Oyuncu Halit Ergenç, eski ortağı Arif Keskiner ile yaşadığı davada İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde ifade verdi. Duruşmada Ergenç, aylık geliriyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Arif Keskiner, Halit Ergenç'in kendisini yaklaşık 1 milyon TL dolandırdığını iddia ediyor. Ergenç ise bu iddiaları reddediyor.

Mahkemede söz alan Halit Ergenç, “Muhteşem Yüzyıl” dizisindeki rolünden sonra popülerliğinin arttığını ve gelirinin de buna paralel olarak yükseldiğini belirtti. Ergenç, aylık ortalama gelirinin 200 bin TL olduğunu söyledi. Gelirinin değişkenlik gösterdiğini, bazı aylarda bu rakamın üzerine çıkabildiğini, bazı aylarda ise daha düşük olduğunu ekledi.

Keskiner'in avukatı, Ergenç'in beyan ettiği gelirin gerçeği yansıtmadığını, Ergenç'in çok daha yüksek gelir elde ettiğini iddia etti. Avukat, Ergenç'in banka hesaplarının incelenmesini talep etti.

Mahkeme, tarafların avukatlarının taleplerini değerlendirmek üzere duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Davanın, Halit Ergenç ve Arif Keskiner arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı belirtildi. Keskiner, Ergenç'in kendisini kandırarak haksız kazanç elde ettiğini savunurken, Ergenç ise Keskiner'in iddialarının asılsız olduğunu ve ticari anlaşmazlığın yanlış yorumlandığını ifade ediyor.

Mehmet Ali Erbil, uzun yıllardır nafaka ödemesi yaptığını ve bu durumun kendisi için bir hayli zorlayıcı olduğunu dile getirdi. Erbil, katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamalarla gündeme geldi.

Erbil, “29 senedir nafaka ödüyorum. Herhalde Türkiye’de bu kadar uzun süre nafaka ödeyen tek adam olabilirim” ifadelerini kullandı. Bu sözleriyle, nafaka ödeme süresinin uzunluğuna dikkat çekti.

Nafaka konusunun kendisi için önemli bir yük olduğunu belirten Erbil, bu durumun maddi anlamda kendisini zorladığını vurguladı. Erbil’in bu açıklamaları, nafaka konusunun yeniden tartışmaya açılmasına neden oldu.

Ünlü şovmen, geçmiş evliliklerinden olan çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirdiğini ancak nafaka süresinin uzunluğunun kendisini yıprattığını ifade etti. Erbil’in açıklamaları, kamuoyunda farklı yorumlara yol açtı.

Mehmet Ali Erbil’in bu açıklamaları sonrasında, nafaka düzenlemesiyle ilgili tartışmaların yeniden alevlenmesi bekleniyor. Birçok kişi, nafaka süresinin belirli bir süreyle sınırlandırılması gerektiğini savunurken, bazıları ise nafakanın ihtiyaç sahibi eski eşler için önemli bir güvence olduğunu belirtiyor.

Sözcü'de yer alan kulis haberine göre, PKK'nın eylemsizlik kararını uzatmasının ardındaki asıl neden, örgüt içindeki farklı görüşler ve lider kadrosundaki belirsizlikler. Örgüt içinde, özellikle Suriye ve Irak'taki lider kadroları arasında, eylemsizlik kararının ne kadar sürdürülebilir olduğu konusunda anlaşmazlıklar yaşanıyor. Bazı liderler, Türkiye'deki siyasi gelişmeler ve Kürt meselesine yönelik yaklaşımlar değişmediği sürece eylemsizliğin anlamlı olmadığını savunurken, diğerleri ise uluslararası baskılar ve bölgesel dengeler nedeniyle bu kararın devam etmesi gerektiğini düşünüyor.

Haberde, PKK'nın karar alma süreçlerinde etkili olan bir diğer faktörün ise örgütün Kandil'deki lider kadrosunun yapısı olduğu belirtiliyor. Örgüt liderleri arasındaki rekabet ve farklı stratejik yaklaşımlar, karar alma süreçlerini yavaşlatıyor ve belirsizliklere yol açıyor. Özellikle, örgütün geleceğine yönelik farklı vizyonlara sahip olan liderler arasındaki güç mücadelesi, eylemsizlik kararının uzatılmasında etkili oluyor.

