Yeni bir araştırmaya göre, penguen dışkısı atmosferdeki bulut oluşumunu artırarak gezegenin soğumasına yardımcı oluyor. Bu süreç, penguenlerin yedikleri krillerin sindirimi sonucu ortaya çıkan dimetil sülfür (DMS) adlı bir bileşik aracılığıyla gerçekleşiyor.

DMS'nin Rolü: DMS, penguen kolonilerinden yayılarak atmosfere karışıyor ve burada oksitlenerek bulut yoğunlaşma çekirdekleri oluşturuyor. Bu çekirdekler, su buharının yoğunlaşarak bulut damlacıklarına dönüşmesini sağlıyor. Daha fazla bulut, güneş ışınlarının daha fazla yansıması ve dolayısıyla gezegenin soğuması anlamına geliyor.

Araştırmanın Detayları: Araştırmacılar, Antarktika'daki penguen kolonilerinden DMS emisyonlarını ölçtüler ve bu emisyonların bulut oluşumu üzerindeki etkilerini modellemelerle incelediler. Sonuçlar, penguen dışkısının DMS salınımının, bölgesel iklim üzerinde önemli bir etkiye sahip olabileceğini gösteriyor.

Penguenlerin Ekosistemdeki Önemi: Bu bulgu, penguenlerin sadece Antarktika ekosisteminde değil, küresel iklim üzerinde de önemli bir role sahip olduğunu vurguluyor. Penguen popülasyonlarının korunması, bu doğal soğutma mekanizmasının devamlılığı için büyük önem taşıyor.

Gelecek Araştırmalar: Araştırmacılar, gelecekte penguen kolonilerinden DMS emisyonlarının küresel iklim üzerindeki etkilerini daha detaylı incelemeyi ve diğer deniz canlılarının da benzer etkileri olup olmadığını araştırmayı planlıyor.

Brezilyalı belgesel fotoğrafçısı Sebastião Salgado, 8 Şubat 1944’te Aimorés, Minas Gerais’te doğdu ve 23 Mayıs 2025 tarihinde 81 yaşında hayatını kaybetti. Salgado, özellikle sosyal belgesel fotoğrafçılığı alanındaki çalışmalarıyla tanınıyordu.

Ekonomi eğitimi alan Salgado, 1973 yılında fotoğrafçılığa yöneldi. İlk dönemlerinde haber fotoğrafçılığı yapsa da, kısa sürede uzun soluklu projelerle ilgilenmeye başladı. Salgado'nun çalışmaları, genellikle yoksulluk, göç, savaş ve çevresel sorunlar gibi konulara odaklanıyordu.

Salgado'nun en bilinen projeleri arasında şunlar yer almaktadır:

• Workers (1993): Dünya genelindeki işçilerin yaşamlarını ve çalışma koşullarını belgeleyen bir çalışma.
• Migrations (2000): Zorunlu göçlerin insanlık üzerindeki etkilerini inceleyen bir proje.
• Genesis (2013): Dünyanın el değmemiş bölgelerini ve vahşi yaşamı konu alan bir çalışma.

Salgado, fotoğraflarında genellikle siyah beyaz estetiği kullanıyordu. Bu tercihi, konuların dramatik etkisini artırmak ve zamansız bir his yaratmak amacıyla yapıyordu. Çalışmaları, dünya çapında birçok sergi ve kitap aracılığıyla geniş kitlelere ulaştı.

Salgado ve eşi Lélia Wanick Salgado, Brezilya'daki doğduğu topraklardaInstituto Terra adlı bir çevre projesi başlattılar. Bu proje, erozyonla tahrip olmuş arazileri yeniden ağaçlandırmayı ve biyoçeşitliliği geri kazandırmayı amaçlıyordu.

Sebastião Salgado, fotoğrafçılık kariyeri boyunca birçok ödül aldı ve sayısız sergiye katıldı. Çalışmaları, hem sanatsal değeri hem de sosyal duyarlılığı nedeniyle büyük takdir topladı. Ölümü, belgesel fotoğrafçılık dünyası için büyük bir kayıp olarak değerlendiriliyor.

