Gazze'de yaşayan insanlar, bölgedeki mevcut durumun vahametini dile getirerek uluslararası topluma yardım çağrısında bulunuyor. Sürekli devam eden çatışmalar ve abluka nedeniyle temel ihtiyaçlara erişimde yaşanan sıkıntılar, halkın yaşam koşullarını giderek zorlaştırıyor. Elektrik, su, gıda ve tıbbi malzeme eksikliği, bölgedeki insani krizi derinleştiriyor.

Hastaneler, yetersiz kaynaklarla çalışmaya devam ederken, yaralı ve hasta sayısındaki artış sağlık sistemini çökme noktasına getirmiş durumda. Temel tıbbi malzemelerin eksikliği, sağlık çalışanlarının hastalara müdahalesini zorlaştırıyor. Birçok Gazzelinin en temel insani ihtiyaçlarını karşılayamadığı belirtiliyor.

Gazze'deki siviller, uluslararası toplumdan acil yardım bekliyor. Özellikle çocukların ve yaşlıların bu durumdan en çok etkilendiği vurgulanıyor. Bölge halkı, kalıcı bir çözüm bulunana kadar insani yardımların kesintisiz bir şekilde ulaştırılmasını talep ediyor.

Uluslararası yardım kuruluşları, Gazze'ye yardım ulaştırmakta zorlanıyor. Sınır geçişlerinde yaşanan sıkıntılar ve güvenlik endişeleri, yardımların bölgeye ulaşmasını engelliyor. Birçok kuruluş, insani yardım koridorlarının açılması ve yardımların güvenli bir şekilde dağıtılması için çağrıda bulunuyor.

Gazze'deki durumun daha da kötüleşmemesi için uluslararası toplumun acil harekete geçmesi gerektiği belirtiliyor. Bölge halkının temel ihtiyaçlarının karşılanması ve kalıcı bir çözüm bulunması için diplomatik çabaların artırılması önem taşıyor.

Günümüzde teknolojinin ve hızlı yaşamın etkisiyle bazı nezaket kuralları unutulmaya başlandı. Oysa bu kurallar, sosyal ilişkilerimizi güçlendirmenin ve daha saygılı bir toplum oluşturmanın temel taşlarından.

İşte unutulmaya yüz tutmuş 5 önemli nezaket kuralı:

1. Tanışırken El Sıkışmak: Yeni biriyle tanışırken veya bir toplantıya başlarken el sıkışmak, saygı ve güvenin bir göstergesidir. Göz teması kurarak ve gülümseyerek yapılan bir el sıkışma, olumlu bir ilk izlenim bırakır.
2. Teşekkür Etmek: Yapılan her türlü iyilik veya yardım için teşekkür etmek, takdirin ve saygının ifadesidir. Küçük veya büyük, her türlü yardım için içten bir teşekkür, ilişkileri güçlendirir ve karşılıklı saygıyı artırır.
3. Kapıyı Tutmak: Bir mekana girerken veya çıkarken arkamızdan gelen kişiye kapıyı tutmak, nazik ve düşünceli bir davranıştır. Özellikle yaşlı veya engelli kişilere kapıyı tutmak, onlara yardımcı olmanın ve saygı göstermenin bir yoludur.
4. Af Dilemek: Hata yaptığımızda veya istemeden birini kırdığımızda özür dilemek, sorumluluk almanın ve pişmanlık duymanın bir göstergesidir. Samimi bir özür, kırgınlıkları gidermeye ve ilişkileri onarmaya yardımcı olabilir.
5. Telefonu Sessize Almak: Toplantılarda, sinemada veya tiyatroda telefonun sesini kapatmak veya sessize almak, diğer insanlara saygı göstermenin bir gereğidir. Telefon görüşmeleri veya mesajlaşmalarla başkalarının dikkatini dağıtmak, hoş karşılanmayan bir davranıştır.

Bu nezaket kurallarına dikkat ederek, hem kendi sosyal çevremizde hem de toplumda daha olumlu ve saygılı bir atmosfer yaratabiliriz. Unutmayalım ki, küçük bir nezaket hareketi bile büyük farklar yaratabilir.

