Türkiye'de geliştirilen yapay zeka destekli yeni nesil MR cihazı, Alzheimer hastalığının erken teşhisinde önemli bir rol oynamaya hazırlanıyor. Bu cihaz, beyindeki gri cevher hacmindeki değişimleri yüksek doğrulukla tespit ederek, Alzheimer riskini taşıyan bireyleri erken evrede belirleme imkanı sunuyor.

Proje, TÜBİTAK tarafından desteklenmiş ve BeyinMR şirketi tarafından hayata geçirilmiştir. Normal MR cihazlarına kıyasla çok daha gelişmiş bir yapay zeka algoritması kullanan bu yeni nesil cihaz, özellikle gri cevherdeki minimal değişiklikleri yakalayabilme yeteneği ile öne çıkıyor.

Alzheimer hastalığının erken teşhisinin önemi: Hastalığın belirtileri ortaya çıkmadan yıllar önce, beyinde başlayan değişimleri tespit edebilmek, tedaviye erken başlama ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatma açısından kritik önem taşımaktadır. Yeni MR cihazı bu potansiyeli sunmaktadır.

BeyinMR tarafından yapılan açıklamaya göre, cihazın yazılımı tamamen yerli mühendisler tarafından geliştirilmiştir. Bu sayede, hem teknolojik bağımsızlık sağlanmış, hem de cihazın farklı hasta gruplarına ve klinik ihtiyaçlara göre özelleştirilebilmesi mümkün hale gelmiştir.

Cihazın klinik testlerinin başarıyla tamamlandığı ve kısa süre içinde yaygın kullanıma sunulacağı belirtiliyor. Alzheimer teşhisinde devrim yaratması beklenen bu teknoloji, hastalığın seyrini değiştirebilecek ve milyonlarca insanın yaşam kalitesini artırabilecek potansiyele sahip.

Cihazın temel özellikleri:

• Yapay zeka destekli gelişmiş görüntüleme teknolojisi
• Beyindeki gri cevher hacmindeki minimal değişimleri yüksek doğrulukla tespit
• Alzheimer riskini taşıyan bireyleri erken evrede belirleme imkanı
• Tamamen yerli üretim yazılım

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Heyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) desteklerini göstermek amacıyla Girne'de bir araya geldi. Toplantıya, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan'dan gelen heyet üyeleri katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı'nın KKTC'ye verdiği desteğin önemine vurgu yaparak, "Bu destek, Kıbrıs Türk halkının haklı davasında yalnız olmadığını göstermektedir" dedi. Tatar, KKTC'nin uluslararası alanda tanınması için Türk devletlerinin daha fazla çaba göstermesini beklediklerini ifade etti.

TDT Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım ise, Türk devletlerinin her zaman KKTC'nin yanında olduğunu belirterek, "KKTC, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. KKTC'nin güvenliği ve refahı, tüm Türk devletlerinin ortak sorumluluğundadır" şeklinde konuştu. Yıldırım, KKTC'nin uluslararası toplumda hak ettiği yeri alması için Türk devletlerinin birlikte çalışmaya devam edeceğini söyledi.

Toplantıda, KKTC'nin ekonomik kalkınması, kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve uluslararası alanda tanıtımının yapılması gibi konularda iş birliği imkanları ele alındı. Ayrıca, Kıbrıs meselesinin çözümü için Türk devletlerinin ortak bir strateji belirlemesi gerektiği vurgulandı.

Aksakallar Heyeti toplantısının sonunda bir bildiri yayınlandı. Bildiride, Türk devletlerinin KKTC'ye olan desteği yinelenerek, Kıbrıs meselesinin adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması için uluslararası topluma çağrıda bulunuldu.

Toplantıya katılan heyet üyeleri, Girne'deki temaslarının ardından KKTC'nin diğer şehirlerini de ziyaret ederek, çeşitli temaslarda bulunacaklar.

Uyku sorunları yaşayan birçok insan için basit bir çözüm önerisi sunuluyor: Yatarken çorap giymek. Vücut ısısının uyku düzeni üzerindeki etkileri incelenerek, çorap giyerek ayakları ısıtmanın uykuya dalma sürecini hızlandırabileceği belirtiliyor.

