Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alaattin Aldemir, Sinan Ateş cinayetinin ardından Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yönetimine yönelik dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Aldemir, MHP'nin kurumsal kimliğinin korunması ve itibarının yeniden tesis edilmesi amacıyla dört önemli talepte bulundu.

Aldemir'in talepleri şu şekilde sıralandı:

1. Ülkü Ocakları Derneği'nin genel merkez ve tüm şubeleriyle birlikte kapatılması: Aldemir, bu yapının mevcut haliyle MHP'ye zarar verdiğini ve kapatılmasının partinin geleceği için elzem olduğunu savundu.
2. Parti yöneticilerinin ve milletvekillerinin basın açıklamaları ve sosyal medya paylaşımlarında daha dikkatli olması: Aldemir, kamuoyunu rahatsız eden ve partiye zarar veren söylemlerden kaçınılması gerektiğini vurguladı.
3. MHP Genel Merkezi'nde bir 'itibar ve iletişim' komisyonu kurulması: Bu komisyonun, partinin imajını zedeleyen olaylara karşı hızlı ve etkili çözümler üretmesi hedefleniyor.
4. Parti içi eğitimlerin yeniden yapılandırılması: Aldemir, MHP'nin temel değerlerini ve ilkelerini yeni nesillere aktaracak, daha kapsamlı ve etkili eğitim programlarının hazırlanmasını önerdi.

Aldemir, bu taleplerin MHP'nin iç muhasebesini yapmasına ve geleceğe daha sağlam adımlarla ilerlemesine yardımcı olacağını belirtti. Ayrıca, Sinan Ateş cinayetinin aydınlatılması ve sorumluların adalet önüne çıkarılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesiyle emekli olanların sayısındaki artış devam ederken, yaklaşık 9 milyon emeklinin banka promosyonu için henüz başvuru yapmadığı belirtiliyor. Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Kaya, bu durumun emekliler açısından önemli bir gelir kaybı anlamına geldiğini ifade ediyor.

Kaya'nın açıklamalarına göre, emeklilerin promosyon alabilmeleri için mutlaka bankalara başvuru yapmaları gerekiyor. Başvurunun ardından bankalar, emeklinin maaşını belirli bir süre (genellikle 3 yıl) kendi bünyelerinde tutma taahhüdü karşılığında promosyon ödemesi yapıyor. Promosyon miktarları bankadan bankaya değişiklik gösterebilirken, genellikle maaş aralığına göre belirleniyor.

Promosyon başvurusunu henüz yapmamış olan emekliler için bu durum önemli bir fırsat kaybı olarak değerlendiriliyor. Kaya, emeklilerin bankaların promosyon kampanyalarını takip ederek kendileri için en uygun olan bankaya başvurmaları gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, emeklilerin mevcut bankalarıyla da görüşerek promosyon imkanlarını değerlendirmeleri öneriliyor.

Özgür Kaya, 2024 yılında bankaların promosyon yarışına girdiğini ve bu durumun emekliler için avantajlı fırsatlar sunduğunu belirtiyor. Emeklilerin bu fırsatları kaçırmamaları için aktif bir şekilde araştırma yapmaları ve başvuru süreçlerini tamamlamaları önem taşıyor.

Sonuç olarak, EYT düzenlemesiyle emekli olan ve henüz promosyon başvurusunda bulunmamış yaklaşık 9 milyon vatandaşın, bankaların sunduğu promosyon imkanlarını değerlendirerek ek gelir elde etme fırsatını kaçırmaması gerekiyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sözcüsü Murat Ongun'un avukatı, bir soruşturma çerçevesinde gözaltına alındı. Avukatın neden gözaltına alındığına dair henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Sözcü'nün haberine göre, olayla ilgili detaylar henüz netleşmezken, soruşturmanın hangi konuyla ilgili olduğu ve avukatın hangi suçlamalarla karşı karşıya olduğu bilinmiyor. Konuyla ilgili gelişmelerin takip edildiği belirtildi.

Gözaltı kararı, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Murat Ongun veya İBB yetkililerinden henüz bir açıklama gelmedi. Soruşturmanın selameti açısından detaylı bilgi verilmediği düşünülüyor. Avukatın gözaltına alınmasıyla ilgili gelişmelerin önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor.

Bu olay, İBB ve çevresindeki soruşturmaların devam ettiğini gösteriyor. Gözaltı kararının zamanlaması ve içeriği, çeşitli spekülasyonlara yol açabilir. Ancak, soruşturmanın tamamlanması ve resmi açıklamaların yapılmasıyla birlikte durum daha net anlaşılacaktır.

İstanbul'da yaşayan vatandaşlar, bu sabah saat 07:19'da meydana gelen bir depremle güne başladı. Depremin büyüklüğü ve merkez üssü hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, sosyal medyada birçok kişi depremi hissettiğini ve kısa süreli bir panik yaşadığını bildirdi.

Depremin detaylarına ilişkin resmi açıklamalar beklenirken, vatandaşlar olası artçı sarsıntılara karşı dikkatli olmaya çağrılıyor. Yetkililer, binaların hasar durumunu kontrol etmeleri ve güvenli alanlarda bulunmaları konusunda uyarılarda bulundu. Deprem anında yapılması gerekenler ve alınması gereken önlemler hakkında bilgilendirme çalışmaları devam ediyor.

