Almanya Başbakanı Friedrich Merz, göreve geldikten sonraki ilk yurt dışı ziyaretini Brüksel ve Paris'e yaparak Avrupa Birliği'ne olan bağlılığını gösterdi. Ziyaret, Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde Avrupa'nın birliğini ve ortak değerlerini vurgulama amacı taşıyor.

Brüksel Ziyareti:

• Merz, Brüksel'de Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ile görüştü.
• Görüşmelerde, Ukrayna'ya destek, enerji güvenliği ve rekabetçilik gibi konular ele alındı.
• Merz, Almanya'nın Avrupa Birliği'nin güçlenmesi için aktif rol oynayacağını belirtti.

Paris Ziyareti:

• Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir araya gelen Merz, ikili ilişkilerin yanı sıra Avrupa'nın karşı karşıya olduğu zorlukları değerlendirdi.
• Savunma işbirliği, ekonomik büyüme ve iklim değişikliği ile mücadele konularında ortak stratejiler geliştirme konusunda mutabık kalındı.
• Merz ve Macron, Avrupa'nın küresel arenadaki rolünü güçlendirmek için birlikte çalışma kararlılığını vurguladı.

Ziyaretin amacı, yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde Avrupa'nın birliğini ve dayanışmasını göstermek, aynı zamanda Almanya'nın Avrupa projesine olan bağlılığını teyit etmekti. Merz, Avrupa'nın karşı karşıya olduğu sorunlara ortak çözümler bulma ve Avrupa değerlerini koruma konusunda kararlı olduklarını ifade etti.

Bu ziyaret, Almanya'nın yeni liderinin Avrupa politikalarına verdiği önemi ve Avrupa Birliği içindeki rolünü aktif bir şekilde sürdürme niyetini ortaya koymaktadır.

ABD Başkanı Joe Biden, eski Başkan Donald Trump'ın Rusya'ya yönelik yaklaşımını sert bir dille eleştirdi. Biden, Trump'ın olası bir NATO saldırısında ittifakı savunmayabileceği yönündeki açıklamalarını 'modern zaman yatıştırması' olarak nitelendirdi. Bu ifade, özellikle 2. Dünya Savaşı öncesinde Nazi Almanyası'na karşı uygulanan ve sonuçsuz kalan politikaları hatırlatması açısından dikkat çekiyor.

Biden, Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e olan hayranlığının ve Rusya'ya karşı daha ılımlı bir tutum sergilemesinin, ABD'nin ulusal güvenliğine zarar verebileceğini savundu. Ayrıca, Trump'ın NATO'ya yönelik eleştirilerini de değerlendiren Biden, bu tür açıklamaların ittifakın birliğini zayıflatabileceği ve Rusya'nın daha da cesaretlenmesine yol açabileceği uyarısında bulundu.

Biden'ın bu açıklamaları, yaklaşan ABD başkanlık seçimleri öncesinde dış politika tartışmalarını alevlendirecek gibi görünüyor. Trump'ın Rusya politikası ve NATO'ya bakışı, Demokratlar tarafından sıklıkla eleştiriliyor. Biden'ın 'yatıştırma' benzetmesi, Trump'ın dış politika vizyonunun ne kadar tehlikeli olduğuna dikkat çekmeyi amaçlıyor.

Öte yandan, Trump cephesinden henüz bu açıklamalara bir yanıt gelmedi. Ancak, geçmişteki açıklamaları göz önüne alındığında, Trump'ın Biden'ın eleştirilerini reddetmesi ve kendi Rusya politikasının ABD'nin çıkarlarına daha uygun olduğunu savunması bekleniyor.

Bu gelişmeler, ABD-Rusya ilişkilerinin geleceği ve NATO'nun rolü gibi önemli konuları gündeme getirirken, yaklaşan seçimlerin dış politika açısından da belirleyici olacağını gösteriyor.

• Biden'ın Eleştirisi: Trump'ın Rusya yaklaşımını 'modern zaman yatıştırması' olarak tanımladı.
• NATO Vurgusu: Trump'ın NATO'ya yönelik eleştirilerinin ittifakı zayıflatabileceği uyarısında bulundu.
• Seçim Öncesi Tartışma: Açıklamaların, yaklaşan ABD başkanlık seçimleri öncesinde dış politika tartışmalarını alevlendireceği belirtiliyor.