Ayakların ısıtılması ve uyku: Ayakların ısıtılması, kan damarlarının genişlemesine (vazodilatasyon) yol açar. Bu durum, vücut ısısının düşmesine yardımcı olarak uykuya dalma sürecini kolaylaştırır. Araştırmalar, ayakları sıcak tutmanın uykuya dalma süresini kısalttığını ve gece boyunca uyanma sayısını azalttığını gösteriyor.

Çorap seçimi: Yatarken giyilecek çorapların temiz ve çok sıkı olmamasına dikkat edilmesi öneriliyor. Pamuklu veya yünlü çoraplar tercih edilebilir. Ayrıca, bazı insanlar için özel olarak tasarlanmış uyku çorapları da bulunmaktadır.

Uyku hijyeni: Çorap giymenin yanı sıra, düzenli bir uyku rutini oluşturmak, yatmadan önce ekranlardan uzak durmak, kafein ve alkol tüketimini sınırlamak gibi uyku hijyeni kurallarına uymak da uyku kalitesini artırmaya yardımcı olabilir.

Uzman görüşü: Uyku sorunları devam ediyorsa, bir uyku uzmanına danışmak önemlidir. Uyku bozukluklarının altında yatan farklı nedenler olabilir ve profesyonel yardım almak gerekebilir.

Etin yerini tutabilecek ve sağlığa birçok faydası olan besinler, sofralarımızdan eksik etmememiz gereken önemli alternatifler sunuyor. Özellikle bağışıklık sistemini güçlendiren ve beyin sağlığını destekleyen bu besinler, dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni için büyük önem taşıyor.

Mercimek: Yüksek protein içeriğiyle etin önemli bir alternatifi olan mercimek, aynı zamanda lif açısından da zengindir. Bu özelliği sayesinde sindirim sistemini düzenler ve uzun süre tok kalmanızı sağlar. İçeriğindeki demir, folik asit ve potasyum gibi mineraller sayesinde de vücudun ihtiyaç duyduğu önemli besin öğelerini karşılar.

Nohut: Bir diğer baklagil olan nohut da protein ve lif açısından zengindir. Ayrıca içeriğinde bulunan manganez, demir ve fosfat sayesinde kemik sağlığını destekler ve enerji seviyesini yükseltir. Nohut, humus, falafel gibi farklı şekillerde tüketilebilir, böylece beslenme çeşitliliğine katkıda bulunur.

Kinoa: Tam bir protein kaynağı olan kinoa, vücudun ihtiyaç duyduğu tüm temel amino asitleri içerir. Glütensiz olması sebebiyle de çölyak hastaları ve glüten intoleransı olanlar için ideal bir alternatiftir. Ayrıca demir, magnezyum ve lif açısından da zengindir. Salatalarda, çorbalarda veya ana yemeklerde kullanılabilir.

Tofu: Soya fasulyesinden yapılan tofu, düşük kalorili ve yüksek proteinli bir besindir. Nötr bir tada sahip olduğu için farklı baharatlarla ve soslarla kolayca lezzetlendirilebilir. Kalsiyum ve demir açısından da zengin olan tofu, özellikle vejetaryen ve vegan beslenenler için önemli bir protein kaynağıdır.

Kuruyemişler ve Tohumlar: Badem, ceviz, fındık gibi kuruyemişler ve chia tohumu, keten tohumu gibi tohumlar sağlıklı yağlar, protein ve lif açısından zengindir. Aynı zamanda E vitamini, magnezyum ve çinko gibi mineralleri de içerirler. Ara öğünlerde tüketilebilecekleri gibi salatalara, yoğurtlara veyasmoothielere de eklenebilirler.

Bu besinleri düzenli olarak tüketerek, et tüketimini azaltabilir ve vücudunuzun ihtiyaç duyduğu besin öğelerini sağlıklı bir şekilde karşılayabilirsiniz. Unutmayın, dengeli ve çeşitli bir beslenme düzeni sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır.

