Av. Sedat Durna, Cumhuriyet Gazetesi'ndeki yazısında Türkan Saylan'ın yaşamını ve mücadelesini anlatıyor. Yazıda, Saylan'ın sadece tıp alanındaki başarılarına değil, aynı zamanda cüzzamla mücadelesine ve özellikle kız çocuklarının eğitimi için gösterdiği çabalara dikkat çekiliyor.

Türkan Saylan'ın Cüzzamla Mücadelesi: Yazıda, Saylan'ın cüzzam hastalığıyla mücadelesi ve bu alanda yaptığı çalışmalar vurgulanıyor. Kendisinin bu konudaki uluslararası tanınırlığına ve Dünya Sağlık Örgütü'ndeki (WHO) görevlerine değiniliyor.

Eğitim Alanındaki Katkıları: Saylan'ın eğitim alanındaki en önemli projelerinden biri olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) aracılığıyla kız çocuklarının eğitimine yaptığı katkılar detaylı bir şekilde anlatılıyor. Yazar, Saylan'ın özellikle yoksul ve kırsal kesimlerdeki kız çocuklarının okuma fırsatı bulması için verdiği mücadeleyi ön plana çıkarıyor.

Laik ve Çağdaş Türkiye İdeali: Yazıda, Türkan Saylan'ın laik ve çağdaş bir Türkiye idealine olan bağlılığı ve bu uğurda verdiği mücadele vurgulanıyor. ÇYDD'nin bu ideali yaşatma ve gelecek nesillere aktarma misyonuna sahip olduğu belirtiliyor.

Sonuç: Av. Sedat Durna, yazısını Türkan Saylan'ın anısını yaşatma ve onun ideallerini sürdürme çağrısıyla sonlandırıyor. Saylan'ın bir mücadele insanı olarak gelecek nesillere ilham kaynağı olmaya devam edeceğini ifade ediyor.

Öner Yağcı'nın yazısında, Lozan Barış Antlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti için taşıdığı derin anlam ve önem vurgulanmaktadır. Lozan, Kurtuluş Savaşı'nın ardından kazanılan askeri zaferin siyasi ve hukuki bir tescili olarak değerlendirilmektedir.

Yazıda, Lozan'ın, Sevr Antlaşması'nın dayattığı ağır koşullara karşı elde edilmiş büyük bir başarı olduğu belirtilmektedir. Sevr'in aksine, Lozan ile Türkiye'nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü uluslararası alanda tanınmıştır. Türkiye, Lozan sayesinde Misak-ı Milli sınırları içinde egemen bir devlet olarak varlığını sürdürme imkanı bulmuştur.

Yazıda ayrıca, Lozan'ın sadece bir toprak parçası kazanımı değil, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası arenada saygın bir aktör olarak yerini almasının da önünü açtığı ifade edilmektedir. Lozan, Türkiye'nin modernleşme ve çağdaşlaşma yolunda ilerlemesi için gerekli zemini hazırlamıştır.

Lozan'ın önemi, Türkiye'nin ulusal kimliğinin ve bağımsızlığının korunmasında yatmaktadır. Bu antlaşma, Türkiye'nin geleceği için atılan en önemli adımlardan biri olarak tarihe geçmiştir.

Sonuç olarak, Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde kritik bir rol oynamış ve ülkenin uluslararası alandaki konumunu belirlemiştir. Türkiye'nin bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve egemenliği Lozan ile güvence altına alınmıştır.

Orsan K. Öymen'in yazısında, Türkiye'nin tarih boyunca maruz kaldığı çeşitli kumpaslar ve bu kumpasların ülkenin siyasi ve sosyal yaşamına etkileri inceleniyor. Yazar, geçmişten günümüze Türkiye'ye karşı uygulanan stratejilerin benzerliklerine dikkat çekerek, bu durumun tesadüf olmadığını vurguluyor.

Yazıda, Türkiye'nin jeopolitik konumu ve tarihsel süreç içerisindeki rolü nedeniyle sürekli olarak dış güçlerin hedefi olduğu belirtiliyor. Bu bağlamda, ülkenin bağımsızlığını ve egemenliğini koruma çabalarının sürekli engellenmeye çalışıldığı ifade ediliyor.

Öymen, Türkiye'ye yönelik kumpasların sadece siyasi arenada değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal alanlarda da kendini gösterdiğini belirtiyor. Bu kumpasların amacının, Türkiye'nin kalkınmasını ve güçlenmesini engellemek olduğu vurgulanıyor.

Yazar, Türkiye'nin bu kumpaslara karşı direnebilmesi için birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ulusal çıkarların her türlü siyasi ayrılığın üzerinde tutulması gerektiği belirtiliyor.

Sonuç olarak, yazıda Türkiye'nin geçmişte olduğu gibi gelecekte de benzer kumpaslarla karşılaşabileceği öngörülüyor ve bu nedenle sürekli teyakkuz halinde olunması gerektiği ifade ediliyor.

