ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), İran'ın Umman Körfezi'nde bir gemiyle şüpheli faaliyetlerde bulunduğuna dair görüntüleri doğruladı. CENTCOM'dan yapılan açıklamada, İran Devrim Muhafızları Deniz Kuvvetleri'ne ait Shahid Mahdavi adlı geminin Umman Körfezi'nde seyir halindeyken küçük bir tekneye yük taşıdığı belirtildi.

Görüntülerde, Shahid Mahdavi gemisinin güvertesinde konteynerler ve örtülerle kapatılmış çeşitli ekipmanlar görüldüğü ifade edildi. ABD ordusu, bu durumun bölgede gerginliği artırabileceği uyarısında bulundu. Taşınan yükün ne olduğu ve nereye götürüldüğü henüz belirlenemedi.

CENTCOM sözcüsü, "Bu tür faaliyetler, uluslararası denizcilik kurallarının ihlali anlamına gelebilir ve bölgesel istikrarı tehdit edebilir" dedi. ABD, bölgedeki deniz güvenliğini sağlamak amacıyla müttefikleriyle birlikte devriye faaliyetlerini artırdığını duyurdu.

Olayın zamanlaması da dikkat çekici. İran ile Batılı ülkeler arasındaki nükleer müzakerelerin durma noktasına geldiği ve bölgesel gerilimlerin arttığı bir dönemde bu tür bir olayın yaşanması, endişeleri daha da artırıyor. ABD, İran'ı bölgedeki istikrarsızlığı körüklemekle suçluyor ve Tahran'a provokatif eylemlerden kaçınması çağrısında bulunuyor.

ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, olayı yakından takip ettiklerini ve gerekli önlemleri almaya hazır olduklarını bildirdi. Bölgedeki gelişmelerin seyrine göre ABD'nin ek askeri güç konuşlandırabileceği de değerlendiriliyor. İran tarafından ise henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

İran ile İsrail arasındaki gerilim tırmanmaya devam ediyor. İran'ın İsrail'e yönelik başlattığı saldırıların sekizinci gününde, İsrail'in güneyindeki Nevatim Hava Üssü hedef alındı. Saldırı sonucunda üssün vurulduğu belirtilirken, Beerşeba kentinde de dumanların yükseldiği görüldü.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yapılan açıklamada, İran'ın saldırısına karşılık olarak İsrail'in de karşı saldırıya geçtiği duyuruldu. IDF, İran'ın İsrail topraklarına yönelik insansız hava araçları (İHA) ve füze saldırıları düzenlediğini ve hava savunma sistemlerinin bu saldırılara karşı koyduğunu bildirdi.

Bölgedeki kaynaklar, Nevatim Üssü'ne yönelik saldırının hasara yol açtığını ve üssün operasyonel kabiliyetini etkileyebileceğini belirtiyor. Beerşeba'daki dumanların nedeni henüz netlik kazanmazken, olası bir füze saldırısı veya hava savunma sistemlerinin müdahalesi sonucu oluşmuş olabileceği değerlendiriliyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ulusa sesleniş konuşmasında, İsrail'in kendini savunma hakkını kullanacağını ve İran'ın saldırılarına misilleme yapacağını vurguladı. Netanyahu, uluslararası toplumu İran'ın saldırganlığına karşı durmaya çağırdı.

Bölgedeki gerginliğin daha da artmasından endişe edilirken, uluslararası toplum taraflara itidal çağrısında bulunuyor. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, yaptığı açıklamada, bölgedeki tüm taraflara gerginliği tırmandıracak adımlardan kaçınmaları çağrısında bulundu ve diplomatik çözüm için çaba gösterilmesi gerektiğini belirtti.

ABD Başkanı Joe Biden ise İsrail'e olan sarsılmaz desteğini yineleyerek, ülkesinin İsrail'in güvenliğini korumak için her türlü desteği vermeye hazır olduğunu ifade etti.

Son gelişmeler ışığında:

• Nevatim Hava Üssü vuruldu.
• Beerşeba'da dumanlar yükseliyor.
• İsrail'den karşı saldırı başlatıldı.
• Uluslararası toplum itidal çağrısında bulunuyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), ABD'nin Irak ve Suriye'de İran bağlantılı hedeflere yönelik düzenlediği saldırıları ele almak üzere acil toplantı yapacak. Toplantı, Rusya'nın talebi üzerine gerçekleşecek.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Irak ve Suriye'deki İran bağlantılı hedeflere hava saldırıları düzenlediğini duyurmuştu. Bu saldırılar, Ürdün'de bir ABD üssüne düzenlenen ve üç askerin ölümüyle sonuçlanan saldırıya karşılık olarak gerçekleştirildi. Pentagon, saldırıların yerel saatle 16.00 sularında başladığını ve birden fazla hedefi vurduğunu bildirdi.

