Fenerbahçe Spor Kulübü, 3 Temmuz şike davası olarak bilinen süreçle ilgili yeni bir suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı. Kulübün resmi internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, FETÖ bağlantılı kişilerin manipülasyonları sonucu Fenerbahçe'nin ve camiasının büyük bir mağduriyet yaşadığı belirtildi.

Açıklamada, 3 Temmuz sürecinde yaşanan hukuksuzlukların ve adaletsizliklerin giderilmesi amacıyla, kulübün tüm yasal haklarını kullanmaya devam edeceği vurgulandı. Fenerbahçe, bu kapsamda, sürecin yeniden soruşturulması ve sorumluların cezalandırılması talebiyle ilgili makamlara başvurdu.

Kulüp, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

• "Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, 3 Temmuz sürecinde yaşanan hukuksuzlukların ve adaletsizliklerin giderilmesi için tüm yasal haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz."
• "Bu kapsamda, sürecin yeniden soruşturulması ve sorumluların cezalandırılması talebiyle ilgili makamlara suç duyurusunda bulunduk."
• "Kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz."

Fenerbahçe'nin bu adımı, 3 Temmuz sürecinin yeniden gündeme gelmesine ve tartışılmasına neden oldu. Kulübün, FETÖ'nün manipülasyonu sonucu mağdur edildiği yönündeki iddiası, soruşturmanın seyrini değiştirebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Sürecin takipçisi olacaklarını belirten sarı lacivertli kulüp, gelişmeler hakkında kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğini duyurdu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında önemli bir gelişme yaşandı. Soruşturma çerçevesinde firari şüpheli olarak aranan Gülibrahimoğlu'nun şirketlerine kayyum atanmasına karar verildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma, İBB'deki bazı ihalelerde usulsüzlük yapıldığı iddiaları üzerine başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında çok sayıda kişi hakkında gözaltı kararı verilmiş, bazı şüpheliler tutuklanmıştı. Gülibrahimoğlu ise hakkında gözaltı kararı bulunmasına rağmen firar etmişti.

Savcılık, Gülibrahimoğlu'nun sahibi olduğu şirketlerin, soruşturmaya konu olan ihalelerde usulsüzlük yaptığı ve kamu zararına yol açtığı şüphesiyle kayyum atanmasını talep etti. Mahkeme, savcılığın talebini kabul ederek Gülibrahimoğlu'nun şirketlerine kayyum atanmasına karar verdi.

Kayyum atanan şirketlerin isimleri ve faaliyet alanları henüz açıklanmadı. Ancak, şirketlerin İBB ile iş yapan ve büyük ölçekli projelerde yer alan firmalar olduğu belirtiliyor. Kayyumların, şirketlerin mali durumunu inceleyeceği, usulsüzlük tespit etmesi halinde ise gerekli yasal işlemleri başlatacağı öğrenildi.

Soruşturmanın devam ettiği ve yeni gözaltıların olabileceği belirtiliyor. İBB yetkilileri ise konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı.

Dünyaca ünlü Sırp tenisçi Novak Djokovic, tatil için Muğla'nın Bodrum ilçesine geldi. Özel bir uçakla Milas-Bodrum Havalimanı'na gelen Djokovic, buradan konaklayacağı otele geçti.

Havalimanında görüntülenen Djokovic'in, hayranları tarafından yoğun ilgiyle karşılandığı belirtildi. Djokovic'in Bodrum'da birkaç gün tatil yapması bekleniyor. Tenisçinin tatil programı ve Bodrum'da nereleri ziyaret edeceği hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.

Djokovic'in gelişi, Bodrum turizmi açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Ünlü tenisçinin Bodrum'u tercih etmesi, ilçenin tanıtımına katkı sağlayacağı düşünülüyor. Djokovic'in tatil süresince Bodrum'un çeşitli yerlerini ziyaret etmesi ve sosyal medya hesaplarından paylaşımlar yapması bekleniyor.

Novak Djokovic Kimdir?

