Fatih Terim, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımla gündeme geldi. Paylaşımında beş yıldız görseli kullanan Terim, "Göğsümü gere gere..." ifadesine yer verdi. Bu paylaşım, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı ve taraftarlar arasında büyük ilgi gördü.

Fatih Terim'in bu paylaşımı, Galatasaray taraftarları tarafından şampiyonluk göndermesi olarak yorumlandı. Beş yıldız, Galatasaray'ın Süper Lig'deki şampiyonluk sayısını (24) temsil ediyor. Terim'in paylaşımının zamanlaması ve içeriği, sarı-kırmızılı taraftarlar arasında heyecan yarattı ve sosyal medyada çok sayıda yorum ve beğeni aldı.

Paylaşım, Fatih Terim'in Galatasaray'a olan bağlılığını ve şampiyonluk hedefini vurguladığı şeklinde değerlendiriliyor. Terim, daha önce de Galatasaray ile birçok başarıya imza atmış ve taraftarların sevgisini kazanmış bir isim. Bu paylaşımıyla Terim, Galatasaray camiasına olan inancını ve destek mesajını bir kez daha göstermiş oldu.

Fatih Terim'in Paylaşımı:

• 5 Yıldız görseli
• "Göğsümü gere gere..." ifadesi

Yorumlar:

1. Şampiyonluk göndermesi
2. Galatasaray'a bağlılık mesajı
3. Taraftarlar arasında heyecan yarattı

Türkiye Kupası'nda oynanan bir maçta, veda niteliğinde bir an yaşandı. Penaltı atışını gole çeviren futbolcu, büyük bir duygu yoğunluğu yaşayarak gözyaşlarına hakim olamadı. Maçın kritik bir anında sorumluluk alarak penaltı noktasına gelen oyuncu, topu ağlara gönderdikten sonra duygusal anlar yaşadı.

Gözyaşları içinde kalan futbolcuya takım arkadaşları ve teknik heyet destek oldu. Bu anlar, futbolun sadece bir oyun olmadığını, aynı zamanda büyük duyguların da yaşandığı bir platform olduğunu bir kez daha gösterdi.

Maçın ardından futbolcu, yaptığı açıklamada, bu anın kendisi için çok özel olduğunu ve kariyerinde unutulmaz bir yere sahip olacağını belirtti. Gözyaşlarının, hem mutluluktan hem de veda etmenin hüznünden kaynaklandığını ifade etti.

Sosyal medyada da büyük yankı uyandıran bu olay, futbolseverlerin takdirini kazandı. Birçok kullanıcı, futbolcunun duygusal anlarını paylaşıp destek mesajları gönderdi. Bu olay, futbolun sadece rekabetten ibaret olmadığını, aynı zamanda insanları bir araya getiren ve duygusal bağlar kurduran bir güç olduğunu gösterdi.

Türkiye Kupası'ndaki bu maç ve yaşanan duygusal anlar, uzun süre hafızalardan silinmeyecek gibi görünüyor.

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, transfer döneminde katıldığı bir etkinlikte Türkiye Ligi'nin artık herkes tarafından bilindiğini ifade etti. Mourinho, Suudi Arabistan'dan gelen teklifleri reddettiğini ve Fenerbahçe'ye odaklandığını belirtti.

Mourinho, Türkiye Ligi'nin zorluğunu vurgulayarak, rekabetin yüksek olduğunu ve ligdeki takımların kalitesinin arttığını söyledi. Taraftarların coşkusu ve futbol tutkusunun Türkiye'yi özel kıldığını da ekledi.

Transfer stratejileriyle ilgili olarak Mourinho, takıma katkı sağlayacak oyuncuları transfer etmek istediklerini ve mevcut kadroyu güçlendirmeyi hedeflediklerini dile getirdi. Genç yeteneklere de önem verdiğini ve onları A takıma kazandırmayı planladığını ifade etti.

Fenerbahçe'deki hedefleriyle ilgili olarak Mourinho, şampiyonluk için mücadele edeceklerini ve taraftarlara keyif veren bir futbol sergilemek istediklerini söyledi. Takım ruhunu ve birlikteliği ön planda tutarak başarıya ulaşmayı hedeflediğini belirtti.

Mourinho'nun açıklamaları, Türkiye Ligi'nin uluslararası alandaki tanınırlığının arttığını ve rekabetin yükseldiğini gösteriyor. Fenerbahçe'nin Mourinho yönetiminde nasıl bir performans sergileyeceği merakla bekleniyor.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Samsun'da partisinin il başkanlığı tarafından düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı ve önemli açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, konuşmasında öncelikle Filistin'deki olaylara değinerek İsrail'in yaptığı zulmü kınadı ve Türkiye'nin bu konuda daha aktif rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı.

Dervişoğlu, ekonomik sorunlara da değinerek, hükümetin uyguladığı politikaları eleştirdi ve vatandaşların yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çekti. Emeklilerin durumuna özellikle vurgu yaparak, emekli maaşlarının yetersizliğine ve bu konudaki adaletsizliğe dikkat çekti. Ayrıca, gençlerin işsizlik sorununa da değinerek, İYİ Parti'nin bu konularda çözüm önerileri geliştirdiğini belirtti.

