Yunanistan ve Mısır, Avrupa ile Afrika'yı birbirine bağlayacak olan 1000 kilometrelik denizaltı elektrik kablosu projesi için iş birliğini yeniden teyit etti. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi tarafından yapılan açıklamada, projenin iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın önemli bir parçası olduğu vurgulandı.

Proje, Mısır'daki yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektriği Yunanistan üzerinden Avrupa'ya taşımayı hedefliyor. Bu kapsamda, 1000 kilometrelik bir denizaltı kablosu inşa edilecek ve Mısır'daki elektrik üretim tesisleri ile Yunanistan'daki enerji şebekesi arasında bağlantı sağlanacak. Projenin, Avrupa'nın enerji güvenliğine katkıda bulunması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik etmesi bekleniyor.

Mitsotakis, projenin sadece Yunanistan ve Mısır için değil, tüm Avrupa için önemli bir fırsat olduğunu belirterek, "Bu proje, Avrupa'nın enerji kaynaklarını çeşitlendirmesine ve iklim hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacaktır." dedi. Sisi ise, Mısır'ın yenilenebilir enerji alanındaki potansiyelini vurgulayarak, ülkesinin Avrupa'nın enerji ihtiyacını karşılamada önemli bir rol oynayabileceğini ifade etti.

Projenin finansmanı ve teknik detayları üzerinde çalışmaların devam ettiği belirtilirken, her iki ülke de projenin en kısa sürede hayata geçirilmesi için kararlılıklarını dile getirdi. Denizaltı elektrik kablosu projesinin, Doğu Akdeniz'deki enerji iş birliğini güçlendirmesi ve bölgedeki istikrara katkıda bulunması bekleniyor.

Projenin temel hedefleri şunlardır:

• Mısır'daki yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektriği Avrupa'ya taşımak.
• Avrupa'nın enerji güvenliğini artırmak.
• Yenilenebilir enerji kullanımını teşvik etmek.
• Doğu Akdeniz'deki enerji iş birliğini güçlendirmek.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Michael O'Flaherty, Türkiye'ye yaptığı ziyaret kapsamında Silivri Cezaevi'ni ziyaret etti. Ziyaretin temel amacı, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun olası tutuklanmasının insan hakları üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendirmekti.

O'Flaherty, cezaevindeki koşulları ve tutukluların durumunu yerinde inceledi. Görüşmelerde, Türkiye'deki yargı süreçleri, ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı gibi konuların ele alındığı belirtildi.

Avrupa Konseyi yetkilileri, Ekrem İmamoğlu hakkında verilen hapis cezası ve siyasi yasak kararının, Türkiye'deki demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri açısından endişe verici olduğunu ifade ettiler. İmamoğlu'nun tutuklanması durumunda, bunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olabileceği ve Türkiye'nin uluslararası yükümlülüklerini ihlal edebileceği vurgulandı.

Ziyaretin ardından yapılan açıklamada, Avrupa Konseyi'nin Türkiye ile diyalog halinde olmaya devam edeceği ve insan hakları konusundaki endişelerini dile getirmeye devam edeceği belirtildi.

Özetle: Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri'nin Silivri Cezaevi ziyareti, Ekrem İmamoğlu'nun olası tutuklanmasının insan hakları ihlali yaratıp yaratmayacağı konusundaki endişeleri merkeze almıştır.

• Ziyaretin amacı, cezaevindeki koşulları ve tutukluların durumunu incelemekti.
• Görüşmelerde, yargı süreçleri, ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı konuları ele alındı.
• Avrupa Konseyi, İmamoğlu'nun tutuklanmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olabileceğini belirtti.

Nisan ayında yatırım araçları arasında en çok kazandıran külçe altın oldu. Altın, yatırımcıların güvenli limanı olarak öne çıkmaya devam ediyor. Yüksek enflasyon ve küresel belirsizlikler, yatırımcıları altına yönlendiriyor.

