Sağlık Bakanlığı, sürekli işçi kadrosuna 3 bin 658 personel alımı için başvuru sonuçlarını ve nihai isim listesini yayımladı. Adaylar, başvuru sonuçlarını ve ilan edilen nihai isim listelerini bakanlığın internet sitesi üzerinden sorgulayabilecekler.

Sağlık Bakanlığı’nın taşra teşkilatında görevlendirilmek üzere 3 bin 658 sürekli işçi alımı için kura çekimi gerçekleştirildi. Kura sonuçları, Sağlık Bakanlığı'nın resmi internet adresinden ilan edildi. Adaylar, sonuçları T.C. kimlik numaraları ile sorgulayabiliyorlar.

Kura Sonuçlarına Nasıl Ulaşılır?

Adaylar, kura sonuçlarına aşağıdaki adımları izleyerek ulaşabilirler:

1. Sağlık Bakanlığı'nın resmi internet sitesine (https://www.haberturk.com/saglik-bakanligi-3-bin-658-isci-alimi-nihai-isim-listesi-sorgulama-ekrani-2025-saglik-bakanligi-kura-sonuclari-ne-zaman-aciklanacak-3792313) giriş yapın.
2. Açılan sayfada ilgili duyuruyu bulun.
3. T.C. kimlik numaranızı girerek sorgulama yapın.

2025 Sağlık Bakanlığı Kura Sonuçları Ne Zaman Açıklanacak?

Haberde 2025 yılı için Sağlık Bakanlığı kura sonuçlarının ne zaman açıklanacağına dair kesin bir tarih belirtilmemektedir. Ancak, Sağlık Bakanlığı'nın resmi internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden yapılacak duyuruların takip edilmesi önerilmektedir.

Önemli Not:

Bu haber, 3 bin 658 işçi alımı ile ilgili güncel bilgileri içermektedir. Adayların, Sağlık Bakanlığı'nın resmi duyurularını takip etmeleri önemlidir.

Ankara 27. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ilanda, mirasçıları belli olmayan şahıslara yönelik bir duyuru yapılmaktadır. Mahkeme, 2023/1172 Esas numarası ile görülen davada, aşağıdaki bilgileri içeren bir ilan yayınlamıştır:

• Dava Konusu: Mirasçılık Belgesi Verilmesi
• Miras Bırakan: Ayşe Duran
• İlanın Amacı: Mirasçılık belgesi talebine ilişkin davada, Ayşe Duran'ın mirasçıları olduklarını iddia eden kişilerin, ilanın yayın tarihinden itibaren 3 ay içinde mahkemeye başvurmaları gerektiği belirtilmektedir. Aksi takdirde, mirasçılık belgesi talebi mevcut delillere göre karara bağlanacaktır.

İlanda ayrıca, ilgililerin belirtilen süre içinde Ankara 27. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurmaları gerektiği vurgulanmaktadır. Bu ilan, miras hakkı olan kişilerin haklarını koruyabilmeleri için önem arz etmektedir.

Ünlü oyuncu, bir dönem özel hayatında yaşadığı çalkantılar ve ihanet iddialarıyla gündeme gelmişti. Ancak, bu zorlu süreci geride bırakarak hayatına yeni bir yön verdi. Aşkının peşinden yurt dışına yerleşen oyuncu, burada sakin ve huzurlu bir yaşam sürdürüyor.

Oyuncunun, Türkiye'deki yoğun ve dedikodulu hayattan uzaklaşarak bu kararı aldığı belirtiliyor. Yeni yaşamında, magazin basınından uzak, daha özgür ve mutlu olduğu ifade ediliyor. Özellikle dedikodudan uzak bir hayat sürmek, oyuncunun bu kararı almasında önemli bir etken olmuş.

Yurt dışında aşkıyla birlikte yeni bir sayfa açan oyuncu, sosyal medya hesaplarından paylaştığı fotoğraflarla da dikkat çekiyor. Paylaşımlarında, doğal güzelliklerin içinde, huzurlu ve mutlu bir yaşam sürdüğü görülüyor.

Oyuncunun hayranları, onun bu yeni yaşam tarzını destekliyor ve mutluluğunu paylaşıyor. Birçok hayranı, oyuncunun bu cesur kararını takdir ederek, ona olumlu yorumlar gönderiyor.

Oyuncunun, kariyerine yurt dışında devam edip etmeyeceği ise henüz bilinmiyor. Ancak, şu an için aşkının peşinden gittiği bu yeni yerde hayatından oldukça memnun olduğu görülüyor.

Haberde, uzun yıllar boyunca bir dizide rol alan ve bu dizi için büyük fedakarlıklar yapan bir oyuncunun, dizinin sona ermesinin ardından kısa sürede unutulması konu ediliyor. Oyuncunun kimliği belirtilmezken, dizinin adından da bahsedilmiyor. Ancak, oyuncunun 14 yıl boyunca saçını süpürge ettiği, yani büyük bir özveriyle çalıştığı vurgulanıyor.

