Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda, İsrail ile İran arasındaki çatışmalara ilişkin Meclis Başkanlığı tezkeresi görüşüldü. Tezkerenin içeriği ve görüşmelerde öne çıkan noktalar şu şekilde özetlenebilir:

Tezkerenin Amacı:

• Bölgesel güvenlik ve istikrarın korunması amacıyla Türkiye'nin alması gereken önlemlerin belirlenmesi.
• İsrail-İran arasındaki gerginliğin tırmanmasının Türkiye ve bölge üzerindeki potansiyel etkilerinin değerlendirilmesi.
• Türkiye'nin bu süreçte izleyeceği politikaların ve atacağı adımların belirlenmesi için TBMM'ye yetki verilmesi.

Görüşmelerde Öne Çıkanlar:

• Hükümet adına yapılan konuşmalarda, Türkiye'nin bölgedeki gerginliğin düşürülmesi için diplomatik çabalarını sürdüreceği vurgulandı.
• Muhalefet partileri, tezkerenin içeriğine ilişkin farklı görüşler ortaya koydu. Bazı partiler, tezkerenin Türkiye'nin tarafsızlığını koruyacak şekilde formüle edilmesi gerektiğini savundu.
• Diğer bazı partiler ise, Türkiye'nin bölgedeki gelişmeler karşısında daha aktif bir rol oynaması gerektiğini ifade etti.

Tezkerenin Kabulü:

Yapılan görüşmelerin ardından Meclis Başkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulu'nda oylanarak kabul edildi. Kabul edilen tezkere ile hükümete, İsrail-İran arasındaki çatışmalara yönelik gerekli önlemleri alma ve politikalar geliştirme yetkisi verildi.

Sonuç:

TBMM'de kabul edilen bu tezkere, Türkiye'nin bölgesel güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik hassasiyetini ve bu konudaki sorumluluğunu göstermektedir. Türkiye, tezkere kapsamında atacağı adımlarla bölgedeki gerginliğin azaltılması ve barışın tesis edilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

Eski Fransa Başbakanı Edouard Balladur, 1995'teki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında yolsuzluk yapmakla suçlandığı davada 4 yıl tecilli hapis cezasına çarptırıldı. Aynı zamanda 5 yıl süreyle siyasetten men edildi.

Dava, Balladur'un cumhurbaşkanlığı kampanyasının, Pakistan ve Suudi Arabistan'a yapılan denizaltı satışlarından elde edilen komisyonlarla finanse edildiği iddiaları üzerine açılmıştı. İddialara göre, bu komisyonların bir kısmı Balladur'un seçim kampanyasına aktarılmıştı. Balladur ise suçlamaları reddetmişti.

Mahkeme, Balladur'u suçlu buldu ve 4 yıl tecilli hapis cezası ile 5 yıl siyasetten men cezasına çarptırdı. Ancak, Balladur'un hapis yatmayacağı belirtildi.

Bu karar, Fransa siyaseti için önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Bir eski başbakanın yolsuzluk suçlamasıyla mahkum edilmesi, Fransa'daki siyasi etik tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Edouard Balladur Kimdir?

• Edouard Balladur, 1929 doğumlu Fransız siyasetçidir.
• 1993-1995 yılları arasında Fransa Başbakanı olarak görev yapmıştır.
• Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymuş ancak seçilememiştir.

Rusya'nın Viyana'daki uluslararası örgütler nezdindeki Daimi Temsilci Yardımcısı Aleksey Ustinov, Tahran'ın nükleer programı konusundaki güvensizliğin ortadan kaldırılmasının Batılı ülkelerin İran ile ilgili siyasi ve pratik adımlarına bağlı olduğunu söyledi. Ustinov, Viyana'da düzenlenen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu toplantısında yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer programına yönelik artan ilgiye dikkat çekti ve bu konudaki güvensizliğin giderilmesinin Batılı ülkelerin atacağı adımlara bağlı olduğunu vurguladı.

Ustinov, Rusya'nın İran'ın nükleer faaliyetlerine ilişkin şeffaflığın artırılması yönündeki yapıcı işbirliğini desteklediğini ifade etti. Ayrıca, İran'ın nükleer anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine dönmesinin, Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nın (KOEP) tam olarak uygulanmasının önünü açacağını belirtti. Ustinov, UAEK oturumunda İran'a geniş destek verildiğini de sözlerine ekledi.

Rus yetkili, Batılı ülkelerin İran'a yönelik uyguladığı yaptırımların kaldırılması ve nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması gerektiğini savundu. İran'ın nükleer programının barışçıl amaçlarla sınırlı olduğuna dair güvence verilmesi gerektiğini belirten Ustinov, bu konuda uluslararası işbirliğinin önemine vurgu yaptı.

Özetle, Rus Büyükelçi Yardımcısı Ustinov, UAEK oturumunda İran'a geniş destek verildiğini ve İran'ın nükleer programına ilişkin güvensizliğin giderilmesinin Batılı ülkelerin siyasi ve pratik adımlarına bağlı olduğunu ifade etti. Ayrıca, İran'ın nükleer faaliyetlerinde şeffaflığın artırılması ve nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması gerektiğini savundu.

İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, Avrupa Birliği'ne İsrail'e silah ambargosu uygulanması çağrısında bulundu. Albares, Brüksel'de düzenlenen AB dışişleri bakanları toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, İspanya'nın bu yöndeki tutumunu net bir şekilde ortaya koydu.

Albares, 'Bugün bir kez daha Avrupa Birliği'nin İsrail'e silah ambargosu uygulamasının aciliyetini vurgulayacağım. Bunun Gazze'ye barış getirilmesine yardımcı olacağına inanıyoruz.' dedi. Ayrıca, İspanya'nın Filistin devletini tanıma kararının geri dönülemez olduğunu ve diğer Avrupa ülkelerinin de bu yönde adım atmasını umduğunu belirtti.

İspanya'nın bu çağrısı, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonları ve uluslararası tepkiler bağlamında önem taşıyor. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, İsrail'in orantısız güç kullandığını ve sivilleri hedef aldığını savunarak ateşkes çağrısında bulunuyor. Silah ambargosu, İsrail'in askeri kapasitesini sınırlayarak bölgedeki çatışmaların azaltılmasına yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor.

İspanya'nın bu girişimi, Avrupa Birliği içinde farklı görüşlerin olduğu bir dönemde geldi. Bazı üye ülkeler İsrail'e destek verirken, bazıları ise Filistin'e daha yakın bir duruş sergiliyor. Bu durum, AB'nin ortak bir dış politika oluşturmasını zorlaştırıyor. Albares, diğer AB ülkelerini de İspanya'nın pozisyonunu desteklemeye ve İsrail'e silah satışını durdurmaya çağırdı.

Sonuç olarak, İspanya'nın İsrail'e silah ambargosu çağrısı, uluslararası arenada yankı uyandırırken, Avrupa Birliği'nin bu konudaki tutumu önümüzdeki günlerde yakından takip edilecek.

İstanbul'da gerçekleştirilen operasyonda, darphane basımı olmayan ve düşük ayarlı altın satışı yaptığı tespit edilen 5 kuyumcu gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, gelen ihbarlar üzerine harekete geçerek söz konusu kuyumcuları takibe aldı.

Yapılan incelemeler sonucunda, bu kuyumcuların piyasaya sürdükleri altınların ayarlarında düşüklük olduğu ve bazılarının darphane tarafından basılmadığı belirlendi. Operasyon kapsamında kuyumcularda yapılan aramalarda, çok sayıda sahte ve düşük ayarlı altın ele geçirildi. Ele geçirilen altınlara el konulurken, gözaltına alınan 5 kuyumcu hakkında soruşturma başlatıldı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, vatandaşları altın alım satımı yaparken dikkatli olmaları konusunda uyardı. Yetkililer, altınların güvenilir ve lisanslı kuyumculardan alınması, mutlaka fatura alınması ve altınların darphane basımı olup olmadığının kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, düşük fiyatlı altınlara karşı şüpheci yaklaşılması ve mutlaka uzman görüşü alınması gerektiği belirtildi.

Soruşturma kapsamında, gözaltına alınan kuyumcuların bağlantılı olduğu diğer kişi veya kuruluşların da tespit edilmesine yönelik çalışmaların sürdürüldüğü öğrenildi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), İran ve İsrail arasındaki tırmanan gerilim üzerine bir tezkere hazırladı. Tezkerenin içeriği ve Meclis'e sunulacağı tarih henüz netleşmedi.

OdaTV'nin edindiği bilgilere göre, tezkere metninde, bölgedeki gerginliğin düşürülmesi ve Türkiye'nin bu konudaki arabuluculuk rolüne vurgu yapılması bekleniyor. Ayrıca, her iki ülkeye de itidal çağrısında bulunulacağı tahmin ediliyor.

Tezkere hazırlıklarının, son günlerde artan uluslararası baskılar ve diplomatik girişimler sonrasında hız kazandığı belirtiliyor. Türkiye'nin, bölgedeki istikrarın korunması için aktif bir rol üstlenmeye çalıştığı ifade ediliyor.

TBMM'nin tezkereyi ne zaman görüşeceği ve hangi partilerin destek vereceği ise henüz belirsizliğini koruyor. Ancak, Meclis kaynakları, konunun önümüzdeki günlerde gündeme gelebileceğini belirtiyor.

Siyasi kulislerde, tezkerenin içeriği ve zamanlaması konusunda farklı görüşler bulunuyor. Bazı milletvekilleri, Türkiye'nin daha net bir tutum sergilemesi gerektiğini savunurken, bazıları ise dengeli bir yaklaşımın daha uygun olacağını düşünüyor.

Tezkerenin Meclis'ten geçmesi durumunda, Türkiye'nin İran ve İsrail arasındaki gerilimde daha aktif bir rol üstlenmesi bekleniyor. Bu durumun, bölgedeki dengeleri nasıl etkileyeceği ise merak konusu.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi Üyesi Akın Gürlek hakkında yapılan eleştirilere yanıt verdi. Yapılan açıklamada, Gürlek'in geçmişte görev yaptığı davalar üzerinden bir itibarsızlaştırma kampanyası yürütüldüğü belirtildi. İletişim Başkanlığı, bu tür çabaların yargı bağımsızlığına zarar verme amacı taşıdığını savundu.

Açıklamada, Akın Gürlek'in Türk yargı sisteminde önemli görevler üstlendiği ve Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmesinin ardından hedef haline geldiği ifade edildi. Gürlek'in daha önce baktığı davalar gerekçe gösterilerek, kamuoyunda yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıldığı vurgulandı.

İletişim Başkanlığı, yargı mensuplarının görevlerini yaparken bağımsız olmalarının önemine dikkat çekti. Açıklamada, “Yargı bağımsızlığı, hukuk devletinin temel unsurlarından biridir. Yargı mensuplarının kararları, siyasi veya ideolojik baskılardan uzak, yalnızca hukuka uygun olarak verilmelidir” denildi.

Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek yargı organlarından biri olduğu ve üyelerinin seçiminde titizlikle hareket edildiği belirtildi. Akın Gürlek'in Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmesinin de bu titizliğin bir sonucu olduğu vurgulandı.

İletişim Başkanlığı, kamuoyunu yanıltmaya yönelik bu tür girişimlere karşı dikkatli olunması çağrısında bulundu ve yargı bağımsızlığına saygı gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Yapılan açıklama, Gürlek'e yönelik eleştirilerin haksız ve mesnetsiz olduğu yönünde bir savunma niteliği taşıyor.

Türk futbolunun tanınmış isimlerinden Sabri Uğur, sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor. Eşi Dilek Uğur, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Sabri Uğur'un sağlık durumu hakkında bilgi verdi. Dilek Uğur, eşinin bir süredir sağlık sorunları yaşadığını ve tedavi sürecinde olduğunu belirtti.

Dilek Uğur'un paylaşımında şu ifadelere yer verildi: 'Değerli dostlarımız, sevgili sevenlerimiz; Eşim Sabri Uğur bir süredir sağlık sorunları ile mücadele etmektedir. Bu zorlu süreçte dualarınızı ve desteklerinizi bekliyoruz. Kendisinin en kısa sürede sağlığına kavuşması için elimizden geleni yapıyoruz. Anlayışınız ve hassasiyetiniz için teşekkür ederiz.'

Sabri Uğur, futbol kariyerinde uzun yıllar boyunca farklı takımlarda forma giymiş ve teknik direktörlük de yapmıştır. Türk futboluna önemli katkıları bulunan Uğur'un sağlık durumu, sevenleri ve spor camiasında üzüntüye yol açtı. Sosyal medyada pek çok kişi, Sabri Uğur'a geçmiş olsun dileklerini iletti ve bir an önce sağlığına kavuşması temennisinde bulundu.

Sabri Uğur’un kariyeri boyunca sergilediği mücadeleci ruhun, bu zorlu sağlık sürecinde de yanında olması ve en kısa sürede iyileşmesi bekleniyor. Ailesi ve sevenleri, Uğur'un sağlığına kavuşması için dualarını eksik etmiyor.

Ekonomistler, Merkez Bankası'nın (TCMB) Ocak ayı faiz kararına ilişkin beklentilerini paylaştı. Yapılan değerlendirmelerde, TCMB'nin faiz oranlarında nasıl bir değişiklik yapacağına dair farklı görüşler öne sürüldü. Bazı ekonomistler faiz artışı beklerken, bazıları ise faizlerin sabit tutulacağını veya düşürüleceğini öngörüyor.

Reuters anketine katılan ekonomistlerin medyan beklentisi, TCMB'nin politika faizini yüzde 42.5'te sabit tutacağı yönünde. Ankete katılan 17 ekonomistin 9'u sabit tutulacağını, 8'i ise artış bekliyor. Artış bekleyenlerin tahminleri 250 ila 500 baz puan arasında değişiyor.

Halk Yatırım Araştırma Direktörü Fatih Keresteci, enflasyon görünümündeki bozulma ve kurdaki yükselişin TCMB'yi sıkılaştırma yönünde hareket etmeye zorlayabileceğini belirtiyor. Keresteci, bu nedenle 250 baz puanlık bir faiz artışı beklediğini ifade ediyor.

Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan ise, TCMB'nin enflasyonla mücadeledeki kararlılığını sürdüreceğini ve bu nedenle 500 baz puanlık bir faiz artışı yapacağını tahmin ediyor. Erkan, yılın ilk çeyreğinde enflasyonda beklenen yükselişin de bu kararda etkili olacağını vurguluyor.

Öte yandan, bazı ekonomistler ise TCMB'nin faiz indirimlerine başlayabileceğini düşünüyor. Bu görüşü savunanlar, enflasyonun düşüş eğilimine girmesi ve ekonomik aktivitedeki yavaşlama işaretlerini gerekçe gösteriyor.

TCMB'nin Ocak ayı faiz kararı, piyasalar tarafından yakından takip edilecek. Kararın, döviz kuru, enflasyon ve ekonomik büyüme üzerinde önemli etkileri olması bekleniyor.