Altının yükseliş nedenleri:

• Küresel enflasyon endişeleri
• Jeopolitik riskler
• Merkez bankalarının para politikaları
• Doların değer kaybetmesi

Nisan ayında diğer yatırım araçlarının performansı ise şöyleydi:

1. Döviz: Dolar ve Euro gibi döviz kurları da yatırımcısına kazandırdı ancak altının gerisinde kaldı.
2. Borsa: Borsa, dalgalı bir seyir izledi ve yatırımcısına istikrarlı bir getiri sağlayamadı.
3. Gayrimenkul: Gayrimenkul fiyatları yükselmeye devam etse de, likidite sorunları nedeniyle altın kadar tercih edilmedi.

Uzmanların yorumları:

Ekonomistlere göre, altının yükselişi devam edebilir. Özellikle enflasyonun yüksek seyretmesi ve küresel belirsizliklerin artması, altının cazibesini koruyacak. Yatırımcıların portföylerinde一定 miktarda altın bulundurmaları öneriliyor.

Önümüzdeki dönemde altın fiyatlarını etkileyebilecek faktörler:

• Enflasyon verileri
• Merkez bankalarının faiz kararları
• Jeopolitik gelişmeler
• Doların performansı

Sonuç olarak, altın Nisan ayında yatırımcısına en çok kazandıran yatırım aracı oldu. Altının yükseliş trendinin devam etmesi bekleniyor. Yatırımcıların risk toleranslarına ve yatırım hedeflerine uygun olarak portföylerinde altın bulundurmaları tavsiye ediliyor.

ABD, İran ile gerilimlerin yükseldiği bir dönemde stratejik bir hamle yaparak B-52 tipi bombardıman uçaklarını Hint Okyanusu'ndaki Diego Garcia adasındaki üsse konuşlandırdı. Bu adım, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ı bombalamakla tehdit etmesinin ardından geldi.

Haberde, ABD'nin bu konuşlandırmayla bölgedeki askeri varlığını güçlendirdiği ve İran'a yönelik caydırıcı bir mesaj vermeyi amaçladığı belirtiliyor. Diego Garcia adası, stratejik konumu nedeniyle ABD'nin Hint Okyanusu'ndaki önemli askeri üslerinden biri olarak biliniyor.

B-52 bombardıman uçaklarının bu üsse aktarılması, ABD'nin bölgedeki hızlı müdahale kabiliyetini artırırken, aynı zamanda İran'a karşı olası bir askeri operasyon için hazırlık yapıldığı şeklinde yorumlanıyor. Bu durum, bölgedeki gerginliği daha da tırmandırabilecek bir potansiyele sahip.

Konuyla ilgili olarak ABD Savunma Bakanlığı'ndan henüz resmi bir açıklama yapılmazken, askeri uzmanlar bu hamlenin ABD'nin İran'a yönelik politikasında önemli bir değişiklik anlamına gelebileceğini ifade ediyorlar.

Özetle, ABD'nin B-52 bombardıman uçaklarını Diego Garcia'ya konuşlandırması, İran ile olan gerilimin yeni bir boyut kazandığını ve bölgedeki istikrarın daha da kırılgan hale geldiğini gösteriyor.

Eski milli futbolcu Nihat Kahveci hakkında, velayeti annelerinde olan çocuklarına yönelik davranışları nedeniyle mahkeme tarafından iki ay süreyle çocuklarına yaklaşmama kararı verildi. Karar, Kahveci'nin çocuklarının fiziksel ve psikolojik sağlıklarını koruma amacıyla alındı.

Mahkeme kararında, Nihat Kahveci'nin, çocukları ile arasındaki ilişkide yaşanan sorunlar ve bu durumun çocukların üzerindeki olumsuz etkileri dikkate alındı. Bu kapsamda, Kahveci'nin, kararın tebliğinden itibaren iki ay boyunca çocuklarına yaklaşması, onlarla iletişim kurması veya herhangi bir şekilde temas etmesi yasaklandı.

Söz konusu kararın gerekçesi ve detayları hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmazken, kararın çocukların menfaatleri doğrultusunda alındığı belirtiliyor. Bu tür kararlar, aile hukuku davalarında çocukların korunması amacıyla sıklıkla başvurulan tedbirler arasında yer alıyor.

Nihat Kahveci'nin avukatları veya kendisi tarafından konuyla ilgili bir açıklama yapılıp yapılmayacağı ise henüz bilinmiyor. Kararın, Kahveci'nin itiraz hakkı bulunmakla birlikte, mevcut durumda geçerliliğini koruduğu ifade ediliyor.