Dizinin bitmesinin ardından oyuncunun ekranlarda görünmemesi ve adının anılmaması, unutulma sürecini hızlandırıyor. Haber, bu durumun sektördeki acımasızlığını ve vefasızlığını gözler önüne seriyor. Uzun yıllar emek veren bir oyuncunun, popülerliğinin zirvesindeyken bile, bir proje bittikten sonra kolayca unutulabileceğine dikkat çekiliyor.

Haberde, oyuncunun geleceğiyle ilgili herhangi bir bilgi verilmiyor. Sadece, geçmişteki başarısına rağmen şu anki durumunun belirsiz olduğu ifade ediliyor. Bu durum, sektördeki rekabetin ve değişkenliğin bir sonucu olarak yorumlanıyor.

Prenses Diana'nın eski koruması Lee Sansum, 62 yaşında hayatını kaybetti. Ailesi tarafından yapılan açıklamada, Sansum'un ani vefatı duyuruldu. Sansum, Prenses Diana'nın ölümünden sonra derin bir üzüntü yaşamış ve bu konudaki pişmanlığını sık sık dile getirmişti.

Lee Sansum, uzun yıllar boyunca İngiliz Kraliyet ailesine yakın koruma hizmeti vermişti. Diana ile yakın bir ilişki kuran Sansum, onun ölümünden sonra yaptığı açıklamalarda, o dönemde görevde olması halinde Diana'nın hayatta olabileceğini belirtmişti. Sansum, özellikle Diana'nın ölümüne yol açanParis'teki trajik kazadan büyük üzüntü duyduğunu ifade etmişti.

Sansum, "The Bodyguard" adıyla bir kitap yazmış ve bu kitapta Prenses Diana ile olan anılarına geniş yer vermişti. Kitapta, Diana'nın özel hayatına dair detaylar ve onunla yaşadığı ilginç olaylar anlatılıyordu.

Sansum'un vefatı, İngiliz basınında geniş yankı buldu. Birçok gazete ve dergi, Sansum'un hayatını ve Prenses Diana ile olan ilişkisini konu alan haberler yayınladı. Sansum'un yakınları ve sevenleri, onun anısını yaşatmaya devam edeceklerini belirtti.

Lee Sansum'un cenaze töreninin nerede ve ne zaman yapılacağına dair henüz bir açıklama yapılmadı.

Ünlü oyuncu Filiz Taçbaş'ın oğlu olan ve Survivor yarışmasıyla tanınan Damla Can'ın eski sevgilisi R.T., sosyal medya paylaşımları ve açıklamalarıyla gündeme geldi. R.T., ailesinin yaşam tarzını ve değerlerini eleştirerek farklı bir yaşam tarzı benimsediğini ifade etti. Bu durum, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve R.T., 'hayırsız evlat' olarak nitelendirildi.

R.T., ailesinin maddi imkanlarını reddettiğini ve kendi ayakları üzerinde durmak istediğini belirtti. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, lüks yaşamı eleştiren ve daha mütevazı bir hayatı savunan ifadeler kullandı. Ayrıca, ailesinin ünlü soyadını kullanmak istemediğini ve kendi kimliğini oluşturmak için çabaladığını vurguladı.

R.T.'nin bu açıklamaları, bazı kesimler tarafından takdirle karşılanırken, bazıları tarafından ise eleştirildi. Ailesinin desteğini reddetmesi ve soyadını kullanmak istememesi, 'nankörlük' olarak yorumlandı. Sosyal medyada R.T.'ye yönelik olumlu ve olumsuz birçok yorum yapıldı.

Filiz Taçbaş ise konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı. Ancak, R.T.'nin açıklamalarının ardından, Taçbaş'ın da konuyla ilgili bir açıklama yapması bekleniyor.

R.T.'nin yaşam tarzı ve açıklamaları, aile bağları, ünlülerin çocukları ve toplumun beklentileri gibi konuları yeniden gündeme getirdi. Bu durum, uzun süre tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.

Rus hava savunma güçleri, Moskova bölgesine yaklaşmakta olan altı insansız hava aracını (İHA) daha düşürdü. Bu olay, son zamanlarda Moskova ve çevresine yönelik İHA saldırılarındaki artışın bir parçası olarak değerlendiriliyor. Yetkililer, hava savunma sistemlerinin etkinliği sayesinde herhangi bir can kaybı veya ciddi hasarın meydana gelmediğini belirtiyor.

Haberde, düşürülen İHA'ların hangi amaca hizmet ettiği veya nereden fırlatıldığına dair detaylı bilgi verilmiyor. Ancak, Rus yetkililerin bu tür saldırılara karşı teyakkuzda olduğu ve hava savunma sistemlerinin sürekli olarak güçlendirildiği vurgulanıyor. Moskova'ya yönelik İHA saldırılarının son dönemde sıklaşması, bölgedeki güvenlik endişelerini artırmış durumda.