BM Güvenlik Konseyi'nin kapalı oturumda gerçekleşecek toplantısında, ABD'nin bu eylemlerinin bölgesel güvenlik ve istikrar üzerindeki etkileri değerlendirilecek. Rusya, ABD'nin saldırılarının bölgedeki gerilimi tırmandırabileceği ve daha geniş çaplı bir çatışmaya yol açabileceği endişesini taşıyor.

Toplantının gündeminde, uluslararası hukukun ihlali ve bölgesel istikrarın korunması gibi konuların yer alması bekleniyor. Ayrıca, BMGK üyelerinin, tarafları itidale davet etmesi ve diplomatik çözümlerin aranması yönünde çağrıda bulunması öngörülüyor.

ABD'nin saldırıları sonrasında, İran'dan henüz resmi bir açıklama gelmedi. Ancak, Tahran'ın bu saldırılara karşılık verebileceği ve bölgedeki gerginliğin daha da artabileceği belirtiliyor.

BM Güvenlik Konseyi'nin acil toplantısının, bölgedeki tansiyonu düşürmeye ve diplomatik bir çözüm bulunmasına katkı sağlaması umuluyor.

Galatasaray, kaleci Fernando Muslera'nın olası ayrılığına karşı Premier Lig'de forma giyen bir kaleciyle ilgileniyor. Uruguaylı file bekçisi Muslera'nın sözleşmesi sona ererken, sarı-kırmızılı yönetim alternatif isimler üzerinde duruyor.

Listedeki isimlerden biri de Premier Lig'de oynayan bir kaleci. Yönetim, bu transferi gerçekleştirerek kaleyi sağlama almak istiyor. Muslera'nın ayrılma ihtimali üzerine harekete geçen Galatasaray, yeni bir kaleci transferi için düğmeye bastı.

Fernando Muslera'nın sözleşmesinin bitmesi ve yaşı itibarıyla uzun vadeli bir kaleci arayışına giren sarı-kırmızılılar, İngiltere Premier Lig'de forma giyen bir ismi radarına aldı. Transfer döneminde birçok oyuncuyla temas kuracak olan Galatasaray'ın önceliği, kalesini güvenilir bir isme emanet etmek. Teknik direktör ve scout ekibinin ortak kararıyla belirlenen adaylarla görüşmeler yapılacak.

Muslera'nın Galatasaray'daki geleceği belirsizliğini korurken, yönetim hem tecrübeli bir alternatif hem de geleceğe yatırım yapabilecek genç bir yetenek arayışında. Premier Lig'deki kalecinin transferi, bu doğrultuda atılacak önemli bir adım olarak görülüyor. Transfer görüşmelerinin önümüzdeki günlerde hız kazanması bekleniyor.

Galatasaray taraftarı, yeni kaleci transferiyle ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor. Yönetimin bu transferde nasıl bir strateji izleyeceği ve hangi kalecinin transfer edileceği merak konusu.

Husi Askeri Sözcüsü Yahya Sare, yaptığı açıklamada Yemen'in resmen abluka altında olduğunu ve ülkeye girişlerin engellendiğini duyurdu. Sare, Yemen'e yönelik bu ablukanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve insani yardımların ulaşmasını engellediğini vurguladı.

Sare'nin açıklamalarına göre, abluka nedeniyle Yemen'deki insani durum giderek kötüleşiyor. Özellikle temel gıda maddeleri, ilaç ve tıbbi malzeme sıkıntısı yaşanıyor. Bu durum, milyonlarca Yemenlinin hayatını olumsuz etkiliyor ve açlık tehlikesini artırıyor.

Husi yetkilisi, uluslararası toplumu Yemen'e yönelik bu ablukayı kınamaya ve kaldırılması için harekete geçmeye çağırdı. Sare, ablukanın devam etmesi halinde Yemen halkının daha da zor durumda kalacağını ve bunun bölgesel istikrarsızlığı artırabileceğini ifade etti.

Açıklamada, ablukanın ne zaman başladığı veya hangi ülkelerin bu ablukayı uyguladığına dair detaylı bilgi verilmedi. Ancak Sare, ablukanın Yemen halkına yönelik bir 'toplu cezalandırma' olduğunu ve uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini belirtti.

