AKP Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Çelik, Selahattin Demirtaş'ın tahliye talebinin reddedilmesiyle ilgili olarak, “Türkiye bir hukuk devletidir. Mahkeme kararlarıyla ilgili siyasi değerlendirme yapmayız” ifadelerini kullandı.

Çelik, açıklamalarında yargı süreçlerinin bağımsızlığına vurgu yaparak, “Herkesin hukuki süreçlere saygı göstermesi gerekir” dedi. Demirtaş'ın durumuyla ilgili daha fazla yorum yapmaktan kaçınan Çelik, konunun yargının yetki alanında olduğunu belirtti.

Ömer Çelik'in bu açıklaması, AKP'nin Demirtaş'ın durumuyla ilgili ilk resmi açıklaması niteliğini taşıyor. Açıklamada, yargı kararlarına saygı duyulması gerektiği ve siyasi değerlendirme yapılmayacağı vurgulandı.

Selahattin Demirtaş, terör örgütü propagandası yapmak ve örgüt üyeliği gibi suçlamalarla yargılanıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Demirtaş'ın serbest bırakılması yönünde karar vermiş olmasına rağmen, Türk mahkemeleri bu kararı uygulamamıştı. Son olarak, Demirtaş'ın avukatları tarafından yapılan tahliye başvurusu da mahkeme tarafından reddedilmişti.

AKP'nin bu açıklaması, yargı süreçlerinin devam ettiğini ve kararların mahkemeler tarafından verildiğini vurgulayarak, siyasi tartışmalardan uzak durma amacı taşıyor.

ABD'li Senatör Chris Van Hollen, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) çeşitli temaslarda bulunduktan sonra Anıtkabir'i ziyaret etti. Van Hollen, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayarak, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e saygılarımı sunmaktan onur duyuyorum. Atatürk'ün olağanüstü liderliği ve vizyonu, Türk halkına ilham vermeye devam ediyor. ABD ve Türkiye arasındaki ortaklık, bölgesel ve küresel zorlukların üstesinden gelmek için hayati önem taşıyor" ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önce duyurduğu Donald Trump ve Vladimir Putin'in Türkiye ziyaretlerinin gerçekleşmeyeceği belirtildi. İki liderin de programlarındaki değişiklikler nedeniyle Türkiye'ye gelmeyecekleri öğrenildi.

Ziyaretin ve iptallerin detaylarına ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Konuyla ilgili gelişmelerin takip edildiği belirtildi.

Özetle:

• ABD'li Senatör Chris Van Hollen, TBMM temaslarının ardından Anıtkabir'i ziyaret etti.
• Senatör, Anıtkabir Özel Defteri'ne duygularını yazdı.
• Donald Trump ve Vladimir Putin'in Türkiye ziyaretleri iptal oldu.

ABD Başkanı Joe Biden'ın Beyaz Saray'ı ziyareti sırasında yaptığı övgü dolu açıklamalar dikkat çekti. Biden, Beyaz Saray'ın ihtişamını ve tarihi önemini vurgularken, eski başkan Donald Trump'ın bu duruma tepkisi sosyal medyada yankı buldu.

Trump, sosyal medya hesabından Beyaz Saray'ın bakımsız ve kötü durumda olduğunu gösteren bir fotoğraf paylaştı. Ancak, bu fotoğrafın gerçek olup olmadığı tartışma yarattı. Birçok kullanıcı, fotoğrafın manipüle edilmiş veya farklı bir zamana ait olduğunu iddia etti. Trump'ın paylaşımının Biden'ın övgülerine bir yanıt olduğu düşünülüyor.

Haberde, Trump'ın söz konusu paylaşımının ardından Beyaz Saray'ın gerçek durumuyla ilgili farklı görüşler ortaya atıldığı belirtiliyor. Bazı kaynaklar, Beyaz Saray'ın düzenli olarak bakımdan geçtiğini ve Trump'ın iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunuyor. Diğerleri ise, Beyaz Saray'ın bazı bölümlerinde yıpranmaların olduğu ve restorasyon çalışmalarına ihtiyaç duyulduğu görüşünde.

