Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), trafikteki güvenliği artırmak amacıyla yeni bir trafik levhası tanıttı. Bu levha, özellikle sürücülerin ve yayaların daha dikkatli olmasını sağlamayı hedefliyor.

Yeni trafik levhası, 'Yaya Geçidi Öncesi Yavaşlama' anlamına geliyor. Amacı, sürücüleri yaya geçidine yaklaşırken hızlarını düşürmeleri konusunda uyarmak ve yayaların güvenli bir şekilde karşıya geçmelerini sağlamak. Levha, yaya geçitlerine yaklaşırken sürücülerin görüş açısının kısıtlı olduğu veya yaya trafiğinin yoğun olduğu bölgelerde kullanılacak.

KGM yetkilileri, bu yeni levhanın özellikle okul önleri, hastane çevreleri ve alışveriş merkezleri gibi yaya yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelerde kazaların önlenmesine katkı sağlayacağını belirtiyor. Ayrıca, sürücülerin yaya geçitlerine yaklaşırken daha dikkatli ve duyarlı olmaları gerektiği vurgulanıyor.

Levhanın tasarımında, dikkat çekici renkler ve semboller kullanıldı. Bu sayede sürücülerin levhayı fark etmeleri ve anlamaları kolaylaştırılıyor. KGM, levhanın montajı için gerekli çalışmaların başladığını ve önümüzdeki günlerde levhaların belirlenen bölgelere yerleştirileceğini duyurdu.

Yeni levha ile ilgili olarak sürücülerin bilgilendirilmesi amacıyla çeşitli tanıtım kampanyaları düzenlenecek. Bu kampanyalar aracılığıyla sürücülerin levhanın anlamı ve önemi konusunda bilinçlendirilmesi hedefleniyor.

KGM, trafik güvenliğinin artırılması için çalışmalarına devam edeceğini ve yeni projelerle sürücülerin ve yayaların güvenliğini en üst düzeye çıkarmayı amaçladığını belirtti.

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye raportörü Nacho Sánchez Amor, terör örgütü PKK'nın Türkiye'deki seçimlerde Millet İttifakı'nı destekleme kararıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Amor, bu durumun Millet İttifakı'nın işini kolaylaştırmayacağını belirtti.

Nacho Sánchez Amor, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "PKK’nın Kürt seçmenlere yönelik seçim çağrısı Millet İttifakı’nın işini kolaylaştırmayacak. Tam tersi. Erdoğan’ın değirmenine su taşıyacak" ifadelerini kullandı. Bu açıklama, PKK'nın desteğinin Millet İttifakı'na beklenen faydayı sağlamayabileceği, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elini güçlendirebileceği yönünde bir değerlendirme olarak öne çıkıyor.

Amor'un bu yorumu, Avrupa'nın terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'nın herhangi bir siyasi ittifakı desteklemesinin, o ittifakın meşruiyetine zarar verebileceği düşüncesini yansıtıyor. Özellikle Türkiye gibi hassas bir konuda, terör örgütüyle ilişkilendirilmek, siyasi aktörler için riskli bir durum oluşturabilir. Nacho Sánchez Amor'un açıklamaları, Avrupa'nın bu konudaki bakış açısını ortaya koyması açısından önem taşıyor.

Seçim öncesi bu tür açıklamalar, seçmenlerin tercihlerini etkileyebilecek potansiyele sahip. PKK'nın desteği, bazı seçmenlerin Millet İttifakı'na olan desteğini azaltabilirken, bazı seçmenleri de daha kararlı bir şekilde desteklemeye yönlendirebilir.

Nacho Sánchez Amor'un değerlendirmesi, Avrupa'nın terör örgütlerine karşı tutumunun net bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü olarak Amor'un açıklamaları, Türkiye-Avrupa ilişkileri açısından da dikkate değer bir unsur olarak değerlendiriliyor.