Sare ayrıca, ablukayı uygulayan taraflara, Yemen halkının temel haklarına saygı göstermeleri ve insani yardımların engellenmemesi çağrısında bulundu. Ablukanın kaldırılması için diplomatik çabaların artırılması gerektiğini ve Yemen'deki sorunun çözümü için siyasi bir çözüm bulunmasının önemini vurguladı.

Haberde, Husi yetkililerinin bu açıklamalarına ilişkin diğer taraflardan henüz bir yanıt gelmediği belirtiliyor.

Kasımpaşa Kulübü, teknik direktör Burak Yılmaz'ın görevinden ayrıldığını resmi olarak duyurdu. Kulüp tarafından yapılan açıklamada, Burak Yılmaz'a ve ekibine bugüne kadar verdikleri hizmetler için teşekkür edildi. Karşılıklı anlaşma sonucunda görevine son verilen Burak Yılmaz'ın ayrılığı, spor kamuoyunda sürpriz olarak karşılandı.

Kasımpaşa'nın resmi internet sitesinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: 'Burak Yılmaz ve ekibine, Kasımpaşa'mıza vermiş olduğu hizmetlerden dolayı teşekkürlerimizi sunar, bundan sonraki kariyerlerinde başarılar dileriz.' Bu açıklama, Yılmaz'ın Kasımpaşa macerasının resmen sona erdiğini teyit etti.

Burak Yılmaz'ın Kasımpaşa'daki görev süresi boyunca takımın performansı inişli çıkışlı bir grafik sergilemişti. Genç teknik adam, takımın başına geçtiği günden itibaren Kasımpaşa'yı daha iyi bir konuma getirmek için yoğun çaba sarf etmişti. Ancak, yönetimle yapılan görüşmeler sonucunda karşılıklı anlaşmaya varılarak görevine son verildi.

Burak Yılmaz'ın ayrılığının ardından Kasımpaşa'nın yeni teknik direktör arayışlarına başladığı belirtiliyor. Kulüp yönetiminin, en kısa sürede yeni bir teknik direktörle anlaşarak takımın başına getirmesi bekleniyor. Kasımpaşa'nın, kalan maçlarda başarılı sonuçlar alabilmesi için tecrübeli bir teknik adamla anlaşması gerektiği vurgulanıyor.

Bu gelişme, Süper Lig'de teknik direktör değişikliklerinin devam ettiğini gösteriyor. Sezon içerisinde birçok takım, teknik direktör değişikliğine giderek performanslarını artırmayı hedefliyor. Kasımpaşa'nın da bu doğrultuda bir karar aldığı ve yeni bir teknik direktörle daha başarılı bir grafik çizmeyi amaçladığı düşünülüyor.

İran'a yönelik olası bir saldırı ihtimali, Amerika Birleşik Devletleri'nde geniş yankı uyandırarak protestolara yol açtı. Ülkenin çeşitli şehirlerinde bir araya gelen çok sayıda gösterici, olası bir savaşın önüne geçilmesi için yönetime çağrıda bulundu. Protestocular, savaş karşıtı sloganlar atarak ve pankartlar taşıyarak tepkilerini dile getirdiler.

Gösterilerde öne çıkan temel argüman, yeni bir savaşın hem ABD hem de İran için yıkıcı sonuçlar doğuracağı ve bölgedeki istikrarsızlığı daha da artıracağı yönünde oldu. Protestocular, diplomatik çözüm yollarının aranması ve gerginliğin tırmanmasının engellenmesi gerektiğini vurguladılar.

Eylemciler, hükümetin dış politikasını eleştirerek, savaş yerine barışçıl çözümlerin desteklenmesini talep ettiler. Olası bir askeri müdahalenin, insan hakları ihlallerine ve daha fazla şiddete yol açabileceği endişesini dile getirdiler. Gösterilerde, farklı siyasi görüşlere sahip insanların bir araya gelerek ortak bir amaç doğrultusunda hareket ettiği görüldü.

Protestoların, ABD yönetiminin İran'a yönelik politikalarını ne ölçüde etkileyeceği henüz belirsizliğini koruyor. Ancak gösteriler, Amerikan kamuoyunda savaş karşıtı bir duruşun varlığını ve bu duruşun giderek güçlendiğini göstermesi açısından önem taşıyor.

Emekli promosyonları, emekli vatandaşlar için önemli bir gelir kaynağı olmaya devam ediyor. Bankalar, emekli maaşlarını kendi bünyelerine taşımak isteyen müşterilere cazip promosyon teklifleri sunuyor. 2024 Haziran ayında güncellenen kampanyalarla birlikte, en yüksek promosyon veren bankalar ve sundukları avantajlar merak konusu haline geldi.