Siyasi mesajlar da veren Dervişoğlu, İYİ Parti'nin Türkiye'nin geleceği için önemli bir alternatif olduğunu savundu. Yerel seçimlerde elde edilen başarıların ardından, partinin ülke genelinde daha da güçleneceğini ifade etti. Dervişoğlu, partililere birlik ve beraberlik çağrısında bulunarak, İYİ Parti'nin Türkiye'yi daha iyi bir geleceğe taşıyacağına inandığını söyledi.

Dervişoğlu, Samsun'un İYİ Parti için önemli bir şehir olduğunu belirterek, yerel yönetimlerde daha fazla söz sahibi olmak istediklerini dile getirdi. Samsun'daki teşkilat çalışmalarına da değinen Dervişoğlu, partinin daha da güçlenmesi için çalışmalara devam edeceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında, seçim sonuçlarını değerlendiren Erdoğan, muhalefetin tutumunu eleştirdi. Erdoğan, seçimlerde sandıktan çıkan iradenin herkes tarafından saygı görmesi gerektiğini vurgulayarak, milli iradenin üstünlüğüne dikkat çekti.

Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde bazı eksiklikler ve hatalar olduğunu kabul ederek, bu durumun nedenlerini araştırdıklarını ve gerekli dersleri çıkaracaklarını belirtti. AK Parti'nin her zaman milletin yanında olduğunu ve milletin beklentilerini karşılamak için çalışmaya devam edeceğini ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu iç ve dış sorunlara da değinen Erdoğan, birlik ve beraberlik içinde bu sorunların üstesinden gelinebileceğini söyledi.

Muhalefete yönelik eleştirilerinde, Erdoğan, bazı kesimlerin demokrasiyi sadece kendi çıkarları için kullandığını ve milli iradeyi hiçe saydığını savundu. Erdoğan, "Birileri demokrasiyi tramvay olarak görüyor. Gideceği yere kadar kullanıp, sonra iniyor." ifadelerini kullanarak, muhalefetin seçim sonuçlarını kabullenmek yerine sürekli bahaneler ürettiğini iddia etti. Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin daha güçlü bir demokrasiye sahip olması için tüm siyasi partilerin sorumluluk alması gerektiğini vurguladı.

Erdoğan, AK Parti teşkilatlarına seslenerek, seçim sonuçlarından gerekli dersleri çıkarmalarını ve milletle daha yakın ilişkiler kurmalarını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geleceği için çalışmaya devam edeceklerini ve milletin güvenini yeniden kazanacaklarını söyledi.

Muğla'da görülen bir davada, orman arazilerini usulsüz yöntemlerle elde ederek haksız kazanç sağlayan sanıklara hapis cezası verildi. Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanıklar A.A., H.K., M.Ç. ve M.A., 'nitelikli dolandırıcılık' suçundan yargılandılar. Sanıklar, Muğla'nın çeşitli bölgelerindeki toplam 920 dönümlük orman arazisini usulsüz yöntemlerle kendi üzerlerine geçirerek haksız kazanç elde etmekle suçlanıyorlardı.

Mahkeme heyeti, sanıklar A.A. ve H.K.'yı 'nitelikli dolandırıcılık' suçundan 10'ar yıl hapis cezasına çarptırdı. Ayrıca, bu sanıklara 200 bin TL adli para cezası da verildi. Diğer sanıklar M.Ç. ve M.A. ise aynı suçtan 6'şar yıl 8'er ay hapis cezası ve 120'şer bin TL adli para cezasına mahkum edildi. Mahkeme, sanıkların eylemlerinin kamu vicdanını derinden yaraladığını ve toplumda güvensizlik oluşturduğunu belirtti.

Davanın detaylarına göre, sanıklar, orman arazilerini usulsüz yöntemlerle elde etmek için çeşitli hileli davranışlarda bulundular. Sahte belgeler düzenleyerek ve yetkilileri yanıltarak, devletin malı olan orman arazilerini kendi üzerlerine geçirdiler. Bu sayede, söz konusu arazileri satarak veya başka şekillerde değerlendirerek haksız kazanç sağladılar.

Mahkeme kararında, sanıkların eylemlerinin sadece devlete değil, aynı zamanda tüm topluma karşı işlenmiş bir suç olduğu vurgulandı. Orman arazilerinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiği belirtilirken, sanıkların bu bilinçle hareket etmeyerek kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri ifade edildi.

İstanbul'da yaşayan 65 yaşındaki H.K., kendisini medyum olarak tanıtan bir şahıs tarafından dolandırıldığını belirterek yaşadıklarını anlattı. H.K., evine gelen ve kendisini medyum olarak tanıtan kişinin, evde büyü olduğunu ve bu büyüyü bozmak için altınlarını kullanması gerektiğini söylediğini ifade etti.