Sergen Yalçın, genç oyunculara yatırım yapmanın potansiyel getirilerine dikkat çekerek kulüplere önemli bir tavsiyede bulundu. Futbol dünyasında genç yeteneklerin keşfedilmesi ve geliştirilmesi, hem kulüplerin geleceği hem de futbolun genel gelişimi açısından büyük önem taşıyor.

Yalçın, özellikle scout ekiplerinin bu konuda daha aktif rol alması gerektiğini vurguladı. Scout ekipleri, genç yetenekleri erken yaşlarda tespit ederek kulüplere kazandırılmasında kritik bir role sahip. Bu sayede kulüpler, gelecekte değerlenecek oyunculara yatırım yaparak hem sportif başarı elde edebilir hem de finansal kazanç sağlayabilir.

Genç oyunculara yatırım yapmanın riskleri de bulunmaktadır. Ancak Yalçın, doğru analizler ve iyi bir scouting ağı ile bu risklerin minimize edilebileceğini belirtiyor. Önemli olan, oyuncunun potansiyelini doğru değerlendirmek ve ona uygun gelişim ortamını sağlamaktır.

Yalçın'ın bu önerisi, Türk futbolunda genç yeteneklere verilen önemin artmasına katkıda bulunabilir. Kulüplerin genç oyunculara yatırım yapması, hem Türk futbolunun geleceği için umut verici bir adım olacak, hem de kulüplerin uluslararası alanda rekabet gücünü artıracaktır.

Sonuç olarak, Sergen Yalçın'ın tavsiyesi, futbol kulüplerinin uzun vadeli stratejilerinde genç yeteneklere daha fazla yer vermesi gerektiğini vurguluyor. Doğru yatırımlar ve sabırlı bir yaklaşımla, bu genç yetenekler kulüplerine büyük başarılar kazandırabilir.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkmak isteyenlerin sayısında son yıllarda önemli bir artış gözlemleniyor. Özellikle yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları arasında bu eğilim belirginleşirken, Almanya'da yaşayan Türk avukat Dr. Eren Aksoy, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Dr. Aksoy, vatandaşlıktan çıkma başvurularındaki artışın temelinde yatan nedenleri ekonomik zorluklar, siyasi baskılar ve geleceğe dair belirsizlikler olarak sıralıyor. Özellikle Almanya'da yaşayan Türklerin, Türkiye'deki mevcut durumdan duydukları endişe nedeniyle Alman vatandaşlığına geçmek istediklerini belirtiyor. Alman vatandaşlığına geçişin, Avrupa Birliği içinde serbest dolaşım, çalışma ve yaşama imkanı sunması da bu tercihte etkili oluyor.

Vatandaşlıktan çıkma sürecinin karmaşık ve uzun sürebildiğine dikkat çeken Dr. Aksoy, başvuru sahiplerinin belirli şartları yerine getirmesi gerektiğini vurguluyor. Bu şartlar arasında, başka bir ülke vatandaşlığına sahip olmak, Türkiye ile bağlarını zayıflatmak ve Türkiye'de herhangi bir vergi borcu veya askerlik yükümlülüğü bulunmamak yer alıyor.

Vatandaşlıktan çıkma başvurusunda bulunanların sayısındaki artış, Türkiye'deki sosyo-ekonomik ve politik koşulların bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Özellikle genç ve eğitimli kesimin, daha iyi bir yaşam standardı ve daha özgür bir gelecek arayışında olduğu belirtiliyor. Bu durum, Türkiye'nin geleceği açısından önemli bir sorun teşkil ediyor ve yetkililerin bu soruna çözüm bulmak için harekete geçmesi gerektiği vurgulanıyor.

Dr. Aksoy'un açıklamalarına göre, vatandaşlıktan çıkma başvurularındaki artışın temel nedenleri:

• Ekonomik zorluklar
• Siyasi baskılar
• Geleceğe dair belirsizlikler

Alman vatandaşlığına geçişin avantajları:

1. Avrupa Birliği içinde serbest dolaşım
2. Çalışma imkanı
3. Yaşama imkanı

Napoli'nin 33 yıl sonra gelen şampiyonluğunda büyük rol oynayan Victor Osimhen, sosyal medyada adından sıkça söz ettiriyor. Nijeryalı golcünün performansı ve şampiyonluk kutlamalarındaki coşkusu, taraftarlar tarafından büyük ilgi görüyor.

