Dünya basınında öne çıkan başlıklar arasında ABD Eğitim Bakanlığı'nın öğrenim kredisi borcunu ödemeyen öğrencilere yönelik aldığı sert önlemler yer alıyor. Bakanlık, borçlarını ödemekte geciken öğrencilere karşı daha agresif bir tutum sergileyerek, yasal yollara başvurabileceği ve borçların tahsili için her türlü adımı atabileceği uyarısında bulundu. Bu durum, özellikle yüksek öğrenim maliyetlerinin arttığı ve öğrencilerin mezuniyet sonrası iş bulmakta zorlandığı bir dönemde tartışma yarattı.

Bir diğer önemli gelişme ise eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, Ukrayna savaşını sona erdirmek amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan destek istemesi oldu. Trump'ın, Erdoğan'ı arayarak arabuluculuk yapmasını ve Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakerelerin yeniden başlamasına öncülük etmesini talep ettiği belirtiliyor. Bu talep, Türkiye'nin bölgedeki arabuluculuk rolünü bir kez daha gündeme getirdi.

Dünya basınında ayrıca şu konulara da yer verildi:

• Avrupa Birliği'nin enerji kriziyle mücadele stratejileri ve üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları.
• Çin'in ekonomik büyüme hedefleri ve uyguladığı politikaların küresel piyasalara etkileri.
• Latin Amerika'daki siyasi gelişmeler ve artan toplumsal huzursuzluklar.
• İklim değişikliğinin etkileri ve alınması gereken önlemler konusunda uluslararası işbirliği çağrıları.

Bu haberler, dünya gündeminin çeşitli alanlardaki önemli gelişmelerini yansıtırken, uluslararası ilişkiler, ekonomi, eğitim ve çevre gibi konularda farklı bakış açıları sunuyor.

CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında 1993 yılında öldürülen Cemil Önal cinayetini gündeme getirdi. Özkan, Önal'ın ölümünün ardında kaset şantajı skandalını ifşa etmesinin yattığını savundu.

Tuncay Özkan, Cemil Önal'ın dönemin Başbakanı Tansu Çiller'e yönelik kaset şantajını ortaya çıkardığını ve bu nedenle ölüm emri verildiğini iddia etti. Özkan, cinayetin aydınlatılması için TBMM'de araştırma komisyonu kurulması gerektiğini belirtti.

Özkan, Önal'ın 1993'te öldürülmeden önce telefonlarının dinlendiğini ve takip edildiğini, bu durumun cinayetin planlı bir eylem olduğunu gösterdiğini söyledi. Özkan, “Cemil Önal cinayeti, Türkiye'nin karanlık dehlizlerinde kaybolmuş bir faili meçhul değildir. Bu cinayet, devlet içindeki çetelerin, siyasi cinayetlerin ve kaset şantajlarının bir sonucudur” dedi.

Özkan ayrıca, Cemil Önal'ın ölümünden sonra olayın üzerine gidilmediğini ve cinayetin örtbas edilmeye çalışıldığını iddia etti. “Cemil Önal'ın ailesi ve sevenleri, adaletin yerini bulmasını bekliyor. Bu cinayetin aydınlatılması, Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmesi ve benzer olayların tekrar yaşanmaması için hayati önem taşıyor” şeklinde konuştu.

Özkan, TBMM'ye sunacakları araştırma önergesiyle cinayetin tüm yönleriyle araştırılmasını ve sorumluların yargı önüne çıkarılmasını talep edeceklerini vurguladı.

Prof. Dr. Süleyman Pampal’ın açıklamalarına göre, Silivri açıklarında ve Marmaraereğlisi’nde meydana gelen depremler, Marmara Denizi’nde batıya doğru bir deprem göçünün işareti olabilir. Prof. Dr. Bayraktutan, bu durumu “Doğudan batıya doğru bir deprem göçü var” şeklinde yorumladı.

Bayraktutan, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın (KAF) kuzey kolunda, 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi ile kırılmanın batıya doğru ilerlediğini ve bu durumun Silivri ve Marmaraereğlisi’ndeki depremlerle kendini gösterdiğini ifade etti.

Olası büyük Marmara depremi senaryolarına da değinen Bayraktutan, bu depremin nerede ve ne zaman olacağının henüz bilinemediğini vurguladı. Ancak, KAF’ın Marmara Denizi içindeki durumunun ve kırılmamış fay parçalarının varlığının, bölgedeki deprem riskini sürekli olarak yüksek tuttuğunu belirtti.

Prof. Dr. Bayraktutan, bu depremlerin sadece birer uyarıcı niteliğinde olduğunu ve bölgedeki yerleşim yerlerinin, özellikle de İstanbul’un depreme karşı hazırlıklı olması gerektiğini sözlerine ekledi. Deprem hazırlıklarının, yapısal güçlendirme çalışmalarının ve bilinçlendirme faaliyetlerinin artırılması gerektiğini vurguladı.

