İstanbul'da evlenmeyi planlayan çiftler, nikah salonu ücretlerinin ilçe belediyelerine göre farklılık gösterdiğini bilmelidir. Nikah salonu fiyatları, çiftlerin bütçelerini doğrudan etkileyebiliyor.

En Pahalı Nikahlar: İstanbul'da en yüksek nikah ücretleri genellikle lüks semtlerde bulunmaktadır. Beşiktaş, Sarıyer ve Kadıköy gibi ilçelerde nikah salonu fiyatları ortalamanın üzerindedir. Bu ilçelerdeki fiyatlar, konum, salonun büyüklüğü ve sunduğu hizmetler gibi faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir.

En Uygun Nikahlar: Daha uygun fiyatlı nikah yapmak isteyen çiftler için Esenyurt, Sultanbeyli ve Sancaktepe gibi ilçeler öne çıkmaktadır. Bu bölgelerdeki belediyelerin nikah salonları, daha ekonomik seçenekler sunmaktadır.

Fiyatları Etkileyen Faktörler:

• Konum: Merkezi ve popüler lokasyonlardaki salonlar daha pahalıdır.
• Salonun Büyüklüğü: Davetli sayısına uygun büyüklükteki salonlar farklı fiyatlandırılır.
• Hizmetler: Fotoğraf çekimi, müzik, ikram gibi ek hizmetler fiyatı artırabilir.
• Belediyenin Politikası: Her belediyenin farklı bir fiyat politikası bulunmaktadır.

İstanbul'da nikah salonu seçimi yaparken, çiftlerin bütçelerini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak araştırma yapmaları önemlidir. Farklı belediyelerin web siteleri üzerinden veya doğrudan iletişime geçerek güncel fiyat bilgisi almak, doğru kararı vermelerine yardımcı olacaktır.

Özetle, İstanbul'da nikah fiyatları ilçeden ilçeye büyük farklılıklar göstermekte olup, çiftlerin bütçelerine ve tercihlerine uygun seçenekler bulunmaktadır.

Bilecik'in Yenipazar ilçesi Kaymakamı Bekir Cansız, sadece idari görevleriyle değil, aynı zamanda geleneksel sanatlara olan ilgisi ve yeteneğiyle de öne çıkıyor. Okçuluk sporuna olan tutkusuyla bilinen Kaymakam Cansız, bu alanda kendini geliştirmenin yanı sıra, zihgir yapımı ve bıçak ustalığı gibi el sanatlarına da merak salmış durumda.

Kaymakam Cansız, okçuluk sporuna olan ilgisinin çocukluk yıllarına dayandığını belirtiyor. Geleneksel Türk okçuluğuna olan hayranlığı, onu bu alanda daha da derinleşmeye yöneltmiş. Kendi imkanlarıyla okçuluk eğitimi alan ve bu sporu aktif olarak yapan Cansız, aynı zamanda okçuluk malzemeleri yapımına da ilgi duyuyor.

Zihgir yapımı, Kaymakam Cansız'ın bir diğer ilgi alanı. Zihgir, ok atarken parmağı koruyan ve okun daha isabetli gitmesini sağlayan bir araçtır. Cansız, zihgir yapımını öğrenerek hem okçuluk sporuna olan katkısını artırmayı hem de geleneksel bir el sanatını yaşatmayı amaçlıyor.

Bıçak ustalığı da Kaymakam Bekir Cansız'ın yetenekleri arasında yer alıyor. Bıçak yapımının inceliklerini öğrenen Cansız, kendi tasarımlarını hayata geçirerek özgün bıçaklar üretiyor. Bıçak yapımında kullandığı malzemeleri özenle seçen Cansız, hem estetik hem de fonksiyonel bıçaklar ortaya koyuyor.

Kaymakam Bekir Cansız'ın bu farklı alanlardaki yetenekleri, çevresindekiler tarafından takdirle karşılanıyor. Hem idari görevlerini başarıyla yürüten hem de geleneksel sanatlara olan ilgisini canlı tutan Cansız, örnek bir profil çiziyor.

Kaymakam Cansız'ın hobileri şu şekilde sıralanabilir:

• Okçuluk
• Zihgir yapımı
• Bıçak ustalığı

63 yıldır evli olan 84 yaşındaki Vesile ve 87 yaşındaki Halil Taş çifti, uzun süren evliliklerinin sırrını paylaştı. Çift, mutlu evliliklerinin temelinde sevgi, saygı ve anlayışın yattığını vurguladı. Vesile Taş, eşiyle ilk tanıştığı anı ve evlilik teklifini unutamadığını belirtirken, Halil Taş ise eşinin kendisine her zaman destek olduğunu ve zor zamanlarda birbirlerine kenetlendiklerini ifade etti.