Slovakya Başbakanı Robert Fico, Avrupa Birliği'nin (AB) Rus doğalgazı ithalatını 2027 sonuna kadar durdurma hedefini içeren planına karşı çıkarak, ülkesinin bu tür bir girişime katılmayacağını belirtti. Fico, Slovakya'nın Rus gazına olan bağımlılığının yüksek olduğunu ve alternatif kaynaklara geçişin zaman alacağını vurguladı.

Fico, yaptığı açıklamada, "Slovakya'nın çıkarları doğrultusunda hareket etmek zorundayız. Rus gazına ihtiyacımız var ve bu ihtiyacı karşılayacak başka bir kaynağımız yok." ifadelerini kullandı. Ayrıca, AB'nin bu planının, Slovakya'nın enerji güvenliğini riske atacağını ve ülke ekonomisine zarar vereceğini savundu.

Slovakya, enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü Rusya'dan karşılayan ülkelerden biri. Ülke, özellikle doğalgaz konusunda Rusya'ya büyük ölçüde bağımlı durumda. Bu nedenle, AB'nin Rus gazına ambargo uygulama planı, Slovakya'da endişelere yol açıyor.

Fico'nun bu açıklaması, AB içinde enerji politikaları konusunda yaşanan görüş ayrılıklarını bir kez daha gözler önüne serdi. Bazı üye ülkeler, Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltma konusunda daha istekli olurken, Slovakya gibi bazı ülkeler ise mevcut durumda Rus gazına alternatif bulmanın zor olduğunu savunuyor.

AB Komisyonu, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrasında, Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltmak ve enerji kaynaklarını çeşitlendirmek amacıyla çeşitli planlar hazırlamıştı. Bu planlar arasında, Rus gazı ithalatının aşamalı olarak azaltılması ve 2027 yılına kadar tamamen durdurulması da yer alıyordu. Ancak, Slovakya gibi bazı ülkelerin itirazları, bu planların uygulanmasını zorlaştırabilir.

İngiltere'de yayımlanan bir rapor, polisin çocuk cinayetleri sonrasında sosyal medya kaynaklı şiddeti önlemede yetersiz kaldığını belirtiyor. Raporda, sosyal medyanın şiddeti körüklediği ve polisin bu konuda yeterli önlemleri almadığı vurgulanıyor.

Bağımsız Çocuk Hakları Koruma Merkezi'nin (ICRAC) raporuna göre, sosyal medya platformları çocuk cinayetleri sonrasında şiddetin yayılmasında önemli bir rol oynuyor. Polis teşkilatlarının bu tür olaylara müdahalesinde sosyal medya kaynaklı riskleri yeterince değerlendiremediği ve gerekli önlemleri almakta geciktiği ifade ediliyor.

Raporda öne çıkan bazı bulgular şunlardır:

• Sosyal medya platformlarında çocuk cinayetleri ile ilgili nefret söylemi ve şiddet çağrıları hızla yayılıyor.
• Polis, bu tür içeriklerin tespitinde ve kaldırılmasında yetersiz kalıyor.
• Çocukların ve gençlerin sosyal medyada şiddete maruz kalma riski artıyor.
• Polis teşkilatları arasında sosyal medya kaynaklı şiddetin önlenmesi konusunda koordinasyon eksikliği bulunuyor.

Rapor, polise ve sosyal medya şirketlerine yönelik bir dizi tavsiye içeriyor. Bu tavsiyeler arasında, sosyal medya platformlarında nefret söylemi ve şiddet çağrılarına karşı daha etkili önlemler alınması, polis teşkilatlarının sosyal medya kaynaklı riskleri daha iyi değerlendirmesi ve çocukların ve gençlerin sosyal medyada güvenliğini sağlamak için daha fazla kaynak ayırması yer alıyor.

Raporun yazarları, sosyal medyanın çocuk cinayetleri sonrasında şiddeti körükleme potansiyeline dikkat çekerek, bu konuda acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, çocukların ve gençlerin sosyal medyada şiddete maruz kalma riskinin artmaya devam edeceği belirtiliyor.

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu. Amor, mevcut koşullar altında Türkiye'nin AB üyeliğine giden kestirme bir yolunun bulunmadığını vurguladı.

Sánchez Amor, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin mevcut durumunu değerlendirirken, üyelik sürecinin karmaşıklığına ve kat edilmesi gereken mesafelere dikkat çekti. Raportör, Türkiye'nin AB standartlarına uyum sağlaması gerektiğini ve bu süreçte hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasi gibi temel değerlerin ön planda tutulmasının elzem olduğunu belirtti.