Bu olay, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, aile içi ilişkilerde çocukların korunmasının önemi bir kez daha gündeme geldi.

2025 yılı yaklaşırken, kurban ibadetini yerine getirmek isteyen vatandaşlar için büyükbaş ve küçükbaş kurbanlık fiyatları merak konusu olmaya başladı. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Kızılay, 2025 yılı vekaletle kurban kesim bedellerini açıkladı. Bu açıklama, piyasadaki genel fiyatlar hakkında da bir fikir veriyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı Vekaletle Kurban Kesim Bedeli: Diyanet İşleri Başkanlığı, 2025 yılı için vekaletle kurban kesim bedelini yurt içinde 13.950 TL olarak belirledi. Yurt dışında ise bu bedel 11.750 TL olarak açıklandı. Bu bedeller, kurbanın İslami usullere uygun olarak kesilmesi ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması hizmetini kapsıyor.

Kızılay Vekaletle Kurban Kesim Bedeli: Kızılay da 2025 yılı için vekaletle kurban kesim bedellerini duyurdu. Kızılay’ın belirlediği vekalet bedeli ise 13.750 TL olarak belirlendi. Kızılay, bu bedel karşılığında kurbanların kesilerek ihtiyaç sahiplerine dağıtılacağını belirtti.

2025 Yılı Kurbanlık Fiyatları Beklentisi: Kurbanlık fiyatları, hayvanın türüne, yaşına, kilosuna ve bulunduğu bölgeye göre değişiklik göstermektedir. Genel olarak, büyükbaş hayvanların fiyatları küçükbaş hayvanlara göre daha yüksek olmaktadır. 2024 yılındaki fiyatlar göz önünde bulundurulduğunda, 2025 yılında da benzer bir eğilimin devam etmesi bekleniyor. Ancak, yem fiyatlarındaki artış, ulaşım maliyetleri ve diğer faktörler fiyatları etkileyebilir.

Büyükbaş Kurbanlık Fiyatları: Büyükbaş kurbanlık fiyatlarının 80.000 TL ile 200.000 TL arasında değişmesi bekleniyor. Bu fiyat aralığı, hayvanın ağırlığına ve özelliklerine göre farklılık gösterebilir. Özellikle daha büyük ve etli hayvanlar daha yüksek fiyatlarla alıcı bulacaktır.

Küçükbaş Kurbanlık Fiyatları: Küçükbaş kurbanlık fiyatlarının ise 15.000 TL ile 30.000 TL arasında olması bekleniyor. Koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanların fiyatları da hayvanın ırkına, yaşına ve kilosuna göre değişiklik gösterecektir.

Vatandaşların kurban ibadetini yerine getirirken bütçelerini ve tercihlerini göz önünde bulundurarak karar vermeleri önemlidir. Diyanet ve Kızılay gibi güvenilir kurumlar aracılığıyla vekaletle kurban kesimi yapmak, hem ibadetin doğru şekilde yerine getirilmesini sağlar hem de ihtiyaç sahiplerine ulaşılmasını kolaylaştırır.

Rekabet Kurulu, Türkiye süt ve süt ürünleri sektöründe faaliyet gösteren 41 teşebbüs hakkında rekabeti kısıtlayıcı anlaşmalar yapıldığı veya bu yönde eylemlerde bulunulduğu şüphesi üzerine soruşturma başlattı. 8 Mayıs 2024 tarihinde yapılan açıklamada, soruşturmanın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un ilgili maddeleri çerçevesinde başlatıldığı belirtildi.

Soruşturma, söz konusu teşebbüslerin piyasada rekabeti bozucu faaliyetlerde bulunup bulunmadığını ve kanun ihlali olup olmadığını tespit etmeyi amaçlıyor. Rekabet Kurulu, bu kapsamda delil toplama ve değerlendirme süreçlerini yürütecek.

Soruşturma açılan şirketlerin tam listesi kamuoyu ile paylaşılmadı. Ancak, sektördeki büyük oyuncuların soruşturma kapsamında olduğu tahmin ediliyor.

