Antalya'da balıkçıların ağına takılan bir mandagöz (Sphyraena chrysotaenia) balığı, bölgede ilk kez kaydedildi. Bu olay, Akdeniz'deki biyoçeşitlilik ve iklim değişikliğinin etkileri üzerine yeni soruları gündeme getirdi.

Mandagöz balığı nedir? Mandagöz, genellikle Hint ve Pasifik okyanuslarında yaşayan bir barakuda türüdür. Daha önce Akdeniz'de varlığına dair herhangi bir kayıt bulunmamaktaydı. Bu balığın Antalya kıyılarında görülmesi, türün Akdeniz'e nasıl geldiği konusunda çeşitli teorileri beraberinde getirdi.

Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nden uzmanlar, balığın türünü doğruladı ve bu olayın önemine dikkat çekti. Uzmanlar, iklim değişikliği ve deniz suyu sıcaklıklarındaki artışın, tropikal türlerin Akdeniz'e yayılmasına zemin hazırladığını belirtiyor. Mandagöz balığının Akdeniz ekosistemine etkileri hakkında henüz net bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu türün bölgedeki yerli türlerle rekabet edebileceği ve besin zincirini etkileyebileceği düşünülüyor.

Balıkçılar, bu türün avlanması ve satılması konusunda bilgilendirilirken, bilim insanları da mandagöz balığının Akdeniz'deki yayılımını ve etkilerini yakından takip etmeye başladı. Bu olay, Akdeniz'deki deniz biyoçeşitliliğinin korunması ve iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması için alınması gereken önlemlerin önemini bir kez daha vurguladı.

Önümüzdeki süreçte ne bekleniyor? Uzmanlar, mandagöz balığının Akdeniz'deki varlığının kalıcı olup olmayacağını ve diğer bölgelere yayılıp yayılmayacağını belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca, bu türün yerli balık popülasyonları üzerindeki etkilerinin de incelenmesi planlanıyor.

Hindistan, ABD'ye Keşmir konusunda arabuluculuk tekliflerini kabul etmeyeceğini resmi olarak bildirdi. Bu karar, Hindistan'ın Keşmir konusunu Pakistan ile ikili bir mesele olarak görmesi ve herhangi bir üçüncü tarafın müdahalesine ihtiyaç duymaması gerekçesiyle alındı.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, ABD'li mevkidaşlarına, Keşmir'in Hindistan'ın ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu konudaki herhangi bir çözümün ancak Hindistan ve Pakistan arasında doğrudan görüşmeler yoluyla mümkün olabileceğini iletti. Hindistan'ın bu tutumu, uzun yıllardır sürdürdüğü politikanın bir devamı niteliğinde.

Keşmir Sorunu: Keşmir, Hindistan ve Pakistan arasında uzun yıllardır süregelen bir ihtilaf konusudur. Her iki ülke de bölgenin tamamı üzerinde hak iddia ediyor. 1947'de Hindistan'ın bağımsızlığını kazanmasının ardından Keşmir, Hindistan ve Pakistan arasında bölünmüştür. Ancak bu durum, iki ülke arasında defalarca savaşa neden olmuştur.

ABD'nin Arabuluculuk Teklifleri: ABD, geçmişte de Keşmir konusunda arabuluculuk tekliflerinde bulunmuştu. Ancak Hindistan, bu teklifleri her seferinde reddetmiştir. Hindistan, Keşmir konusunun kendi iç meselesi olduğunu ve dış müdahaleye kapalı olduğunu savunmaktadır.

Hindistan'ın Tutumu: Hindistan, Keşmir'deki durumu normalleştirmek için çeşitli adımlar atmıştır. Ancak Pakistan, Hindistan'ın bu adımlarını eleştirerek, Keşmir halkının kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu savunmaktadır.

Uluslararası Toplumun Rolü: Uluslararası toplum, Keşmir sorununa kalıcı bir çözüm bulunması için her iki ülkeye de diyalog çağrısında bulunmaktadır. Ancak, Hindistan ve Pakistan arasındaki güvensizlik ortamı, çözüm sürecini zorlaştırmaktadır.

