Fenerbahçe Beko Başantrenörü Sarunas Jasikevicius, deplasmanda Olympiakos'a 74-63 mağlup oldukları karşılaşmanın ardından açıklamalarda bulundu. Jasikevicius, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında, Olympiakos'u tebrik ederek sözlerine başladı. Sahaya iyi bir enerjiyle çıktıklarını ancak bunun kısa sürdüğünü belirten Jasikevicius, "Maça iyi bir enerjiyle başladık, 6-7 dakika sürdü. Sonrasında çok fazla top kaybı yaptık, basit atışları kaçırdık. Hücumda çok fazla tıkandık. Bence Olympiakos da çok agresif oynadı. Biz o agresifliğe aynı şekilde cevap veremedik." dedi.

Olympiakos'un agresifliğine karşılık veremediklerini ve özellikle hücumda zorlandıklarını ifade eden Jasikevicius, "Atmosferi idrak edemedik. Atmosferin ne kadar farklı olduğunu, ne kadar agresif olduklarını anlayamadık. Bu seviyede bu kadar top kaybı yaparsanız ve bu kadar basit atışı kaçırırsanız maç kazanmanız mümkün değil." şeklinde konuştu. Jasikevicius, takımının performansından duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek, hatalardan ders çıkaracaklarını ve önlerindeki maçlara odaklanacaklarını vurguladı.

Maçın kırılma anlarına da değinen Jasikevicius, basit top kayıplarının ve kaçan atışların belirleyici olduğunu söyledi. Özellikle deplasman maçlarında bu tür hataların affedilmediğini belirten tecrübeli antrenör, oyuncularının bu durumdan ders çıkarması gerektiğini ifade etti.

Fenerbahçe Beko, bu mağlubiyetle EuroLeague'deki play-off yarışında yara alırken, Jasikevicius'un açıklamaları takımın geleceği için umut verici mesajlar içerdi. Takımın, hatalarından ders çıkararak daha iyi performans sergilemesi bekleniyor.

Ayşe Barım'ın avukatları, müvekkillerinin sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine İstanbul Adliyesi'nde basın açıklaması yaparak tahliye talebinde bulundu. Avukatlar, Barım'ın uzun süredir çeşitli sağlık sorunları yaşadığını ve durumunun cezaevi koşullarında daha da kötüleştiğini vurguladı.

Avukatların açıklamasına göre, Ayşe Barım'ın ani ölüm riski taşıdığına dair sağlık raporları bulunmaktadır. Barım'ın avukatlarından biri olan Esin Yeşilırmak, müvekkilinin sağlık sorunlarına dikkat çekerek, 'Ayşe Barım uzun zamandır birtakım sağlık sorunları yaşıyor. Gelinen aşamada bu sağlık sorunları cezaevi koşullarında artık dayanılmaz hale geldi' dedi.

Yeşilırmak, Ayşe Barım’ın hastalığının geldiği aşamada cezaevi koşullarında tedavisinin mümkün olmadığını belirterek, “Adli Tıp Kurumu raporu da bu yönde. Biz de bu rapor doğrultusunda bugün Ayşe Barım’ın tahliyesini talep ettik” şeklinde konuştu. Avukatlar, Barım'ın durumunun aciliyetine vurgu yaparak, yetkililerden tahliye taleplerine ivedilikle yanıt vermelerini beklediklerini ifade ettiler.

Avukatlar ayrıca, Ayşe Barım’ın sağlık durumunun daha da kötüleşmesi halinde geri dönüşü olmayan sonuçlar doğabileceği uyarısında bulundu. Basın açıklamasının ardından avukatlar, tahliye taleplerini içeren dilekçeyi ilgili mahkemeye sundular.

İstanbul Orman İşletme Müdürlüğü ile ilgili haberler ve gelişmeler şu şekildedir:

• İstanbul'da Kaçak Yapıyla Mücadele: İstanbul Orman İşletme Müdürlüğü, Beykoz'da ormanlık alana yapılan kaçak yapıları tespit etti.
• Yıkım Kararı ve Uygulama: Tespit edilen kaçak yapılar için yıkım kararı alındı ve ilgili ekipler tarafından yıkım işlemleri gerçekleştirildi.
• Ormanların Korunması: Müdürlük, ormanların korunması ve kaçak yapılaşmanın önlenmesi amacıyla denetimlerini sürdürüyor.
• Vatandaşların Bilgilendirilmesi: Ormanlık alanların korunması konusunda vatandaşların bilinçlendirilmesi için çeşitli çalışmalar yapılıyor.
• İşbirliği: İstanbul Orman İşletme Müdürlüğü, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği yaparak ormanların korunması için ortak projeler yürütüyor.