Prof. Dr. Kenan Mortan'ın yazısı, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu sorunlar karşısında bireylerin hissettiği çaresizliği ve 'Ben ne yapabilirim?' sorusunu ele alıyor. Yazar, bu soruya umutsuzluğa kapılmak yerine, somut adımlar atarak cevap aranması gerektiğini savunuyor.

Mortan, her bireyin kendi ilgi alanları ve yetenekleri doğrultusunda yapabileceği bir şeyler olduğunu belirtiyor. Örneğin, eğitim alanında gönüllü çalışmalar yapmak, çevre sorunlarına duyarlılık göstererek farkındalık yaratmak veya sosyal sorumluluk projelerine katılmak gibi çeşitli yollarla topluma katkıda bulunulabileceğini ifade ediyor.

Yazar, karamsarlığın ve eylemsizliğin sorunları çözmek yerine daha da derinleştirdiğini vurguluyor. Bu nedenle, bireylerin kendi çevrelerinde küçük de olsa olumlu değişimler yaratmaya odaklanması gerektiğini savunuyor. Bu değişimler, zamanla büyüyerek daha geniş bir etki yaratabilir.

Mortan, bireysel çabaların yanı sıra, sivil toplum örgütlerinin ve diğer kuruluşların da önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Bu kuruluşlara destek vererek veya gönüllü olarak çalışarak, toplumsal sorunların çözümüne katkıda bulunulabileceğini ifade ediyor.

Sonuç olarak, Prof. Dr. Kenan Mortan, Türkiye'nin zorlu koşullarında bireylerin umutsuzluğa kapılmak yerine, kendi yetenekleri ve ilgi alanları doğrultusunda somut adımlar atarak topluma katkıda bulunabileceğini vurguluyor. Her bireyin yapabileceği bir şeyler olduğunu ve bu çabaların zamanla daha büyük değişimlere yol açabileceğini belirtiyor.

Yazar, karamsarlık yerine harekete geçmenin ve olumlu değişimler yaratmanın önemini vurgulayarak, bireylere umut aşılamayı amaçlıyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), olası bir erken seçim için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bir yandan Türkiye genelinde mitingler düzenleyen CHP, diğer yandan da seçim ofislerinin açılması için hazırlıklarını sürdürüyor. Partinin yetkilileri, seçim ofislerinin yer seçiminden, iç düzenlemesine kadar birçok detayı titizlikle planlıyor.

CHP'nin seçim stratejisi, sadece mitinglerle sınırlı kalmayıp, seçmenle birebir temas kurmayı hedefleyen seçim ofisleriyle de destekleniyor. Bu ofisler, partililerin ve gönüllülerin bir araya gelerek seçim çalışmalarını yürüteceği merkezler olarak işlev görecek. Ayrıca, seçim ofisleri, seçmenlerin partinin politikalarını ve projelerini daha yakından tanıyabileceği, soru sorabileceği ve destek verebileceği platformlar sunacak.

CHP'nin seçim ofisleri planlaması, Türkiye'nin farklı bölgelerindeki seçmen dinamiklerini dikkate alarak yapılıyor. Her bölgenin özelliklerine uygun olarak seçim stratejileri belirlenirken, seçim ofislerinin de bu stratejilere hizmet edecek şekilde konumlandırılması hedefleniyor. Özellikle gençlerin ve kadınların katılımını teşvik edecek etkinlikler ve programlar düzenlenerek, seçim ofislerinin toplumun her kesimine ulaşması amaçlanıyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, mitinglerde ve çeşitli platformlarda yaptığı konuşmalarda, erken seçim çağrılarını yineleyerek, Türkiye'nin sorunlarının çözümü için tek yolun seçim olduğunu vurguluyor. Kılıçdaroğlu, CHP'nin seçimlere hazır olduğunu ve Türkiye'yi daha iyi bir geleceğe taşıyacak kadrolara sahip olduğunu belirtiyor. Partinin seçim ofisleri de bu iddialı hedefe ulaşmada önemli bir rol üstleniyor.

Seçim ofislerinin açılış tarihleri ve yerleri, önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacak. CHP yetkilileri, seçim ofislerinin sadece birer seçim merkezi olmanın ötesinde, halkın sorunlarını dinleyip çözüm önerileri geliştirecekleri, dayanışma ve paylaşma kültürünü yaşatacakları mekanlar olacağını ifade ediyor.

Fenerbahçe Beko ile Galatasaray arasındaki heyecanla beklenen basketbol karşılaşmasının detayları belli oldu. Basketbolseverlerin merakla beklediği bu önemli mücadele, 2 Haziran Pazar günü saat 19:00'da başlayacak.

Maç, basketbol tutkunları tarafından yakından takip edilen beIN SPORTS 5 kanalından canlı olarak yayınlanacak. Bu önemli derbi, Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi play-off final serisinin bir parçası olarak gerçekleşecek.

Basketbolseverler, bu kritik karşılaşmayı canlı olarak izleyebilmek için beIN SPORTS 5 kanalını takip edebilirler. Fenerbahçe Beko ve Galatasaray arasındaki bu mücadele, şampiyonluk yolunda büyük önem taşıyor.