Osimhen'in golleri, sevinçleri ve ilginç anları, sosyal medya kullanıcıları tarafından hazırlanan videolar ve caps'lerle defalarca paylaşıldı. Özellikle şampiyonluk kutlamaları sırasında çekilen ve Osimhen'in taraftarlarla birlikte şarkı söylediği, dans ettiği görüntüler büyük beğeni topladı.

Sosyal medyada yayılan videolarda Osimhen'in karakteristik maskesi ve gol sevinçleri de sıkça kullanılıyor. Taraftarlar, Osimhen'i sadece bir futbolcu olarak değil, aynı zamanda bir sembol ve kahraman olarak görüyor.

Osimhen'in sosyal medyadaki popülaritesi, onun sadece saha içindeki başarısıyla sınırlı değil. Aynı zamanda sempatik tavırları, samimiyeti ve taraftarlarla kurduğu bağ da bu popülariteyi artıran unsurlar arasında yer alıyor. Napoli taraftarları, Osimhen'i bağırlarına basmış durumda ve onunla gurur duyuyorlar.

Osimhen'in performansı ve şampiyonluk kutlamalarındaki coşkusu, sosyal medyada 'Osimhen çılgınlığı' olarak adlandırılıyor. Bu çılgınlık, futbolseverlerin Osimhen'e olan sevgisini ve hayranlığını açıkça gösteriyor.

Özellikle Twitter ve Instagram gibi platformlarda Osimhen ile ilgili binlerce paylaşım yapılıyor. Taraftarlar, Osimhen'in fotoğraflarını ve videolarını paylaşarak ona olan desteklerini gösteriyorlar. Ayrıca, Osimhen'in performansı hakkında yorumlar yaparak, onun ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu vurguluyorlar.

Sonuç olarak Victor Osimhen, Napoli'nin şampiyonluğunda gösterdiği performansla sadece takımına değil, aynı zamanda sosyal medyaya da damgasını vurdu. 'Osimhen çılgınlığı', futbolseverlerin bu yetenekli oyuncuya olan sevgisinin ve hayranlığının bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un açıklamaları, af beklentisi içinde olan vatandaşların dikkatini çekiyor. Ceza infaz düzenlemesi ve genel af konularındaki son gelişmeler merak konusu olmaya devam ediyor. Bakan Tunç, ceza infaz düzenlemesiyle ilgili çalışmaların sürdüğünü belirtirken, genel af konusuna ise temkinli yaklaşıyor.

Ceza İnfaz Düzenlemesi: Bakan Tunç, ceza infaz sisteminin etkinliğini artırmak ve hükümlülerin topluma yeniden kazandırılmasını sağlamak amacıyla ceza infaz düzenlemesi üzerinde çalıştıklarını ifade etti. Bu düzenlemenin, cezaevlerindeki doluluk oranını azaltmaya ve infaz süreçlerini iyileştirmeye yönelik adımlar içereceği belirtiliyor. Ancak, düzenlemenin içeriği hakkında henüz net bir bilgi verilmedi.

Genel Af Beklentisi: Genel af konusundaki beklentiler ise devam ediyor. Ancak, Bakan Tunç, genel af konusuna sıcak bakmadıklarını ve bu konuda bir çalışmalarının olmadığını vurguladı. Genel af konusunun, toplumun farklı kesimlerinde farklı görüşlere neden olduğu ve bu nedenle dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Gözler 10'una Çevrildi: Af ve ceza infaz düzenlemesi konularındaki gelişmelerin ne yönde ilerleyeceği, önümüzdeki günlerde netlik kazanması bekleniyor. Özellikle, Meclis'in açılmasıyla birlikte bu konuların gündeme gelmesi ve tartışılması öngörülüyor. Vatandaşlar, 10'unda yapılacak açıklamaları merakla bekliyor.