Kulis bilgilerine göre, PKK'nın eylemsizlik kararını uzatmasındaki bir diğer önemli etken de, örgütün Türkiye'deki tabanının beklentileri. Örgüt tabanı, Kürt meselesine çözüm bulunması ve Türkiye'deki demokratikleşme sürecinin hızlanması yönünde beklentiler içinde. Bu nedenle, PKK liderliği, tabanının beklentilerini karşılayacak adımlar atmadan eylemsizlik kararından vazgeçmek istemiyor. Ancak, Türkiye'deki siyasi gelişmeler ve Kürt meselesine yönelik yaklaşımlardaki değişikliklerin yavaş ilerlemesi, örgüt içindeki sabırsızlığı artırıyor ve eylemsizlik kararının sürdürülebilirliğini zorlaştırıyor.

Sonuç olarak, PKK'nın eylemsizlik kararındaki gecikmenin ardında, örgüt içindeki farklı görüşler, lider kadrosundaki belirsizlikler ve Türkiye'deki siyasi gelişmelerin yavaş ilerlemesi gibi çeşitli faktörler bulunuyor.

Avrupa'da Yılın Golü Ödülü için adaylar belli oldu. Cristiano Ronaldo, Al-Nassr formasıyla attığı golle bu ödüle aday gösterilirken, listede Galatasaray'dan Kerem Aktürkoğlu ve Benfica'dan Orkun Kökçü de yer alıyor.

Portekizli yıldız Cristiano Ronaldo, Şampiyonlar Ligi'nde attığı gollerle tanınan Kerem Aktürkoğlu ve Orkun Kökçü ile birlikte Avrupa'da Yılın Golü Ödülü için yarışacak. UEFA'nın düzenlediği oylamada taraftarlar, favori gollerine oy verebilecekler. Ronaldo'nun aday gösterildiği gol, Al-Nassr formasıyla Suudi Arabistan Profesyonel Ligi'nde Al-Okhdood'a karşı attığı şık bir vuruş oldu.

Kerem Aktürkoğlu, Şampiyonlar Ligi gruplarında Manchester United'a karşı kaydettiği golle listede yer alırken, Orkun Kökçü ise Benfica formasıyla Portekiz Ligi'nde attığı golle aday gösterildi. Bu üç oyuncunun yanı sıra, listede Avrupa'nın çeşitli liglerinden ve turnuvalarından birçok dikkat çekici gol bulunuyor.

Ödülün sahibi, taraftarların UEFA'nın resmi web sitesi üzerinden yapacağı oylama sonucunda belirlenecek. Oylama süreci devam ediyor ve futbolseverler, yılın en iyi golünü seçmek için heyecanla bekliyor.

İktidara yakınlığıyla bilinen bazı medya organları, Abdullah Öcalan'ın bir televizyon programına telefon bağlantısıyla katıldığı iddiasını ortaya attı. Bu iddia, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve çeşitli tartışmalara yol açtı.

Söz konusu iddiaya göre, Abdullah Öcalan İmralı Cezaevi'nden bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek bir televizyon programına katıldı. İddianın detayları ve hangi program olduğu konusunda net bir bilgi verilmezken, sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde bu konuyla ilgili çeşitli spekülasyonlar yapıldı.

Haberde, iddiaların kaynağı ve doğruluğu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmazken, iddiaların gerçek olup olmadığı henüz teyit edilebilmiş değil. İktidar medyasına yakın kaynaklar tarafından ortaya atılan bu iddia, muhalefet kanadında ve kamuoyunda şüpheyle karşılandı.

İddiaların Ardından Gelen Tepkiler:

• Muhalefet: İddiaların araştırılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi çağrısında bulundu.
• Hukukçular: Bir hükümlünün bu şekilde bir programa katılmasının yasal olup olmadığı konusunda tartışmalar başlattı.
• Kamuoyu: Sosyal medya üzerinden iddialarla ilgili çeşitli yorumlar yaptı.