Özetle, Joe Biden'ın Beyaz Saray övgüsü ve Donald Trump'ın karşıt paylaşımı, kamuoyunda tartışmalara yol açtı. Trump'ın paylaştığı fotoğrafın doğruluğu ve Beyaz Saray'ın mevcut durumu hakkında farklı iddialar gündeme geldi.

Eskişehir'in Sarıcakaya ilçesinin belediye başkanı, yoğun bir katılımla son yolculuğuna uğurlandı. Makam aracı yerine halk otobüsünü kullanan ve 'Saraysız Başkan' olarak tanınan belediye başkanının cenaze törenine on binlerce kişi katıldı.

Cenaze töreni, Sarıcakaya Belediyesi önünde düzenlendi. Törene, siyasi parti temsilcileri, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Başkanın tabutu, belediye binası önünden geçirilerek cenaze namazının kılınacağı alana getirildi.

Cenaze namazının ardından konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda, başkanın halka yakınlığı, dürüstlüğü ve çalışkanlığı vurgulandı. Başkanın hizmetleri ve örnek kişiliği anlatıldı.

Başkanın cenazesi, Sarıcakaya Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine katılanlar, başkanın mezarına çiçekler bıraktı ve dualar etti.

Başkan, görev süresi boyunca yaptığı çalışmalarla Sarıcakaya'nın gelişmesine önemli katkılar sağlamıştı. Özellikle altyapı çalışmaları, eğitim yatırımları ve sosyal projelerle ilçenin yaşam kalitesini yükseltmişti. Halk tarafından sevilen ve saygı duyulan bir lider olarak anılacaktır.

Vefatı, Sarıcakaya ve Eskişehir'de büyük üzüntü yarattı. Cenaze törenine katılan on binlerce kişi, başkana duydukları saygıyı ve sevgiyi gösterdi.

Eski Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, kişisel internet sitesinde yayımladığı yazısında kuşakları yaş ortalamaları üzerinden analiz etti. 70'li yaşlardaki kişilerin barışı sağlama çabalarına dikkat çekerken, 50'li yaşlardaki kişilerin neden hapiste olduğuna dair sorular sordu.

Özkök, yazısında 70'lik kuşağın Türkiye ve dünya genelinde barışın tesisi için aktif rol oynadığını belirtti. Bu kuşağın deneyimleri ve olgunluğu sayesinde diyalog ve uzlaşı arayışlarında önemli adımlar attığını vurguladı. Örnek olarak, farklı siyasi görüşlere sahip kişilerin bir araya gelerek ortak zemin bulma çabalarını gösterdi.

Yazının devamında Özkök, 50'li yaşlardaki kuşağın durumuna odaklandı. Bu yaş grubundaki pek çok insanın farklı nedenlerle cezaevinde bulunduğunu, bunun da toplumsal bir sorun teşkil ettiğini ifade etti. Özkök, bu durumun nedenlerini sorgulayarak, 50'li yaşlardaki kişilerin yaşadığı zorluklara ve karşılaştıkları adaletsizliklere dikkat çekti.

Özkök, yazısında kuşaklar arası farklılıklara ve toplumsal dinamiklere vurgu yaparak, her kuşağın kendine özgü deneyimler ve sorumluluklar taşıdığını belirtti. 70'liklerin barış çabaları ile 50'liklerin yaşadığı sorunlar arasındaki tezatlığı irdeleyerek, Türkiye'deki güncel sosyolojik ve politik duruma dair önemli tespitlerde bulundu.

Sonuç olarak Özkök, farklı kuşakların deneyimlerinden ders çıkarılması ve toplumsal sorunlara çözüm bulunması gerektiğini ifade etti.

AK Parti tarafından hazırlanan ve yargıda önemli değişiklikler öngören yeni yargı paketinde, örgüt adına suç işleyenlere ceza indirimi getirilmesi planlanıyor. Bu düzenleme, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yapılan değişikliklerle hayata geçirilecek.

Yeni düzenlemenin temel amacı, örgüt üyeliği suçundan ziyade, örgütün amaçları doğrultusunda suç işleyenlerin durumunu yeniden değerlendirmek. Mevcut uygulamada, bir kişi hem örgüt üyeliğinden hem de örgüt adına işlediği suçtan ayrı ayrı cezalandırılıyor. Yeni düzenleme ile örgüt adına suç işleyenlere, örgüt üyeliği suçundan ayrı bir ceza verilmesinin önüne geçilmesi ve ceza indirimi uygulanması hedefleniyor.