• Novak Djokovic, 22 Mayıs 1987 tarihinde Sırbistan'da doğmuştur.
• Profesyonel tenis kariyerine 2003 yılında başlamıştır.
• 24 Grand Slam tek erkekler şampiyonluğu bulunmaktadır.
• ATP tekler sıralamasında uzun süre zirvede yer almıştır.
• Dünya tenis tarihinin en başarılı sporcularından biri olarak kabul edilmektedir.

Djokovic, kortlardaki başarısının yanı sıra, yardımsever kişiliğiyle de tanınıyor. Çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde yer alan Djokovic, özellikle çocukların eğitimi ve sağlığına yönelik çalışmalara destek veriyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeliği için seçim yapıldı. Yapılan oylamalar sonucunda RTÜK'ün yeni üyeleri belirlendi. Seçim süreci, TBMM'nin yoğun gündemi arasında önemli bir yer tuttu.

Seçim Sonuçları: TBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada, boş bulunan RTÜK üyelikleri için adaylar yarıştı. Oylama sonucunda, belirlenen isimler RTÜK üyesi olarak seçildi. Seçim sonuçları, siyasi partilerin Meclis'teki sandalye dağılımına göre şekillendi.

RTÜK'ün Görevleri: RTÜK, Türkiye'deki radyo ve televizyon yayınlarını düzenlemek ve denetlemekle görevli özerk bir kuruluştur. Yayın ilkelerini belirlemek, lisans vermek ve ihlalleri takip etmek gibi önemli yetkilere sahiptir.

Seçim Süreci: TBMM'deki RTÜK üye seçimi, Meclis Başkanlığı tarafından belirlenen usullere göre gerçekleştirildi. Siyasi partilerin aday göstermesi ve Genel Kurul'da yapılan oylamalarla süreç tamamlandı. Seçim sonuçları, Meclis tutanaklarına geçirildi.

Yeni Üyelerin Görev Süresi: Seçilen RTÜK üyelerinin görev süresi altı yıldır. Yeni üyeler, mevcut RTÜK Başkanı ve diğer üyelerle birlikte görev yapacaklar.

RTÜK'ün Önemi: RTÜK, medya özgürlüğü ve yayıncılık ilkeleri açısından kritik bir role sahiptir. Kurulun kararları, Türkiye'deki medya sektörünü doğrudan etkilemektedir.

Seçimin Ardından: Seçimlerin tamamlanmasının ardından, yeni RTÜK üyelerinin önümüzdeki günlerde görevlerine başlaması bekleniyor. Yeni üyelerin göreve başlamasıyla birlikte, RTÜK'ün gündemindeki konulara odaklanılacak.

Trabzonspor, Süper Lig'in 35. haftasında kendi sahasında Yılport Samsunspor ile yapacağı maçın hazırlıklarını sürdürdü. Teknik Direktör Abdullah Avcı yönetiminde Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde gerçekleştirilen antrenman, oyuncuların yenilenme çalışmasıyla başladı. Daha sonra koordinasyon ve 5'e 2 çalışmaları yapıldı. Antrenmanın son bölümünde ise taktiksel çalışmalar üzerinde duruldu.

Antrenmana, sakatlıkları bulunan Hüseyin Türkmen ve Fernandez katılmadı. Bordo-mavili ekip, Samsunspor maçı hazırlıklarına yarın yapacağı antrenmanla devam edecek.

Trabzonspor'un olası 11'i şu şekilde değerlendiriliyor: Uğurcan Çakır, Meunier, Baniya, Denswil, Eren Elmalı, Berat Özdemir, Mendy, Bardhi, Visca, Trezeguet ve Onuachu.

Trabzonspor, Süper Lig'de geride kalan 34 maçta 16 galibiyet, 7 beraberlik ve 11 mağlubiyet alarak 55 puan topladı. Karadeniz ekibi, ligde 3. sırada yer alıyor ve bu pozisyonunu korumak için mücadele ediyor. Samsunspor ise 11 galibiyet, 8 beraberlik ve 15 mağlubiyetle 41 puanla 12. sırada bulunuyor.

Trabzonspor - Samsunspor karşılaşması, 29 Nisan Pazartesi günü saat 20:00'de Papara Park'ta oynanacak.