Bu haberler, İstanbul Orman İşletme Müdürlüğü'nün faaliyetleri ve ormanların korunmasına yönelik çalışmalarını özetlemektedir. Müdürlüğün çalışmaları, İstanbul'daki ormanlık alanların sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.

İstanbul'da meydana gelen olayda, uygun fiyatlı botoks yaptırmak isteyen 7 kişi, botoks uygulamasının ardından felç belirtileri göstererek hastaneye kaldırıldı. Hastaların konuşma güçlüğü çektiği, yutkunmakta zorlandığı ve gözlerini açamadığı belirtildi.

Olay, sahte veya merdiven altı olarak tabir edilen yerlerde yapılan botoks uygulamalarının risklerini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, botoks uygulamasının mutlaka uzman hekimler tarafından, steril ortamlarda ve Sağlık Bakanlığı onaylı ürünlerle yapılması gerektiğinin altını çiziyor.

Hastaneye başvuran hastaların durumunun ciddiyeti vurgulanırken, bu tür vakaların artmaması için yetkililerin denetimleri sıklaştırması gerektiği ifade ediliyor. Uzmanlar, botoksun ehil olmayan kişilerce uygulanması durumunda, enfeksiyon, alerjik reaksiyonlar ve sinir hasarı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Haberde, botoks yaptırmayı düşünen kişilere, uygulamanın riskleri ve güvenli botoks uygulaması için dikkat edilmesi gerekenler hakkında detaylı bilgiler veriliyor. Özellikle, uygulamanın yapılacağı yerin hijyen koşullarının ve uygulayıcı hekimin uzmanlığının araştırılması gerektiği belirtiliyor.

Özetle: Uygun fiyatlı botoks yaptırmak isteyen 7 kişi, felç belirtileriyle hastaneye kaldırıldı. Uzmanlar, merdiven altı botoks uygulamalarının risklerine dikkat çekerek, botoksun uzman hekimler tarafından yapılması gerektiğini vurguluyor.

Güneş koruyucuların yaz kış kullanılıp kullanılmaması, cilt sorunlarına yol açıp açmaması ve her güneş koruyucunun koruyup korumadığı gibi konular, dermatoloji uzmanı Dr. Hande Ulusal tarafından yanıtlanıyor. İşte güneş koruyucularla ilgili 8 önemli soru ve cevabı:

1. Güneş koruyucular yaz kış kullanılmalı mı? Evet, güneşin zararlı ışınları sadece yazın değil, kışın da cilde zarar verebilir. Bu nedenle güneş koruyucular, yıl boyunca düzenli olarak kullanılmalıdır. Özellikle karlı havalarda güneş ışınlarının yansıma etkisi arttığı için, kışın da güneş koruyucu kullanmak önemlidir.
2. Güneş koruyucular cilt sorunlarına neden olur mu? Bazı güneş koruyucular, içerdikleri kimyasal maddeler nedeniyle ciltte tahriş veya alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle, cilt tipine uygun ve dermatolojik olarak test edilmiş ürünler tercih edilmelidir. Hassas ciltler için mineral içerikli güneş koruyucular daha uygun olabilir.
3. Her güneş koruyucu korur mu? Güneş koruyucuların üzerinde belirtilen SPF (Sun Protection Factor) değeri, ürünün güneşin UVB ışınlarına karşı ne kadar koruma sağladığını gösterir. Ancak, UVA ışınlarına karşı da koruma sağlayan geniş spektrumlu güneş koruyucular tercih edilmelidir. Ayrıca, ürünün düzenli olarak ve yeterli miktarda uygulanması da önemlidir.
4. Güneş koruyucu seçimi nasıl olmalı? Cilt tipine uygun, geniş spektrumlu ve en az SPF 30 içeren bir güneş koruyucu seçilmelidir. Yağlı ciltler için yağsız (oil-free) ve komedojenik olmayan ürünler tercih edilmelidir. Kuru ciltler için ise nemlendirici özelliği olan güneş koruyucular daha uygun olabilir.
5. Güneş koruyucu ne kadar sıklıkla uygulanmalı? Güneş koruyucu, güneşe çıkmadan 15-30 dakika önce uygulanmalı ve her iki saatte bir yenilenmelidir. Özellikle yüzme, terleme veya kurulanma sonrası tekrar uygulanması önemlidir.
6. Güneş koruyucuların son kullanma tarihi var mıdır? Evet, güneş koruyucuların son kullanma tarihi vardır ve bu tarihten sonra etkinlikleri azalabilir. Bu nedenle, son kullanma tarihi geçmiş ürünler kullanılmamalıdır.
7. Makyaj altına güneş koruyucu sürülür mü? Evet, makyaj altına güneş koruyucu sürülebilir. Güneş koruyucu, makyajdan önce cilde uygulanmalı ve emildikten sonra makyaj yapılmalıdır.
8. Çocuklar için güneş koruyucu seçimi nasıl olmalı? Çocuklar için özel olarak formüle edilmiş, paraben ve parfüm içermeyen, mineral bazlı güneş koruyucular tercih edilmelidir. Çocukların cildi daha hassas olduğu için, yüksek koruma faktörlü ürünler kullanılmalıdır.

