ABD'nin İran'a yönelik olası saldırıları sonrasında dünya liderlerinin verdiği tepkiler özetlenmektedir.

ABD'nin İran'a yönelik saldırıları dünya genelinde yankı uyandırdı. Saldırılara ilişkin farklı ülkelerden çeşitli tepkiler geldi. Bu tepkiler, uluslararası arenada gerilimin tırmanmasına neden oldu.
Avrupa Birliği: AB yetkilileri, itidal çağrısında bulunarak, tüm tarafları gerginliği düşürmeye davet etti. Diplomatik çözüm yollarının öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Rusya: Rusya, ABD'nin saldırılarını kınayarak, uluslararası hukukun ihlal edildiğini savundu. Bölgesel istikrarın bozulmasından endişe duyulduğu belirtildi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin acil toplanması çağrısı yapıldı.
Çin: Çin, tüm taraflara sükunet çağrısında bulunarak, diyalog ve müzakere yoluyla sorunların çözülmesini istedi. Ortadoğu'daki gerginliğin daha da artmasının küresel ekonomi üzerinde olumsuz etkileri olabileceği uyarısında bulundu.
Türkiye: Türkiye, bölgedeki gerginliğin artmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Tüm taraflara itidal çağrısında bulunarak, diplomatik çözüm yollarının desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye, bölgede barış ve istikrarın sağlanması için her türlü çabayı göstermeye hazır olduğunu belirtti.
İran: İran, ABD'nin saldırılarına sert tepki göstererek, misilleme hakkını saklı tuttuğunu açıkladı. Ülke genelinde milli yas ilan edildi ve halk, ABD karşıtı gösteriler düzenledi.
Suudi Arabistan: Suudi Arabistan, ABD'nin yanında yer alarak, İran'ın bölgedeki istikrarsızlık yaratan faaliyetlerine son vermesi gerektiğini savundu. İran'a yönelik yaptırımların artırılması gerektiğini belirtti.
İsrail: İsrail Başbakanı, ABD'nin saldırılarını desteklediğini açıkladı. İran'ın nükleer silah geliştirmesinin engellenmesi gerektiğini savundu ve ülkesinin güvenliği için her türlü önlemi alacağını belirtti.
Saldırılar sonrasında uluslararası toplumun tepkileri farklılık gösterirken, genel olarak itidal çağrıları ve diplomatik çözüm arayışları ön plana çıktı. Ancak, gerginliğin tırmanması ve misilleme tehditleri, bölgedeki istikrarı daha da tehlikeye atıyor.