Amor'un açıklamaları şu şekilde özetlenebilir:

• Türkiye'nin AB üyeliği için kısa vadede bir çözüm veya kestirme bir yol bulunmamaktadır.
• Üyelik süreci, karşılıklı taahhüt ve uyum gerektiren uzun ve zorlu bir süreçtir.
• Türkiye'nin AB standartlarına uyum konusunda daha fazla çaba göstermesi gerekmektedir.
• Hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasi gibi temel değerlerin güçlendirilmesi, üyelik sürecinin ilerlemesi için kritik öneme sahiptir.

Sánchez Amor, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini geliştirme potansiyelini koruduğunu, ancak bu potansiyelin gerçekleşmesi için gerekli adımların atılması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, AB'nin de Türkiye ile diyalog kanallarını açık tutmaya ve yapıcı bir ilişki geliştirmeye istekli olduğunu sözlerine ekledi.

Sonuç olarak, AP Raportörü Sánchez Amor'un açıklamaları, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinin mevcut durumunu ve geleceğine dair beklentileri net bir şekilde ortaya koymaktadır. Türkiye'nin AB hedefi doğrultusunda ilerlemesi için kapsamlı reformlar yapması ve AB standartlarına uyum sağlaması gerektiği vurgulanmaktadır.

Wagner lideri Yevgeni Prigojin, Rus ordusunu Wagner güçlerine saldırmakla suçlayarak isyan başlattı. Prigojin, savaşçı sayısının 25 bin olduğunu ve 'ihanete' karşılık vereceklerini duyurdu. Moskova'da güvenlik önlemleri artırılırken, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Wagner savaşçılarına Prigojin'in emirlerini görmezden gelme çağrısında bulundu.

Prigojin, Rus ordusunu Wagner'e füze saldırısı düzenlemekle suçladı ve ardından Wagner savaşçılarının Ukrayna'dan Rostov-on-Don'a girdiğini iddia etti. Kremlin, Putin'in Prigojin hakkında bilgilendirildiğini ve gerekli önlemlerin alındığını açıkladı. Rusya Savunma Bakanlığı ise Wagner kamplarına saldırı iddialarını yalanladı.

Moskova'da güvenlik önlemleri artırılırken, önemli tesisler ve devlet binaları koruma altına alındı. Rostov bölgesinde de durumun gergin olduğu bildiriliyor. Prigojin, Rus ordusunu 'aptalca emirler' vermekle suçlayarak, Savunma Bakanı Sergey Şoygu'yu görevden almayı hedeflediğini belirtti.

FSB, Prigojin hakkında 'silahlı isyan' suçlamasıyla soruşturma başlattı ve Wagner savaşçılarına suç işlememeleri çağrısında bulundu. Rusya Başsavcılığı, Prigojin'in eylemlerine yasal değerlendirme yapılacağını ve suçlu bulunanların cezalandırılacağını duyurdu.

Wagner'in Rusya'ya girdiği iddiaları üzerine Rostov bölgesinde askeri hareketlilik yaşanırken, Prigojin, 'sonuna kadar gideceklerini' ve 'teslim olmayacaklarını' ifade etti. Ukrayna ise Rusya'daki bu gelişmelerin ardından doğu cephesinde karşı saldırıya geçti.

Rusya-Ukrayna Savaşı'nda önemli rol oynayan Wagner güçleri ile Rus ordusu arasındaki bu gerilim, Moskova'da ve diğer bölgelerde güvenlik önlemlerinin artırılmasına neden oldu. Durumun nasıl sonuçlanacağı belirsizliğini koruyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde toplanan kalabalığa hitap etti. Konuşmasında seçim sonuçlarını değerlendiren Erdoğan, 'Türkiye Yüzyılı' vurgusu yaptı. Erdoğan, milletin kendisine yeniden cumhurbaşkanlığı görevini tevdi ettiğini belirterek, seçimlerde sandık başına giden tüm vatandaşlara teşekkür etti.

