Çin'in Weifang şehrinde göreve başlayan ilk corgi polis köpeği "Fudu" (福嘟), eğitim sırasında bir sosis aşırmasıyla sosyal medyada viral oldu. Boyunun kısalığı nedeniyle diğer polis köpeklerinin yapamadığı arama görevlerinde avantaj sağlayan Fudu, eğitim esnasında sergilediği sevimli davranışlarla da dikkat çekiyor.

Halkın büyük ilgisini çeken Fudu, özellikle boy avantajıyla karmaşık ortamlarda ve araç altlarında etkili bir şekilde arama yapabiliyor. Polis köpeği olmasının yanı sıra, sevimli görünümüyle de halkla ilişkiler görevlerinde kullanılması planlanıyor. Eğitim sürecinde kaydedilen ve sosyal medyada paylaşılan bir videoda, Fudu'nun bir eğitimcinin elindeki sosisi çalmaya çalıştığı görülüyor. Bu görüntüler kısa sürede yayılarak, Fudu'nun popülaritesini artırdı.

Corgi cinsi köpeklerin çevikliği ve zekası, onları polis görevleri için uygun hale getiriyor. Fudu'nun başarısı, bu cinsin polis teşkilatlarında daha fazla kullanılmasına öncülük edebilir. Sosyal medyada, Fudu'nun sosis hırsızlığına yönelik yapılan yorumlar genellikle esprili ve destekleyici yönde oldu. Birçok kullanıcı, Fudu'nun sevimli hallerine ve başarılı performansına övgüler yağdırdı.

Fudu’nun bu başarısı ve popülaritesi, Çin polis teşkilatının halkla ilişkiler stratejilerine yeni bir boyut kazandırabilir. Sevimli ve yetenekli polis köpeği Fudu, gelecekte daha birçok başarılı operasyona imza atması bekleniyor.

İran ve ABD, 2015 nükleer anlaşmasına geri dönüş için Viyana'da sürdürdükleri dolaylı görüşmelerin dördüncü turunu tamamladı. Görüşmelerde, yaptırımların kaldırılması ve İran'ın nükleer programının sınırlandırılması konuları ele alındı.

Görüşmelerin dördüncü turu, önceki turlarda kaydedilen ilerlemelerin üzerine inşa edilmeyi amaçlıyordu. Taraflar, anlaşmazlıkların giderilmesi ve ortak bir zeminde buluşulması için çaba sarf etti. Ancak, önemli farklılıkların devam ettiği belirtildi.

Görüşmelerde öne çıkan bazı noktalar şunlardır:

• ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımların kapsamı ve kaldırılma takvimi
• İran'ın nükleer programının hangi seviyede sınırlandırılacağı
• Anlaşmaya geri dönüş sürecinin aşamaları

İranlı yetkililer, ABD'nin tüm yaptırımları kaldırmadan anlaşmaya geri dönmelerinin mümkün olmadığını vurgularken, ABD tarafı ise İran'ın nükleer programını tamamen durdurmasını şart koşuyor.

Taraflar, görüşmelere devam etme konusunda anlaştılar. Bir sonraki turun ne zaman yapılacağı henüz belirlenmedi. Diplomatik kaynaklar, görüşmelerin karmaşık ve zorlu olduğunu, ancak bir çözüme ulaşma konusunda hala umut olduğunu belirtiyor.

Nükleer anlaşma, 2015 yılında İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) ve Almanya arasında imzalanmıştı. Anlaşma, İran'ın nükleer programını sınırlandırması karşılığında, ülkeye uygulanan uluslararası yaptırımların kaldırılmasını öngörüyordu. Ancak, ABD'nin 2018 yılında anlaşmadan çekilmesi ve İran'a yeniden yaptırım uygulamaya başlamasıyla anlaşma fiilen sona ermişti.

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Varşova'daki bir alışveriş merkezinde (AVM) meydana gelen kundaklama olayının Rus istihbaratı tarafından organize edildiğini duyurdu. Tusk, bu tür sabotaj eylemlerinin Avrupa genelinde arttığına dikkat çekerek, Polonya'nın bu tür tehditlere karşı teyakkuzda olduğunu vurguladı.

Başbakan Tusk, yaptığı açıklamada, kundaklama olayının detaylarına ilişkin soruşturmanın devam ettiğini ve elde edilen ilk bulguların olayın arkasında Rus istihbaratının olduğunu gösterdiğini belirtti. Olayın, Rusya'nın Avrupa'da istikrarsızlık yaratma çabalarının bir parçası olduğu değerlendiriliyor.

Polonya hükümeti, AVM kundaklamasıyla ilgili olarak güvenlik önlemlerini artırdı ve benzer olayların yaşanmaması için çeşitli tedbirler alıyor. Ayrıca, Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle de istihbarat paylaşımında bulunarak, Rusya'nın Avrupa'daki sabotaj faaliyetlerine karşı ortak bir mücadele yürütülmesi hedefleniyor.

