Akıllı implantlar, diş hekimliğinde kullanılan ve tedavi sürecini optimize eden yenilikçi cihazlardır. Geleneksel implantlardan farklı olarak, bu implantlar hastanın ağız sağlığı ve tedavi süreci hakkında sürekli veri toplayarak diş hekimine iletir. Bu sayede tedavi süreci daha yakından takip edilebilir ve olası sorunlara erken müdahale edilebilir.

Akıllı İmplantların Avantajları:

• Tedavi Sürecinin Takibi: Akıllı implantlar, implantın yerleştirildiği bölgedeki iyileşme sürecini sürekli olarak izler ve diş hekimine bilgi verir.
• Erken Teşhis ve Müdahale: Olası komplikasyonlar erken tespit edilerek tedaviye zamanında başlanabilir.
• Hasta Takibi: Hastanın ağız hijyeni alışkanlıkları ve implant bakımı düzenli olarak takip edilebilir.
• Tedavi Başarısının Artırılması: Toplanan veriler sayesinde tedavi planı kişiye özel olarak optimize edilebilir ve tedavi başarısı artırılabilir.

Akıllı implantlar, genellikle biyouyumlu malzemelerden üretilir ve insan vücuduna zarar vermezler. İmplantın içerisine yerleştirilen sensörler ve mikroçipler sayesinde veri toplama ve iletme işlemleri gerçekleştirilir. Toplanan veriler, diş hekiminin bilgisayarına veya mobil cihazına aktarılır ve burada analiz edilir.

Akıllı İmplantların Kullanım Alanları:

1. Diş Eksikliklerinin Giderilmesi: Tek diş eksikliğinden tam dişsizliğe kadar her türlü durumda kullanılabilir.
2. Çene Kemiği Erimesinin Önlenmesi: İmplantlar, çene kemiğinin erimesini engelleyerek yüz estetiğinin korunmasına yardımcı olur.
3. Hareketli Protezlerin Stabilizasyonu: Hareketli protezlerin daha stabil hale getirilmesi için kullanılabilir.
4. Ortodontik Tedavilerde Destek: Ortodontik tedavilerde dişlerin hareketini sağlamak için geçici ankraj görevi görebilir.

Akıllı implant teknolojisi, diş hekimliğinde önemli bir yenilik olarak kabul edilmektedir. Bu teknoloji sayesinde tedavi süreçleri daha güvenli, etkili ve kişiye özel hale gelmektedir. Gelecekte akıllı implantların kullanımının daha da yaygınlaşması ve diş hekimliğinde önemli bir rol oynaması beklenmektedir.

İmplant tedavisi, eksik dişlerin yerine konması için uygulanan etkili bir yöntemdir. Ancak tedavi sürecinde ve sonrasında dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır.

Tedavi Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler:

• Doktor Seçimi: İmplant tedavisinde deneyimli ve uzman bir diş hekimi seçmek, tedavinin başarısı için kritik öneme sahiptir. Hekimin referansları, uzmanlık alanları ve kullandığı teknolojiler hakkında bilgi edinmek önemlidir.
• Ağız ve Diş Sağlığı Değerlendirmesi: İmplant tedavisine uygun olup olmadığınızın belirlenmesi için detaylı bir ağız ve diş sağlığı muayenesi yapılmalıdır. Çene kemiği yoğunluğu, diş eti sağlığı ve diğer faktörler değerlendirilerek tedavi planı oluşturulur.
• Radyolojik İncelemeler: Panoramik röntgen ve tomografi gibi radyolojik incelemelerle çene kemiğinin durumu detaylı olarak incelenmelidir. Bu sayede implantın doğru konumlandırılması ve uygun boyutta seçilmesi sağlanır.
• Tedavi Planlaması: İmplant tedavisi, kişiye özel bir tedavi planı gerektirir. Hekiminizle birlikte tedavi sürecini, kullanılacak implant markasını ve protez seçeneklerini detaylı olarak görüşmelisiniz.
• Sağlık Geçmişi: Mevcut sağlık sorunlarınız ve kullandığınız ilaçlar hakkında doktorunuzu bilgilendirmelisiniz. Özellikle diyabet, kalp rahatsızlıkları ve kan sulandırıcı ilaç kullanımı gibi durumlar tedavi sürecini etkileyebilir.

Tedavi Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler:

• Anestezi: İmplant tedavisi genellikle lokal anestezi altında yapılır. Ancak bazı durumlarda sedasyon veya genel anestezi de tercih edilebilir. Anestezi seçenekleri hakkında doktorunuzla konuşarak size en uygun olanı seçmelisiniz.
• Sterilizasyon: İmplant tedavisinde kullanılan tüm malzemelerin steril olması enfeksiyon riskini azaltır. Kliniğin sterilizasyon protokollerine dikkat etmelisiniz.
• Cerrahi İşlem: İmplant yerleştirme işlemi sırasında doktorunuzun talimatlarına uymalısınız. İşlem sırasında herhangi bir ağrı veya rahatsızlık hissederseniz doktorunuza bildirmelisiniz.

