Haziran 2025 itibarıyla otomobil markaları, çeşitli modellerinde cazip kampanyalar sunmaktadır. Bu kampanyalar, nakit indirimleri, faizsiz kredi seçenekleri ve takas destekleri gibi farklı avantajlar içermektedir. İşte bazı markaların öne çıkan kampanyaları:

TOGG: Türkiye'nin yerli otomobili TOGG, Haziran ayında özel finansman seçenekleri ve takas imkanları sunmaktadır. Togg sahibi olmak isteyenler için avantajlı fırsatlar bulunmaktadır.

Chery: Chery, Haziran ayına özel olarak belirli modellerinde indirimler ve faizsiz kredi imkanları sunuyor. Özellikle SUV segmentindeki modellerde cazip fırsatlar mevcut.

Maxus: Ticari araç segmentinde öne çıkan Maxus, KOBİ'lere yönelik finansman destekleri ve indirimli fiyatlarla dikkat çekiyor. Maxus'un elektrikli araç modellerinde de özel kampanyalar bulunmaktadır.

Peugeot: Peugeot, Haziran ayında binek ve ticari araç modellerinde çeşitli kampanyalar sunuyor. Düşük faizli kredi seçenekleri ve takas avantajları ile Peugeot sahibi olmak isteyenlere kolaylık sağlanıyor.

MG: MG, özellikle elektrikli ve benzinli SUV modellerinde iddialı kampanyalarla geliyor. MG ZS ve MG HS modellerinde özel indirimler ve finansman seçenekleri sunulmaktadır.

Opel: Opel, Haziran ayında Corsa, Astra ve Mokka gibi popüler modellerinde cazip fırsatlar sunuyor. Nakit indirimleri ve uygun faiz oranlarıyla Opel sahibi olmak mümkün.

Mercedes: Mercedes-Benz, lüks segmentteki otomobillerinde özel finansman seçenekleri ve takas imkanları sunmaktadır. Kampanyalar, özellikle C-Serisi ve E-Serisi modellerinde yoğunlaşmaktadır.

Jaecoo: Yeni bir marka olarak dikkat çeken Jaecoo, SUV modelleriyle Türkiye pazarına giriş yaptı ve lansmana özel kampanyalar sunuyor. Jaecoo'nun sunduğu avantajlı fiyatlar ve donanım seviyeleri dikkat çekiyor.

Bu kampanyaların detayları, ilgili markaların yetkili satıcılarından ve resmi web sitelerinden öğrenilebilir. Kampanyalar stoklarla sınırlı olabileceği için acele etmekte fayda var.

Haziran 2025 dönemi Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) ödemelerinin ne zaman hesaplara yatırılacağı, destekten yararlanan aileler tarafından yakından takip ediliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılan SED ödemeleri, ihtiyaç sahibi ailelere çocuklarının bakımı, eğitimi ve desteklenmesi amacıyla yapılıyor.

SED ödemeleri, her ay düzenli olarak belirli bir takvim çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ödeme tarihlerini genellikle ayın ilk haftası içerisinde açıklıyor. Ancak, ödeme takviminde bölgesel veya yoğunluk durumuna göre değişiklikler yaşanabiliyor. Hak sahipleri, ödemelerin yatırılıp yatırılmadığını e-Devlet üzerinden kolayca sorgulayabiliyor.

SED Ödemesi Sorgulama Nasıl Yapılır?

SED ödemesi sorgulaması için aşağıdaki adımlar izlenebilir:

1. e-Devlet sistemine T.C. kimlik numarası ve şifre ile giriş yapın.
2. Arama bölümüne “Sosyal ve Ekonomik Destek Ödeme Bilgileri Sorgulama” yazın.
3. Açılan sayfada, SED ödeme durumunuzu ve ödeme detaylarınızı görüntüleyebilirsiniz.

2025 Haziran SED Ödemeleri Ne Zaman Yatacak?

Haziran 2025 SED ödeme tarihleri henüz açıklanmadı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın resmi internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden yapılacak duyuruların takip edilmesi gerekiyor. Ödemelerin genellikle ayın ilk iki haftası içerisinde yapılması bekleniyor.

SED yardımı, çocukların sosyal ve ekonomik açıdan desteklenmesi, eğitimlerine devam edebilmeleri ve sağlıklı bir gelişim gösterebilmeleri için büyük önem taşıyor. Aileler, bu destek sayesinde çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor ve onlara daha iyi bir gelecek sunma imkanı buluyor.