Çift, evliliklerinin uzun sürmesinin sırrını, birbirlerine karşı dürüst ve açık olmaya, sorunları konuşarak çözmeye ve birbirlerinin farklılıklarına saygı duymaya bağlıyor. Ayrıca, birlikte vakit geçirmek, ortak hobiler edinmek ve aile bağlarını güçlü tutmak da evliliklerini canlı tutan unsurlar arasında yer alıyor.

Halil Taş, genç çiftlere tavsiyelerde bulunarak, “Evlilikte sabır çok önemli. Tartışmalar olabilir, anlaşmazlıklar yaşanabilir ama önemli olan birbirinizi dinlemek ve orta yolu bulmaktır. Birbirinize karşı sevginizi ve saygınızı asla kaybetmeyin” dedi. Vesile Taş ise, “Evlilik bir fedakarlık işidir. Her zaman kendi isteklerinizi ön planda tutmayın. Eşinizin mutluluğu sizin mutluluğunuz olsun” şeklinde konuştu.

Taş çifti, evlilikleri boyunca birçok zorlukla karşılaştıklarını ancak her zaman birbirlerine destek olarak bu zorlukların üstesinden geldiklerini belirtti. Özellikle sağlık sorunları ve ekonomik sıkıntılar yaşadıkları dönemlerde birbirlerine daha da sıkı sarıldıklarını ve birlikte mücadele ettiklerini ifade ettiler. Çift, birbirlerine duydukları sevgi ve saygının, tüm zorlukların üstesinden gelmelerini sağladığını vurguladı.

Vesile ve Halil Taş çiftinin uzun ve mutlu evliliği, etraflarındaki insanlar tarafından da takdirle karşılanıyor. Komşuları ve akrabaları, çiftin birbirlerine olan bağlılıklarını ve sevgilerini örnek göstererek, onların evliliğinin bir ilham kaynağı olduğunu belirtiyorlar.

Doğu Anadolu Bölgesi'nde yüzyıllardır bilinen ve kullanılan dağ muzu (Uçkun), ribes (Rebes), ışkın ve hire bitkileri, bölge halkı tarafından hem besin hem de şifa kaynağı olarak değerlendiriliyor. Bu bitkilerin her biri, kendine has özellikleri ve faydalarıyla dikkat çekiyor.

Dağ muzu (Uçkun): Yüksek rakımlı dağlarda yetişen ve ilkbahar aylarında tezgahlarda yerini alan dağ muzu, özellikle sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi geldiği biliniyor. Ayrıca, bağışıklık sistemini güçlendirici ve antioksidan özellikleri de bulunuyor. Halk arasında şeker hastalığına karşı da kullanıldığı belirtiliyor.

Ribes (Rebes): Yabani bir üzüm türü olan ribes, mayhoş tadıyla bilinir. C vitamini açısından zengin olan bu bitki, soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı direnci artırmaya yardımcı oluyor. Aynı zamanda, anti-inflamatuar özellikleri sayesinde iltihap giderici olarak da kullanılıyor.

Işkın: Kuzukulağıgiller familyasına ait olan ışkın, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaygın olarak tüketiliyor. İçeriğinde bulunan vitamin ve mineraller sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiriyor, sindirim sorunlarına iyi geliyor ve antioksidan özelliği taşıyor. Ayrıca, bazı araştırmalar ışkının kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatabileceğini gösteriyor.

Hire: Özellikle yöresel yemeklerde kullanılan hire bitkisi, kendine has aromasıyla yemeklere lezzet katıyor. İçeriğinde bulunan vitaminler ve mineraller sayesinde genel sağlığa katkıda bulunuyor. Halk arasında özellikle mide rahatsızlıklarına iyi geldiği biliniyor.

• Dağ Muzu (Uçkun): Sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi gelir, bağışıklık sistemini güçlendirir.
• Ribes (Rebes): C vitamini deposudur, soğuk algınlığına karşı direnci artırır.
• Işkın: Bağışıklık sistemini güçlendirir, sindirim sorunlarına iyi gelir.
• Hire: Mide rahatsızlıklarına iyi gelir, yöresel yemeklere lezzet katar.

Bu bitkilerin yüzyıllardır bölge halkı tarafından kullanılması, onların sağlık üzerindeki olumlu etkilerini gösteriyor. Ancak, herhangi bir sağlık sorununda öncelikle bir uzmana danışmak ve bitkisel tedavileri doktor kontrolünde uygulamak önemlidir.