Karşılaşmanın biletleri de satışa sunuldu. Maçı salondan takip etmek isteyen taraftarlar, biletlerini alarak tribündeki yerlerini alabilirler.

• Maç Günü: 2 Haziran Pazar
• Maç Saati: 19:00
• Yayın Kanalı: beIN SPORTS 5

Fenerbahçe Spor Kulübü, Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı'nın tarihini resmen açıkladı. Kulüpten yapılan açıklamaya göre, genel kurul Mayıs ayında gerçekleştirilecek. İlk toplantı, çoğunluk sağlanamaması halinde ikinci toplantı takip eden günlerde yapılacak.

Fenerbahçe'nin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Fenerbahçe Spor Kulübü Olağan Seçimli Genel Kurul Toplantısı aşağıdaki gündem maddelerini görüşmek üzere 25 Mayıs 2024 Cumartesi günü saat 10.00’da Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda, çoğunluk sağlanamaması halinde ise, ikinci toplantı 08-09 Haziran 2024 tarihlerinde aynı yer ve saatte çoğunluk aranmaksızın yapılacaktır.”

Bu karar, Fenerbahçe camiasında büyük bir hareketliliğe yol açtı. Başkanlık için adayların önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor. Mevcut başkan Ali Koç'un yeniden aday olup olmayacağı ise merak konusu. Seçim sürecinde kulübün geleceğine dair önemli kararlar alınması ve yeni projelerin tartışılması bekleniyor.

Kongre tarihinin belirlenmesiyle birlikte, Fenerbahçe'de seçim atmosferi resmen başlamış oldu. Taraftarlar, kulübün geleceği için önemli bir dönüm noktası olacak bu seçimde söz sahibi olmak için hazırlıklara başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk'a gerçekleştirdiği ziyarette Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile bir araya geldi. İki lider, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Arnavutluk'la Türkiye arasındaki dayanışmanın önemine vurgu yaparak, deprem konutlarının teslim törenine katıldıklarını belirtti.

Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Arnavutluk ile Türkiye arasındaki güçlü dayanışma, bölgemizin istikrarı için hayati öneme sahiptir. Bugün, depremzedeler için inşa edilen konutların teslim törenini gerçekleştirdik. Bu projeler, dostluğumuzun somut bir göstergesidir."

İki ülke arasındaki iş birliği alanlarına değinen Erdoğan, ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, kültürel ve sosyal projelerin de desteklenmeye devam edeceğini söyledi.

Başbakan Rama ise, Türkiye'nin Arnavutluk'a verdiği destekten dolayı teşekkürlerini iletti. Rama, "Türkiye, zor zamanlarımızda yanımızda oldu. Bu destek, Arnavutluk halkı tarafından asla unutulmayacaktır." dedi.

Basın toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Rama, Tiran'da inşa edilen deprem konutlarının anahtar teslim törenine katıldılar. Törende, depremzedelere yeni evlerinin anahtarları teslim edildi.

Ziyaret kapsamında çeşitli anlaşmaların da imzalandığı belirtildi. Bu anlaşmaların, iki ülke arasındaki iş birliğini daha da güçlendireceği öngörülüyor.

Erdoğan, Arnavutluk ziyaretinin Türkiye-Arnavutluk ilişkileri açısından önemli bir adım olduğunu vurguladı ve gelecekteki iş birliği projeleri için umutlu olduğunu dile getirdi.

Galatasaray'ın yıldız futbolcusu Kerem Aktürkoğlu'nun ağabeyi, sosyal medya hesabından dikkat çekici bir paylaşım yaptı. Ağabey Aktürkoğlu, kardeşine yönelik yapılan eleştirilere sert bir dille yanıt verdi.

Ağabey Aktürkoğlu paylaşımında, “Kimsenin Kerem Aktürkoğlu üzerinden operasyon yapmaya, algı oluşturmaya, bu ülkenin değerlerine saygısızlık yapmaya hakkı da haddi de değildir! Kerem Aktürkoğlu Türk futbolunun geleceğidir” ifadelerini kullandı.

Paylaşımında kardeşine olan desteğini açıkça belirten ağabey Aktürkoğlu, eleştirilerin sınırlarını aştığını ve kabul edilemez olduğunu vurguladı. Kerem Aktürkoğlu'nun Türk futbolu için önemli bir değer olduğunu savunan ağabey, yapılan yorumların saygısızlık içerdiğini belirtti.

Bu paylaşım, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Birçok futbolsever, ağabey Aktürkoğlu'nun bu çıkışına destek verirken, bazıları ise eleştirilerin de futbolun bir parçası olduğunu savundu.

Kerem Aktürkoğlu, Galatasaray'daki performansı ve milli takımda gösterdiği başarılarla dikkat çekiyor. Genç yaşına rağmen takımının önemli oyuncularından biri haline gelen Aktürkoğlu, zaman zaman eleştirilerin hedefi olabiliyor. Ağabeyinin bu paylaşımı, futbolcunun ailesinin de bu eleştirilerden rahatsız olduğunu gösteriyor.