Erdoğan, konuşmasında şu noktalara değindi:

• Seçim sonuçlarının tüm dünyaya ilan edildiğini ve Türk demokrasisinin gücünü gösterdiğini belirtti.
• Türkiye Yüzyılı vizyonunun önemini vurgulayarak, bu vizyonla ülkeyi daha da ileriye taşıyacaklarını ifade etti.
• Ekonomik zorlukların farkında olduklarını ve bu sorunların üstesinden gelmek için çalışacaklarını söyledi. Özellikle enflasyonla mücadele konusuna değindi.
• Dış politikada Türkiye'nin etkin rolünü sürdüreceğini ve bölgesel barışa katkı sağlamaya devam edeceklerini belirtti.
• Yeni dönemde tüm kesimleri kucaklayacaklarını ve birlik beraberlik içinde olacaklarını vurguladı.

Konuşmasının sonunda Erdoğan, Türkiye'nin geleceği için umutlu olduğunu ve milletin desteğiyle tüm zorlukların üstesinden gelinebileceğini ifade etti. Ayrıca, seçim sürecinde görev alan tüm güvenlik güçlerine ve seçim görevlilerine teşekkür etti.

Erdoğan'ın konuşması, seçim sonuçlarının ardından merakla beklenen mesajları içeriyordu. 'Türkiye Yüzyılı' vizyonu, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin hangi alanlarda ilerleme kaydedeceğine dair ipuçları verdi. Ekonomik sorunlara yönelik çözüm önerileri ve dış politikadaki kararlılık vurgusu da dikkat çekti.

Muharrem İnce, cumhurbaşkanı adaylığından çekildiğini açıkladı. İnce, bu kararını kendisine yönelik son günlerdeki eleştiriler ve 'itibar suikastı' olarak nitelediği olaylar sonrasında aldığını belirtti. Memleket Partisi Genel Başkanı İnce, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında adaylıktan çekilme gerekçelerini ayrıntılı olarak anlattı.

İnce, 45 yıldır bu ülkenin sokaklarında olduğunu, bir oy fazla almak için değil, Erdoğan'ı göndermek için yola çıktığını ifade etti. Son günlerde dolaşıma sokulan sahte dekontlar, montaj videolar ve iftiralarla itibarına zarar verilmeye çalışıldığını vurguladı. Bu durumun kendisini derinden etkilediğini ve bu nedenle adaylıktan çekilme kararı aldığını söyledi.

Adaylıktan çekilme kararının, seçime günler kala siyasi dengeleri nasıl etkileyeceği merak konusu. İnce'nin çekilmesiyle birlikte, Cumhurbaşkanlığı yarışında Kemal Kılıçdaroğlu, Recep Tayyip Erdoğan ve Sinan Oğan yarışacak.

Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilme kararının ardından Memleket Partisi'nin nasıl bir strateji izleyeceği ve seçimlerde kimi destekleyeceği henüz netlik kazanmadı.

Muharrem İnce'nin açıklamalarından satır başları:

• 45 yıldır bu ülkenin sokaklarında olduğunu, Erdoğan'ı göndermek için yola çıktığını belirtti.
• Son günlerdeki 'itibar suikastı' girişimlerinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
• Adaylıktan çekilme kararının siyasi dengeleri etkileyeceğini ifade etti.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 31 Mart 2024 Pazar günü yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin kesin sonuçlarını açıkladı. Seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) birinci parti olarak belirlendi.

YSK Başkanı Ahmet Yener, düzenlediği basın toplantısında seçim sonuçlarına dair detaylı bilgiler verdi. Yener'in açıklamasına göre, seçimlere katılım oranı %78,11 olarak gerçekleşti. Siyasi partilerin oy oranları ise şu şekilde sıralandı:

• Cumhuriyet Halk Partisi (CHP): %37,76
• Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti): %35,48
• Yeniden Refah Partisi: %6,19
• Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti): %5,70
• Milliyetçi Hareket Partisi (MHP): %4,98

Bu sonuçlara göre CHP, uzun yıllar sonra Türkiye genelinde birinci parti konumuna yükseldi. AK Parti ise ikinci sırada yer aldı. Seçimlerde Yeniden Refah Partisi ve DEM Parti de dikkat çekici bir performans sergiledi.

YSK'nin kesin sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte, belediye başkanlıkları, belediye meclis üyelikleri ve muhtarlıklar gibi yerel yönetim organlarındaki görev dağılımı da netleşti.

Seçim sonuçlarına itiraz süreçleri de YSK tarafından değerlendirildi ve karara bağlandı. Kesin sonuçların açıklanmasıyla birlikte, seçim süreci resmen tamamlanmış oldu.