ABD Yüksek Mahkemesi, eski Başkan Donald Trump döneminde uygulamaya konulan ve Venezuelalıların hızlı bir şekilde sınır dışı edilmesini öngören bir düzenlemenin yürürlükte kalmasına karar verdi. Bu karar, Joe Biden yönetiminin itirazlarına rağmen alındı.

Yüksek Mahkeme, alt mahkemenin bu uygulamayı durdurma kararını askıya aldı. Bu karar ile birlikte, ABD hükümeti, belirli suçlardan hüküm giymiş veya kamu güvenliği tehdidi oluşturduğu düşünülen Venezuelalıları sınır dışı etmeye devam edebilecek. Uygulama, Trump yönetimi tarafından 2020 yılında başlatılmıştı ve hızla sınır dışı etme yetkisi tanıyordu.

Biden yönetimi, bu düzenlemenin insan haklarına aykırı olduğunu ve uluslararası hukuka uymadığını savunarak karşı çıkmıştı. Ancak Yüksek Mahkeme, yönetimin itirazlarını dikkate almadı.

Karar, beş yargıcın oyuyla alındı. Yüksek Mahkeme'nin liberal kanadından olan üç yargıç ise karara muhalefet etti. Muhalif yargıçlar, uygulamanın özellikle siyasi sığınma talebinde bulunan Venezuelalılar için ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtti.

Bu karar, ABD ile Venezuela arasındaki ilişkilerde de gerginliğe neden olabilir. Venezuela hükümeti, uygulamanın durdurulmasını talep etmiş ve ABD'yi insan haklarına saygı duymaya çağırmıştı.

• Uygulamanın Kapsamı: Belirli suçlardan hüküm giymiş veya kamu güvenliği tehdidi oluşturan Venezuelalıları kapsıyor.
• Biden Yönetiminin Tutumu: Uygulamanın insan haklarına aykırı olduğunu savunuyor.
• Yüksek Mahkeme Kararı: Alt mahkemenin durdurma kararını askıya aldı.

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Rus bilgisayar korsanlarının Polonya'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde dezenformasyon yaymaya çalıştığını duyurdu. Tusk, Rusya'nın Avrupa'da istikrarsızlık yaratma çabalarının bir parçası olarak bu tür faaliyetlerin arttığını belirtti.

Tusk, Varşova'da yaptığı açıklamada, Polonya hükümetinin bu tür siber saldırılara karşı teyakkuzda olduğunu ve gerekli önlemleri aldığını vurguladı. Başbakan, dezenformasyon kampanyalarının amacının Polonya toplumunu bölmek ve seçim sonuçlarını etkilemek olduğunu söyledi.

Polonya, son yıllarda Rusya kaynaklı siber saldırıların hedefi haline geldi. Hükümet yetkilileri, kritik altyapıların ve devlet kurumlarının sürekli olarak hedef alındığını belirtiyor. Bu durum, Polonya'nın siber güvenlik stratejilerini güçlendirmesine ve uluslararası işbirliğini artırmasına yol açtı.

Tusk, Avrupa Birliği'ni de bu konuda daha fazla işbirliği yapmaya çağırdı. Avrupa'daki seçimlerin güvenliğinin sağlanması için ortak bir strateji geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Polonya, AB içinde siber güvenlik konusunda daha fazla farkındalık yaratmaya çalışıyor ve üye ülkeler arasında bilgi paylaşımının artırılmasını destekliyor.

Polonya'da cumhurbaşkanlığı seçimleri önümüzdeki aylarda yapılacak. Hükümet, seçim sürecinin güvenliğini sağlamak için ek önlemler alacağını açıkladı. Siber saldırılara karşı savunma sistemlerinin güçlendirilmesi ve dezenformasyonla mücadele çalışmalarının yoğunlaştırılması planlanıyor.