Inter Başkanı Giuseppe Marotta, Hakan Çalhanoğlu'nun transferine ilişkin çıkan iddialara son noktayı koydu. Marotta, Sky Italia'ya yaptığı açıklamada, 'Hakan Çalhanoğlu bizim için çok önemli bir oyuncu ve kesinlikle takımda kalacak' ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Hakan Çalhanoğlu'nun geleceğiyle ilgili spekülasyonlara son verdi.

Sezon başında adı birçok takımla anılan Hakan Çalhanoğlu'nun, özellikle Suudi Arabistan ekiplerinden cazip teklifler aldığı iddia ediliyordu. Ancak Inter'in tecrübeli orta saha oyuncusunu bırakmak istemediği ve oyuncunun da takımda kalmaya sıcak baktığı belirtiliyordu. Marotta'nın bu net açıklaması, transfer iddialarının tamamen asılsız olduğunu gösterdi.

Hakan Çalhanoğlu, Inter formasıyla gösterdiği performansla takımın önemli oyuncularından biri haline geldi. Orta sahadaki yaratıcılığı, pas yeteneği ve etkili şutlarıyla Inter'in başarısında büyük rol oynayan Çalhanoğlu, taraftarların da sevgisini kazanmış durumda. Inter'in şampiyonluk yarışındaki en önemli kozlarından biri olan Çalhanoğlu'nun takımda kalması, Inter taraftarları tarafından da memnuniyetle karşılandı.

Marotta ayrıca, transfer döneminde takıma yeni oyuncular katacaklarını da belirtti. Özellikle hücum hattını güçlendirmek istediklerini ifade eden Marotta, 'Scout ekibimiz yoğun bir şekilde çalışıyor ve takıma katkı sağlayacak oyuncuları belirlemeye çalışıyoruz. Transfer döneminde sürpriz gelişmeler olabilir' dedi.

Inter'in Hakan Çalhanoğlu'nu takımda tutma kararlılığı, oyuncunun Inter için ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Çalhanoğlu'nun da Inter'de mutlu olduğu ve takımda kalmak istediği biliniyor. Bu durum, hem oyuncu hem de kulüp açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Haberde, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun yaklaşık 40 yıldır süregelen İran takıntısı ve bu konudaki ısrarı ele alınıyor. Netanyahu'nun bu yaklaşımının, İsrail siyasetinde ve dış politikasında önemli bir yer tuttuğu belirtiliyor. Haberde ayrıca, Netanyahu'nun geçmişte İran'a yönelik olası saldırı planlarını iki kez gündeme getirdiği ancak çeşitli nedenlerle bu planları hayata geçiremediği ifade ediliyor.

İsrail'in geçmişte gerçekleştirdiği askeri operasyonlara da değiniliyor. Bu bağlamda şu bilgilere yer veriliyor:

• 1967 Altı Gün Savaşı'nda Mısır, Suriye ve Ürdün'e karşı kazanılan zafer.
• 1981'de Irak'ın nükleer reaktörünün bombalanması.
• 2007'de Suriye'deki bir nükleer tesisin imha edilmesi.
• Lübnan'a yönelik çeşitli askeri operasyonlar.
• Filistin topraklarında gerçekleştirilen askeri müdahaleler.

Haberde, Netanyahu'nun İran'a yönelik sert tutumunun bölgesel gerginliği artırabileceği ve olası bir askeri çatışmanın sonuçlarının öngörülemez olabileceği vurgulanıyor. Ayrıca, İsrail'in geçmişteki askeri operasyonlarının bölgedeki istikrarsızlığı derinleştirdiği ve yeni çatışmalara zemin hazırladığı ifade ediliyor.

Sonuç olarak, haber Netanyahu'nun İran konusundaki ısrarlı tutumunu ve İsrail'in geçmişteki askeri müdahalelerini değerlendirerek, bölgesel güvenlik açısından taşıdığı risklere dikkat çekiyor.

Eski ABD Başkanı Donald Trump, katıldığı bir podcast yayınında İran Cumhurbaşkanı ile görüşme olasılığına değindi. Trump, bu görüşmenin gerçekleşmesi için Türkiye'nin uygun bir lokasyon olabileceğini ifade etti.

Trump, sunucunun 'yeniden cumhurbaşkanı seçilirseniz İran cumhurbaşkanı ile görüşür müsünüz?' sorusuna, 'Kesinlikle görüşürüm. Bence bu harika olur' şeklinde yanıt verdi. Müzakerelerin nerede yapılabileceği sorusu üzerine ise Trump, 'Türkiye olabilir' dedi.

Sunucunun Türkiye'yi önermesi üzerine Trump, 'Türkiye olur. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iyi anlaşıyorum' şeklinde konuştu. Trump ayrıca, İran ile olası bir anlaşmanın çok hızlı bir şekilde yapılabileceğine inandığını belirtti.

Donald Trump'ın bu açıklamaları, ABD ve İran arasındaki ilişkilerin geleceği hakkında spekülasyonlara yol açtı. Trump'ın Türkiye'yi olası bir görüşme yeri olarak önermesi, Türkiye'nin bölgedeki arabuluculuk rolüne de işaret ediyor.

Trump'ın görev süresi boyunca İran ile ABD arasındaki gerilim oldukça yükselmişti. Nükleer anlaşmadan çekilmesi ve İran'a yönelik yaptırımları yeniden uygulamaya koyması, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da kötüleştirmişti.

Mussolini biyografisiyle tanınan İtalyan yazar Antonio Scurati, faşizmin çağdaş versiyonlarının demokrasiler için oluşturduğu tehdide dikkat çekiyor. Scurati, 2024 yılında İtalyan devlet televizyonunda yapması planlanan ancak son anda iptal edilen konuşmasıyla gündeme gelmişti. Bu konuşmada 25 Nisan'da kutlanan İtalya'nın faşizmden kurtuluş yıl dönümüne değinecekti.

Scurati, faşizmin sadece geçmişte kalmış bir olgu olmadığını, günümüzde farklı biçimlerde varlığını sürdürdüğünü belirtiyor. Ona göre, popülizm, otoriterleşme eğilimleri ve yabancı düşmanlığı gibi unsurlar, faşizmin modern tezahürleri olarak değerlendirilebilir. Yazar, bu eğilimlerin Avrupa ve dünya genelinde yükselişte olduğunu ve demokrasiler için ciddi bir tehlike oluşturduğunu savunuyor.

Scurati'nin Mussolini biyografisi, İtalya'da büyük ilgi görmüş ve tartışmalara yol açmıştı. Yazar, bu eserinde Mussolini'nin yükselişini ve iktidarda kalışını detaylı bir şekilde inceliyor. Scurati, faşizmin kökenlerini anlamanın, günümüzdeki faşist eğilimlerle mücadele etmek için önemli olduğunu vurguluyor.

Scurati'nin faşizm üzerine yaptığı çalışmalar, günümüzde demokrasilerin karşı karşıya olduğu zorluklara ışık tutuyor. Yazar, faşizmin farklı biçimlerde yeniden ortaya çıkabileceği ve bu nedenle uyanık olunması gerektiği konusunda uyarıyor.