Tusk, Polonya'nın bu tür provokasyonlara karşı kararlı bir duruş sergileyeceğini ve ülkenin güvenliğini korumak için gerekli tüm adımları atacağını ifade etti. Ayrıca, Polonya vatandaşlarını bu tür olaylara karşı dikkatli olmaya ve şüpheli durumları yetkililere bildirmeye çağırdı.

Olayla ilgili soruşturma sürerken, Polonya hükümeti uluslararası ortaklarıyla işbirliği içinde Rusya'nın bu tür eylemlerine karşı diplomatik ve hukuki yollardan mücadele etmeye hazırlanıyor.

Suudi Arabistan'ın ulusal petrol şirketi Aramco, 2024'ün ilk çeyreğinde kârında önemli bir düşüş yaşadı. Bunun temel nedeni, ham petrol fiyatlarındaki gerileme ve petrol üretimindeki azalma oldu. Şirket, net kârının bir önceki yılın aynı dönemine göre %14,5 azalarak 27,26 milyar dolara düştüğünü açıkladı. Bu durum, petrol fiyatlarındaki oynaklığın ve küresel enerji piyasasındaki değişimlerin Aramco üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor.

Aramco'nun CEO'su Amin Nasser, sonuçlarla ilgili yaptığı açıklamada, şirketin güçlü finansal performansını ve güvenilirliğini koruma konusundaki kararlılığını vurguladı. Nasser, hissedarlara dağıtılan temettülerin artırılmasının da bu kararlılığın bir göstergesi olduğunu belirtti. Şirket, hissedarlara 31 milyar dolarlık temettü dağıtacak.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün yanı sıra, Suudi Arabistan'ın OPEC+ anlaşması çerçevesinde uyguladığı gönüllü üretim kesintileri de Aramco'nun gelirlerini olumsuz etkiledi. Suudi Arabistan, petrol piyasalarını dengelemek amacıyla üretimini kısıtlamaya devam ediyor. Bu durum, kısa vadede şirketin kârını azaltırken, uzun vadede piyasa istikrarına katkıda bulunması bekleniyor.

Aramco, gelecek dönemlerdeki büyüme hedeflerine ulaşmak için farklı alanlara yatırım yapmaya devam ediyor. Şirket, özellikle petrokimya ve yenilenebilir enerji projelerine odaklanarak portföyünü çeşitlendirmeyi planlıyor. Bu strateji, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı şirketin direncini artırmayı ve uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlamayı amaçlıyor.

Sonuç olarak, Aramco'nun ilk çeyrekteki kâr düşüşü, küresel enerji piyasasının karmaşıklığını ve petrol fiyatlarındaki değişkenliğin şirketler üzerindeki etkisini açıkça ortaya koyuyor. Şirket, bu zorlukların üstesinden gelmek için stratejik yatırımlar yapmaya ve operasyonel verimliliği artırmaya odaklanıyor.

Suriye'nin Türkiye sınırına yakın bir bölgesinde, terör örgütü IŞİD tarafından öldürüldüğü düşünülen yaklaşık 30 kişinin kalıntıları bulundu. Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre, kalıntılar Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye sınırına yakın bir köyde yapılan kazılarda ortaya çıkarıldı.

Kalıntıların bulunduğu bölgenin geçmişte IŞİD kontrolünde olduğu ve örgütün bu bölgede infazlar gerçekleştirdiği belirtiliyor. Kalıntıların kimlik tespiti için çalışmaların başlatıldığı ve uluslararası kuruluşlardan destek istendiği ifade edildi.

Suriye'de iç savaşın başlamasından bu yana binlerce kişi hayatını kaybetti ve kayıp kişilerin akıbeti hala belirsizliğini koruyor. Bu tür toplu mezarların bulunması, bölgedeki çatışmaların ve insan hakları ihlallerinin boyutunu gözler önüne seriyor.

• Kalıntılar, Türkiye sınırına yakın bir köyde bulundu.
• Ölenlerin IŞİD tarafından öldürüldüğü tahmin ediliyor.
• Kimlik tespiti için çalışmalar başlatıldı.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Bölgedeki güvenlik durumu ve arama çalışmalarının zorluğu, sürecin uzamasına neden olabilir.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Ege Denizi'nde saat 08:03'te 4.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini açıkladı. Depremin derinliği 5.96 kilometre olarak belirlendi.

AFAD'ın resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, depremin merkez üssünün Ege Denizi olduğu belirtildi. Şu ana kadar depremle ilgili herhangi bir olumsuz durum bildirilmedi. Yetkililer, bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyor.

Depremin Özellikleri:

• Büyüklük: 4.9
• Yer: Ege Denizi
• Saat: 08:03
• Derinlik: 5.96 km

AFAD, vatandaşları olası artçı sarsıntılara karşı dikkatli olmaya çağırdı ve güncel bilgilerin takip edilmesi gerektiğini vurguladı. Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlar, AFAD'ın uyarılarını dikkate alarak güvende kalmaya çalışıyor.