Sosyal medyada hızla yayılan 'Lucky Girl Sendromu' akımı, bireylerin her şeyin kendi lehine gelişeceğine dair sarsılmaz bir inanç taşımasını teşvik ediyor. Bu akım, özellikle TikTok ve Instagram gibi platformlarda popülerlik kazanırken, psikologlar ve sosyal medya uzmanları tarafından hem destekleniyor hem de eleştiriliyor.

Akımın temelinde, kişinin olumlu düşünerek ve evrene pozitif mesajlar göndererek hayatındaki olayları kendi lehine çevirebileceği inancı yatıyor. Bu inanca göre, kişi ne kadar çok şanslı olduğuna inanırsa, o kadar çok olumlu deneyim yaşar. Ancak uzmanlar, bu yaklaşımın gerçeklikle ne kadar örtüştüğü konusunda farklı görüşlere sahip.

Akımın Savunucuları:

• Olumlu düşüncenin gücüne vurgu yaparak, bireylerin özgüvenini artırdığını ve motivasyon sağladığını belirtiyor.
• Plasebo etkisi yaratarak, kişilerin hedeflerine ulaşma konusunda daha istekli olmalarına yardımcı olduğunu savunuyor.

Akımın Eleştirmenleri:

1. Gerçekçi olmayan beklentiler yaratarak, hayal kırıklığına ve strese neden olabileceğini ifade ediyor.
2. Kişisel sorumluluğu azaltarak, bireylerin sorunlarla başa çıkma becerilerini zayıflatabileceğini öne sürüyor.
3. Aşırı iyimserliğin, riskleri görmezden gelmeye ve hatalı kararlar almaya yol açabileceğini vurguluyor.

Uzmanlar, 'Lucky Girl Sendromu'nun potansiyel faydalarından yararlanırken, gerçekçi bir bakış açısını korumanın ve kişisel çaba göstermenin önemini vurguluyor. Her şeyin kendiliğinden olacağına inanmak yerine, olumlu düşünceyi eylemle birleştirmek, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor.

Sonuç olarak, 'Lucky Girl Sendromu' akımı, sosyal medyada yankı uyandırmaya devam ederken, bireylerin bu akımı eleştirel bir gözle değerlendirmesi ve kendi gerçeklikleriyle bağdaştırması gerekiyor.

Uyku sırasında nefes darlığı yaşayanlar için uyku pozisyonunun önemi büyüktür. Yanlış pozisyonda uyumak, solunum yollarının tıkanmasına ve dolayısıyla nefes almanın zorlaşmasına neden olabilir. İşte daha rahat nefes almayı sağlayacak 5 farklı uyku pozisyonu:

1. Yan Yatmak: Özellikle sol tarafınıza yatmak, dil ve yumuşak damağın solunum yolunu tıkamasını engelleyerek daha rahat nefes almanızı sağlar. Hamileler için de önerilen bir pozisyondur.
2. Sırt Üstü Yüksekte Yatmak: Sırt üstü yatarken başınızı yüksekte tutmak, yer çekimi etkisiyle dilin geriye düşmesini ve solunum yolunu tıkamasını önler. Ekstra bir yastık kullanarak veya ayarlanabilir bir yatakta başınızı yükselterek bu pozisyonu deneyebilirsiniz.
3. Cenin Pozisyonu: Yan yatarak dizlerinizi karnınıza doğru çekmek, sırt ve boyun kaslarınızı gevşeterek solunumu kolaylaştırır. Bu pozisyon aynı zamanda horlamayı da azaltabilir.
4. Yüzüstü Yatmak: Bazı kişiler için yüzüstü yatmak, dilin ve yumuşak dokuların solunum yolunu tıkamasını engelleyerek daha rahat nefes almayı sağlayabilir. Ancak bu pozisyonun boyun ve sırt ağrılarına neden olabileceği unutulmamalıdır.
5. Sağ Tarafınıza Yatmak: Her ne kadar sol tarafınıza yatmak daha çok önerilse de, bazı kişiler sağ taraflarına yattıklarında daha rahat nefes aldıklarını belirtiyor. Bu pozisyon, özellikle mide rahatsızlığı olanlar için faydalı olabilir.

Bu pozisyonların yanı sıra, uyumadan önce alkol ve sigara tüketiminden kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı kiloyu korumak da solunum sağlığı için önemlidir. Eğer nefes darlığı sorunlarınız devam ediyorsa, bir doktora danışmanız önerilir.