Ekonomist Mahfi Eğilmez, çoklu organ yetmezliği teşhisiyle hastaneye kaldırıldı. Eğilmez'in sağlık durumuyla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

Mahfi Eğilmez, Türkiye'nin önde gelen ekonomistlerinden biridir. Yıllarca çeşitli kamu ve özel sektör kuruluşlarında görev yapmış, ekonomi alanında çok sayıda kitap ve makale yayınlamıştır. Özellikle ekonomi konusundaki anlaşılır anlatımıyla geniş kitlelerin takdirini kazanmıştır. Eğilmez'in rahatsızlığı, ekonomi camiasında ve sevenleri arasında büyük üzüntüye yol açmıştır.

Eğilmez'in sağlık durumuna ilişkin henüz detaylı bir açıklama yapılmadı. Ancak, hastaneden yapılacak açıklamaların kamuoyuyla paylaşılması bekleniyor.

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, Ukrayna'daki savaşı sona erdirme amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan destek istediği bildirildi. Bu talep, Washington ve Ankara arasında potansiyel bir barış diplomasisi girişiminin sinyallerini veriyor.

Haberde, Trump'ın Erdoğan ile yaptığı görüşmenin detaylarına yer verilmezken, talebin içeriği ve olası sonuçları hakkında spekülasyonlar yapılıyor. Türkiye'nin, Rusya ve Ukrayna arasındaki ilişkilerinde sahip olduğu dengeleyici rol ve arabuluculuk potansiyeli vurgulanıyor.

Türkiye'nin rolü: Türkiye, savaşın başından beri hem Rusya hem de Ukrayna ile diyalog kanallarını açık tutarak, arabuluculuk için uygun bir konumda bulunuyor. Ankara'nın, tahıl koridoru anlaşması gibi önemli diplomatik başarılara imza attığı hatırlatılıyor.

Trump'ın motivasyonu: Trump'ın bu hamlesi, olası bir başkanlık seçiminde dış politika alanında elini güçlendirme çabası olarak yorumlanabilir. Ukrayna savaşını sona erdirme vaadi, seçmenler nezdinde popülaritesini artırabilir.

ABD-Türkiye ilişkileri: Bu talep, son dönemde gerginleşen ABD-Türkiye ilişkilerinde yeni bir sayfa açabilir. İki ülke arasındaki işbirliği, bölgesel istikrarın sağlanması açısından önem taşıyor. Ancak, S-400 savunma sistemi gibi çözülmemiş sorunlar, ilişkilerin önünde engel teşkil etmeye devam ediyor.

Olası senaryolar: Erdoğan'ın Trump'ın talebine nasıl yanıt vereceği henüz bilinmiyor. Ancak, Türkiye'nin barış diplomasisine katkıda bulunma konusunda istekli olduğu biliniyor. İki lider arasındaki olası bir işbirliği, savaşın sona ermesi için umut ışığı olabilir.

Hıdırellez, Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan ve baharın gelişini müjdeleyen bir bayramdır. Bu bayramda çeşitli ritüeller gerçekleştirilirken, en bilinenlerinden biri de yoğurt mayalama ritüelidir. Hıdırellez'de yoğurt mayalamanın bolluk ve bereket getireceğine inanılır.

Hıdırellez Yoğurt Mayalama Ritüeli Nasıl Yapılır?

Ritüel için öncelikle süt hazırlanır. Sütün taze ve doğal olması önemlidir. Süt kaynatıldıktan sonra ılıması beklenir. Maya olarak kullanılacak yoğurt, bir önceki mayadan ayrılmış ve saklanmış olmalıdır. Maya yoğurt, sütün sıcaklığı uygun hale geldiğinde (yaklaşık 40-45 derece) süte karıştırılır. Bu karışım tahta bir kaşık yardımıyla yavaşça karıştırılır.

Yoğurt mayalanacak kabın üzeri temiz bir bez veya kapakla örtülür ve sıcak bir yerde muhafaza edilir. Mayalanma süresi genellikle 6-8 saat sürer. Bu süre boyunca kabın hiç hareket ettirilmemesi önemlidir.

Mayalanma tamamlandıktan sonra yoğurt buzdolabına alınır ve soğutulur. Soğuduktan sonra tüketilmeye hazırdır.

Hıdırellez Yoğurdunda Dikkat Edilmesi Gerekenler:

• Sütün taze ve doğal olması
• Maya olarak kullanılacak yoğurdun kaliteli olması
• Sütün sıcaklığının doğru ayarlanması
• Mayalanma süresince kabın hareket ettirilmemesi

Hıdırellez yoğurdu, sadece bir ritüel olmanın ötesinde, sağlıklı ve doğal bir besin kaynağıdır. Evde yapılan yoğurt, katkı maddesi içermediği için daha sağlıklıdır ve lezzetlidir.

Hıdırellez'de yoğurt mayalama ritüeli, geçmişten günümüze aktarılan bir gelenektir. Bu ritüel, bolluk ve bereketin yanı sıra, birlik ve beraberlik duygularını da pekiştirir.

İstanbul'da, il genelinde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen 'Huzur İstanbul' uygulamasında, çeşitli suçlardan aranan toplam 1005 kişi yakalandı. Uygulama, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı tüm birimlerin katılımıyla gerçekleştirildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaya göre, uygulamada, aranan şahısların yakalanmasına yönelik çalışmalar yoğunlaştırıldı. Bu kapsamda, haklarında yakalama kararı bulunan ve çeşitli suçlara karışmış olan çok sayıda kişi tespit edildi.

Operasyon sonucunda, farklı suçlardan aranan ve haklarında kesinleşmiş hapis cezası bulunan kişiler de yakalandı. Yakalanan şahıslar, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, 'Huzur İstanbul' uygulamalarının aralıksız devam edeceğini ve İstanbul halkının huzur ve güvenliği için çalışmaların sürdürüleceğini belirtti.

Uygulamada ayrıca, umuma açık yerlerde ve özellikle park ve bahçelerde denetimler yapıldı. Şüpheli görülen şahıslar üzerinde kimlik kontrolü yapıldı ve üst araması gerçekleştirildi. Bu denetimlerde de çeşitli suç unsurlarına rastlandığı ve gerekli işlemlerin yapıldığı öğrenildi.

İstanbul genelinde yapılan bu tür uygulamalar, suç oranlarını düşürmeye ve vatandaşların kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlamaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Bitlis'te güvenlik güçleri tarafından yapılan yol kontrol ve arama faaliyetleri sırasında, şüphe üzerine durdurulan bir yolcu otobüsünde arama yapıldı. Aramalar neticesinde, bir yolcunun valizinde gizlenmiş vaziyette, piyasa değeri yüksek miktarda metamfetamin ele geçirildi.

Bitlis İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, uyuşturucu madde ticareti ve kullanımının engellenmesine yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonda, şehirlerarası yolcu taşıyan bir otobüs, Bitlis girişinde durdurularak arama yapıldı.

Yapılan detaylı aramada, bir yolcunun valizinin içerisine özenle saklanmış metamfetamin maddesi bulundu. Ele geçirilen metamfetaminin miktarı ve piyasa değeri hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmazken, olayla ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Gözaltına alınan şüpheli veya şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ediyor. Yetkililer, uyuşturucu madde ticaretine karşı mücadelelerinin kararlılıkla sürdürüleceğini vurguladı. Bu tür operasyonların, bölgedeki uyuşturucu trafiğinin önlenmesi açısından büyük önem taşıdığı belirtiliyor.

Soruşturmanın derinleştirilerek, uyuşturucu maddenin kaynağı ve bağlantılı olduğu diğer kişilerin tespit edilmesine çalışıldığı öğrenildi. Olayla ilgili gelişmelerin takip edildiği ve kamuoyunun bilgilendirilmeye devam edeceği ifade edildi.

Hatay'ın Samandağ ilçesinde bulunan Hz. Hızır Türbesi, özellikle cuma günleri yoğun ziyaretçi akınına uğruyor. Farklı inançlara sahip vatandaşlar, türbeyi ziyaret ederek hem dua ediyor hem de dileklerde bulunuyor.

Hz. Hızır'ın yaşadığına inanılan ve makamının bulunduğu türbe, özellikle cuma günleri öğle namazı sonrasında ziyaretçilerle dolup taşıyor. Alevi, Sünni ve Hristiyan vatandaşlar, burada bir araya gelerek ortak dualar ediyor.

Ziyaretçiler, türbenin manevi atmosferinden etkilenerek, bolluk, bereket ve şifa dileklerinde bulunuyor. Türbe ziyaretinin ardından çevredeki esnaflardan alışveriş yaparak bölge ekonomisine de katkı sağlıyorlar.

Vatandaşlar, Hz. Hızır'ın bolluk ve bereketi temsil ettiğine inanarak, türbede yapılan duaların kabul olacağına dair umut taşıyorlar. Bu nedenle, özellikle cuma günleri türbeye olan ilgi daha da artıyor.

Türbe, sadece Hatay'dan değil, çevre illerden ve hatta yurt dışından da ziyaretçi ağırlıyor. Farklı kültürlerden ve inançlardan insanların bir araya geldiği bu mekan, hoşgörü ve birlikteliğin sembolü haline gelmiş durumda.

Ziyaretçilerden alınan bilgilere göre, türbenin manevi atmosferi ve Hz. Hızır'a duyulan inanç, burayı özel bir mekan haline getiriyor.

Türbe ziyaretinin yanı sıra, çevredeki doğal güzellikler ve tarihi mekanlar da ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bu sayede, bölge turizmi de canlanıyor.

Hz. Hızır Türbesi, Hatay'ın önemli inanç turizmi merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayan türbe, bölge halkı için de önemli bir geçim kaynağı oluşturuyor.

Türbe ve çevresinin korunması, gelecek nesillere aktarılması büyük önem taşıyor.