Tusk, Polonya vatandaşlarına seslenerek, doğrulanmamış bilgilere itibar etmemelerini ve resmi kaynaklardan bilgi almalarını istedi. Başbakan, toplumun bilinçli ve dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

Portekiz, siyasi arenadaki çalkantılar nedeniyle kısa bir süre içinde yeniden seçim atmosferine giriyor. Cumhurbaşkanı Marcelo Rebelo de Sousa'nın erken seçim kararı almasıyla ülke, son üç yılda üçüncü kez ulusal seçimlere hazırlanıyor.

Cumhurbaşkanı de Sousa, hükümetin istikrarını sağlayamaması ve siyasi belirsizliğin artması üzerine bu kararı aldığını belirtti. Erken seçimlerin, ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik ve sosyal sorunlara çözüm bulmak adına yeni bir başlangıç olabileceği umuluyor.

Siyasi analistler, seçim sonuçlarının mevcut siyasi dengeleri önemli ölçüde değiştirebileceğini öngörüyor. Özellikle, ana muhalefet partisinin oylarını artırması ve yeni bir hükümet kurma potansiyeli üzerinde duruluyor.

Seçim süreci boyunca partilerin ekonomi politikaları, sağlık hizmetleri ve eğitim gibi önemli konulardaki vaatleri yakından takip edilecek. Halkın tercihi, Portekiz'in gelecekteki yönünü belirleyecek.

Ülkedeki siyasi aktörler, seçim kampanyalarına hızla başlarken, seçmenlerin katılımı ve tercihlerinin şekillenmesi bekleniyor.

ABD ve İngiltere, Yemen'de İran destekli Husi hedeflerine karşı ortak bir askeri operasyon başlattı. Operasyonun amacı, Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik Husi saldırılarını engellemek olarak belirtildi. ABD Başkanı Joe Biden, operasyonun, Husilerin uluslararası hukuku ihlal eden ve denizcileri tehlikeye atan eylemlerine karşı bir yanıt olduğunu söyledi.

İngiltere Savunma Bakanlığı, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait Typhoon savaş uçaklarının operasyona katıldığını ve hedeflerin hassas bir şekilde vurulduğunu açıkladı. Hedefler arasında Husi askeri tesisleri ve lojistik merkezleri bulunuyor.

Husiler ise saldırılara sert bir şekilde karşılık vereceklerini duyurdu. Husi sözcüsü, ABD ve İngiltere'nin saldırılarının, bölgedeki gerilimi tırmandıracağını ve bunun sonuçlarına katlanacaklarını belirtti. Husiler, Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarını, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları durdurulana kadar sürdüreceklerini açıklamıştı.

Operasyonun zamanlaması ve bölgesel etkileri: Saldırılar, Orta Doğu'da gerilimin yüksek olduğu bir dönemde gerçekleşti. İsrail-Hamas savaşı ve İran'ın bölgedeki faaliyetleri, zaten kırılgan olan dengeyi daha da bozmuş durumda. Bu operasyonun, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırabileceği ve yeni çatışmalara yol açabileceği endişesi hakim.

Uluslararası toplumun tepkileri ise farklılık gösteriyor. ABD ve İngiltere, operasyonu savunurken, bazı ülkeler itidal çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler ise taraflara gerilimi düşürme çağrısı yaptı.

Bu operasyon, Kızıldeniz'deki deniz güvenliği ve küresel ticaret açısından önemli sonuçlar doğurabilir. Husilerin misilleme saldırıları, bölgedeki gemi trafiğini aksatabilir ve enerji fiyatlarını yükseltebilir. Bu durum, küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.

ABD ve İngiltere'nin Husi hedeflerine yönelik operasyonu, Orta Doğu'da yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Bu operasyonun sonuçları, bölgedeki güç dengelerini değiştirebilir ve yeni ittifakların oluşmasına yol açabilir.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin Ukrayna'da sürdürdüğü özel askeri harekâtın nihai hedeflerini kamuoyuna açıkladı. Putin, harekâtın temel amacının Donbass bölgesindeki insanları korumak ve Rusya'nın güvenliğini garanti altına almak olduğunu vurguladı.