Olayın ardından, Moskova'daki havalimanlarında kısa süreli aksamalar yaşandığı, ancak durumun hızla normale döndüğü belirtiliyor. Hava trafiğinin güvenli bir şekilde yeniden sağlanması için gerekli tüm önlemlerin alındığı ifade ediliyor. Rus yetkililer, halkı sakin olmaya ve resmi kaynaklardan yapılan açıklamalara itibar etmeye çağırıyor.

Son olarak, Rusya'nın bu tür saldırılara karşı misilleme yapıp yapmayacağı veya hangi önlemleri alacağı konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, güvenlik uzmanları, Rusya'nın bu tür provokasyonlara karşı sert bir şekilde yanıt verebileceğini öngörüyor. Bölgedeki gerginliğin tırmanması ihtimali, uluslararası kamuoyunda da yakından takip ediliyor.

Suudi Arabistan basınında yer alan haberlere göre, Cristiano Ronaldo, Al Nassr ile yollarını ayırdı. Portekizli yıldızın bu ayrılık kararı sonrasında duygusal anlar yaşadığı ve gözyaşlarına hakim olamadığı belirtildi. Ronaldo'nun Al Nassr'dan ayrılma sebebiyle ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmazken, farklı iddialar ortaya atılıyor.

Bazı kaynaklar, Ronaldo'nun Suudi Arabistan'daki yaşam koşullarına adapte olmakta zorlandığını ve bu nedenle ayrılmak istediğini öne sürüyor. Diğer iddialar ise, Ronaldo'nun Al Nassr'ın sportif hedefleriyle kendi beklentilerinin uyuşmaması nedeniyle ayrılık kararı aldığı yönünde. Transfer döneminde adı sıkça Avrupa kulüpleriyle anılan Ronaldo'nun geleceğiyle ilgili önümüzdeki günlerde net bir açıklama yapması bekleniyor.

Ronaldo'nun Al Nassr'a vedası, takım taraftarları arasında büyük bir üzüntüye yol açtı. Birçok taraftar, sosyal medya üzerinden Ronaldo'ya teşekkür mesajları yayınlayarak, onun Al Nassr'a kattığı değer için minnettarlıklarını dile getirdi.

Cristiano Ronaldo, Al Nassr formasıyla çıktığı maçlarda önemli başarılara imza atmış ve takımın skor yükünü büyük ölçüde üstlenmişti. Ancak, bireysel performansı takımın genel başarısına yeterince yansımamış ve Al Nassr, şampiyonluk yarışında beklentilerin altında kalmıştı.

Ronaldo'nun ayrılığıyla birlikte Al Nassr'ın nasıl bir transfer politikası izleyeceği ve takımın başına kimin geçeceği merak konusu. Suudi Arabistan kulübünün, Ronaldo'nun yerini doldurabilecek bir yıldız oyuncu arayışına girmesi bekleniyor.

Cristiano Ronaldo'nun kariyerine hangi takımda devam edeceği ise henüz belirsizliğini koruyor. Avrupa'nın önde gelen kulüplerinin yanı sıra, MLS takımlarının da Ronaldo'ya ilgi duyduğu biliniyor.

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Nuland, Senato Dış İlişkiler Komitesi'nde konuştu. Nuland, birkaç ülkenin yıl sonuna kadar İbrahim Anlaşmaları'na katılabileceğini öngördüklerini ifade etti.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki oturumda konuşan Nuland, Senatör Marco Rubio'nun sorusu üzerine, İbrahim Anlaşmaları'nın genişletilmesi potansiyeli hakkında değerlendirmelerde bulundu. Rubio, hangi ülkelerin bu anlaşmalara katılmaya meyilli olduğunu sordu. Nuland, isim vermekten kaçınarak, “Birkaçının daha katılabileceğini düşünüyoruz” dedi ve bu konuda umutlu olduklarını dile getirdi.

Nuland, “Birkaç ülkenin daha yıl sonuna kadar katılabileceğini düşünüyoruz. Bu konuda çok çalışıyoruz” şeklinde konuştu. İbrahim Anlaşmaları, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan ve Fas'ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesini sağlayan bir dizi anlaşmayı ifade ediyor. Bu anlaşmalar, Donald Trump yönetimi döneminde ABD'nin aracılığıyla imzalanmıştı.

Bu açıklamalar, ABD'nin Orta Doğu'daki diplomatik çabalarına ve İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi sürecine verdiği önemi gösteriyor. Yıl sonuna kadar yeni ülkelerin katılımıyla, İbrahim Anlaşmaları'nın bölgesel istikrar ve iş birliğine katkısı artabilir.