Ünlülerin spor ve beslenme danışmanı, doğuştan zayıf olan kişilerin 8 sırrını açıkladı. Bu sırların arasında metabolizma hızından beslenme alışkanlıklarına kadar çeşitli faktörler yer alıyor. İşte doğuştan zayıf olanların dikkat ettiği noktalar:

1. Yüksek Metabolizma Hızı: Doğuştan zayıf olanların genellikle metabolizma hızları yüksektir. Bu, vücutlarının daha fazla kalori yakmasına ve kilo alımını zorlaştırmasına neden olur.
2. Küçük Porsiyonlar: Genellikle daha küçük porsiyonlarla yetinirler ve doygunluk hissine daha çabuk ulaşırlar.
3. Aktif Yaşam Tarzı: Günlük aktivitelerinde daha hareketli olurlar, bu da kalori yakımını artırır.
4. Genetik Faktörler: Genetik yatkınlık da zayıflıkta önemli bir rol oynar. Ailede zayıf bireylerin olması, kişinin de zayıf olma olasılığını artırır.
5. Stres Yönetimi: Stresi daha iyi yönetirler ve stresin kilo üzerindeki olumsuz etkilerinden daha az etkilenirler.
6. Düzenli Uyku: Yeterli ve düzenli uyku, metabolizmanın düzenli çalışmasına yardımcı olur ve kilo kontrolünü kolaylaştırır.
7. Su Tüketimi: Bol su içmek, metabolizmayı hızlandırır ve tokluk hissi sağlar.
8. Bilinçli Beslenme: İşlenmiş gıdalar yerine, doğal ve besleyici gıdalar tüketmeye özen gösterirler.

Danışman ayrıca, doğal iksirlerin bilinçli tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle bitkisel çaylar ve detoks içeceklerinin aşırı tüketimi, vücutta mineral ve vitamin eksikliklerine yol açabilir. Bu nedenle, bu tür içeceklerin uzman kontrolünde ve dengeli bir şekilde tüketilmesi önemlidir.

Önemli Not: Her bireyin vücut yapısı farklıdır ve bu sırlar herkes için aynı sonucu vermeyebilir. Sağlıklı kilo yönetimi için bir uzmana danışmak en doğru yaklaşımdır.

Avrupa'nın birçok başkentinde, 1 Mayıs İşçi Bayramı çeşitli etkinliklerle kutlandı. İşçi hakları, sosyal adalet ve ekonomik eşitlik talepleriyle meydanlara çıkan binlerce kişi, mitingler ve yürüyüşler düzenledi.

Fransa'da, sendikaların çağrısıyla Paris başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler yapıldı. Göstericiler, hükümetin emeklilik reformlarına ve ekonomik politikalarına karşı tepkilerini dile getirdiler. Sendika temsilcileri, işçi haklarının korunması ve ücretlerin artırılması çağrısında bulundular.

Almanya'da, Berlin'de 1 Mayıs kutlamaları geleneksel olarak Brandenburg Kapısı önünde yapıldı. İşçi sendikaları ve sivil toplum kuruluşları, adil ücretler, daha iyi çalışma koşulları ve sosyal güvenlik sisteminin güçlendirilmesi taleplerini dile getirdiler. Mitinge katılanlar arasında göçmen işçiler de yer aldı.

İspanya'da, Madrid ve Barselona gibi büyük şehirlerde işçi sendikalarının öncülüğünde yürüyüşler düzenlendi. Göstericiler, işsizliğin azaltılması, gençlerin istihdamının artırılması ve asgari ücretin yükseltilmesi gibi taleplerde bulundular.

İtalya'da, Roma'da düzenlenen 1 Mayıs konserine binlerce kişi katıldı. Konserde, işçi haklarına dikkat çekildi ve dayanışma mesajları verildi. Sendika temsilcileri, hükümetin ekonomik politikalarını eleştirdiler ve işçi sınıfının çıkarlarını savunmaya devam edeceklerini belirttiler.

Yunanistan'da, Atina'da 1 Mayıs kutlamaları, hükümetin ekonomik politikalarına karşı protesto gösterilerine dönüştü. Göstericiler, kamu harcamalarının kısılmasına ve özelleştirme politikalarına karşı tepkilerini dile getirdiler.

Diğer Avrupa ülkelerinde de benzer şekilde 1 Mayıs kutlamaları ve gösteriler düzenlendi. İşçi hakları, sosyal adalet ve ekonomik eşitlik talepleri, Avrupa genelinde yankı buldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'deki eylemlerine sert tepki göstererek, bu eylemlerin soykırım niteliğinde olduğunu vurguladı. Erdoğan, uluslararası toplumu bu duruma sessiz kalmamaya ve acil olarak harekete geçmeye çağırdı.

Erdoğan, yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'de sivilleri hedef alan saldırılarının kabul edilemez olduğunu ve bu saldırıların uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı, ''Gazze'de yaşananlar sadece bir savaş değil, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur'' ifadelerini kullandı.