Putin'in açıklamalarına göre, Rusya'nın öncelikli hedefleri şunlardır:

• Donbass bölgesindeki Rus halkının korunması: Putin, Ukrayna hükümetinin Donbass bölgesindeki sivillere yönelik saldırılarını ve ayrımcılıklarını sona erdirmeyi amaçladıklarını belirtti.
• Rusya'nın güvenliğinin temini: Ukrayna'nın NATO üyeliği olasılığına karşı çıkarak, Rusya'nın sınırlarının güvenliğini sağlamayı hedeflediklerini ifade etti.
• Ukrayna'nın tarafsız statüsünün güvence altına alınması: Ukrayna'nın herhangi bir askeri ittifaka katılmaması ve tarafsız bir ülke olarak kalması gerektiğini savundu.
• Ukrayna'nın askerden arındırılması: Ukrayna ordusunun, Rusya'ya yönelik bir tehdit oluşturmayacak şekilde zayıflatılması gerektiğini belirtti.
• Ukrayna'daki Nazi ideolojisinin ortadan kaldırılması: Putin, Ukrayna'da yükselen aşırı sağcı ve milliyetçi akımlarla mücadele etmeyi amaçladıklarını söyledi.

Putin ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etme gibi bir niyetinin olmadığını ve harekâtın sadece belirtilen hedeflere ulaşmak için yürütüldüğünü yineledi. Ancak, Batı ülkelerinin Ukrayna'ya askeri ve ekonomik destek sağlamaya devam etmesi durumunda, Rusya'nın daha kararlı adımlar atabileceği uyarısında bulundu.

Rus lider, uluslararası toplumun bu konudaki hassasiyetini anladıklarını, ancak Rusya'nın kendi ulusal çıkarlarını koruma konusunda kararlı olduğunu vurguladı. Harekâtın ne zaman sona ereceğine dair net bir tarih vermeyen Putin, hedeflere ulaşılana kadar operasyonların devam edeceğini belirtti.

İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Ümit Dikbayır'ın kızının nişan töreni, siyaset ve iş dünyasından önemli isimleri bir araya getirdi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ve Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, törene katılan isimler arasında yer aldı.

Nişan töreni, Dikbayır ailesinin mutlu gününe tanıklık ederken, farklı siyasi görüşlere sahip isimlerin bir araya gelmesi dikkat çekti. Mansur Yavaş, Müsavat Dervişoğlu ve Ergün Atalay'ın katılımı, törene ayrı bir önem kazandırdı. Ümit Dikbayır, konuklarıyla yakından ilgilenerek, bu özel gününde kendilerini yalnız bırakmadıkları için teşekkür etti.

Törende, genç çiftin mutluluğu gözlerinden okunurken, davetliler de bu özel anlara ortak oldu. Nişan merasimi, ailelerin ve sevenlerin bir araya geldiği sıcak bir atmosferde gerçekleşti. Siyasi ve sendikal alanda tanınan isimlerin bu mutlu günde bir araya gelmesi, farklı kesimlerin bir araya gelebilmesi açısından da önemli bir mesaj niteliği taşıdı.

Önemli isimlerin katılımıyla gerçekleşen bu nişan töreni, siyaset ve cemiyet hayatının önde gelen temsilcilerini bir araya getiren anlamlı bir etkinlik oldu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Sırbistan'a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret kapsamında mevkidaşı ve Sırbistan Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. Görüşmelerde, Türkiye ve Sırbistan arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası konular ele alındı.

Bakan Fidan, Sırbistan Dışişleri Bakanı ile yaptığı ortak basın toplantısında, iki ülke arasındaki ilişkilerin önemine vurgu yaparak, iş birliğinin daha da geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Fidan, ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi, kültürel alışverişin artırılması ve bölgesel istikrarın sağlanması konularında ortak çaba gösterilmesi gerektiğini ifade etti.

Sırbistan Cumhurbaşkanı ile yapılan görüşmede ise, bölgesel güvenlik ve istikrarın önemi vurgulandı. Fidan, Türkiye'nin Balkanlar'daki barış ve istikrarın korunmasına yönelik çabalarına devam edeceğini belirtti.