Rum Suresi'nin ilk ayetlerinde, Bizans İmparatorluğu'nun (Rûm) yakın bir gelecekte galip geleceği belirtilmektedir. Bu iddiaya göre, sure indirildiğinde Bizanslılar, Perslere karşı büyük bir yenilgi almıştı ve durumları oldukça kötüydü. Hatta bazı kaynaklara göre, Mekkeli müşrikler bu durumla alay ediyor ve Bizans'ın bir daha toparlanamayacağını düşünüyorlardı.

Ancak, Rum Suresi'nin bildirdiği gibi, Bizanslılar gerçekten de kısa bir süre sonra Perslere karşı zafer kazandılar. Bu zafer, Müslümanlar için büyük bir moral kaynağı olmuş ve Kur'an'ın gaybı bildirme mucizesine bir örnek teşkil etmiştir.

Surenin ilgili ayetleri şöyledir:

• Elif, Lâm, Mîm.
• Rumlar yenildi.
• Yeryüzünün en yakınında. Onlar, bu yenilgilerinden sonra galip geleceklerdir.
• Birkaç yıl içinde. İş, eninde sonunda Allah'ındır. Bundan önce de sonra da. O gün müminler sevineceklerdir.
• Allah'ın yardımıyla. O, dilediğine yardım eder. O, güçlüdür, rahîmdir.

Bu ayetlerdeki 'birkaç yıl içinde' ifadesinin, Bizans'ın zaferinin gerçekleşeceği zaman dilimini işaret ettiği belirtilmektedir. Tarihi kayıtlara göre, Bizanslılar gerçekten de Rum Suresi'nin indirilişinden kısa bir süre sonra Perslere karşı önemli bir zafer elde etmişlerdir. Bu durum, Rum Suresi'nin bir mucizesi olarak değerlendirilmektedir.

Bazı yorumlara göre surenin mucizevi yönü sadece gaybi bir haber vermesi değil, aynı zamanda Bizans'ın o dönemdeki zayıf durumu göz önüne alındığında, böyle bir zaferin gerçekleşmesinin ne kadar uzak bir ihtimal olduğunu vurgulamasıdır.

Lüks tüketim ürünlerine olan ilgi giderek artarken, bu durum sakız piyasasına da yansıdı. İçerisinde gerçek altın parçacıkları bulunan bir sakız, fiyatıyla dikkat çekiyor ve çeyrek altın fiyatını aşarak yarım altınla yarışır hale geldi.

Sakızın içeriğindeki altın parçacıklarının 24 ayar olduğu belirtiliyor. Üretici firma, bu sakızı özel olarak tasarladıklarını ve sadece belirli noktalarda satışa sunduklarını ifade ediyor. Sakızın bu kadar pahalı olmasının ardındaki nedenlerden biri de, üretiminde kullanılan altının saflığı ve işçiliği.

Tüketicilerin bu tür lüks ürünlere olan ilgisi, üretici firmaları da farklı arayışlara yöneltiyor. Altınlı sakızın yanı sıra, farklı değerli taşlar veya özel aromalar içeren sakızların da piyasaya sürülmesi bekleniyor. Uzmanlar, lüks tüketim trendinin önümüzdeki dönemde daha da artacağını öngörüyor.

Sakızın fiyatı, altın piyasasındaki dalgalanmalara göre değişiklik gösterebiliyor. Ancak genel olarak, çeyrek altının üzerinde bir fiyata sahip olması, onu dünyanın en pahalı sakızlarından biri yapıyor. Bu durum, sakızın sadece bir tüketim ürünü olmaktan çıkıp, bir yatırım aracı olarak da görülmesine neden oluyor.

Özellikle sosyal medyada büyük yankı uyandıran bu sakız, kullanıcılar arasında farklı yorumlara neden oldu. Kimileri fiyatını abartılı bulurken, kimileri de bu tür lüks ürünlerin piyasada yer almasının normal olduğunu savunuyor.

Bilecik'te konumlanan Şeyh Edebali Türbesi, ziyaretçilerine manevi bir atmosferde dinlenme ve tefekkür etme imkanı sunuyor. Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde büyük öneme sahip olan Şeyh Edebali'nin türbesi, tarihi ve kültürel zenginliğiyle dikkat çekiyor. Türbe, sadece Bilecikliler için değil, aynı zamanda farklı şehirlerden gelen ziyaretçiler için de önemli bir durak noktası haline gelmiş durumda.