Yerli otomobil alımını teşvik etmek amacıyla hayata geçirilmesi planlanan Aile Destek Programı'na ilişkin detaylar merak ediliyor. Programın başvuru tarihleri ve başvuru şartları henüz netleşmedi.

Aile Destek Programı'nın ne zaman başlayacağına dair henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Programın detayları ve başvuru tarihleri hakkında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın resmi internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden duyuru yapılması bekleniyor.

Başvuru Şartları:

• Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak
• 18 yaşından büyük olmak
• Hane içinde kişi başına düşen gelirin belirli bir sınırı aşmaması
• Yerli otomobil satın almak

Programın Amacı:

Aile Destek Programı ile dar gelirli ailelerin yerli otomobil sahibi olmaları teşvik edilerek, otomotiv sektörüne katkı sağlanması ve yerli üretimin desteklenmesi amaçlanıyor. Program kapsamında, yerli otomobil alımında belirli bir miktar destek sağlanması veya uygun koşullarda kredi imkanı sunulması gibi çeşitli destek mekanizmaları üzerinde çalışılıyor.

Başvuruların başlamasıyla birlikte, başvuru şartları, başvuru tarihleri ve destek miktarları gibi detaylar netleşecek. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın yapacağı duyuruların takip edilmesi önem taşıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, Kurban Bayramı tatilinin 9 güne uzatılması üzerine bir değerlendirme yaparak, bayramlarda sıla-i rahimin (akraba ziyaretleri) önemine dikkat çekti. Kurul, bayramların sadece tatil olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayarak, bu günlerin akraba, eş, dost ve büyükleri ziyaret etmek için bir fırsat olduğunu belirtti.

Açıklamada, “Bayram günlerinde akraba ve dost ziyaretlerini ihmal etmek, gönül almayı ve sevindirmeyi ertelemek dinen uygun değildir ve vebal taşır” ifadelerine yer verildi. Bayramların, toplumsal bağları güçlendiren, dayanışmayı artıran ve sevinci paylaşma vesilesi olduğu hatırlatıldı.

Din İşleri Yüksek Kurulu, Kurban Bayramı'nın anlam ve önemine de değinerek, bu günlerde ihtiyaç sahiplerine yardım etmenin, yetim ve öksüzleri sevindirmenin, yaşlı ve hastaları ziyaret etmenin önemli olduğunu vurguladı. Bayramın, sadece kurban kesmekle sınırlı kalmaması, aynı zamanda yardımlaşma ve dayanışma duygularının da ön plana çıkarılması gerektiği belirtildi.

Kurul ayrıca, bayram tatilini fırsat bilerek uzak yerlere seyahat eden vatandaşlara da uyarılarda bulundu. Seyahatlerde trafik kurallarına uyulması, can güvenliğinin sağlanması ve çevreye karşı duyarlı olunması gerektiği ifade edildi. Bayramın, sevinç ve huzur içinde geçirilmesi için her türlü tedbirin alınması gerektiği vurgulandı.

Son olarak açıklamada, “Bayramlar, dargınlıkları gidermek, kırgınlıkları onarmak ve yeniden bir araya gelmek için önemli bir fırsattır. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirerek, sevdiklerimizle birlikte mutlu ve huzurlu bir bayram geçirmeliyiz” denildi.

Teknolojik gelişmeler ve yeşil dönüşüm, geleneksel mesleklerin yok olmasını hızlandırıyor. Bu durum, özellikle el emeğine dayalı ve çevreye uyum sağlamakta zorlanan meslekler için büyük bir tehdit oluşturuyor. Artan otomasyon, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odaklı uygulamalar, birçok alanda geleneksel iş yapış şekillerini değiştiriyor.

Geleneksel Mesleklerin Karşılaştığı Zorluklar:

• Otomasyon: Fabrikalarda ve üretim süreçlerinde robotların ve yapay zekanın kullanımı, insan gücüne olan ihtiyacı azaltıyor.
• Dijitalleşme: El yazması belgelerin yerini dijital arşivlerin alması, matbaacılık gibi meslekleri olumsuz etkiliyor.
• Yeşil Dönüşüm: Fosil yakıtların kullanımının azaltılması, madencilik ve petrol endüstrisi gibi alanlarda istihdamı azaltıyor.