Ünlü yemek eleştirmeni Vedat Milor, sosyal medya platformu X üzerinden başlattığı anketle menemenin soğanlı mı yoksa soğansız mı yapılması gerektiği konusunu yeniden gündeme taşıdı. Anket, kısa sürede büyük ilgi gördü ve binlerce kişi oy kullandı.

Milor'un başlattığı bu anket, Türkiye'de uzun yıllardır süregelen 'menemen soğanlı mı olur, soğansız mı?' tartışmasını alevlendirdi. Sosyal medya kullanıcıları, kendi tercihleri doğrultusunda yorumlar yaparak ankete katılım gösterdi. Kimi kullanıcılar soğanın menemene lezzet kattığını savunurken, kimi kullanıcılar ise soğanın menemene yakışmadığını ve tadını bozduğunu iddia etti.

Anket sonuçları, menemenin soğanlı mı yoksa soğansız mı daha çok tercih edildiği konusunda net bir tablo ortaya koymasa da, her iki seçeneğin de büyük bir destekçi kitlesi olduğunu gösterdi. Vedat Milor'ün bu paylaşımı, yemek kültürüne dair tartışmaları sosyal medyaya taşımasıyla biliniyor. Daha önce de farklı yemekler üzerinden benzer anketler düzenlemiş ve geniş kitlelerin katılımını sağlamıştı.

Bu anket, sadece bir yemek tarifi tartışması olmanın ötesinde, farklı damak zevklerine ve kültürel alışkanlıklara işaret ediyor. Menemenin Türkiye'deki farklı bölgelerde farklı şekillerde yapılması ve tüketilmesinden kaynaklanan bu çeşitlilik, sosyal medya platformlarında da kendini gösteriyor.

Vedat Milor'ün menemen anketi, sosyal medyada geniş yankı uyandırırken, kullanıcılar kendi menemen tariflerini ve tercihlerini paylaşarak tartışmaya katkıda bulundular.

Almanya, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından savunma harcamalarını önemli ölçüde artırma kararı aldı. Bu kapsamda, 150 milyar euroluk dev bir silah alımı programı başlatıldı. Programın amacı, Alman ordusunu (Bundeswehr) modernize etmek ve ülkenin savunma yeteneklerini güçlendirmek.

Program kapsamında yapılacak alımlar şu şekilde sıralanıyor:

• Hava Savunma Sistemleri: İsrail'den Arrow 3 hava savunma sistemi alımı planlanıyor. Bu sistem, uzun menzilli balistik füzelere karşı koruma sağlayacak. Ayrıca, IRIS-T SLM hava savunma sistemlerinin sayısı da artırılacak.
• Tanklar ve Zırhlı Araçlar: Mevcut Leopard 2 tankları modernize edilecek ve yeni nesil tankların geliştirilmesi için çalışmalar başlatılacak. Ayrıca, Puma zırhlı muharebe araçlarının sayısı da artırılacak.
• Denizaltılar: Yeni nesil denizaltıların alımı planlanıyor. Bu denizaltıların, daha uzun menzilli füze sistemleriyle donatılması hedefleniyor.
• Savaş Uçakları: Eurofighter Typhoon savaş uçakları modernize edilecek ve F-35 savaş uçakları alımı değerlendiriliyor. F-35'ler, nükleer görevleri yerine getirebilecek kapasitede olacak.
• Diğer Sistemler: Program kapsamında, insansız hava araçları (İHA), elektronik harp sistemleri ve siber güvenlik alanlarında da yatırımlar yapılacak.

Almanya'nın bu devasa silah alımı programı, Avrupa'nın güvenlik mimarisinde önemli bir değişimi işaret ediyor. Programın, Alman savunma sanayisini canlandırması ve Avrupa'nın savunma yeteneklerini güçlendirmesi bekleniyor.

Savunma uzmanları, bu programın Almanya'yı Avrupa'nın en güçlü ordularından biri haline getirebileceğini belirtiyor.