Tedavi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler:

• İlaç Kullanımı: Doktorunuzun önerdiği ağrı kesici ve antibiyotikleri düzenli olarak kullanmalısınız.
• Ağız Hijyeni: İmplant bölgesini temiz tutmak enfeksiyon riskini azaltır. Doktorunuzun önerdiği ağız gargaralarını kullanmalı ve dişlerinizi düzenli olarak fırçalamalısınız.
• Beslenme: İlk birkaç gün yumuşak ve ılık gıdalar tüketmelisiniz. Sert ve çiğneme gerektiren yiyeceklerden kaçınmalısınız.
• Kontroller: İmplant tedavisi sonrası düzenli olarak doktor kontrolüne gitmelisiniz. Bu sayede implantın durumu takip edilir ve olası sorunlar erken tespit edilir.
• Sigara ve Alkol: Sigara ve alkol kullanımı implant tedavisinin başarısını olumsuz etkileyebilir. Tedavi sürecinde bu alışkanlıklardan uzak durmalısınız.

İmplant tedavisi, doğru planlama ve dikkatli bir süreçle başarılı sonuçlar verebilir. Bu nedenle tedavi öncesinde, sırasında ve sonrasında doktorunuzun tavsiyelerine uymanız ve gerekli özeni göstermeniz önemlidir.

Bayraktar TB2/T'nin yapay zeka (AI) entegre edilmiş versiyonu, gerçekleştirdiği atış testlerinde kendi rekorunu geliştirerek önemli bir başarı elde etti.

Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Bayraktar TB2/T AI'nin yeni bir başarıya imza attığını duyurdu. Bayraktar, "Bayraktar TB2/T AI vurdu geçti! Kendi rekorunu kırdı!" ifadelerini kullandı.

Bayraktar'ın paylaşımında yer alan videoda, Bayraktar TB2/T AI'nin hedefi başarıyla vurduğu anlar görüldü. Atış testinin tam olarak nerede ve ne zaman yapıldığına dair net bir bilgi verilmemiştir. Ancak, Baykar'ın bu alandaki Ar-Ge çalışmalarına ve geliştirmelerine devam ettiği anlaşılmaktadır.

Bayraktar TB2, Türk savunma sanayisinin önemli bir ürünü olarak öne çıkıyor. Farklı ülkelere de ihraç edilen TB2, çeşitli operasyonlarda etkin bir şekilde kullanılıyor. Yapay zeka entegrasyonu ile TB2'nin yeteneklerinin daha da artırılması hedefleniyor. Bu sayede, hedef tespit ve takip, otonom uçuş ve karar alma gibi konularda daha gelişmiş özelliklere sahip olması bekleniyor.

Gelecekteki savunma sistemlerinde yapay zekanın rolü giderek artarken, Baykar gibi şirketlerin bu alandaki yatırımları ve geliştirmeleri büyük önem taşıyor. Bayraktar TB2/T AI'nin bu başarısı, Türkiye'nin insansız hava aracı teknolojilerindeki yetkinliğini bir kez daha gösteriyor.

İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul merkezli olmak üzere Tekirdağ, Edirne ve Kocaeli'nde eş zamanlı 'KOKU' operasyonu düzenledi. Operasyonda, piyasa değeri yaklaşık 110 milyon lira olan çeşitli uyuşturucu maddeler ele geçirildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, operasyon kapsamında çok sayıda şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda, farklı türlerde uyuşturucu maddeler, ruhsatsız silahlar ve yüklü miktarda nakit para bulundu.

Operasyonun detaylarına göre, uyuşturucu maddelerin büyük bir kısmının kokain olduğu belirtildi. Ayrıca, metamfetamin, eroin ve esrar gibi diğer uyuşturucu maddelere de el konuldu. Ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, İstanbul ve çevre illerdeki uyuşturucu ticaretinde kullanılmak üzere piyasaya sürülmek istendiği değerlendiriliyor.

Gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ederken, soruşturmanın genişletilerek uyuşturucu şebekesinin diğer üyelerine ulaşılması hedefleniyor. Emniyet yetkilileri, uyuşturucu ile mücadele çalışmalarının kararlılıkla sürdürüleceğini vurguladı.

İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, son dönemde uyuşturucu kaçakçılığına yönelik operasyonlarını artırmış durumda. Bu operasyonlar sayesinde, büyük miktarda uyuşturucu madde ele geçirilerek, uyuşturucu ticaretinin önlenmesine önemli katkılar sağlanıyor.