Sonuç olarak, af ve ceza infaz düzenlemesi konuları, kamuoyunun gündeminde önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Bakan Tunç'un açıklamaları, beklentileri artırırken, gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ilanda, davacı Türkiye Halk Bankası A.Ş. ve davalılar Abdurrahman Tanrıverdi (Muris), Şerife Tanrıverdi, Mehmet Tanrıverdi, Ayşe Tanrıverdi, Elif Büşra Tanrıverdi, ve Emine Tanrıverdi arasındaki 2022/426 Esas sayılı dava konu edilmektedir. Davacı vekili Av. Fatih Gök tarafından açılan davada, davalılara dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir.

Davanın özeti, “İtirazın İptali” istemine ilişkindir. Davacı vekili, borçlu Abdurrahman Tanrıverdi aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini ve bu itirazın haksız olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Mahkeme, davalılara ilanen tebligat yapılmasına karar vermiştir. Bu kapsamda, dava dilekçesi ve duruşma günü olan 12/12/2024 günü saat 10:15’in tebliğ yerine geçeceği belirtilmiştir. İlgili kişilerin belirtilen gün ve saatte duruşmada hazır bulunmaları veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri gerektiği, aksi takdirde yokluklarında karar verileceği ihtar edilmiştir.

İlan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 28, 29 ve 31. maddeleri uyarınca yapılmaktadır. Davalılara yapılan bu ilanen tebligat, hukuki sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini amaçlamaktadır.

Ankara 10. Aile Mahkemesi'nin 2024/428 Esas sayılı ilanında, davacı S. S. tarafından davalı A. D. aleyhine açılan boşanma davasında, davalının adresinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi üzerine ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir.

Duruşma günü olan 12/09/2024 saat 10:00'da mahkemede hazır bulunması veya bir vekil aracılığıyla temsil edilmesi gerektiği, aksi takdirde Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 139. maddesi gereğince yasal sonuçlar doğuracağı belirtilmiştir.

İlanda ayrıca, davetiye ve dava dilekçesi örneğinin ilanen tebliğ edildiği ve tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde dava dilekçesine cevap verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Cevap verilmemesi halinde, davalının dava dilekçesinde belirtilen tüm vakıaları inkar etmiş sayılacağı ifade edilmiştir.

Mahkeme, davalının belirtilen duruşma gününde bizzat veya bir vekil aracılığıyla hazır bulunmaması durumunda yargılamaya yokluğunda devam edileceğini ve karar verilebileceğini ilan etmiştir.

Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık Ali Yardımcı hakkında açılan kamu davasında, sanığın tüm aramalara rağmen bulunamaması nedeniyle ilanen tebligat yapılmasına karar vermiştir. Mahkeme, sanık Ali Yardımcı'nın savunmasının alınabilmesi ve yargılamanın usulüne uygun şekilde yürütülebilmesi amacıyla bu yönteme başvurmuştur.

İlanda, sanık Ali Yardımcı'ya, Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2023/422 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen yargılamada, hakkında 'Basit Yaralama' suçundan açılan kamu davası bulunduğu belirtilmektedir. Sanığın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28, 29 ve 30. maddeleri gereğince, duruşma gününden önce veya duruşma günü mahkemeye başvurarak savunmasını bildirmesi gerektiği vurgulanmıştır. Aksi takdirde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 247. maddesi uyarınca hakkında yakalama emri çıkarılabileceği ve yargılamaya yokluğunda devam olunabileceği ihtar edilmiştir.

Duruşma günü 17/01/2025 saat 09:30 olarak belirlenmiştir. Bu ilan, sanığın yasal haklarını korumak ve adil yargılanma ilkesinin sağlanması amacıyla yapılmaktadır. Sanık Ali Yardımcı'nın belirtilen tarihte mahkemede hazır bulunması veya yasal temsilcisini göndermesi gerekmektedir.