Velayet davalarında çocukların üstün yararı ilkesinin göz ardı edildiği ve çocukların ebeveynler arasında paylaştırıldığına dair eleştiriler devam ediyor. Uzmanlar, bu durumun çocukların psikolojik sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor.

Velayet davalarında çocukların 'üstün yararı' ilkesinin yeterince gözetilmediği ve çocukların adeta ebeveynler arasında paylaştırıldığı yönündeki eleştiriler sürüyor. Çocukların fiziksel ve psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilecek bu tür uygulamaların önüne geçilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Avukat Elif Kısacık, velayet davalarındaki sorunlara dikkat çekerek, mahkemelerin çocukların menfaatini her şeyin üzerinde tutması gerektiğini belirtiyor. Kısacık, uygulamada sıklıkla karşılaşılan sorunlardan birinin, tarafların çekişmeli boşanma süreçlerinde çocukları birer 'araç' olarak görmesi olduğunu ifade ediyor.
Çocukların velayeti konusunda kararlar verilirken, ebeveynlerin kişisel özelliklerinin, yaşam koşullarının ve çocukla olan ilişkilerinin detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiği vurgulanıyor. Ancak, mevcut uygulamada bu değerlendirmelerin yeterince yapılmadığı ve çocukların ihtiyaçlarının göz ardı edildiği eleştirileri yapılıyor.
Uzmanlar, çocukların velayetinin belirlenmesinde, onların duygusal ve sosyal gelişimlerini destekleyecek, güvenli ve istikrarlı bir ortam sağlayacak düzenlemelerin esas alınması gerektiğini belirtiyor. Aksi takdirde, çocukların psikolojik sorunlar yaşayabileceği ve uzun vadede olumsuz etkilenebileceği uyarısında bulunuyor.
Velayet davalarında, pedagog ve psikologların görüşlerinin alınmasının önemi vurgulanırken, bu uzmanların çocuklarla birebir görüşmeler yaparak onların ihtiyaçlarını ve tercihlerini anlamaya çalışmaları gerektiği belirtiliyor. Ancak, uygulamada bu türden detaylı incelemelerin her zaman yapılmadığı ve kararların daha çok ebeveynlerin iddiaları ve talepleri doğrultusunda şekillendiği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, velayet davalarında çocukların üstün yararının gözetilmesi, onların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişebilmeleri için hayati önem taşıyor. Bu nedenle, mahkemelerin ve ilgili tüm kurumların bu konuda daha hassas ve dikkatli davranması gerektiği belirtiliyor.