Avrupa film endüstrisi, AB ile ABD arasında potansiyel bir gümrük vergisi savaşının sektörü olumsuz etkileyebileceği endişesini taşıyor. Müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması halinde, Amerikan filmlerine ek vergi uygulanması gündeme gelebilir.

Avrupa film endüstrisi, Avrupa Birliği (AB) ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında yaşanabilecek bir gümrük vergisi savaşının sektöre verebileceği zararlardan endişe ediyor. Ticaret görüşmelerinde bir çözüme ulaşılamaması durumunda, Amerikan filmlerine ek gümrük vergileri uygulanması olasılığı Avrupa'daki film yapımcılarını tedirgin ediyor.
Sektör temsilcileri, böyle bir ticaret savaşının Avrupa filmlerinin ABD pazarındaki rekabet gücünü azaltacağını ve Amerikan filmlerinin Avrupa pazarındaki hakimiyetini daha da artıracağını belirtiyor. Ayrıca, Avrupa film endüstrisinin zaten zorlu bir dönemden geçtiği, Kovid-19 pandemisinin etkileri ve artan yapım maliyetleri gibi sorunlarla mücadele ettiği vurgulanıyor. Bu nedenle, ek bir gümrük vergisi yükünün sektörü daha da zora sokabileceği ifade ediliyor.
Endişeler özellikle bağımsız film yapımcıları ve küçük dağıtım şirketleri arasında yoğunlaşıyor. Bu şirketler, büyük Amerikan stüdyolarıyla rekabet etmekte zaten zorlanırken, ek vergilerle birlikte durumlarının daha da kötüleşeceği düşünülüyor. Avrupa film endüstrisi temsilcileri, AB ve ABD arasındaki müzakerelerde kültürel ürünlerin korunması ve film sektörünün desteklenmesi gerektiğinin altını çiziyor. Aksi takdirde, Avrupa sinemasının çeşitliliği ve zenginliğinin zarar görebileceği uyarısında bulunuyorlar.
AB ve ABD arasındaki ticaret ilişkileri son yıllarda çeşitli konularda gerginlikler yaşamıştı. Özellikle tarım ürünleri, havacılık ve dijital hizmetler gibi alanlarda anlaşmazlıklar yaşanmıştı. Film sektörü de bu anlaşmazlıkların bir parçası haline gelirse, Avrupa sineması için olumsuz sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor.
Sonuç olarak: Avrupa film endüstrisi, AB-ABD arasındaki olası bir gümrük vergisi savaşının sektöre vereceği zararlardan dolayı büyük endişe duyuyor ve müzakerelerde kültürel ürünlerin korunması çağrısında bulunuyor.