İstanbul'da yaşayan vatandaşlar, 24 Mayıs 2024 tarihi itibarıyla baraj doluluk oranlarını merak ediyor. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, İstanbul'daki barajların doluluk oranları belirlendi.

24 Mayıs 2024 tarihi itibarıyla İstanbul'daki barajların doluluk oranları şu şekilde:

• Ömerli: %85,21
• Darlık: %73,48
• Elmalı: %88,28
• Terkos: %63,17
• Kazandere: %81,36
• Sazlıdere: %46,55
• Büyükçekmece: %52,17
• Alibeyköy: %55,75
• Istrancalar: %45,62
• Toplam Ortalama: %66,88

İSKİ'nin resmi internet sitesinden alınan bilgilere göre, İstanbul'daki barajların toplam doluluk oranı %66,88 seviyesinde bulunmaktadır. Geçtiğimiz yılların aynı dönemine kıyasla doluluk oranlarında farklılıklar gözlemlenmektedir. Barajlardaki su seviyesi, yaz aylarında artan su tüketimiyle birlikte yakından takip edilmektedir.

İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan barajlardaki doluluk oranları, özellikle kuraklık dönemlerinde büyük önem taşımaktadır. İSKİ, su tasarrufu konusunda vatandaşları sürekli olarak bilgilendirmekte ve bilinçli su tüketimi çağrısında bulunmaktadır.

AKP, yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde önemli bir adım atarak bir çalıştay düzenledi. Çalıştay sonrasında yapılan açıklamada, sürecin nasıl ilerleyeceği ve hangi konuların öncelikli olduğu hakkında ipuçları verildi. Açıklamada, tüm siyasi partilere uzlaşma çağrısında bulunulurken, katılımcılara yöneltilen dört temel soru dikkat çekti.

Çalıştayda sorulan sorular şu şekilde sıralandı:

• Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var mı?
• Yeni anayasanın temel felsefesi ne olmalı?
• Yeni anayasa nasıl bir yönetim modeli öngörmeli?
• Yeni anayasa hangi temel hak ve özgürlükleri güvence altına almalı?

AKP'nin bu sorularla, farklı görüşleri alarak geniş katılımlı bir anayasa süreci yürütmeyi amaçladığı belirtiliyor. Ayrıca, açıklamada tüm siyasi partilere “Türkiye'nin geleceği için ortak bir zemin bulma ve uzlaşma” çağrısı yapıldı. Yeni anayasa çalışmalarının, Meclis'te temsil edilen tüm partilerin katılımıyla yürütülmesinin önemi vurgulandı.

Çalıştayda elde edilen görüşler ve partilerin tutumu, yeni anayasa sürecinin seyrini belirleyecek. AKP'nin önümüzdeki günlerde diğer siyasi partilerle temas kurarak, süreci daha da somutlaştırması bekleniyor. Anayasa değişikliği için Meclis'te gerekli çoğunluğun sağlanması, partiler arası uzlaşmaya bağlı olacak.

Çalıştayda, mevcut anayasanın bazı maddelerinin güncelliğini yitirdiği ve yeni ihtiyaçlara cevap vermediği vurgulandı. Yeni anayasanın, Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltmesi, temel hak ve özgürlükleri daha etkin bir şekilde koruması ve hukuk devletini güçlendirmesi gerektiği ifade edildi.

Türkiye Bisiklet Milli Takımı, Bosna Hersek'in Saraybosna şehrinde düzenlenen Balkan Şampiyonası'nda üstün bir performans sergileyerek 5 madalya daha kazandı. Bu sonuçlarla birlikte milli takımın şampiyonadaki toplam madalya sayısı 12'ye yükseldi.

Şampiyonanın ikinci gününde sporcularımız, farklı kategorilerde mücadele ederek önemli başarılar elde etti. Genç erkekler kategorisinde Emir Tatar altın madalya kazanırken, U23 erkekler kategorisinde Muhammed Eryiğit gümüş madalyanın sahibi oldu.

Ayrıca, Sümeyye Boyacı kadınlar kategorisinde gümüş madalya kazanarak önemli bir başarıya imza attı. Takım olarak da başarılı bir performans sergileyen Türkiye, genç erkekler ve U23 erkekler kategorilerinde de bronz madalya kazanarak takım sıralamasında da iddialı olduğunu gösterdi.

Türkiye Bisiklet Federasyonu yetkilileri, milli takımın bu başarısından duydukları memnuniyeti dile getirerek, sporcuları ve teknik ekibi tebrik etti. Federasyon, bisiklet sporunun Türkiye'de giderek daha popüler hale geldiğini ve bu tür başarıların gençleri bisiklet sporuna teşvik edeceğine inandıklarını belirtti.