Olayla ilgili gelişmeler yakından takip edilirken, resmi makamlardan yapılacak açıklamalar bekleniyor.

Arda Güler, kamuoyuna açık bir mektup yayınlayarak kariyerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Güler, mektubunda Fenerbahçe'den Real Madrid'e transfer süreci, yaşadığı sakatlıklar ve Türkiye Milli Takımı'ndaki hedefleri hakkında detaylı bilgiler verdi.

Fenerbahçe'deki günlerine değinen Güler, sarı-lacivertli forma altında geçirdiği zamanın kendisi için ne kadar değerli olduğunu vurguladı. Taraftarlara olan sevgisini dile getiren genç futbolcu, Fenerbahçe'nin her zaman kalbinde ayrı bir yere sahip olacağını belirtti.

Real Madrid'e transfer sürecine de değinen Arda Güler, bu transferin hayatının dönüm noktalarından biri olduğunu ifade etti. Real Madrid gibi büyük bir kulüpte forma giymenin kendisi için büyük bir onur olduğunu söyleyen Güler, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek istediğini belirtti.

Sakatlıklarla boğuştuğu döneme de değinen Güler, yaşadığı zorlukların kendisini daha da güçlendirdiğini ifade etti. Pes etmeden çalışmaya devam edeceğini ve en kısa sürede sahalara dönmek için elinden geleni yapacağını vurguladı.

Türkiye Milli Takımı'ndaki hedeflerine de değinen Arda Güler, milli formayı giymenin kendisi için büyük bir gurur olduğunu söyledi. Milli takımın başarısı için elinden gelenin en iyisini yapacağını belirten Güler, Türkiye'yi uluslararası arenada en iyi şekilde temsil etmek istediğini ifade etti.

Güler, mektubunu sevenlerine ve destekçilerine teşekkür ederek sonlandırdı. Kendisine olan inancın kendisini motive ettiğini belirten genç futbolcu, gelecekte daha büyük başarılara imza atmak için çalışacağını sözlerine ekledi.

Yılmaz Güney'in yazdığı ve ilk kez 1978'de sahnelenen 'Zengin Mutfağı' adlı tiyatro oyunu, Şener Şen'in başrolünde olduğu yeni yorumuyla sahnelere veda ediyor. Oyun, 15 Mayıs Pazartesi akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde son kez seyirciyle buluşacak.

Oyun, 1970'li yılların Türkiye'sinde, zengin bir ailenin mutfağında çalışan üç işçinin gözünden toplumsal olayları ve sınıf farklılıklarını anlatıyor. Şener Şen, oyunda mutfak başı Lütfullah Efendi karakterine hayat veriyor. Oyunda ayrıca Gizem Ergün, Onur Buldu, Dilşad Bozyiğit, Barış Yıldız, Onur Durmaz, Uğur Arda Başkan ve Utku Oğuz gibi isimler de rol alıyor.

2017 yılında yeniden sahnelenmeye başlanan 'Zengin Mutfağı', büyük ilgi görmüş ve kapalı gişe oynamıştı. Oyunun biletleri günler öncesinden tükeniyordu. Şener Şen'in performansı ve oyunun güncelliğini koruyan teması, seyirciden tam not almıştı. Oyunun yönetmenliğini ise Celal Kadri Kınoğlu üstleniyor.

Oyunun son gösterimi için biletler satışa sunuldu. Tiyatroseverler, bu veda gösterisini kaçırmak istemiyor.

Almanya'da eşi 2021'de hayatını kaybeden Marina Smith, ilginç bir yola başvurdu. Eşinin ölümünden sonra, yapay zeka teknolojisini kullanarak eşinin bir 'dijital ikizini' oluşturdu. Bu dijital ikiz, eşinin kişiliğini, konuşma tarzını ve hatta mizah anlayışını yansıtacak şekilde tasarlandı.