Hindistan'ın ABD'nin arabuluculuk teklifini reddetmesi, Keşmir sorununun çözümü için yakın zamanda bir ilerleme kaydedilmeyeceğini göstermektedir. İki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği, Keşmir konusundaki anlaşmazlığın nasıl çözüleceğine bağlı olacaktır.

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) son raporuna tepki göstererek, bu raporun İsrail için bir bahane oluşturduğunu ve siyasi amaçlarla kullanıldığını iddia etti. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, düzenlediği basın toplantısında UAEA'nın raporunu değerlendirdi.

Kenani, "UAEA'nın yayımladığı raporun içeriği teknikdir ve siyasi amaçlarla kullanılması kabul edilemez" ifadelerini kullandı. Ayrıca, raporun İsrail'e bahane oluşturduğunu ve bu durumun İran tarafından yakından takip edildiğini belirtti. İran'ın nükleer programının barışçıl amaçlar taşıdığını ve uluslararası denetimlere açık olduğunu vurguladı.

UAEA'nın raporunda İran'ın nükleer faaliyetlerindeki şeffaflık eksikliklerine dikkat çekilmiş ve işbirliğinin artırılması çağrısında bulunulmuştu. İran ise bu eleştirilere, programının tamamen barışçıl olduğunu ve uluslararası yükümlülüklere uygun hareket ettiğini savunarak yanıt veriyor. Kenani, İran'ın UAEA ile işbirliğine devam edeceğini ancak raporların siyasi manipülasyonlara alet edilmemesi gerektiğini vurguladı.

İran ile UAEA arasındaki bu gerilim, nükleer anlaşma müzakerelerinin yeniden canlandırılması çabalarını da etkileyebilir. İran, Batılı ülkelerle nükleer anlaşmaya geri dönme konusunda istekli olduğunu belirtirken, UAEA'nın raporları ve İsrail'in olası tepkileri bu süreci daha da karmaşık hale getiriyor.

İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan barajlardaki doluluk oranları, 18 Haziran 2025 tarihi itibarıyla İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından açıklandı. Barajlardaki genel doluluk seviyesi ve tek tek barajların durumları hakkında detaylı bilgiler paylaşıldı.

İSKİ verilerine göre, İstanbul'daki barajların toplam doluluk oranı %X olarak kaydedildi. Bu oran, geçen yılın aynı dönemine göre bir düşüş gösteriyor. Yetkililer, su tasarrufu konusunda vatandaşları uyarmaya devam ediyor.

Önemli Barajların Doluluk Oranları:

• Alibeyköy Barajı: %Y
• Ömerli Barajı: %Z
• Darlık Barajı: %K
• Terkoz Barajı: %L

Barajlardaki su seviyesinin düşmesinin nedenleri arasında kuraklık ve plansız su tüketimi gösteriliyor. İSKİ, su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılması için çeşitli projeler yürütüyor. Bu projeler kapsamında su kaçaklarının önlenmesi, atık su arıtma tesislerinin iyileştirilmesi ve yağmur suyu hasadı gibi çalışmalar yapılıyor.

Vatandaşların da su tasarrufuna dikkat etmesi büyük önem taşıyor. Basit önlemlerle su tüketimini azaltmak mümkün. Örneğin, duş süresini kısaltmak, muslukları gereksiz yere açık bırakmamak, bulaşık ve çamaşır makinelerini tam doluyken çalıştırmak gibi adımlar su tasarrufuna katkı sağlayabilir.

İSKİ yetkilileri, barajlardaki doluluk oranlarını yakından takip ettiklerini ve gerekli önlemleri almaya devam edeceklerini belirtti. Su kaynaklarının sürdürülebilirliği için bilinçli su tüketimi büyük önem taşıyor.

İsrail ve İran arasındaki gerilim altıncı gününde de devam ediyor. Bölgedeki son gelişmeler ve karşılıklı saldırılarla ilgili önemli başlıklar şöyle:

• İran'ın Misilleme Saldırısı: İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırıya misilleme olarak İran, İsrail'e yönelik geniş çaplı bir füze ve İHA saldırısı başlattı.
• İsrail'in Savunması: İsrail hava savunma sistemleri, İran'dan gelen füzelerin ve İHA'ların büyük bir bölümünü havada imha ettiğini duyurdu. ABD ve İngiltere de İsrail'e destek vererek bazı hedeflerin düşürülmesine yardımcı oldu.
• Karşılıklı Tehditler: Saldırıların ardından her iki ülke de birbirini uyaran açıklamalar yaptı. İran, yeni bir saldırı durumunda daha sert karşılık vereceğini belirtirken, İsrail de İran'ın saldırısına karşılık vereceğini duyurdu.
• Uluslararası Tepkiler: Birleşmiş Milletler ve çeşitli ülkeler, bölgedeki gerginliğin tırmanmasından endişe duyduklarını dile getirerek itidal çağrısında bulundu.
• Bölgedeki Son Durum: Gerginlik devam ederken, bölgedeki ülkeler teyakkuz halinde. Hava sahaları kapatıldı, uçuşlar iptal edildi ve güvenlik önlemleri artırıldı.

Saldırıların Detayları: İran'ın saldırısında yüzlerce füze ve kamikaze İHA kullanıldığı belirtiliyor. İsrail, hava savunma sistemlerinin yanı sıra ABD ve İngiltere'nin de yardımıyla bu saldırıların büyük bir bölümünü etkisiz hale getirdiğini açıkladı. Ancak bazı füzelerin İsrail topraklarına düştüğü ve hasara yol açtığı bildirildi.

Olası Sonuçlar: İsrail-İran arasındaki bu gerginliğin tırmanması, bölgedeki istikrarı daha da tehlikeye atabilir. Uluslararası toplum, tarafları itidale davet ederek diplomatik çözüm yolları arayışında.

Endonezya'da bulunan Lewotobi Lakilaki Yanardağı'nda patlama meydana geldi. Yanardağdan yükselen volkanik kül ve dumanlar gökyüzünü kapladı. Patlamanın şiddeti henüz belirlenemezken, yetkililer bölgede yaşayan halkı olası tehlikelere karşı uyardı.

Patlama anı, çevredeki vatandaşlar tarafından kaydedildi. Görüntülerde, yanardağdan yükselen yoğun duman ve kül bulutları net bir şekilde görülüyor. Yerel kaynaklar, patlamanın ardından bölgede yaşayanların tedirginlik yaşadığını bildirdi.

Yetkililer, yanardağın aktivitesini yakından takip ettiklerini ve gelişmeler hakkında düzenli olarak bilgilendirme yapacaklarını açıkladı. Halkın, olası bir tahliye durumuna karşı hazırlıklı olması istendi. Ayrıca, yanardağın çevresindeki riskli bölgelere girişlerin yasaklandığı duyuruldu.

Lewotobi Lakilaki Yanardağı, Endonezya'nın aktif volkanlarından biri olarak biliniyor. Daha önce de çeşitli zamanlarda patlamalar meydana gelmiş ve çevredeki yerleşim yerleri etkilenmişti. Bu nedenle, bölgede yaşayan halk, yanardağın faaliyetlerine karşı her zaman tetikte bulunuyor.

Endonezya, Pasifik Ateş Çemberi üzerinde yer alması nedeniyle sık sık deprem ve volkanik patlamalarla karşı karşıya kalıyor. Ülke genelinde birçok aktif yanardağ bulunuyor ve bu yanardağlar, zaman zaman tehlike oluşturabiliyor.

Yetkililer, Lewotobi Lakilaki Yanardağı'ndaki son durumla ilgili olarak, bölgedeki diğer yanardağların da yakından takip edildiğini ve gerekli önlemlerin alındığını bildirdi.

İstanbul'da bir manavda kirazın tanesini 10 TL'den satmasıyla gündeme gelen esnaf, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Esnaf, bu uygulamanın amacının tadım sayısını azaltmak olduğunu ve olayın sosyal medyada çarpıtıldığını ifade etti.

Esnaf, özellikle belirli dönemlerde bazı ürünlerde aşırı tadım talebi olduğunu ve bunun diğer müşterilerin alışveriş deneyimini olumsuz etkilediğini belirtti. Bu nedenle, sembolik bir fiyatlandırma yaparak tadım taleplerini kontrol altına almak istediklerini söyledi.

Sosyal medyada yayılan ve tepki çeken görüntülerde, bir müşterinin bir adet kirazı 10 TL'ye satın aldığı görülüyordu. Esnaf, bu durumun tamamen yanlış anlaşıldığını, normalde kirazın kilogram fiyatının farklı olduğunu ve bu fiyatlandırmanın sadece tadım amaçlı olduğunu vurguladı.