Emekli maaşını taşıma şartı ile bankalar farklı tutarlarda promosyon ödemesi yapmaktadır. Promosyon miktarları, emeklinin maaş aralığına göre değişiklik göstermektedir. Bazı bankalar, promosyon ödemesinin yanı sıra ek avantajlar da sunmaktadır. Bu avantajlar arasında, düşük faizli kredi imkanları, ücretsiz havale ve EFT işlemleri, aidatsız kredi kartı gibi seçenekler bulunmaktadır.

En Yüksek Emekli Promosyonu Veren Bankalar (Haziran 2024):

• [Banka Adı 1]: Maaş aralığına göre değişen tutarlarda promosyon ödemesi yapmaktadır. Örneğin, 10.000 TL'ye kadar olan maaşlara [Tutar] TL, 10.000 - 15.000 TL arasındaki maaşlara [Tutar] TL, 15.000 - 20.000 TL arasındaki maaşlara [Tutar] TL ve 20.000 TL üzeri maaşlara [Tutar] TL promosyon ödemesi yapmaktadır.
• [Banka Adı 2]: [Banka Adı 1]'e benzer şekilde maaş aralığına göre farklı promosyon miktarları sunmaktadır. Ek olarak, kredi kartı başvurularında ilk yıl aidat muafiyeti gibi avantajlar da sağlamaktadır.
• [Banka Adı 3]: Diğer bankalara kıyasla daha yüksek promosyon ödemesi yapmaktadır. Ancak, promosyon başvurusunda bulunan emeklilerden belirli şartları yerine getirmelerini isteyebilir.

Emekli promosyonu alabilmek için, emekli maaşının ilgili bankaya taşınması ve genellikle 3 yıl süreyle o bankada kalma taahhüdü verilmesi gerekmektedir. Promosyon başvurusunda bulunmadan önce, bankaların güncel kampanyalarını ve şartlarını dikkatlice incelemek önemlidir.

Not: Bankaların promosyon kampanyaları zaman zaman güncellenmektedir. Bu nedenle, en güncel bilgilere ulaşmak için bankaların resmi internet sitelerini veya şubelerini ziyaret etmek faydalı olacaktır.

Emtia piyasaları, jeopolitik risklerin etkisiyle hareketli bir dönemden geçiyor. Özellikle platin fiyatları, arz endişeleri ve artan talep nedeniyle rekor seviyelere yükseliyor. Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu'daki gerilimler, emtia piyasalarında belirsizlikleri artırarak yatırımcıların güvenli liman olarak gördüğü değerli metallere yönelmesine neden oluyor.

Platin, otomotiv endüstrisinde katalitik konvertörlerde kullanılması nedeniyle özellikle dikkat çekiyor. Elektrikli araçlara geçiş süreci devam etse de, içten yanmalı motorlu araçlardaki platin talebi hala yüksek seviyelerde. Ayrıca, hidrojen ekonomisine yönelik artan ilgi de platin talebini destekliyor. Platin, hidrojen üretiminde ve yakıt hücrelerinde önemli bir role sahip ve bu alandaki gelişmeler platin fiyatlarını yukarı yönlü etkiliyor.

Emtia piyasalarındaki genel eğilim, jeopolitik risklerin devam etmesi ve küresel ekonomik belirsizliklerin sürmesiyle birlikte değerli metallerin cazibesini koruyacağı yönünde. Yatırımcılar, portföylerini çeşitlendirmek ve riskten korunmak amacıyla emtia piyasalarına olan ilgisini artırabilir. Ancak, emtia piyasalarının volatilitesinin yüksek olduğu ve ani fiyat hareketlerinin yaşanabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, yatırım kararları alınırken dikkatli olunması ve uzman görüşlerine başvurulması önemlidir.

Özellikle otomotiv sektöründeki gelişmeler ve çevreci politikalar, platin talebini doğrudan etkileyecek faktörler arasında yer alıyor. Bu nedenle, platin piyasasını yakından takip etmek ve gelecekteki fiyat hareketlerini öngörmek için bu faktörleri dikkate almak gerekiyor.

Emtia piyasalarındaki diğer metaller de jeopolitik risklerden etkileniyor. Altın ve gümüş gibi değerli metaller de güvenli liman talebiyle desteklenirken, sanayi metalleri ise küresel ekonomik büyüme beklentileri ve arz-talep dengesiyle yön buluyor.