Ayrıca, Erdoğan, Türkiye'nin Filistin halkının yanında olduğunu ve her türlü desteği vermeye devam edeceğini söyledi. ''Filistin halkının haklı davasında yanlarında olmaya devam edeceğiz'' diyen Erdoğan, uluslararası kuruluşları da Filistin'e yönelik insani yardım çalışmalarını artırmaya davet etti.

Erdoğan'ın bu açıklamaları, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Birçok ülke ve uluslararası örgüt, İsrail'in Gazze'deki eylemlerini kınayarak, ateşkes çağrısında bulundu. Türkiye'nin bu konudaki kararlı duruşu, bölgedeki barış çabalarına önemli bir katkı sağlamaya devam ediyor.

• İsrail'in Gazze'deki eylemleri soykırım olarak nitelendirildi.
• Uluslararası topluma acil harekete geçme çağrısı yapıldı.
• Türkiye'nin Filistin halkının yanında olduğu vurgulandı.

1. Uluslararası hukukun ihlali konusuna dikkat çekildi.
2. Filistin'e yönelik insani yardım çağrısı yapıldı.

Türkiye, 14 Mayıs 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri için sandık başına gitti. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki rekabet dikkat çekti. Seçim sonuçları, ülke genelinde büyük bir merakla takip edildi.

Resmi olmayan sonuçlara göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasındaki oy farkı değişkenlik gösterdi. Anadolu Ajansı ve ANKA gibi haber ajanslarının verileri farklılıklar gösterse de, genel eğilim Erdoğan'ın önde olduğu yönünde. Ancak, kesin sonuçlar Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılacak resmi açıklamalarla netleşecek.

Hangi şehirde kim önde? Şehir bazındaki sonuçlar da büyük önem taşıyor. Özellikle büyük şehirlerdeki oy dağılımı, genel sonucu doğrudan etkiliyor. İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropollerdeki yarışın sonucu belirleyici oldu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise farklı siyasi eğilimlerin etkisi görüldü.

Seçim sonuçlarına ilişkin tartışmalar devam ederken, partiler ve adaylar sonuçları değerlendiriyor. Seçim sürecinde yaşananlar, kullanılan dil ve propaganda yöntemleri de kamuoyunda tartışma yarattı. YSK'nın resmi açıklamalarıyla birlikte seçim sonuçlarına ilişkin belirsizlik ortadan kalkacak ve Türkiye yeni bir döneme başlayacak.

Seçim sonuçlarının ardından siyasi partilerin tutumu ve olası koalisyon senaryoları da merak konusu. Türkiye'nin iç ve dış politikası üzerinde seçim sonuçlarının etkileri yakından izlenecek.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin son açıklamalarına sert tepki gösterdi. Zaharova, Zelenskiy'nin ifadelerini 'uluslararası ölçekte bir teröristin klasiği' olarak değerlendirdi. Bu değerlendirme, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin tırmandığı bir dönemde yapıldı.

Zaharova, Zelenskiy'nin açıklamalarının içeriğine dair detaylı bir analiz sunmasa da, genel olarak Ukrayna liderinin söylemlerinin provokatif ve kabul edilemez olduğunu vurguladı. Rus yetkililer, Zelenskiy'nin açıklamalarının Minsk Anlaşmaları'nı ihlal ettiğini ve Donbass bölgesindeki durumu daha da kötüleştirdiğini savunuyor.

Rusya'nın bu sert tepkisi, iki ülke arasındaki müzakerelerin geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor. Moskova, Kiev'in yapıcı bir diyalog kurmak yerine, sürekli olarak gerginliği artırmaya yönelik adımlar attığını iddia ediyor. Bu durum, uluslararası toplumun arabuluculuk çabalarını da zorlaştırıyor.

Zaharova'nın açıklamaları, Rus medyasında geniş yankı buldu ve Zelenskiy'nin politikalarına yönelik eleştirilerin daha da artmasına neden oldu. Rusya, Ukrayna'yı kendi güvenliğine yönelik bir tehdit olarak görmeye devam ediyor ve bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesini engelliyor.

Özetle, Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın Zelenskiy'e yönelik bu sert eleştirisi, iki ülke arasındaki mevcut gerilimin ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Uluslararası toplumun, bu krizi çözmek için daha fazla çaba göstermesi gerektiği açıktır.