Antalya'da meydana gelen olayda, kayıp olarak aranan Durmuş Ali Özdemir'in (68) cinayete kurban gittiği ortaya çıktı. Özdemir'i son gören kişi olan M.K. (41), jandarma ekipleri tarafından cinayet şüphesiyle gözaltına alındı.

Olay, 21 Mayıs'ta Döşemealtı ilçesi kırsalında meydana geldi. Durmuş Ali Özdemir'den haber alamayan yakınları, durumu jandarmaya bildirdi. Jandarma ekipleri, Özdemir'i bulmak için arama çalışması başlattı. Yapılan arama çalışmalarında herhangi bir ize rastlanılmazken, jandarma özel ekip kurarak olayı derinlemesine araştırmaya başladı.

Jandarma ekipleri, Özdemir'i son gören kişinin M.K. olduğunu tespit etti. M.K.'nın ifadesinde çelişkiler bulunması üzerine soruşturma derinleştirildi. Teknik ve fiziki takibin ardından M.K.'nın, Özdemir'i öldürdüğü ve cesedini ormanlık alana gömdüğü belirlendi.

M.K., jandarmadaki ifadesinde suçunu itiraf etti. Özdemir'i aralarında çıkan tartışma sonucu öldürdüğünü ve cesedini gömdüğünü söyledi. M.K.'nın ifadesi doğrultusunda jandarma ekipleri, Özdemir'in cesedini gömüldüğü yerden çıkardı. Özdemir'in cesedi, otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen M.K., tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Soruşturma sürüyor.

Avrupa Komisyonu, Dijital Hizmetler Yasası'na (DHA) uyum konusunda eksiklikler tespit ettiği beş üye ülkeye karşı dava açtı. Bu ülkeler, DHA'nın uygulanması için gerekli bilgileri zamanında sağlamamakla suçlanıyor.

DHA, çevrimiçi platformların yasa dışı içerikle mücadele etmelerini, kullanıcıları korumalarını ve şeffaflığı artırmalarını amaçlayan bir dizi kural içeriyor. Avrupa Komisyonu, üye ülkelerin bu kuralları uygulamak için gerekli adımları atmalarını ve Komisyon'a gerekli bilgileri sunmalarını bekliyor.

Komisyon, ilgili ülkelere resmi bir bildirim göndererek yasal süreci başlattı. Ülkelerin bu bildirime yanıt verme ve eksiklikleri giderme fırsatı bulunuyor. Ancak, eksikliklerin giderilmemesi durumunda Komisyon, Avrupa Adalet Divanı'nda dava açma yetkisine sahip.

DHA'nın amacı, Avrupa Birliği'nde dijital hizmetlerin daha güvenli ve şeffaf bir şekilde sunulmasını sağlamaktır. Bu yasa, özellikle büyük çevrimiçi platformların ve arama motorlarının sorumluluklarını artırarak, kullanıcıların temel haklarını korumayı hedefliyor. Avrupa Komisyonu, DHA'nın tam olarak uygulanmasını sağlamak için üye ülkelerle işbirliği yapmaya devam edeceğini belirtiyor.

Dava açılan ülkelerin isimleri henüz açıklanmadı. Süreç, ilgili ülkelerin savunmaları ve Komisyon'un değerlendirmesiyle devam edecek.

Middle East Eye'ın haberine göre, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suriye ile İsrail arasında dolaylı görüşmeler yürütüyor. Bu görüşmelerin amacı, iki ülke arasındaki gerginliği azaltmak ve olası bir normalleşme sürecinin zeminini hazırlamak.

BAE'nin arabuluculuk rolü: BAE, son dönemde bölgesel diplomaside aktif bir rol üstleniyor. Suriye ve İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, BAE'nin bölgesel nüfuzunu artırma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Görüşmelerin içeriği: Haberde, görüşmelerin içeriğine dair detaylı bilgi verilmezken, sınır güvenliği, su kaynakları ve insani yardımlar gibi konuların ele alındığı belirtiliyor. Ayrıca, İran'ın Suriye'deki askeri varlığının da görüşmelerde gündeme geldiği ifade ediliyor.

Tarafların tutumu: Suriye ve İsrail'den henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, her iki ülkenin de BAE'nin arabuluculuğuna sıcak baktığı ve görüşmelere açık olduğu belirtiliyor.

Olası sonuçlar: Bu diplomatik girişimlerin başarılı olması durumunda, Suriye ile İsrail arasında uzun yıllardır devam eden düşmanlığın sona ermesi ve bölgesel istikrara katkı sağlanması bekleniyor. Ancak, görüşmelerin karmaşık ve hassas bir süreç olduğu, taraflar arasındaki derin güvensizliklerin aşılmasının zaman alabileceği de vurgulanıyor.