Hamburg'da bulunan ana tren garında (Hauptbahnhof) meydana gelen bıçaklı saldırıda çok sayıda kişi ağır yaralandı. 23 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleşen olay, bölgede büyük panik ve endişeye yol açtı.

İlk belirlemelere göre, saldırganın kimliği ve saldırının nedeni henüz tespit edilemedi. Polis, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı ve görgü tanıklarının ifadelerine başvuruyor. Saldırının gerçekleştiği gar, güvenlik gerekçesiyle geçici olarak kapatıldı ve tren seferlerinde aksamalar yaşanıyor.

Yetkililer, yaralıların en yakın hastanelere sevk edildiğini ve tedavi altına alındığını bildirdi. Yaralıların durumu hakkında henüz net bir bilgi verilmezken, bazılarının durumunun kritik olduğu belirtiliyor. Polis, saldırganın yakalanması için geniş çaplı operasyon başlattı ve bölgedeki güvenlik önlemleri artırıldı.

Saldırının ardından Hamburg Emniyet Müdürlüğü bir basın açıklaması yaparak, olayın tüm yönleriyle araştırıldığını ve kamuoyunun gelişmelerden haberdar edileceğini duyurdu. Ayrıca, vatandaşlardan sakin olmaları ve polisin talimatlarına uymaları istendi.

Saldırının terör bağlantısı olup olmadığı henüz bilinmiyor. Ancak, polis tüm ihtimalleri değerlendiriyor ve soruşturmayı çok yönlü olarak sürdürüyor.

Olayla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, göreve geldikten sonra belediyede tespit ettiği usulsüzlüklerle ilgili suç duyurularında bulunduğunu ve bu nedenle hedef alındığını ifade etti. Özer, hakkında çıkan iddiaların FETÖ taktikleri olduğunu savunarak mahkemede ifade verdi.

Özer, İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, göreve geldiği günden itibaren karşılaştığı zorlukları ve kendisine yönelik yapılan suçlamaları değerlendirdi. Belediye başkanı, belediyedeki usulsüzlükleri ortaya çıkarmasının ardından çeşitli iftira ve karalama kampanyalarına maruz kaldığını belirtti.

Mahkemede yaptığı açıklamada, Özer, “Bu yapılanların FETÖ taktikleri olduğunu düşünüyorum. Çünkü aynı yöntemlerle insanları mağdur ediyorlar” dedi. Ayrıca, belediyede yaptığı incelemeler sonucunda tespit ettiği yolsuzlukları belgeleriyle birlikte savcılığa bildirdiğini ve bu süreçte kendisine yönelik tehditler aldığını da sözlerine ekledi.

Özer'in avukatı, müvekkilinin dürüst ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla hareket ettiğini ve bu nedenle bazı çevrelerin hedefi haline geldiğini vurguladı. Avukat, mahkemeden, müvekkiline yönelik asılsız iddiaların ve karalama kampanyalarının durdurulmasını talep etti.

Duruşma, ileri bir tarihe ertelendi. Mahkeme, tarafların sunduğu delilleri değerlendirdikten sonra kararını açıklayacak.

Ahmet Özer'in bu açıklamaları, yerel siyasette ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Birçok kişi, Özer'e destek mesajları gönderirken, bazıları ise iddiaların daha detaylı araştırılması gerektiğini savundu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden birine ABD'li petrol baronu Hamma İmamoğlu'nun genel müdür olarak atanmasına sert tepki gösterdi. Atamanın detayları ve CHP'nin bu konudaki eleştirileri kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

CHP sözcüleri, Hamma İmamoğlu'nun İBB iştirakine atanmasının liyakat ilkesine aykırı olduğunu ve bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladılar. Ayrıca, İmamoğlu'nun geçmişteki iş deneyimleri ve bağlantılarının şeffaf bir şekilde açıklanması gerektiğini belirttiler. Atamanın, İBB'nin yönetim anlayışıyla çeliştiğini savunan CHP, konunun takipçisi olacaklarını ve gerekli tüm hukuki ve siyasi girişimlerde bulunacaklarını duyurdu.