Türkiye'de konut yatırımı yapmayı düşünenler için önemli bir uyarı geldi. Ülke genelinde yapılan araştırmalar, bazı illerde konut fiyatlarının düşüş gösterdiğini ve yatırımcıların zarar ettiğini ortaya koydu.

Özellikle belirli bölgelerdeki konut piyasasında yaşanan dalgalanmalar, ev sahibi olmak isteyenlerin dikkatini çekiyor. Uzmanlar, konut almadan önce detaylı bir piyasa araştırması yapmanın ve bölgedeki fiyat trendlerini incelemenin önemini vurguluyor.

İşte konut yatırımında zarar ettiren bazı iller:

• Ağrı: Konut fiyatlarında düşüş yaşanıyor.
• Ardahan: Yatırımcılar için riskli bir bölge olarak değerlendiriliyor.
• Artvin: Konut piyasasında durağanlık gözlemleniyor.
• Bayburt: Konut yatırımında kayıp yaşama olasılığı yüksek.
• Bingöl: Fiyatlar düşüş eğiliminde.
• Bitlis: Konut almak için uygun bir zaman değil.
• Erzincan: Yatırımcılar zarar edebilir.
• Erzurum: Konut fiyatlarında gerileme var.
• Hakkari: Konut piyasası riskli.
• Iğdır: Konut yatırımından kaçınılması öneriliyor.
• Kars: Fiyatlar düşmeye devam ediyor.
• Kırıkkale: Konut almak için doğru bir tercih değil.
• Kırşehir: Yatırımcılar için riskli.
• Muş: Konut piyasasında belirsizlik hakim.
• Nevşehir: Konut fiyatları düşüşte.
• Siirt: Yatırım yapmadan önce dikkatli olunmalı.
• Şırnak: Konut piyasası yatırım için uygun değil.
• Tunceli: Konut fiyatları geriliyor.
• Yozgat: Konut yatırımında zarar etme olasılığı yüksek.

Uzmanlar, bu illerde konut almayı düşünenlerin piyasa koşullarını dikkatlice değerlendirmesi ve gerekirse uzman görüşü alması gerektiğini belirtiyor.

Mum olmak, sadece bir nesne olmak değil, aynı zamanda bir sembol olmaktır. Işığı temsil eder, karanlığı aydınlatır ve bulunduğu ortama sıcaklık katar. Ancak bu özelliklere sahip olmak kolay değildir. Bir mumun yanması, erimesi ve sonunda tükenmesi, hayatın döngüsünü ve fedakarlığı simgeler.

Mum olmanın zorlukları:

• Yanmak: Mumun ışık saçabilmesi için yanması gerekir. Bu yanma süreci, mumun yavaş yavaş erimesi ve tükenmesi anlamına gelir. Tıpkı hayatta olduğu gibi, bir amaç uğruna çalışırken, enerjimizden ve zamanımızdan harcarız.
• Erimemek: Bazı mumlar, dış etkenler nedeniyle eriyebilir veya şekil değiştirebilir. Bu durum, mumun işlevini yerine getirmesini engelleyebilir. Hayatta da, dış etkenlerin etkisiyle amacımızdan sapabilir veya motivasyonumuzu kaybedebiliriz.
• Tükenmek: Her mumun bir ömrü vardır ve sonunda tükenir. Bu, hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Ancak önemli olan, tükenmeden önce ne kadar ışık saçtığımız ve ne kadar faydalı olduğumuzdur.

Fotoğraflar, mum olmanın bu zorluklarını görsel olarak ifade ediyor. Her bir kare, mumun farklı bir yönünü ve yaşadığı zorlukları gözler önüne seriyor. Mumun alevi, umudu ve yaşam sevincini temsil ederken, eriyen balmumu, fedakarlığı ve dönüşümü simgeliyor. Mum olmak, özünde bir dengeyi barındırır: yanmak ve ışık saçmak, erimek ve dönüşmek, tükenmek ve iz bırakmak.

Bu fotoğraflar, bize mum olmanın sadece bir nesne olmak değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi olduğunu hatırlatıyor. Kendi ışığımızı bulmak, etrafımızı aydınlatmak ve iz bırakmak için çabalamak, her birimizin sorumluluğudur.