Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Sudan'ın Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) karşı açtığı davayı reddetti. Dava, BAE'nin Darfur bölgesinde soykırım yaptığı iddialarını içeriyordu. UAD, davanın yargı yetkisi kapsamında olmadığına karar verdi.

Sudan, BAE'yi Darfur'da işlenen soykırım suçuna iştirak etmekle suçlamıştı. Sudan'a göre BAE, bölgedeki milis gruplarını destekleyerek soykırımın gerçekleşmesine katkıda bulundu. Sudan, UAD'den BAE'nin bu eylemlerine son vermesini ve tazminat ödemesini talep etmişti.

UAD, davanın reddine gerekçe olarak, Sudan'ın 2003 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne taraf olmadan önce davayı açmış olmasını gösterdi. Divan, bu nedenle, BAE'nin sözleşmeyi ihlal ettiği iddialarını değerlendirme yetkisinin bulunmadığına hükmetti.

Kararda, UAD'nin yargı yetkisi, devletlerin sözleşmeye taraf oldukları tarihten sonraki eylemlerle sınırlı olduğu vurgulandı. Sudan'ın sözleşmeye katılım tarihi, davanın açıldığı tarihten sonra olduğu için, divan davayı reddetti.

Bu karar, UAD'nin uluslararası hukuk uyuşmazlıklarındaki rolünü ve yetki sınırlarını bir kez daha gündeme getirdi. UAD, devletler arasındaki anlaşmazlıkları çözmekle yetkilendirilmiş Birleşmiş Milletler'in en yüksek yargı organıdır.

Hollanda'da 5 Mayıs Kurtuluş Günü kutlamaları sırasında Filistin yanlısı bir protesto, ulusal törenin aksamasına neden oldu. Başkent Amsterdam'daki etkinlikte, Filistin bayrakları taşıyan ve sloganlar atan bir grup protestocu, kutlamaların yapıldığı alana girmeye çalıştı. Polisin müdahalesiyle protestocuların tören alanına girişi engellendi, ancak olaylar sırasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı.

Protestocular, Hollanda hükümetinin İsrail'e verdiği desteği ve Gazze'deki durumu protesto ettiklerini belirttiler. Göstericiler, “Özgür Filistin” sloganları atarak, Hollanda'nın İsrail ile olan ticari ve siyasi ilişkilerini kesmesini talep ettiler.

Törenin yapıldığı Dam Meydanı'nda toplanan kalabalık, protestocuların eylemi nedeniyle bir süre tedirginlik yaşadı. Polis, protestocuları uzaklaştırmak için yoğun çaba sarf etti. Olaylar sırasında bazı protestocular gözaltına alındı.

Hollanda Kurtuluş Günü, ülkenin 2. Dünya Savaşı'nda Nazi işgalinden kurtuluşunu anmak için her yıl 5 Mayıs'ta kutlanıyor. Bu yılki kutlamalara gölge düşüren protesto, ülke genelinde tartışmalara yol açtı. Bazı siyasi çevreler, protesto hakkının önemine vurgu yaparken, bazıları ise ulusal bir törenin bu şekilde aksatılmasını eleştirdi.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Yetkililer, protestonun planlanma şekli ve katılımcıların kimlikleri hakkında bilgi toplamaya çalışıyor. Ayrıca, gelecekte benzer olayların yaşanmaması için güvenlik önlemlerinin artırılması gündemde.

Bu olay, Avrupa genelinde Filistin-İsrail çatışmasıyla ilgili artan gerilimi ve toplumsal kutuplaşmayı bir kez daha gözler önüne serdi.

İstanbul'da kadınlar, Şişli'de meydana gelen ve Bahar Aksu'nun hayatını kaybettiği cinayeti protesto etmek amacıyla bir araya geldi. Eylemde, kadın cinayetlerine dikkat çekilerek faillerin cezalandırılması talep edildi.

Protesto yürüyüşü, Şişli'de gerçekleşti. Kadınlar, Bahar Aksu'nun fotoğraflarını taşıyarak ve sloganlar atarak cinayete tepki gösterdi. Eylemciler, kadın cinayetlerinin politik olduğunu ve bu tür olayların önlenmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Yürüyüş sırasında yapılan açıklamalarda, Bahar Aksu cinayetinin münferit bir olay olmadığı, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin sistematik bir sorun olduğu belirtildi. Kadın örgütleri, yetkilileri kadın cinayetlerine karşı daha etkili önlemler almaya ve failleri en ağır şekilde cezalandırmaya çağırdı.

Eylemde, İstanbul Sözleşmesi'nin önemi de vurgulanarak, sözleşmenin uygulanmasının kadınların korunması açısından hayati olduğu ifade edildi. Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının kadın cinayetlerini cesaretlendirdiğini ve bu karardan geri dönülmesi gerektiğini dile getirdi.