Bu kapsamda, TCK'nın ilgili maddelerinde değişiklikler yapılarak, örgüt adına suç işleyenlerin cezasında belirli oranlarda indirim yapılması öngörülüyor. İndirim oranları, işlenen suçun niteliğine ve ağırlığına göre farklılık gösterebilecek.

Düzenlemenin gerekçesi olarak, mevcut ceza uygulamalarının orantısız olduğu ve aynı fiilden dolayı birden fazla ceza verilmesinin adalet ilkesine aykırı olduğu belirtiliyor. AK Parti, bu düzenleme ile ceza adaletinin sağlanmasını ve mağduriyetlerin giderilmesini amaçlıyor.

Ancak, düzenlemenin eleştirilen yönleri de bulunuyor. Özellikle, örgütlü suçlarla mücadelede zafiyet yaratabileceği ve suç örgütlerinin daha da güçlenmesine yol açabileceği endişesi dile getiriliyor. Ayrıca, ceza indiriminin hangi suçları kapsayacağı ve indirim oranlarının nasıl belirleneceği konularında belirsizlikler olduğu ifade ediliyor.

Yeni yargı paketinin önümüzdeki günlerde TBMM'ye sunulması ve görüşmelerine başlanması bekleniyor. Düzenlemenin yasalaşması halinde, örgüt adına suç işleyenlerin ceza süreçlerinde önemli değişiklikler yaşanacak.

• Temel Amaç: Örgüt adına suç işleyenlere ceza indirimi getirilmesi.
• Gerekçe: Mevcut ceza uygulamalarının orantısız olduğu iddiası.
• Eleştiriler: Örgütlü suçlarla mücadelede zafiyet yaratabileceği endişesi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerel yönetimlere ilişkin açıklamaları, AKP'nin hazırladığı yeni düzenleme çalışmalarını gündeme getirdi. Edinilen bilgilere göre, düzenleme çeşitli başlıklar altında yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluk alanlarını yeniden tanımlamayı hedefliyor.

Düzenlemenin temel amaçları arasında şunlar yer alıyor:

• Büyükşehir belediyelerinin yetki alanlarının yeniden belirlenmesi.
• İl ve ilçe belediyeleri arasındaki görev paylaşımının netleştirilmesi.
• Merkezi hükümetin yerel yönetimler üzerindeki denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi.
• Yerel yönetimlerin mali kaynaklarının çeşitlendirilmesi.

AKP'nin yerel yönetimler reformu olarak nitelendirdiği bu düzenleme, özellikle büyük şehirlerdeki hizmetlerin daha etkin ve verimli bir şekilde sunulmasını amaçlıyor. Bu kapsamda, ulaşım, altyapı, çevre ve imar gibi konularda yetki karmaşasının önüne geçilmesi hedefleniyor.

Düzenlemenin içeriğinde, merkezi hükümetin yerel yönetimler üzerindeki denetim yetkisinin artırılması da dikkat çekiyor. Bu durum, yerel yönetimlerin özerkliği konusunda tartışmalara yol açabilir. Ancak AKP, bu düzenlemeyle yerel yönetimlerin daha şeffaf ve hesap verebilir olacağını savunuyor.

Mali kaynaklar konusunda ise yerel yönetimlerin gelirlerini artırmaya yönelik çeşitli formüller üzerinde duruluyor. Bu kapsamda, emlak vergisi, reklam vergisi ve diğer gelir kaynaklarının yeniden düzenlenmesi gündemde. Ayrıca, merkezi hükümetin yerel yönetimlere aktardığı payların da performansa dayalı olarak belirlenmesi planlanıyor.

Yeni düzenlemenin, yerel seçimler öncesinde tamamlanması ve yürürlüğe girmesi bekleniyor. Bu durum, düzenlemenin siyasi etkilerini de beraberinde getirebilir. Özellikle muhalefet partileri, düzenlemenin yerel yönetimlerin yetkilerini kısıtlayacağını ve merkezi hükümetin kontrolünü artıracağını savunuyor.

Sonuç olarak, AKP'nin yerel yönetimler düzenlemesi, yerel yönetimlerin yapısını ve işleyişini önemli ölçüde etkileyecek gibi görünüyor. Düzenlemenin detayları ve etkileri önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.