ABD Hazine Bakanlığı, İran'a yönelik yaptırımları genişletti. Yapılan açıklamaya göre, bu yaptırımlar İran'ın insansız hava aracı (İHA) tedarik zincirinde yer alan kişi ve kuruluşları hedef alıyor. Yaptırımların amacı, İran'ın istikrarı bozucu faaliyetlerini engellemek ve Ukrayna'daki savaşta Rusya'ya verdiği desteği azaltmak.

Hazine Bakanlığı'nın açıklamasında, yaptırım uygulanan kişi ve kuruluşların, İran'ın İHA geliştirme ve üretim faaliyetlerinde kritik rol oynadığı belirtildi. Bu kişi ve kuruluşların, İran Devrim Muhafızları Ordusu ( سپاه پاسداران انقلاب اسلامی ) ve diğer askeri kuruluşlara İHA ve ilgili parçaları sağladığı ifade edildi.

Yaptırımlar, hedeflenen kişi ve kuruluşların ABD'deki mal varlıklarının dondurulmasını ve ABD vatandaşlarının bu kişi ve kuruluşlarla iş yapmasını yasaklamayı içeriyor. Ayrıca, yaptırım uygulanan kişi ve kuruluşlarla iş yapan yabancı kişi ve kuruluşlar da ABD yaptırımlarına maruz kalma riskiyle karşı karşıya kalabilir.

ABD Hazine Bakanlığı, İran'ın İHA programını yakından takip etmeye devam edeceğini ve bu programı destekleyen kişi ve kuruluşlara karşı gerekli adımları atmayı sürdüreceğini vurguladı.

Bu yaptırımlar, ABD'nin İran'a yönelik uyguladığı geniş kapsamlı yaptırım rejiminin bir parçasıdır. ABD, İran'ı nükleer programı, teröre destek vermesi ve bölgedeki istikrarı bozucu faaliyetleri nedeniyle hedef almaktadır. Yaptırımların İran ekonomisi üzerinde ciddi etkileri olduğu ve İran'ın bu politikalardan vazgeçmesi için baskı oluşturduğu belirtiliyor.

Adana'da faaliyet gösteren bir güzellik merkezinin karıştığı dolandırıcılık iddiaları, üzücü bir olayla sonuçlandı. Güzellik merkezinin sahibi Sinem Çekinmez'e kefil olan Fadıl Şahin, hayatını kaybetti.

Olay, güzellik merkezi sahibi Sinem Çekinmez'in müşterilerden para topladıktan sonra ortadan kaybolmasıyla başladı. Çok sayıda mağdur, Çekinmez'e ulaşamaması üzerine savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bu süreçte, Sinem Çekinmez'e kefil olan Fadıl Şahin, yaşanan gelişmelerden dolayı büyük bir stres altına girdi.

Fadıl Şahin'in, dolandırıcılık iddialarının ardından yaşadığı stres ve üzüntü nedeniyle kalp krizi geçirdiği belirtildi. Şahin, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olay, dolandırıcılık mağdurları arasında büyük bir üzüntüye neden oldu.

Dolandırıcılık iddialarıyla ilgili soruşturma devam ederken, Sinem Çekinmez'in nerede olduğu henüz belirlenemedi. Mağdurlar, yetkililerden Çekinmez'in yakalanarak adalete teslim edilmesini bekliyor.

Olayla ilgili gelişmeler yakından takip edilirken, Fadıl Şahin'in vefatı, dolandırıcılığın sadece maddi değil, manevi ve psikolojik etkilerinin de ne kadar yıkıcı olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.

İstanbul'da hissedilen bir deprem meydana geldi. Deprem, İstanbul'un birçok ilçesinde hissedildi ve kısa süreli paniğe neden oldu.

Depremin büyüklüğü ve merkez üssü hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, ilk belirlemelere göre depremin hissedildiği ilçeler arasında Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Beşiktaş, Üsküdar, Kadıköy ve Maltepe bulunuyor.

Vatandaşlar, depremi hisseder hissetmez evlerinden ve iş yerlerinden dışarı çıkarak açık alanlarda toplandı. Bazı vatandaşlar, durumu yakınlarına bildirmek için telefonlarına sarılırken, bazıları ise panik halinde beklemeye başladı.

Deprem sonrası herhangi bir can kaybı veya yaralanma bilgisi henüz ulaşmadı. Ancak, bazı binalarda hafif hasar meydana geldiği belirtiliyor. Yetkililer, hasar tespit çalışmaları için harekete geçti.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, depremin büyüklüğünü ve merkez üssünü belirlemek için çalışmalarını sürdürüyor. Konuyla ilgili resmi açıklamanın kısa süre içinde yapılması bekleniyor.

İstanbul'da yaşayan vatandaşlar, olası artçı depremlere karşı uyarılırken, panik yapmamaları ve yetkililerin açıklamalarını takip etmeleri önemle vurgulanıyor.

Gelişmeler takip ediliyor.