Yürüyüş, yapılan basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde sona erdi. Kadınlar, Bahar Aksu ve tüm kadın cinayeti kurbanları için adalet taleplerini yineleyerek, mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Eylemin temel talepleri şunlardı:

• Kadın cinayetlerinin durdurulması
• Faillerin en ağır şekilde cezalandırılması
• İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması
• Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için etkili politikalar geliştirilmesi

Kamboçya'da muhalif milletvekili Hong Sok Hour, sürgünde olduğu Tayland'da yaptığı bir konuşma nedeniyle yargılandı. Phnom Penh mahkemesi, Hour'u Başbakan Hun Manet'in babası olan eski Başbakan Hun Sen'i eleştirdiği gerekçesiyle suçlu buldu.

Mahkeme, 5 Mayıs 2025 tarihinde Hour'a beş yıl hapis cezası verdi ve siyaset yapmasını da aynı süreyle yasakladı. Hour, 2016 yılında sahte bir sınır anlaşması yayınlamak suçundan daha önce de hapis yatmıştı. Bu durum, Kamboçya'daki siyasi baskıların devam ettiğinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

Hour'un davası, Kamboçya'da muhalefete yönelik baskıların bir parçası olarak görülüyor. 2023 seçimlerinde iktidardaki Kamboçya Halk Partisi (CPP) büyük bir zafer elde etmişti, ancak seçimler adil olmadığı gerekçesiyle eleştirilmişti. Birçok muhalif lider ya hapse atılmış ya da sürgüne gitmek zorunda kalmıştı.

Özetle:

• Hong Sok Hour, Tayland'da yaptığı konuşma nedeniyle suçlu bulundu.
• Hour'a beş yıl hapis ve siyasi yasak cezası verildi.
• Dava, Kamboçya'daki siyasi baskıların bir örneği olarak değerlendiriliyor.

Bu karar, uluslararası insan hakları örgütleri tarafından da eleştirildi. Birçok örgüt, Kamboçya hükümetini muhalefete yönelik baskıları durdurmaya ve ifade özgürlüğüne saygı duymaya çağırdı.

WhatsApp kanalı, WhatsApp üzerinden tek yönlü bir yayın aracıdır. Bu özellik, yöneticilerin metin, fotoğraf, video, çıkartma ve anketler göndermesine olanak tanır. Kanala abone olanlar bu güncellemeleri alabilirler. Kanallar uçtan uca şifrelenmemiştir ve bu, gizliliğin korunması açısından önemli bir farktır.

Kanalların Temel Özellikleri:

• Tek Yönlü İletişim: Yöneticiler içerik yayınlar, aboneler ise bu içeriği tüketir.
• Gizlilik: Kanal yöneticisinin telefon numarası abonelere görünmez ve abonelerin numaraları da yöneticilere görünmez.
• Arama ve Keşfetme: Kullanıcılar kanalları WhatsApp içinde arayabilir ve keşfedebilirler.
• Uçtan Uca Şifreleme Yok: Sohbetlerden farklı olarak, kanallar varsayılan olarak uçtan uca şifrelenmemiştir.

Kanallar, topluluklara ve organizasyonlara geniş kitlelere bilgi yayma imkanı sunar. Ancak, şifreleme eksikliği nedeniyle hassas bilgilerin paylaşımı için uygun değildir.

Kanalların Kullanım Alanları:

1. Haber ve duyuruların yayılması
2. Etkinlik tanıtımları
3. Marka güncellemeleri
4. Topluluk bilgilendirmesi

WhatsApp kanalı, geniş kitlelere ulaşmak isteyenler için etkili bir araçtır. Ancak gizlilik hususlarına dikkat etmek önemlidir.

Samsun'da meydana gelen olayda, ismi açıklanmayan bir kişi tam 56 gün boyunca uyuyarak doktorları şaşkına çevirdi. Neden böyle uzun süre uyuduğu henüz belirlenemeyen bu durum, tıp dünyasında nadir görülen vakalar arasında yerini aldı.

Olayın Detayları:

• Hasta, yaklaşık iki ay boyunca uyanmadı ve bu süreçte doktorlar çeşitli testler yaparak uyku halinin nedenini anlamaya çalıştı.
• Tüm tıbbi müdahalelere rağmen hasta uyanmayınca, uzmanlar farklı teşhis yöntemlerine başvurdu.
• 56 günün sonunda kendiliğinden uyanan hasta, yaşadığı uzun uyku sürecine dair herhangi bir şey hatırlamadığını belirtti.

Doktorların Açıklamaları:

Doktorlar, bu tür vakaların oldukça nadir görüldüğünü ve çeşitli faktörlerin etkili olabileceğini ifade ediyor. Genetik yatkınlık, psikolojik sorunlar veya nörolojik rahatsızlıkların bu tür uzun süreli uyku hallerine yol açabileceği belirtiliyor. Ancak, hastanın durumunda kesin bir neden henüz belirlenemedi.

