15 Haziran 2024 tarihinden itibaren ormanlara girişler yasaklandı. Bu karar, özellikle yaz aylarında artan sıcaklıklar ve kuraklık nedeniyle orman yangınlarının önüne geçmeyi amaçlıyor.

Eskişehir Valiliği tarafından yapılan açıklamada, yasağın 31 Ekim 2024 tarihine kadar geçerli olacağı belirtildi. Bu süre zarfında, ormanlık alanlara yetkililer haricinde giriş yapmak kesinlikle yasak olacak. Yasağa uymayanlar hakkında idari para cezası uygulanacak ve orman yangınlarına sebebiyet verenler hakkında ise adli işlem başlatılacak.

Afyonkarahisar Valiliği de benzer bir karar alarak, il sınırları içerisindeki ormanlık alanlara girişleri aynı tarihler arasında yasakladı. Valilik tarafından yapılan açıklamada, yasağın amacı, orman yangınlarının önüne geçmek ve doğal güzellikleri korumak olarak ifade edildi. Vatandaşların bu konuda duyarlı olması ve yasağa riayet etmesi önemle vurgulandı.

Her iki ilde de alınan bu karar, orman yangınlarıyla mücadele kapsamında atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Yetkililer, vatandaşların orman yangınlarına karşı dikkatli olmalarını ve herhangi bir şüpheli durumda 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aramalarını istedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri, 14 Haziran haftasında artış göstererek 153 milyar 110 milyon dolara yükseldi. Bu rakam, bir önceki hafta 151 milyar 59 milyon dolar olarak kaydedilmişti.

Brüt döviz rezervleri de aynı dönemde artış gösterdi. 7 Haziran'da 86 milyar 373 milyon dolar olan brüt döviz rezervleri, 14 Haziran'da 88 milyar 58 milyon dolara çıktı.

Altın rezervlerinde de yükseliş gözlemlendi. 7 Haziran'da 65 milyar 686 milyon dolar olan altın rezervleri, 14 Haziran'da 65 milyar 52 milyon dolara yükseldi.

Bu gelişmelerle birlikte, Merkez Bankası'nın toplam rezervlerindeki artış dikkat çekiyor. Rezervlerdeki bu yükseliş, ekonomik istikrar açısından olumlu bir işaret olarak değerlendiriliyor. Özellikle döviz ve altın rezervlerindeki artış, piyasalara güven vererek Türk ekonomisine destek sağlayabilir.

Özetle, TCMB'nin toplam rezervleri 14 Haziran haftasında önemli bir artış göstererek 153 milyar 110 milyon dolara ulaştı. Brüt döviz rezervleri 88 milyar 58 milyon dolara, altın rezervleri ise 65 milyar 52 milyon dolara yükseldi. Bu artışlar, Türkiye ekonomisi için olumlu sinyaller olarak kabul ediliyor.