Rekabet Kurulu'nun soruşturma süreci sonunda, rekabet ihlali tespit etmesi halinde, ilgili şirketlere idari para cezası uygulanabileceği gibi, rekabeti bozucu uygulamaların sona erdirilmesi yönünde de kararlar alınabilir.

Soruşturmanın detayları ve gelişmeleri Rekabet Kurulu tarafından takip edilecek ve kamuoyu bilgilendirilecektir.

Hollanda resim sanatı, 17. yüzyılda altın çağını yaşarken, bu dönemin ressamları günlük yaşamın sıradan anlarını ve nesnelerini betimleyerek sanat tarihinde önemli bir yer edinmişlerdir. Bu ressamlar, zengin detaycılıkları, ışık ve gölge oyunlarındaki ustalıkları ve konularına getirdikleri gerçekçi yaklaşımlarıyla tanınırlar.

Jan van Eyck, Flaman resminin öncülerinden olup, detaylara verdiği önem ve gerçekçi tasvirleriyle bilinir. 'Arnolfini'nin Evlenmesi' adlı eseri, hem teknik ustalığı hem de sembolik anlamlarıyla dikkat çeker.

Pieter Bruegel, köylü yaşamını ve doğayı canlı bir şekilde resmetmiştir. 'Karda Avcılar' ve 'Köylü Düğünü' gibi eserleri, dönemin kırsal yaşamına ışık tutar ve detaylı kompozisyonlarıyla öne çıkar.

Rembrandt van Rijn, ışık ve gölgeyi ustaca kullanarak karakterlerin duygusal derinliklerini ortaya çıkarmıştır. 'Gece Devriyesi' ve otoportreleri, onun insan psikolojisine olan derin ilgisini yansıtır.

Johannes Vermeer, sakin ve huzurlu iç mekan sahneleriyle tanınır. 'İnci Küpeli Kız' ve 'Sütçü Kız' gibi eserleri, ışığın kullanımı ve kompozisyonundaki dengeyle büyüleyicidir.

Frans Hals, canlı ve enerjik portreleriyle bilinir. Portrelerindeki hareket ve anlık ifadeler, onun resimlerine dinamizm katar. 'Gülümseyen Süvari' adlı eseri, bu özelliğini en iyi şekilde gösterir.

Bu ressamlar, Hollanda resim sanatının altın çağını temsil ederken, günlük yaşamın değerini yücelten ve gelecek nesillere ilham veren eserler bırakmışlardır. Onların eserleri, bugün hala müzelerde sergilenmekte ve sanatseverler tarafından büyük ilgiyle takip edilmektedir.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Sırrı Süreyya Önder'in aracında suikast düzeneği bulunduğunu ve bu konuda Abdullah Öcalan'ın bazı isimleri işaret ettiğini öne sürdü. Perinçek, bu bilgiyi DEM Parti yöneticilerinin de doğruladığını iddia etti.

Perinçek'in açıklamalarına göre, olay, 2011 yılında Öcalan ile yapılan görüşmeler sırasında gündeme geldi. Öcalan, İmralı'da yapılan görüşmelerde, "Sırrı Süreyya Önder'in arabasına bomba koyacaklardı, sabotaj yapacaklardı" şeklinde bir ifade kullandı. Perinçek, Öcalan'ın bu olayla ilgili olarak "bunlar Ergenekoncuların işi" dediğini aktardı.

Perinçek, bu iddiaların ardından DEM Parti yöneticileriyle konuştuğunu ve onların da olayı doğruladığını belirtti. Perinçek, "DEM Parti yöneticileri de bu olayı doğruladılar. 'Evet, böyle bir şey oldu' dediler" şeklinde konuştu.

Odatv'nin ulaştığı DEM Parti kaynakları, Perinçek’in iddialarını yalanlamadı. Ancak, söz konusu düzeneğin ne zaman ve nerede bulunduğu, düzeneğin içeriği ve failleri hakkında herhangi bir detay vermediler.

Haberde, Abdullah Öcalan'ın kimleri işaret ettiği veya suikast girişiminin detaylarına dair daha fazla bilgi yer almıyor. Olayın arka planı ve soruşturma süreci hakkında da herhangi bir açıklama bulunmuyor.