Haberde ayrıca, bu türden bir diplomasinin başarıya ulaşmasının, bölgedeki diğer aktörlerin tutumuna ve bölgesel güç dengelerine bağlı olduğu ifade ediliyor.

Türkiye seçimlere yaklaşırken, son dönemde küresel bir trend haline gelen 'Sessiz İstifa' kavramı, iş yaşamında çalışanların motivasyon eksikliği ve işe bağlılıklarının azalması durumunu ifade ediyor. Bu durum, çalışanların işlerini tam olarak bırakmadan, sadece görev tanımlarının gerektirdiği kadarını yaparak performanslarını düşürmeleri şeklinde gözlemleniyor.

Uzmanlar, 'Sessiz İstifa'nın Türkiye'deki yaygınlığını ve seçimler öncesinde artıp artmadığını değerlendiriyor. Bu trendin nedenleri arasında, ekonomik belirsizlikler, iş yükü artışı, kariyer beklentilerinin karşılanmaması ve yönetimsel sorunlar yer alıyor. Çalışanların, mevcut işlerinden memnuniyetsizliklerini dile getirmek yerine, pasif bir şekilde performanslarını düşürmeyi tercih etmeleri, şirketler için verimlilik kaybına yol açabiliyor.

Sessiz istifa, çalışanın işten ayrılmadan psikolojik olarak işine yatırım yapmayı bırakması anlamına geliyor. Çalışanlar işten ayrılmak yerine, minimum çabayla işlerini sürdürüyor. Bu durumun nedenleri arasında ücret düşüklüğü, tükenmişlik, takdir edilmeme ve gelişim fırsatlarının eksikliği bulunuyor.

Türkiye'de genç çalışanlar arasında bu trendin daha yaygın olduğu belirtiliyor. Gençler, iş hayatından beklentilerinin karşılanmaması durumunda daha hızlı bir şekilde motivasyonlarını kaybedebiliyor ve 'Sessiz İstifa' yolunu seçebiliyor. Şirketlerin bu durumu dikkate alarak, çalışan memnuniyetini artırmaya yönelik adımlar atması ve kariyer gelişim fırsatları sunması önem taşıyor.

Uzmanlar, seçim sürecinin de 'Sessiz İstifa' trendini etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Belirsizlik ortamında çalışanların motivasyonunu korumak ve işe bağlılıklarını artırmak için şirketlerin daha fazla çaba göstermesi gerektiği vurgulanıyor.

• Sessiz İstifa Nedenleri:
• Ekonomik belirsizlikler
• İş yükü artışı
• Kariyer beklentilerinin karşılanmaması
• Yönetimsel sorunlar

Şirketlerin bu trendle başa çıkabilmesi için, çalışan geri bildirimlerini dikkate alması, adil bir ücret politikası izlemesi, kariyer gelişim fırsatları sunması ve sağlıklı bir iş ortamı yaratması gerekiyor.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin NATO üyeliği süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kristersson, Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliği için ortaya koyduğu tüm taleplerin yerine getirilmesinin, otomatik olarak üyelik onayını garanti etmediğini belirtti.

Kristersson, İsveç devlet televizyonu SVT'ye verdiği demeçte, 'Türkiye hem İsveç'in yapacağını söylediği şeyleri yaptığını görüyor, hem de yapmadığımızı söylediklerimizi yapmadığımızı görüyor' ifadelerini kullandı. Bu açıklama, İsveç'in Türkiye'nin beklentilerini karşılama çabalarına rağmen, sürecin karmaşıklığını ve belirsizliğini vurguluyor.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine, özellikle terörle mücadele konusunda somut adımlar atılmasını şart koşarak itiraz etmişti. Madrid'de yapılan NATO zirvesinde varılan üçlü muhtıra ile bir yol haritası belirlenmiş, ancak Türkiye, İsveç'in terör örgütleri ve mensuplarına karşı daha etkin bir mücadele yürütmesini beklediğini defalarca dile getirmişti.

İsveç ve Finlandiya, NATO üyeliği için başvurularını Mayıs 2022'de yapmıştı. Finlandiya, Nisan 2023'te NATO'ya kabul edilmiş, ancak İsveç'in üyeliği, Türkiye ve Macaristan'ın onay süreçlerini tamamlamaması nedeniyle henüz gerçekleşmedi. Kristersson'un açıklamaları, İsveç'in NATO üyeliği sürecindeki belirsizliğin devam ettiğini ve Türkiye ile ilişkilerin bu süreçteki kritik rolünü bir kez daha ortaya koyuyor.

İsveç Başbakanı'nın bu açıklamaları, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, NATO'nun genişleme stratejisi ve üye ülkeler arasındaki ilişkiler açısından da önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.