Ziyaretin sonunda yapılan açıklamada, iki ülke arasındaki iş birliğinin artırılması ve ortak projelerin hayata geçirilmesi konusunda mutabakata varıldığı bildirildi. Ayrıca, Türkiye ve Sırbistan arasındaki ilişkilerin stratejik ortaklık düzeyine çıkarılması hedefi de teyit edildi.

Ziyaretin detayları şu şekildeydi:

• İkili ilişkilerin kapsamlı bir şekilde ele alınması
• Bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulması
• Ekonomik işbirliği imkanlarının değerlendirilmesi
• Kültürel ve sosyal ilişkilerin güçlendirilmesi

Küçükçekmece Sinopspor Futbol Kulübü, resmi sosyal medya hesabı üzerinden tartışmalı bir paylaşıma imza attı.

Kulübün yaptığı paylaşımda, rakip takımın adı açıkça belirtilmese de, kullanılan ifadeler ve görseller, paylaşımın kime yönelik olduğu konusunda net bir işaret veriyor. Paylaşımda küfürlü ifadeler yer alırken, spor camiasında bu tür davranışların kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Olayın ardından kulüp yetkililerinden henüz resmi bir açıklama gelmedi. Ancak sosyal medyada büyük yankı uyandıran bu paylaşım, birçok spor sever tarafından kınandı.

Eleştiriler ve Tepkiler:

• Sosyal medya kullanıcıları, kulübün bu tür bir paylaşım yapmasının profesyonellik dışı olduğunu ve spor ahlakına aykırı olduğunu belirtti.
• Bazı kullanıcılar, kulübün özür dilemesi gerektiğini ve sorumlular hakkında işlem yapılması gerektiğini savundu.
• Olay, spor camiasındaFair Play ilkelerinin önemini bir kez daha gündeme getirdi.

Küçükçekmece Sinopspor Futbol Kulübü'nün bu tartışmalı paylaşımı, spor camiasında uzun süre konuşulacağa benziyor.

Maliye Bakanlığı, e-ticaret sektöründe yaşanan vergi kayıplarına yönelik başlattığı incelemelerde önemli bir sonuca ulaştı. Yapılan denetimler sonucunda, yaklaşık 37 milyar TL'lik bir vergi kaybı tespit edildi. Bu durum, devletin vergi gelirlerinde önemli bir açık oluştururken, haksız rekabete de yol açtığı belirtiliyor.

E-ticaretin büyümesiyle birlikte vergi kayıpları da arttı: E-ticaret sektörünün son yıllarda hızla büyümesi, beraberinde bazı sorunları da getirdi. Özellikle kayıt dışı satışlar ve vergi kaçakçılığı gibi durumlar, devletin vergi gelirlerinde önemli kayıplara neden oldu. Maliye Bakanlığı, bu kayıpların önüne geçmek amacıyla e-ticaret platformlarını ve satıcıları daha yakından takip etmeye başladı.

Maliye'nin e-ticaret denetimleri sıklaştı: Vergi kayıplarının önüne geçmek amacıyla Maliye Bakanlığı, e-ticaret platformları ve satıcılarına yönelik denetimlerini sıklaştırdı. Yapılan denetimlerde, özellikle fatura düzenlememe, düşük fatura kesme ve kayıt dışı satış gibi usulsüzlükler tespit edildi. Bu usulsüzlüklerin önüne geçmek amacıyla Maliye, çeşitli önlemler almaya hazırlanıyor.

Vergi kayıplarının önüne geçmek için alınacak önlemler: Maliye Bakanlığı, e-ticaret sektöründeki vergi kayıplarının önüne geçmek için bir dizi önlem almayı planlıyor. Bu önlemler arasında, e-ticaret platformlarının vergi denetimlerinin artırılması, kayıt dışı satışların engellenmesi ve vergi bilincinin artırılması gibi adımlar yer alıyor. Ayrıca, e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren satıcıların vergi yükümlülükleri konusunda daha şeffaf ve bilinçli olmaları için çeşitli eğitimler düzenlenmesi de planlanıyor.