CHP'li yetkililer, atamanın arkasındaki gerekçelerin neler olduğunu sorgulayarak, İBB yönetiminden konuyla ilgili açıklama talep ettiler. Özellikle, Hamma İmamoğlu'nun hangi niteliklere sahip olduğu ve bu göreve nasıl getirildiği sorularının yanıtlanması gerektiğini ifade ettiler. CHP, İBB'nin kamu kaynaklarını etkin ve verimli bir şekilde kullanması gerektiğini, bu tür atamaların ise kamu yararını zedeleyebileceğini öne sürdü.

Atama kararına yönelik tepkiler sadece CHP ile sınırlı kalmadı; çeşitli sivil toplum kuruluşları ve kamuoyu da bu konuda eleştirilerini dile getirdi. Sosyal medyada da geniş yankı bulan atama, tartışmaları beraberinde getirdi. İBB yönetiminin konuyla ilgili nasıl bir açıklama yapacağı ve atamanın geleceği merak konusu olmaya devam ediyor.

Diyarbakır'ın Çınar ilçesi ile Mardin'in Mazıdağı ilçesi arasındaki kırsal alanda çıkan yangın felaketinde can kaybı 11'e yükseldi. Yangın, özellikle Yazçiçeği köyü ve Köksalan Mahallesi'ni etkiledi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, yangın bölgesine çok sayıda ambulans ve UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi) timinin sevk edildiğini duyurdu.

Bakan Koca'nın açıklamasına göre, Diyarbakır'da 5, Mardin'de ise 6 kişi hayatını kaybetti. Yangından etkilenen ve yaralanan 78 kişiden 5'inin durumu ciddiyetini koruyor. Koca, 'Diyarbakır ve Mardin'de meydana gelen yangınlarda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum' ifadelerini kullandı. Yangınla ilgili acil müdahale çalışmalarının koordinasyon içinde yürütüldüğünü belirtti.

Yangının çıkış nedeni henüz netlik kazanmazken, bölgedeki yetkililer olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. Yangının yerleşim yerlerine sıçramasıyla birlikte, birçok ev ve tarım arazisi de zarar gördü. Vatandaşlar, yangının kontrol altına alınması ve yaraların sarılması için yetkililerden yardım bekliyor.

Yangından etkilenen bölgelerde yaşayanlar için acil yardım ve destek çalışmaları başlatıldı. Sağlık ekipleri, yaralılara müdahale ederken, diğer yandan da psikolojik destek hizmetleri sunuluyor. Yangının yol açtığı travmanın atlatılması için uzun vadeli planlamalar yapılıyor.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, 31 Mart 2024 Pazar günü yapılan yerel seçimlerde oy verme işlemlerinin Türkiye genelinde saat 17.00 itibarıyla tamamlandığını duyurdu. Yener, seçim sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, oy verme işleminin sona ermesinin ardından oy sayımına geçileceğini belirtti.

YSK Başkanı Ahmet Yener'in açıklamalarından satır başları:

• Oy verme işlemi ülke genelinde tamamlandı.
• Vatandaşların yoğun ilgisiyle seçim süreci yürütüldü.
• Seçim sonuçları YSK'nın resmi internet sitesinden ve mobil uygulamalarından takip edilebilecek.
• Şeffaf bir şekilde seçim sonuçlarını kamuoyu ile paylaşacağız.

Ahmet Yener, seçimlerin huzur ve güven ortamında gerçekleşmesi için güvenlik güçlerine ve diğer görevlilere teşekkür etti. Ayrıca, tüm siyasi partilere ve adaylara seçim sürecindeki katkılarından dolayı teşekkürlerini iletti.