Şampiyonanın devamında milli takımın diğer sporcularından da madalya beklendiği ifade edildi. Türkiye Bisiklet Milli Takımı, Balkan Şampiyonası'nda elde ettiği bu başarılarla uluslararası arenada adından söz ettirmeye devam ediyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı, tüketicilerin sağlığını korumak ve gıda güvenliğini sağlamak amacıyla taklit ve tağşiş yaptığı belirlenen firmaları ve ürünlerini kamuoyuna duyurdu. Bakanlık, yapılan denetimler sonucunda belirlenen usulsüzlükleri tespit ederek, ilgili firmalar hakkında yasal işlem başlattı.

Açıklanan listede, bazı firmaların kırmızı et yerine eşek eti sattığı belirlendi. Bu durum, tüketicilerin sağlığı açısından ciddi riskler oluştururken, aynı zamanda gıda sektöründeki güvenilirliği de zedeliyor. Bakanlık, bu tür usulsüzlüklere karşı denetimlerin sıklaştırılacağını ve gerekli cezai işlemlerin uygulanacağını vurguladı.

Bakanlığın açıklamasına göre, taklit ve tağşiş yapılan ürünler arasında et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, bal, zeytinyağı gibi temel gıda maddeleri yer alıyor. Bu ürünlerde yapılan usulsüzlükler arasında, ürünlerin içeriklerinin değiştirilmesi, farklı ve daha ucuz maddelerin kullanılması, son kullanma tarihlerinin değiştirilmesi gibi çeşitli yöntemler bulunuyor.

Bakanlık, tüketicilerin bu tür usulsüzlüklerden korunması için etiket bilgilerini dikkatlice okumalarını, şüpheli durumlarda ise Alo 174 Gıda Hattı'na başvurmalarını tavsiye ediyor. Ayrıca, gıda sektöründe faaliyet gösteren tüm firmaların yasal düzenlemelere uyması ve tüketici sağlığını ön planda tutması gerektiği de belirtiliyor.

Bu tür olayların tekrarlanmaması için bakanlık, denetimlerin yanı sıra farkındalık çalışmalarına da ağırlık vereceğini ve tüketicilerin bilinçlenmesi için çeşitli bilgilendirme faaliyetleri düzenleyeceğini ifade etti.

Haberde, Tayvan'ın jeopolitik konumu ve olası bir çatışmanın küresel teknoloji üzerindeki etkileri ele alınıyor. Ada ülkesinin, özellikle yarı iletken üretimi konusundaki kritik rolüne dikkat çekiliyor.

Tayvan'ın Önemi: Tayvan, modern teknolojinin kalbi olarak nitelendiriliyor. Dünyanın en gelişmiş yarı iletkenlerinin büyük bir kısmı burada üretiliyor. Bu durum, adayı hem ekonomik hem de stratejik açıdan önemli kılıyor.

Olası Bir Çatışmanın Etkileri: Tayvan'da yaşanacak herhangi bir çatışma, küresel teknoloji tedarik zincirini ciddi şekilde aksatabilir. Bu durum, akıllı telefonlardan otomobillere, bilgisayarlardan savunma sistemlerine kadar birçok alanda krize yol açabilir.

Yarı İletken Üretimi ve Bağımlılık: Dünya, yarı iletkenler konusunda büyük ölçüde Tayvan'a bağımlı durumda. Tayvanlı şirketler, özellikle TSMC (Taiwan Semiconductor Manufacturing Company), bu alanda lider konumda bulunuyor. Bu bağımlılık, olası bir krizde küresel ekonomiyi derinden etkileyebilir.

Jeopolitik Riskler: Çin'in Tayvan'a yönelik artan askeri baskısı, bölgedeki gerilimi tırmandırıyor. Birçok uzman, Çin'in Tayvan'ı gelecekte askeri güçle kontrol altına almaya çalışabileceği konusunda uyarıyor. Bu senaryo, sadece bölgesel değil, küresel bir krize de davetiye çıkarabilir.

Alternatif Arayışları: Batılı ülkeler, yarı iletken üretiminde Tayvan'a olan bağımlılığı azaltmak için çeşitli adımlar atmaya çalışıyor. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği, kendi topraklarında yarı iletken üretimini teşvik ederek, tedarik zincirini çeşitlendirmeyi hedefliyor.

Sonuç: Tayvan'daki durum, sadece teknoloji dünyası için değil, aynı zamanda küresel siyaset ve ekonomi için de kritik bir öneme sahip. Adadaki herhangi bir istikrarsızlık, modern çağın sonunu getirebilecek sonuçlar doğurabilir.