Şeyh Edebali'nin Osmanlı tarihindeki rolü ve etkisi, türbeyi daha da anlamlı kılıyor. Ziyaretçiler, türbeyi ziyaret ederek hem manevi bir huzur buluyor hem de Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarına doğru bir yolculuğa çıkıyor. Türbe içerisinde Şeyh Edebali'nin sandukasının yanı sıra, döneme ait çeşitli tarihi eserler ve el yazmaları da sergileniyor.

Türbenin mimarisi de dikkat çekici özelliklere sahip. Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan yapıda, detaylı işlemeler ve süslemeler göze çarpıyor. Türbenin çevresi, ziyaretçilerin dinlenebileceği ve vakit geçirebileceği şekilde düzenlenmiş durumda. Ayrıca, türbe içerisinde bulunan görevliler, ziyaretçilere Şeyh Edebali ve Osmanlı tarihi hakkında bilgi vererek, ziyaretin daha da anlamlı hale gelmesini sağlıyor.

Şeyh Edebali Türbesi, Bilecik'in tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçası olarak korunmaya devam ediyor. Her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayan türbe, manevi bir atmosferde huzur bulmak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir mekan. Bilecik'e yolunuz düşerse, Şeyh Edebali Türbesi'ni ziyaret ederek hem tarihi bir yolculuğa çıkabilir hem de manevi bir mola verebilirsiniz.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde (ESOGÜ) kadın öğrenciler, son zamanlarda artan cinsel şiddet olaylarına karşı bir araya gelerek protesto düzenledi. Üniversite yemekhanesi önünde toplanan öğrenciler, “Faillerle aynı kampüste olmayacağız” sloganları atarak dikkat çekti.

Öğrenciler adına yapılan açıklamada, üniversite içerisinde yaşanan cinsel taciz, şiddet ve mobbing vakalarına dikkat çekilerek, bu tür olayların faillerinin cezasız kalmaması ve gerekli önlemlerin alınması talep edildi. Açıklamada, “Üniversitemizde yaşanan cinsel saldırı, taciz ve mobbing olaylarına karşı sessiz kalmayacağız. Faillerin yargılanması ve cezalandırılması için mücadele edeceğiz” ifadelerine yer verildi.

Protestoya katılan öğrenciler, taşıdıkları dövizlerle de taleplerini dile getirdi. Dövizlerde, “Cinsel şiddete hayır”, “Failler cezasız kalmasın”, “Kampüsümüzde güvenli bir ortam istiyoruz” gibi mesajlar yer aldı.

Öğrenciler, üniversite yönetiminden bu konuda somut adımlar atılmasını beklediklerini belirterek, faillerle aynı kampüste eğitim görmek istemediklerini vurguladı. Protesto, yapılan basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde sona erdi.

Eylemlerinde, üniversite yönetiminin bu tür olaylara karşı daha duyarlı olması ve gerekli önlemleri alması gerektiği vurgulandı. Kadın öğrenciler, güvenli bir kampüs ortamı sağlanana kadar mücadelelerine devam edeceklerini ifade ettiler.

İzmir'in Foça ilçesinde, henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangın, tarım arazisinden başlayarak kısa sürede ormanlık alana yayıldı. Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.

Yangına havadan ve karadan müdahale başlatıldı. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü'ne ait yangın söndürme helikopterleri ve uçakları, alevlere havadan müdahale ederken, karadan da itfaiye ekipleri yangını kontrol altına almaya çalışıyor. Rüzgarın etkisiyle hızla yayılan yangın, çevredeki yerleşim yerleri için de tehdit oluşturuyor.

Yangınla Mücadele Çalışmaları Devam Ediyor: Ekipler, yangının daha da büyümesini engellemek için yoğun çaba sarf ediyor. Bölgedeki vatandaşlar da söndürme çalışmalarına destek veriyor. Yangının çıkış nedeni henüz belirlenemezken, yetkililer olayla ilgili soruşturma başlattı.

Vatandaşlar Tedirgin: Yangının ormanlık alana sıçramasıyla birlikte bölgedeki vatandaşlar büyük tedirginlik yaşadı. Özellikle yangın bölgesine yakın olan evlerde yaşayanlar, alevlerin evlerine sıçramaması için dua ediyor. Yetkililer, vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Soruşturma Başlatıldı: Yangının çıkış sebebiyle ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlatıldı. İlk belirlemelere göre yangının, tarım arazisinde çıkan bir kıvılcımdan kaynaklandığı düşünülüyor. Ancak, yangının kesin çıkış nedeni yapılacak incelemeler sonucunda belirlenecek.