Olay, H.K.'nin yaşadığı evde meydana geldi. Kendisini medyum olarak tanıtan kişi, H.K.'ye evdeki kötü enerjilerden kurtulmak için altınlarını getirmesini, dualar okuyarak bu altınları tekrar kendisine vereceğini söyledi. H.K., bu kişiye inanarak ziynet eşyalarını teslim etti. Medyum olduğunu iddia eden şahıs, altınları aldıktan sonra H.K.'ye bir miktar para vererek, bu parayı harcamamasını, paranın bereketleneceğini söyledi ve daha sonra evden ayrıldı.

Bir süre sonra dolandırıldığını anlayan H.K., polise başvurdu. H.K., yaşadığı şoku atlatamadığını ve bu tür dolandırıcılıklara karşı vatandaşların dikkatli olmasını istedi. Dolandırıcıların genellikle yaşlı ve yalnız yaşayan insanları hedef aldığını belirten H.K., benzer durumlarla karşılaşmamak için tanımadıkları kişilere güvenmemeleri konusunda uyarılarda bulundu.

H.K., "Bana evde büyü olduğunu, altınları okuyup geri vereceğini söyledi. Ben de inandım. Altınlarımı aldı ve kayboldu. Herkes dikkatli olsun" şeklinde konuştu. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı ve şüpheliyi yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor.

Bergama Tulum Peyniri, Avrupa Birliği'nden (AB) coğrafi işaret almak için başvurdu. Bergama Ticaret Odası'nın (BERTO) öncülüğünde yürütülen çalışmalar sonucunda yapılan bu başvuru, peynirin uluslararası alanda tescillenerek korunmasını ve değerinin artırılmasını hedefliyor.

BERTO Başkanı Lütfi Kolat, Bergama Tulum Peyniri'nin coğrafi işaret potansiyelini vurgulayarak, bu yönde uzun süredir çalıştıklarını belirtti. Türkiye'de coğrafi işaret almış ürünlerin AB'de de tescillenmesinin önemine dikkat çeken Kolat, bu sayede Bergama Tulumu'nun Avrupa pazarında daha geniş kitlelere ulaşabileceğini ifade etti. Coğrafi işaretin, ürünün kalitesini ve yöresel özelliklerini garanti altına alarak tüketicinin güvenini artırdığına dikkat çekti.

Başvurunun kabulü halinde Bergama Tulum Peyniri, AB üyesi ülkelerde de tescilli bir ürün olarak kabul görecek. Bu durum, Bergama ve çevresindeki üreticiler için önemli bir avantaj sağlayacak, üretimde standardizasyonu teşvik edecek ve bölge ekonomisine katkıda bulunacaktır. Ayrıca, coğrafi işaret sayesinde Bergama Tulumu'nun taklitlerinin önüne geçilmesi ve ürünün özgünlüğünün korunması amaçlanıyor.

Süreç tamamlandığında Bergama Tulumu, AB nezdinde de coğrafi işaret almış olacak ve böylelikle hem ulusal hem de uluslararası pazarda daha rekabetçi bir konuma gelecektir. BERTO, bu süreçte üreticilere destek olmayı ve Bergama Tulumu'nun tanıtımını yapmayı sürdürecektir.

Ukrayna'nın 2004 Eurovision Şarkı Yarışması'ndaki zaferiyle tanınan Ruslana, Rusya'nın gelecekte Eurovision'a geri dönme ihtimali konusunda şüphelerini dile getirdi. Ruslana, ülkesinin Eurovision'daki ilk zaferini ve yarışmanın Ukrayna için önemini vurguladı. Sanatçı, Eurovision'ın sadece bir yarışma olmadığını, aynı zamanda Ukrayna'nın Avrupa'ya entegrasyonunun bir sembolü olduğunu belirtti.

Ruslana, Eurovision'ın Ukrayna'nın kimliğini ve kültürünü dünyaya tanıtmak için önemli bir platform olduğunu ifade etti. 2004'teki zaferinin ardından ülkesinde büyük bir coşku yaşandığını ve bu zaferin Ukrayna halkının birlik ve beraberlik duygularını pekiştirdiğini söyledi.

Rusya'nın Eurovision'a geri dönüşü konusundaki şüphelerini dile getiren Ruslana, mevcut siyasi ve sosyal ortamın bu durumu zorlaştırdığını belirtti. Rusya'nın yarışmaya geri dönebilmesi için öncelikle uluslararası toplumla ilişkilerini düzeltmesi ve Eurovision'ın temel değerlerine saygı göstermesi gerektiğini vurguladı.

Ruslana, Ukrayna'nın Eurovision'daki geleceği hakkında iyimser olduğunu ve ülkesinin yarışmada başarılı olmaya devam edeceğine inandığını söyledi. Ukraynalı sanatçıların yetenekli ve yaratıcı olduğunu belirten Ruslana, Eurovision'ın Ukrayna müziğinin dünyaya açılması için önemli bir fırsat sunduğunu ifade etti.

Sanatçı, Ukrayna'nın Eurovision'daki varlığının ülkenin Avrupa'ya olan bağlılığının bir göstergesi olduğunu ve yarışmanın Ukrayna'nın kültürel ve siyasi kimliğinin önemli bir parçası olduğunu sözlerine ekledi.