Salı günü, Marina Smith'in eşinin dijital ikizi, bir mahkemede ifade verdi. Bu, dünyada bir ilk olarak tarihe geçti. Dijital ikiz, eşinin ölümünden önceki olaylarla ilgili soruları yanıtladı ve mahkemeye bilgi sağladı. Bu durum, hukuk dünyasında büyük yankı uyandırdı ve yapay zekanın gelecekteki rolü hakkında tartışmaları alevlendirdi.

Marina Smith, bu kararı almasında eşinin anısını yaşatmak ve adalete katkıda bulunmak gibi motivasyonların etkili olduğunu belirtti. Yapay zeka sayesinde eşinin sesini ve düşüncelerini duyurabilmek, onun için büyük bir teselli kaynağı oldu. Mahkeme yetkilileri ise, dijital ikizin ifadesinin delil olarak kabul edilip edilmeyeceği konusunda henüz bir karar vermedi. Ancak, bu durumun yapay zekanın hukuki süreçlerdeki potansiyelini gözler önüne serdiği belirtiliyor.

Bu olay, yapay zeka teknolojisinin ne kadar ilerlediğini ve gelecekte hayatımızın birçok alanında nasıl bir rol oynayabileceğini gösteriyor. Aynı zamanda, yapay zeka etiği, veri gizliliği ve hukuki sorumluluk gibi önemli soruları da beraberinde getiriyor.

Olayın detayları şu şekilde gelişti:

• Marina Smith, eşinin ölümünden sonra yapay zeka şirketiyle iletişime geçti.
• Eşinin video ve ses kayıtları kullanılarak bir dijital ikiz oluşturuldu.
• Dijital ikiz, mahkemede ifade vermek üzere hazırlandı.
• Salı günü mahkemede ifade verildi ve bu, dünyada bir ilk oldu.

Sosyal medyada hızla yayılan matcha çayı akımı, özellikle gençler arasında popülerlik kazanırken, uzmanlar bu trendin sağlık üzerindeki etkileri konusunda uyarıyor. Matcha çayının zayıflama üzerindeki potansiyel etkileri ve olası riskleri tartışma konusu.

Matcha, yeşil çay yapraklarının özel bir işlemden geçirilerek toz haline getirilmesiyle elde edilen bir içecek. Antioksidan içeriği yüksek olması nedeniyle sağlık açısından faydalı olduğu düşünülüyor. Ancak, sosyal medyada zayıflama amacıyla yaygınlaşması, uzmanların dikkatini çekti.

Matcha çayının potansiyel faydaları:

• Antioksidan zengini: Matcha, yüksek miktarda kateşin içerir, bu da hücreleri serbest radikallerin zararlı etkilerinden korur.
• Metabolizmayı hızlandırabilir: Bazı araştırmalar, matcha çayının metabolizmayı hızlandırabileceğini ve yağ yakımını destekleyebileceğini göstermektedir.
• Enerji seviyesini artırır: Matcha, içerdiği L-theanine amino asidi sayesinde odaklanmayı ve konsantrasyonu artırırken, kafein içeriğiyle enerji seviyesini yükseltir.

Uzmanların uyarıları:

• Zayıflama garantisi yok: Matcha çayı tek başına zayıflatıcı bir etkiye sahip değildir. Sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersizle birlikte destekleyici olabilir.
• Aşırı tüketim riskli: Yüksek miktarda kafein içerdiği için aşırı tüketimi, sinirlilik, uykusuzluk, kalp çarpıntısı gibi yan etkilere neden olabilir.
• Kalitesiz ürünler: Piyasada düşük kaliteli matcha çayları bulunabilir. Bu ürünler, beklenen faydaları sağlamayabilir ve hatta zararlı maddeler içerebilir.

Uzmanlar, matcha çayının bilinçli tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Zayıflama amacıyla kullanmadan önce bir doktora danışmak ve kaliteli ürünler tercih etmek önemlidir. Sağlıklı bir yaşam tarzının vazgeçilmez unsurları olan dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktivite, matcha çayının potansiyel faydalarından yararlanmak için temel oluşturmalıdır.