AKP, Karayolları Trafik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'ni TBMM Başkanlığı'na sundu. Teklif, trafik güvenliğini artırmayı hedefliyor ve çeşitli düzenlemeler içeriyor.

• Kaza Yerinden Kaçanlara Hapis Cezası: Teklifle, ölümlü veya yaralanmalı trafik kazası sonrasında olay yerinden kaçan sürücülere hapis cezası verilmesi öngörülüyor. Bu suçun cezası, yaralanmanın ağırlığına ve ölümün gerçekleşip gerçekleşmemesine göre belirlenecek.
• Ehliyetsiz Araç Kullanmaya Yüksek Ceza: Ehliyetsiz araç kullananlara uygulanan idari para cezası artırılıyor. Mevcut durumda düşük olan bu ceza, 40 bin TL'ye yükseltilecek. Ayrıca, ehliyetsiz araç kullanırken yakalanan kişilerin araçları trafikten men edilecek.
• Alkollü Sürücülere Yaptırımlar: Alkollü araç kullanma suçuna karışan sürücülere yönelik yaptırımlar da sıkılaştırılıyor. Alkollü araç kullanırken yakalanan sürücülerin ehliyetlerine el konulacak ve belirli bir süre araç kullanmaları yasaklanacak. Teklif, alkolmetreye üflemeyi reddeden sürücülere de cezai yaptırımlar uygulanmasını içeriyor.
• Trafik Cezalarının Artırılması: Genel olarak trafik cezalarının miktarı artırılıyor. Özellikle hız sınırını aşma, kırmızı ışıkta geçme gibi trafik ihlallerine uygulanan cezalar yükseltilecek. Bu sayede, sürücülerin trafik kurallarına daha dikkatli uymaları hedefleniyor.
• Diğer Düzenlemeler: Teklif, araç muayenelerinin düzenli olarak yapılması, emniyet kemeri kullanımının teşvik edilmesi ve motosiklet sürücülerinin kask kullanmasının zorunlu tutulması gibi çeşitli ek düzenlemeler de içeriyor.

AKP'nin kanun teklifi, TBMM'de ilgili komisyonlarda görüşüldükten sonra genel kurulun onayına sunulacak. Teklifin yasalaşmasıyla birlikte trafik kazalarının azaltılması ve trafik güvenliğinin artırılması amaçlanıyor.

Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında Ahmet Kaya'nın Paris'teki mezarını ziyaret ettiğini ve mezarın bakımsızlığını üzüntüyle karşıladığını belirtti. Özkök, Kaya'nın mezarının bulunduğu Père Lachaise Mezarlığı'nın dünyanın en ünlü mezarlıklarından biri olduğunu ve birçok ünlü ismin burada yattığını vurgulayarak, Kaya'nın mezarının diğer ünlülerle kıyaslandığında daha mütevazı ve bakımsız olduğunu ifade etti.

Yazısında, Ahmet Kaya'nın ölüm yıldönümünde mezarının ziyaretçi akınına uğramadığına dikkat çeken Özkök, bu durumun kendisini derinden etkilediğini ve Kaya'nın sürgünde vefat etmesine neden olan koşulların hala etkili olup olmadığını sorguladığını dile getirdi. "Ahmet Hoca’yı oraya tıkan kudret hâlâ öyle mi istiyor?" sorusunu soran Özkök, Kaya'nın Türkiye'de hak ettiği değeri görüp görmediği konusundaki endişelerini dile getirdi.

Özkök, yazısının devamında Ahmet Kaya'nın sanatına ve mirasına sahip çıkılması gerektiğini vurgulayarak, Kaya'nın şarkılarının hala dinlendiğini ve unutulmadığını hatırlattı. Kaya'nın Türkiye'nin yetiştirdiği önemli sanatçılardan biri olduğunu ve onun anısının yaşatılması gerektiğini savundu.

Son olarak, Özkök, Ahmet Kaya'nın mezarının daha iyi bir şekilde düzenlenmesi ve ziyaretçilere açık hale getirilmesi çağrısında bulundu. Kaya'nın sevenlerinin onun mezarını ziyaret edebilmesi ve ona saygılarını sunabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtti.