Sanatçı Barış Manço'nun kız kardeşi İnci Manço'nun vefat ettiği haberi sevenlerini yasa boğdu. Acı haberi, Barış Manço'nun eşi Lale Manço Ahıskalı sosyal medya hesabından duyurdu. Ahıskalı, yaptığı paylaşımda, "Canım İnci'm... Nurlar içinde uyu" ifadelerini kullandı.

İnci Manço'nun vefat nedeni hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, ailenin yakın çevresinden edinilen bilgilere göre, İnci Manço bir süredir sağlık sorunlarıyla mücadele ediyordu.

Barış Manço, Türk müziğinin önemli isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Şarkıları ve televizyon programlarıyla yediden yetmişe herkesin sevgisini kazanan Manço, 1999 yılında hayatını kaybetmişti. İnci Manço'nun vefatı, Manço ailesi ve sevenleri için büyük bir kayıp oldu.

Lale Manço Ahıskalı'nın sosyal medya paylaşımının ardından, birçok ünlü isim ve seveni başsağlığı mesajları yayınladı. İnci Manço'nun cenaze töreniyle ilgili detaylar henüz netleşmedi.

İnci Manço'nun vefatı, sanat camiasında derin bir üzüntüye yol açtı. Sevenleri, Manço ailesine başsağlığı dileklerini iletti.

Barış Manço'nun mirası, şarkıları ve programlarıyla yaşamaya devam ederken, kız kardeşi İnci Manço'nun da hatırası sevenlerinin kalplerinde yaşayacak.

Vefat haberinin ardından sosyal medyada taziye mesajları yayınlanmaya devam ediyor. Sevenleri, İnci Manço'nun ailesine sabır dilerken, merhumeye Allah'tan rahmet diliyor.

Ayşe Şasa, Türk sinemasına önemli katkılar sağlamış bir senarist ve yazardır. Hayatı boyunca yaşadığı spiritüel arayışlar ve düşünsel dönüşümler, hem kişisel yaşamını hem de eserlerini derinden etkilemiştir. 1941 yılında İstanbul'da doğan Şasa, genç yaşta sinemaya ilgi duymaya başlamış ve kariyerine senarist olarak yön vermiştir.

Ayşe Şasa'nın hayatındaki dönüm noktalarından biri, yaşadığı psikolojik rahatsızlıklar ve bu süreçte tanıştığı tasavvuf düşüncesi olmuştur. Bu dönemde geçirdiği tedavi süreçleri ve manevi arayışları, onu farklı bir yaşam felsefesine yöneltmiştir. Şasa, sinema kariyerinin yanı sıra, tasavvufi düşünceye yoğunlaşarak bu alanda da önemli eserler vermiştir.

Şasa'nın senaryosunu yazdığı önemli filmler arasında 'Sessizlik', 'Birleşen Yollar' ve 'Gramofon Avrat' bulunmaktadır. Bu filmler, Türk sinemasında önemli bir yer edinmiş ve Şasa'nın yeteneğini ortaya koymuştur. Eserlerinde genellikle insanın iç dünyasına, toplumsal sorunlara ve manevi değerlere odaklanmıştır.

Ayşe Şasa'nın düşünceleri ve yaşam felsefesi, birçok insanı etkilemiştir. Özellikle genç nesiller üzerinde derin bir etki bırakmış ve onların manevi arayışlarına ışık tutmuştur. Şasa, hayatı boyunca dürüstlüğü, samimiyeti ve manevi değerlere bağlılığıyla tanınmıştır.

Ayşe Şasa, 16 Haziran 2014 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Ancak eserleri ve düşünceleri yaşamaya devam etmektedir. Türk sinemasına ve düşünce dünyasına bıraktığı miras, gelecek nesiller için de ilham kaynağı olmaya devam edecektir.

• Önemli Eserleri: Sessizlik, Birleşen Yollar, Gramofon Avrat
• Etkilendiği Alanlar: Tasavvuf, Psikoloji, Sinema

İsrail ordusunun İran devlet televizyonunu vurduğu iddiası gündeme geldi. Olayın ardından saldırı anına ait olduğu belirtilen görüntüler yayınlandı.

Haberde, saldırının hangi koşullarda ve ne zaman gerçekleştiğine dair net bir bilgi verilmemektedir. Yalnızca saldırı anına ait olduğu iddia edilen bir video bulunmaktadır.

İran devlet televizyonuna yönelik bu saldırı iddiası, bölgedeki gerginliği tırmandırabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. İsrail ve İran arasındaki ilişkiler zaten uzun süredir gergin bir seyir izlerken, bu tür olaylar tansiyonu daha da yükseltebilir.

İsrail ordusu veya İran devlet televizyonundan henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Gelişmeler yakından takip edilmektedir.

Olayın detayları ve nedenleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için resmi açıklamaların ve güvenilir kaynaklardan yapılacak haberlerin takip edilmesi önemlidir.

Olayın olası etkileri:

• Bölgesel gerginliğin artması
• İsrail-İran ilişkilerinin daha da kötüleşmesi
• Uluslararası toplumun tepkisi

Bu tür saldırı iddiaları, bölgedeki istikrarsızlığı artırabilecek potansiyele sahiptir. Tarafların itidalli davranması ve gerginliği tırmandıracak adımlardan kaçınması büyük önem taşımaktadır.

Haber ile ilgili yeni gelişmeler oldukça, güncel bilgiler paylaşılacaktır.

Yönetmen ve senarist Ayşe Şasa, Batı sinemasının temel özelliklerini ve kendi sinemasal yaklaşımını anlatıyor. Şasa, Batı sinemasının bireyselliğe ve kahramanın içsel yolculuğuna odaklandığını belirtiyor. Bu yaklaşımın, Doğu sinemasının daha toplumsal ve spiritüel temalarıyla tezat oluşturduğunu vurguluyor.

Ayşe Şasa, kendi sinemasında insanın varoluşsal sorunlarına, kimlik arayışına ve manevi değerlere odaklanmayı hedeflediğini ifade ediyor. Batı sinemasının teknik açıdan gelişmiş olmasına rağmen, ruhani derinlikten yoksun olduğunu savunuyor. Kendi filmlerinde ise hem teknik mükemmelliği yakalamayı hem de insanın iç dünyasına dokunmayı amaçladığını belirtiyor.

Şasa, senaryo yazım sürecinde karakterlerin psikolojik derinliklerine inmenin ve onların motivasyonlarını anlamanın önemine değiniyor. Ayrıca, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığını, aynı zamanda toplumu etkileyen ve dönüştüren bir güç olduğunu vurguluyor. Bu nedenle, sinemacıların sorumluluk sahibi olmaları ve yapıtlarıyla insanlığa faydalı mesajlar vermeleri gerektiğini savunuyor.

Ayşe Şasa, Batı sinemasının gişe başarısına odaklanmasının, sanatsal değeri düşürdüğünü düşünüyor. Kendi sinemasında ise ticari kaygılardan ziyade, estetik ve etik değerlere öncelik verdiğini belirtiyor. İzleyicinin duygusal ve düşünsel dünyasına hitap eden, kalıcı eserler üretmeyi amaçladığını ifade ediyor.

Son olarak, Şasa, genç sinemacılara kendi özgün seslerini bulmaları ve cesurca hikayelerini anlatmaları tavsiyesinde bulunuyor. Sinemanın evrensel bir dil olduğunu ve farklı kültürlerden insanları bir araya getirebileceğini vurguluyor.

İsrail ordusunun, Suriye'de İran devlet televizyonuna ait bir aracı hedef aldığı iddia edildi. GZT'de yer alan habere göre, saldırının detayları henüz netleşmezken, olayın bölgedeki gerginliği tırmandırabileceği belirtiliyor.

İran devlet televizyonundan veya Suriye rejiminden henüz resmi bir açıklama yapılmadı. İsrail ordusunun bu saldırıyı neden gerçekleştirdiği veya saldırının tam olarak nerede meydana geldiği gibi sorular henüz yanıt bekliyor.

Bölgedeki kaynaklar, İsrail'in Suriye'deki İran hedeflerine yönelik saldırılarının son dönemde arttığını belirtiyor. Bu tür saldırıların, İran'ın bölgedeki nüfuzunu kırma ve Suriye'deki askeri varlığını zayıflatma amacı taşıdığı düşünülüyor.

Olayın ardından uluslararası kamuoyunun tepkisi merakla beklenirken, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların konuyla ilgili bir soruşturma başlatması olası görünüyor.

Saldırının, bölgedeki istikrarsızlığı daha da artırabileceği ve yeni çatışmalara zemin hazırlayabileceği endişesi hakim.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'nin çağrısıyla bir araya gelen on binlerce işçi, sendika özgürlüğü ve grev hakkı talepleriyle Meclis'e yürüdü. İşçiler, "Barajsız Sendika, Yasaksız Grev" sloganıyla taleplerini dile getirdi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, yaptıkları çağrıya on binlerce işçinin destek verdiğini ve toplanan imzaları Meclis'e sunacaklarını belirtti.

Çerkezoğlu, Türkiye'nin Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerine aykırı bir şekilde sendika kurma ve grev haklarını kısıtladığını vurguladı. Mevcut yasal düzenlemelerin sendikal örgütlenmeyi zorlaştırdığını ve grevleri yasakladığını ifade etti. İşçiler, sendika kurma özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını ve grev hakkının güvence altına alınmasını talep ediyor.

Toplanan imzaların Meclis'e sunulmasıyla birlikte, işçi örgütleri taleplerinin siyasi partiler tarafından dikkate alınmasını ve yasal düzenlemelerin bu doğrultuda yapılmasını umut ediyor. İşçiler, sendikal hakların ve grev özgürlüğünün demokrasinin temel unsurlarından biri olduğunu ve bu hakların korunması gerektiğini savunuyor.

Eyleme katılan işçiler, talepleri karşılanana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini ifade ettiler. Sendika temsilcileri, Meclis'teki tüm siyasi partilerle görüşerek taleplerini ileteceklerini ve yasal düzenlemelerin yapılması için baskı oluşturacaklarını belirttiler.

İşçilerin talepleri özetle şu şekilde:

• Sendika kurma özgürlüğünün önündeki barajların kaldırılması
• Grev hakkının yasaklanmaması ve güvence altına alınması
• ILO sözleşmelerine uygun yasal düzenlemelerin yapılması
• Sendikal örgütlenmenin kolaylaştırılması

İstanbul'da, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatı Elif Nur Uğur'u tehdit ettiği iddiasıyla yargılanan sanık A.B.'nin duruşmasına devam edildi. İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, sanık A.B. ve avukatı hazır bulundu. Avukat Elif Nur Uğur ise mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.

Duruşmada söz alan sanık A.B., önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, avukat Elif Nur Uğur'u tehdit etmediğini iddia etti. Sanık avukatı da müvekkilinin suçsuz olduğunu savunarak beraatını talep etti.

Mahkeme, avukat Elif Nur Uğur'un mazeretini kabul ederek bir sonraki celseye kadar gelmesi için davetiye gönderilmesine karar verdi. Ayrıca, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

İddianameden:

• İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık A.B.'nin, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatı Elif Nur Uğur'a yönelik tehdit içeren sözler söylediği belirtiliyor.
• İddianamede, sanığın “Seni yaşatmayacağım, seni öldüreceğim” şeklinde tehditlerde bulunduğu ifade ediliyor.
• Sanık A.B.'nin, Türk Ceza Kanunu'nun 106/1 maddesi uyarınca “tehdit” suçundan cezalandırılması talep ediliyor.

Duruşma, eksikliklerin giderilmesi ve tanıkların dinlenmesi için ertelendi.

Teksas Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, beyin aktivitelerini çözerek düşünceleri metne dönüştürebilen yeni bir yapay zeka (AI) modeli geliştirdi. Bu model, invaziv olmayan bir yöntemle, yani beyin implantlarına ihtiyaç duymadan, elektroensefalografi (EEG) veya fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) verilerini kullanarak çalışıyor.

Model, katılımcıların dinledikleri hikayeleri veya kendi iç düşüncelerini analiz ederek, bu düşünceleri anlamlı metinlere dönüştürebiliyor. Araştırmacılar, bu teknolojinin, iletişim kurmakta zorlanan veya felçli bireyler için önemli bir araç olabileceğini belirtiyor.