Araştırmalar Devam Ediyor:

Olayın ardından, hastanın durumu daha detaylı incelenmek üzere özel bir araştırma ekibi tarafından takibe alındı. Bu tür vakaların aydınlatılması, uyku bozuklukları ve bilinç kaybı gibi konularda önemli bilgiler sağlayabilir.

Samsun'da yaşanan bu sıra dışı olay, tıp dünyasında merak uyandırırken, benzer vakaların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması ve araştırmaların sürdürülmesi gerektiği vurgulanıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, günlük basın brifinginde İran ile yapılan dolaylı müzakerelere dair açıklamalarda bulundu. Miller, İran ile yapılan görüşmelerin dördüncü turunun, Umman'da gerçekleşeceğini ve birkaç gün içinde başlayacağını belirtti. Müzakerelerin amacı hakkında detaylı bilgi vermekten kaçınan Miller, görüşmelerin odağında ne olduğuna dair soruları cevapsız bıraktı.

Daha önceki turlarda olduğu gibi, bu turda da ABD heyetine İran Özel Temsilcisi Abram Paley'in başkanlık etmesi bekleniyor. Müzakerelerde, İran'ın nükleer programı, bölgesel faaliyetleri ve ABD vatandaşlarının İran'da tutuklu bulunması gibi konuların ele alınması öngörülüyor. Umman, geçmişte de ABD ile İran arasında arabuluculuk rolünü üstlenmiş ve bu türden hassas görüşmelere ev sahipliği yapmıştı.

Müzakerelerin zamanlaması, bölgedeki gerginliklerin arttığı bir döneme denk geliyor. İsrail-Filistin çatışması ve İran'ın bölgedeki vekil güçleri aracılığıyla artan etkisi, ABD'nin İran ile diyalogunu daha da önemli kılıyor. ABD, İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemek ve bölgesel istikrarı sağlamak amacıyla diplomatik çabalarını sürdürüyor.

Dördüncü tur müzakerelerin sonuçları ve ilerleyen dönemlerdeki olası adımlar, bölgedeki güç dengelerini ve ABD-İran ilişkilerini önemli ölçüde etkileyebilir. Müzakerelerin seyrine ilişkin detaylar ve kamuoyuna yapılacak açıklamalar yakından takip edilecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Türkiye'nin 2002 öncesi döneme göre daha özgür ve daha zengin bir ülke olduğunu vurguladı. Konuşmasında, AK Parti hükümetlerinin ülkeye kazandırdığı değişimlere dikkat çekti ve Türkiye'nin çeşitli alanlardaki gelişimini değerlendirdi.

Erdoğan, Türkiye'nin ekonomik olarak kaydettiği ilerlemelere değinerek, ülkenin milli gelirinin arttığını, ihracat rakamlarının yükseldiğini ve istihdam olanaklarının genişlediğini ifade etti. Ayrıca, eğitim, sağlık, ulaşım ve enerji gibi temel hizmetlerde yapılan yatırımların Türkiye'yi daha müreffeh bir ülke haline getirdiğini belirtti.

Konuşmasında özgürlükler konusuna da değinen Erdoğan, Türkiye'de düşünce ve ifade özgürlüğünün genişletildiğini, farklı inanç ve yaşam tarzlarına saygı gösterildiğini ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için önemli adımlar atıldığını söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde önemli mesafe katettiğini ve hukuk devletinin güçlendirildiğini vurguladı.

Erdoğan'ın açıklamaları, Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı değişimleri ve dönüşümleri değerlendirmesi açısından önem taşıyor. Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin geleceği için daha büyük hedefler belirlediklerini ve ülkeyi daha ileriye taşımak için çalışmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Anlatılanın Ötesi haber sitesinde yer alan habere göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının İstanbul Üniversitesi veri tabanından silindiği iddia edildi.

Haberde, bu durumun sosyal medyada geniş yankı uyandırdığı belirtilirken, konuya ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadığı vurgulandı.

İddianın kaynağı ve doğruluğu hakkında net bir bilgi bulunmamakla birlikte, durumun kamuoyunda tartışma yarattığı ifade ediliyor. Diplomanın veri tabanından silinme nedenine dair herhangi bir açıklama yapılmaması, çeşitli spekülasyonlara yol açıyor.

Haberde öne çıkan noktalar:

• Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının İstanbul Üniversitesi veri tabanından silindiği iddiası.
• Konunun sosyal medyada geniş yankı uyandırması.
• Henüz resmi bir açıklama yapılmamış olması.

Gelişmelerin takip edildiği ve kamuoyunun bilgilendirileceği belirtiliyor.

Bu iddia, İmamoğlu'nun geçmişte de gündeme gelen diploma tartışmalarını yeniden alevlendirebilir. Konuyla ilgili İstanbul Üniversitesi'nden veya Ekrem İmamoğlu'ndan yapılacak açıklamalar bekleniyor.