YSK, seçim sonuçlarının en kısa sürede ve doğru bir şekilde kamuoyuna duyurulması için çalışmalarını sürdürüyor. Seçim sonuçları, YSK'nın resmi internet sitesi ve mobil uygulamaları üzerinden anlık olarak takip edilebilecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan atama kararları, hakimler, savcılar ve yüksek yargıdaki görev değişikliklerini kapsıyor. Resmi Gazete'de yayımlanan kararlara göre, birçok isim farklı görevlere atanırken, bazı isimler de görevden alındı.

Yüksek Yargıda Görev Değişiklikleri:

• Anayasa Mahkemesi Raportörü Müslüm Macit, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı'na atandı.
• Danıştay Tetkik Hakimi Ömer Faruk Okutan, Ankara Bölge İdare Mahkemesi Üyeliği'ne getirildi.

Hakim ve Savcı Atamaları:

Kararname ile çok sayıda hakim ve savcının görev yeri değişti. Bu değişiklikler, adli ve idari yargıda görev yapan birçok ismi etkiledi. Atamalar, genellikle rutin uygulamalar olmakla birlikte, bazı atamaların stratejik öneme sahip olduğu değerlendiriliyor.

Görevden Almalar:

Atama kararlarının yanı sıra, bazı hakim ve savcıların da görevden alındığı belirtildi. Görevden almaların nedenleri hakkında resmi bir açıklama yapılmazken, bu durum yargı camiasında çeşitli yorumlara neden oldu.

Kararların Yorumu:

Yayımlanan atama kararları, yargı sistemindeki dinamiklerin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu tür atamalar, yargının işleyişinde ve karar alma süreçlerinde değişikliklere yol açabilir. Atamaların, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkeleri çerçevesinde yapılması büyük önem taşıyor.

Resmi Gazete'de Yayımlanan Kararlar:

Atama ve görevden alma kararları, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kararların tam metnine Resmi Gazete üzerinden ulaşılabilir.

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde aşırı sağ partilerin yükselişi Avrupa genelinde dikkat çekiyor. Özellikle Fransa ve Almanya gibi büyük ülkelerde elde ettikleri sonuçlar, Avrupa siyasetinin geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Fransa'da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un partisi Rönesans, Marine Le Pen'in liderliğindeki aşırı sağcı Ulusal Ralli'nin (RN) belirgin şekilde gerisinde kaldı. Bu sonuçların ardından Macron, erken seçim kararı aldı. Seçimlerin ilk turu 30 Haziran'da, ikinci turu ise 7 Temmuz'da yapılacak. Macron'un bu kararı, ülkedeki siyasi dengeleri sarsarken, RN'nin olası bir zaferi Avrupa için ne anlama geleceği tartışılıyor.

Almanya'da da benzer bir tablo ortaya çıktı. Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi, Sosyal Demokrat Parti'yi (SPD) geride bırakarak ikinci sıraya yerleşti. AfD'nin bu başarısı, ülkedeki siyasi arenada önemli bir değişim olarak değerlendiriliyor.

Aşırı sağ partilerin yükselişinin temel nedenleri arasında göçmen karşıtlığı, ekonomik endişeler ve ulusal kimlik vurgusu yer alıyor. Bu partiler, Avrupa Birliği'nin politikalarına eleştirel yaklaşıyor ve ulusal çıkarların ön planda tutulmasını savunuyor.

Bu seçim sonuçları, Avrupa Parlamentosu'nda da dengeleri değiştirebilir. Aşırı sağcı grupların sayısının artması, Avrupa Birliği'nin politikalarının belirlenmesinde daha etkili olmalarına yol açabilir. Özellikle göç, güvenlik ve iklim değişikliği gibi konularda daha farklı yaklaşımların benimsenmesi gündeme gelebilir.

Avrupa'daki aşırı sağın yükselişi, kıta genelinde siyasi ve sosyal tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bu durumun Avrupa Birliği'nin geleceği üzerindeki etkileri yakından takip ediliyor.