Çalışmada, katılımcılardan saatlerce süren podcast'leri dinlemeleri ve kendi hayallerini düşünmeleri istendi. Bu süreçte, katılımcıların beyin aktiviteleri fMRI ile kaydedildi. Daha sonra, yapay zeka modeli bu beyin aktivitilerini analiz ederek, katılımcıların ne dinlediğini veya ne düşündüğünü tahmin etmeye çalıştı.

Sonuçlar, modelin bazı durumlarda oldukça başarılı olduğunu gösterdi. Model, katılımcıların dinlediği hikayelerin veya düşündüğü konuların ana hatlarını doğru bir şekilde çıkarabildi. Ancak, modelin her zaman mükemmel sonuçlar vermediği ve bazı durumlarda hatalı tahminlerde bulunduğu da belirtiliyor.

Araştırmacılar, bu teknolojinin gelecekte daha da geliştirilebileceğine ve iletişim zorluğu çeken bireylerin hayatlarını kolaylaştırabileceğine inanıyor. Ayrıca, bu teknolojinin, beyin-bilgisayar arayüzleri alanında da önemli bir adım olduğu vurgulanıyor.

Modelin Çalışma Prensibi:

• Katılımcıların beyin aktiviteleri EEG veya fMRI ile kaydedilir.
• Yapay zeka modeli, bu beyin aktivitelerini analiz eder.
• Model, beyin aktivitelerine karşılık gelen düşünceleri veya kelimeleri tahmin eder.
• Tahmin edilen kelimeler bir araya getirilerek anlamlı metinler oluşturulur.

Gelecekteki Uygulamalar:

1. İletişim zorluğu çeken bireyler için iletişim aracı.
2. Felçli bireyler için beyin-bilgisayar arayüzü.
3. Zihinsel sağlık sorunları olan bireylerin tedavisinde yardımcı araç.

Bolu'da şehir içi otobüs ücretlerine yüzde 33 oranında zam yapılması, öğrencilerin tepkisine yol açtı. Yeni tarifeyle birlikte tam bilet 12 TL'den 16 TL'ye, öğrenci bileti ise 9 TL'den 12 TL'ye yükseldi. Bu zam kararı, özellikle üniversite öğrencilerinin yoğun olarak kullandığı toplu taşıma araçlarında büyük bir mali yük oluşturdu.

Zam kararının ardından Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencilerinden oluşan bir grup, belediye önünde toplanarak protesto gösterisi düzenledi. Öğrenciler, ellerinde taşıdıkları dövizlerle zam kararını eleştirerek geri alınmasını talep ettiler. Eylemler sırasında öğrenciler, toplu taşıma ücretlerindeki artışın bütçelerini olumsuz etkilediğini ve eğitimlerine devam etmelerini zorlaştırdığını dile getirdiler.

Öğrenciler adına yapılan açıklamalarda, “Bu zam, öğrenci dostu bir yaklaşım değildir. Bizler zaten kısıtlı imkanlarla geçinmeye çalışıyoruz. Bu zamlarla birlikte toplu taşıma kullanmak lüks haline geldi” ifadelerine yer verildi. Öğrenciler, belediye yetkilileriyle görüşme talebinde bulunarak, zam kararının yeniden gözden geçirilmesini istediler.

Bolu Belediyesi yetkilileri ise zam kararının gerekçesi olarak artan maliyetleri gösterdi. Özellikle akaryakıt fiyatlarındaki yükselişin ve diğer işletme giderlerindeki artışın, toplu taşıma ücretlerine zam yapılmasını zorunlu kıldığı belirtildi. Yetkililer, öğrencilerin yaşadığı mağduriyetin farkında olduklarını ve bu konuda çözüm arayışında olduklarını ifade ettiler.

Öğrenci temsilcileri ile belediye yetkilileri arasında yapılan görüşmelerde, öğrencilerin talepleri değerlendirildi. Ancak, zam kararının geri alınıp alınmayacağı konusunda henüz bir açıklama yapılmadı. Öğrenciler, talepleri karşılanana kadar protesto eylemlerine devam edeceklerini bildirdiler.

Bolu'da toplu taşıma ücretlerine yapılan zam, şehirdeki diğer vatandaşlar tarafından da yakından takip ediliyor. Özellikle dar gelirli aileler ve emekliler, bu zamların bütçelerini olumsuz etkileyeceğini düşünüyorlar.