Yükseköğretim Kurumları Yabancı Dil Sınavı (YÖKDİL), yükseköğretim kurumlarında lisansüstü eğitim almak isteyen veya akademik kadrolara başvuracak adaylar için önemli bir sınavdır. 2025 yılının ikinci YÖKDİL sınavı (YÖKDİL/2) için başvuru tarihleri ve sınavın ne zaman yapılacağı merak konusu olmaktadır.

Henüz 2025 YÖKDİL/2 sınavının başvuru tarihleri ve sınav tarihi net olarak açıklanmamıştır. Ancak, geçmiş yıllardaki sınav takvimleri incelendiğinde, sınav tarihlerine dair çıkarımlar yapmak mümkündür. ÖSYM tarafından yayınlanan 2024 sınav takvimine göre YÖKDİL sınavları genellikle Mart ve Ağustos/Eylül aylarında gerçekleştirilmektedir. Bu bilgiler ışığında 2025 YÖKDİL/2 sınavının da 2025 yılının Ağustos veya Eylül ayında yapılması beklenmektedir.

Adayların güncel duyuruları takip etmeleri önemlidir. ÖSYM'nin resmi internet sitesi (osym.gov.tr) ve diğer güvenilir kaynaklar üzerinden yapılacak açıklamalar takip edilmelidir. Başvuru tarihleri, sınav ücretleri ve sınavla ilgili diğer tüm detaylar bu platformlarda ilan edilecektir.

YÖKDİL sınavı, İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça gibi çeşitli dillerde yapılmaktadır ve adaylar kendi alanlarına uygun olan dili seçerek sınava girebilirler. Sınavda dil bilgisi, kelime bilgisi, okuduğunu anlama ve çeviri gibi beceriler ölçülmektedir. Adayların bu alanlarda hazırlık yapmaları sınavda başarılı olmaları için önemlidir.

Sınava hazırlık sürecinde, geçmiş yıllarda çıkmış soruları çözmek, deneme sınavlarına katılmak ve dil bilgisini güçlendirmek faydalı olacaktır. Ayrıca, YÖKDİL'e yönelik hazırlık kitapları ve online kaynaklar da adaylara yardımcı olabilir.

Özetle, 2025 YÖKDİL/2 sınavının tarihleri henüz kesinleşmemiş olmakla birlikte, geçmiş yıllardaki sınav takvimleri dikkate alındığında Ağustos veya Eylül ayında yapılması beklenmektedir. Adayların ÖSYM'nin duyurularını takip ederek güncel bilgilere ulaşmaları ve sınav hazırlıklarına şimdiden başlamaları önerilir.

Galatasaray, yeni sezon öncesinde transfer çalışmalarına hız verdi. Sarı-kırmızılıların hedefindeki isimlerden biri de Bayern Münih'te forma giyen Alman yıldız Leroy Sane. Galatasaray'ın Sane için yaptığı teklifin detayları belli oldu.

Galatasaray, Leroy Sane'yi kadrosuna katmak için önemli bir hamle yaptı. Alman yıldız için Bayern Münih'e resmi teklifte bulunuldu. Teklifin detayları ise şöyle:

• Galatasaray, Leroy Sane için Bayern Münih'e 25 milyon Euro bonservis bedeli teklif etti.
• Sarı-kırmızılılar, Sane'ye yıllık 6 milyon Euro maaş önerdi.
• Ayrıca, sözleşmeye şampiyonluk bonusları ve diğer ek ödemeler de dahil edildi.

Galatasaray yönetiminin, teknik direktör Okan Buruk'un da çok istediği Sane transferini bitirmek için tüm imkanları seferber ettiği belirtiliyor. Transferin gerçekleşmesi halinde Sane, Süper Lig'in en pahalı oyuncularından biri olacak.

Leroy Sane'nin Bayern Münih ile olan sözleşmesi 2025 yılında sona eriyor. Alman kulübünün, Sane'yi satmaya sıcak bakıp bakmayacağı ise henüz bilinmiyor. Ancak Galatasaray'ın yaptığı cazip teklifin, Bayern Münih'i düşündüreceği tahmin ediliyor.

Galatasaray taraftarları, Sane transferinin gerçekleşmesini heyecanla bekliyor. Yıldız oyuncunun transferi, sarı-kırmızılıların şampiyonluk yarışındaki gücüne büyük katkı sağlayabilir.