Etkilenen Bazı Meslekler:

1. Matbaacılık: Dijital yayıncılığın yaygınlaşmasıyla birlikte matbaacılar ve dizgiciler işlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya.
2. Demircilik: Fabrikasyon ürünlerin artması, el yapımı demir ürünlere olan talebi azaltıyor.
3. Ayakkabıcılık: Seri üretim ayakkabıların yaygınlaşması, ısmarlama ayakkabı yapan zanaatkarların gelirlerini düşürüyor.
4. Terzilik: Hazır giyim sektörünün büyümesi, özel dikim terziliğin önemini azaltıyor.

Bu dönüşüm sürecinde, geleneksel mesleklerde çalışanların yeni beceriler edinerek ve kendilerini teknolojiye adapte ederek ayakta kalmaları büyük önem taşıyor. Devletin ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda destekleyici eğitim programları ve teşvikler sunması gerekiyor.

Sonuç olarak, teknolojik gelişmeler ve yeşil dönüşümün getirdiği değişimlere ayak uyduramayan geleneksel meslekler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu durumun sosyo-ekonomik etkilerini en aza indirmek için gerekli önlemlerin alınması ve çalışanların yeniden eğitimine yatırım yapılması büyük önem taşıyor.

Ayhan Sicimoğlu, katıldığı bir YouTube programında hayatına dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sicimoğlu, gençlik yıllarında bir arkadaşının ısrarı üzerine kara büyü ayinine katıldığını ve burada kaplumbağa kanı içtiğini itiraf etti. O dönemde farklı spiritüel deneyimlere açık olduğunu belirten Sicimoğlu, bu olayın kendisini derinden etkilediğini söyledi.

Sicimoğlu, söz konusu ayinin detaylarını anlatırken, “Bir arkadaşım musallat oldu, ‘Hadi’ diye. Gittik böyle bir kara büyü ayinine. Kaplumbağa kanı içirdiler” ifadelerini kullandı. Bu itirafı, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı ve birçok kişi tarafından şaşkınlıkla karşılandı.

Ayhan Sicimoğlu, müzik kariyerinin yanı sıra farklı kültürlere olan ilgisi ve gastronomi alanındaki çalışmalarıyla da tanınıyor. Seyahat programları ve yemek kültürü üzerine yaptığı programlarla geniş bir hayran kitlesi edinen Sicimoğlu'nun bu beklenmedik itirafı, sevenlerini şaşırttı.

Programda ayrıca, Sicimoğlu'nun hayatının farklı dönemlerine dair anıları ve deneyimleri de paylaşıldı. Ancak kara büyü ayini ve kaplumbağa kanı içme itirafı, programın en çok konuşulan bölümü oldu. Bu açıklama, Sicimoğlu'nun sıra dışı kişiliğinin ve farklı deneyimlere olan merakının bir göstergesi olarak yorumlandı.

Türkiye'de vatandaşların bankalara olan borç yükü giderek artıyor. Bireysel kredi ve kredi kartı borçları, ekonomik zorluklarla birlikte yükselmeye devam ediyor.

Toplam kredi hacmi, son verilere göre 15.6 trilyon TL'ye dayanmış durumda. Bu durum, hane halkının finansal kırılganlığının arttığına işaret ediyor. Artan enflasyon ve hayat pahalılığı, vatandaşların kredi kartlarına ve bireysel kredilere olan talebini artırırken, ödeme güçlükleri de beraberinde geliyor.

Bankaların kredi verme politikaları ve faiz oranları da borç yükünün artmasında etkili oluyor. Özellikle kredi kartı faizlerinin yüksek olması, borçların katlanarak büyümesine neden oluyor.

Ekonomistler, vatandaşların borç yükünün sürdürülebilir olmadığını ve bu durumun ekonomik istikrarı tehdit edebileceğini belirtiyorlar. Borçların yapılandırılması ve faiz oranlarının düşürülmesi gibi önlemlerin alınması gerektiği vurgulanıyor.

Vatandaşların kredi ve kredi kartı borçlarını ödeme konusunda daha dikkatli olmaları ve gelir-gider dengesini gözetmeleri önem taşıyor. Aksi takdirde, borç sarmalına girilmesi kaçınılmaz olabilir.

Hükümetin de bu konuda kalıcı çözümler üretmesi ve vatandaşların borç yükünü hafifletecek adımlar atması bekleniyor. Aksi takdirde, borç krizi derinleşebilir ve ekonomik sorunlar daha da büyüyebilir.