Ayrıca esnaf, uygulamanın amacının gelir elde etmek değil, tadım taleplerini düzenlemek olduğunu yineledi. Müşterilerin çoğu zaman tadımlık kirazları fazla miktarda tükettiğini ve bunun satışlarını olumsuz etkilediğini dile getirdi.

Esnafın açıklamaları, sosyal medyada farklı yorumlara neden oldu. Bazı kullanıcılar esnafı haklı bulurken, bazıları ise uygulamanın müşteri memnuniyetini zedeleyebileceği yönünde eleştirilerde bulundu.

Özetle, kirazın tanesini 10 TL'den satma uygulaması, tadım sayısını azaltma amacını taşıyor ve esnaf, olayın sosyal medyada çarpıtıldığını savunuyor.

İspanyol oyuncu Javier Bardem'in İsrail'i eleştirdiği bir televizyon yayını, programın sunucusu tarafından yarıda kesildi. Programda Bardem, İsrail'in Filistinlilere yönelik politikalarını eleştirdi. Bu eleştiriler üzerine sunucu, yayını sonlandırma kararı aldı.

Bardem'in bu yorumları, İspanya'da geniş yankı uyandırdı. Sosyal medyada birçok kişi Bardem'e destek verirken, bazıları da eleştirilerde bulundu. Özellikle İsrail yanlısı gruplar, Bardem'in sözlerine tepki gösterdi.

Yarıda kesilen yayın, İspanya'da ifade özgürlüğü tartışmalarını da beraberinde getirdi. Bazı kesimler, Bardem'in görüşlerini ifade etme hakkının engellendiğini savunurken, bazıları da televizyon kanalının yayın politikasına uygun davrandığını belirtti.

Olayın ardından Javier Bardem herhangi bir açıklama yapmadı. Ancak oyuncunun menajerlik şirketi, bir bildiri yayınlayarak Bardem'in görüşlerinin arkasında olduklarını ve ifade özgürlüğünü desteklediklerini açıkladı.

• Javier Bardem, İsrail'i eleştirdi.
• Televizyon yayını yarıda kesildi.
• İspanya'da tartışmalar başladı.

Bu olay, uluslararası kamuoyunda da dikkat çekti. Birçok insan hakları örgütü, yayın yasağını kınadı ve ifade özgürlüğünün önemine vurgu yaptı.

1. Olayın kronolojisi:
2. Javier Bardem'in İsrail eleştirisi
3. Yayının yarıda kesilmesi
4. İspanya'da tartışmaların başlaması

Sakarya'da meydana gelen çeşitli trafik kazaları, Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarına yansıdı. Görüntülerde, dikkatsizlik ve kural ihlalleri sonucu yaşanan kazaların farklı türleri yer alıyor.

Birinci kazada, kırmızı ışık ihlali yapan bir otomobil, kavşakta başka bir araçla çarpışıyor. Çarpışmanın etkisiyle araçlardan biri savrulurken, diğer araç da hasar görüyor. Bu kaza, trafik kurallarına uymanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

İkinci bir olayda, aşırı hız nedeniyle kontrolden çıkan bir otomobil, bariyerlere çarparak durabiliyor. Kazada araçta maddi hasar meydana gelirken, sürücünün dikkati sayesinde daha büyük bir facianın önüne geçiliyor.

Başka bir kazada ise, bir motosiklet sürücüsü, ani fren yaparak dengesini kaybediyor ve düşüyor. Arkadan gelen bir araç, düşen motosikletliye çarpmamak için son anda manevra yapıyor. Bu olay, motosiklet sürücülerinin daha dikkatli olması gerektiğini vurguluyor.

Görüntülerdeki diğer kazalarda da benzer şekilde, dikkatsizlik, aşırı hız ve kural ihlalleri nedeniyle yaşanan çeşitli olaylar yer alıyor. Bu kazalar, trafik güvenliğinin sağlanması için sürücülerin daha bilinçli ve dikkatli olması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.

Sakarya Emniyet Müdürlüğü, bu tür kazaların önüne geçmek için denetimlerini sıklaştırırken, sürücüleri trafik kurallarına uymaları konusunda uyarıyor.