İstanbul'da daha önce de birçok deprem meydana gelmiş ve bu depremler zaman zaman büyük hasarlara yol açmıştı. Bu nedenle, deprem bilincinin artırılması ve binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi büyük önem taşıyor. Uzmanlar, İstanbul'un deprem riski taşıyan bir bölgede olduğunu ve her zaman hazırlıklı olunması gerektiğini vurguluyor.

Vatandaşlar, gelişmeleri yakından takip ederken, yetkililerden gelecek bilgilere göre hareket etmeleri gerekiyor. Panik yapmadan, soğukkanlı bir şekilde hareket etmek ve olası tehlikelere karşı hazırlıklı olmak, deprem anında hayati önem taşıyor.

Depremin ardından herhangi bir can kaybı veya yaralanma olup olmadığı henüz bilinmiyor. Ancak, yetkililer gerekli incelemeleri başlattı ve hasar tespit çalışmaları devam ediyor.

Türkiye'deki deprem uzmanları, deprem tahminleri ve risk değerlendirmeleri konusunda görüş ayrılıkları yaşıyor. Bazı uzmanlar belirli bölgelerde büyük depremlerin beklendiğini belirtirken, diğerleri bu tür kesin tahminlerin mümkün olmadığını savunuyor. Bu durum, kamuoyunda hangi bilgilere inanılması gerektiği konusunda bir belirsizlik yaratıyor.

Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Denizi'nde beklenen depremle ilgili sürekli uyarılarda bulunarak, özellikle İstanbul'da büyük bir deprem riskinin olduğunu vurguluyor. Görür, yetkililerin ve halkın bu riske karşı hazırlıklı olması gerektiğini belirtiyor.

Diğer taraftan, Prof. Dr. Şükrü Ersoy ve Doç. Dr. Melda Öner gibi isimler, tekerrür periyotlarının uzun olması nedeniyle yakın zamanda büyük bir Marmara depremi beklemediklerini ifade ediyorlar. Ersoy, 17 Ağustos depreminin ardından bölgedeki enerjinin büyük ölçüde boşaldığını ve bu nedenle hemen yeni bir deprem beklenmemesi gerektiğini savunuyor.

Bu farklı görüşler, özellikle deprem riski taşıyan bölgelerde yaşayan vatandaşlar arasında endişeye neden oluyor. Uzmanlar, deprem tahminlerinin bilimsel verilere dayanması ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerektiği konusunda hemfikir olsa da, tahminlerin zamanlaması ve şiddeti konusunda anlaşmazlıklar devam ediyor.

Vatandaşların deprem konusunda bilinçli olması, binaların depreme dayanıklılığının kontrol edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşıyor. Uzmanlar, farklı görüşlere sahip olsalar da, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmemiz ve her zaman hazırlıklı olmamız gerektiği konusunda uyarılarını sürdürüyorlar.

Sonuç olarak, deprem uzmanlarının farklı görüşleri, deprem konusunun karmaşıklığını ve belirsizliğini gözler önüne seriyor. Kamuoyunun bu farklı görüşleri değerlendirirken bilimsel verilere ve yetkililerin açıklamalarına dikkat etmesi önem taşıyor.

Akıllı implantlar, diş hekimliğinde kullanılan ve tedavi süreçlerini daha etkili hale getirmeyi amaçlayan teknolojik gelişmelerdir. Bu implantlar, geleneksel implantlardan farklı olarak, çeşitli sensörler ve mikroçipler aracılığıyla hasta hakkında gerçek zamanlı veri toplama ve analiz etme özelliğine sahiptir.

Akıllı İmplantların Temel Özellikleri:

• Veri Toplama: İmplantlar, sıcaklık, basınç, pH seviyesi gibi çeşitli parametreleri ölçebilir.
• Kişiselleştirilmiş Tedavi: Toplanan veriler, tedavi planının hastaya özel olarak uyarlanmasına olanak tanır.
• Erken Teşhis: İmplant çevresindeki potansiyel sorunlar (enfeksiyon, iltihaplanma vb.) erken aşamada tespit edilebilir.
• İyileşme Sürecinin İzlenmesi: İmplantın kemikle bütünleşme süreci (osseointegrasyon) yakından takip edilebilir.

Akıllı İmplantların Avantajları:

1. Tedavi Başarısının Artması: Kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımları sayesinde implant başarısı artar.
2. Komplikasyon Riskini Azaltma: Erken teşhis sayesinde komplikasyon riski azalır.
3. Hasta Memnuniyetinin Artması: Daha hızlı ve etkili tedavi süreçleri hasta memnuniyetini artırır.
4. Uzaktan İzleme İmkanı: Doktorlar, hastalarının durumunu uzaktan takip edebilir, bu da özellikle hareket kabiliyeti kısıtlı hastalar için büyük bir avantajdır.

Akıllı implant teknolojisi, diş hekimliğinde devrim yaratma potansiyeline sahiptir. Ancak, bu teknolojinin yaygınlaşması için daha fazla araştırma ve geliştirme yapılması gerekmektedir. Ayrıca, veri güvenliği ve hasta gizliliği gibi konulara da dikkat edilmesi önemlidir.

İmplant tedavisi, diş eksikliklerinin giderilmesinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Başarılı bir implant tedavisi için hem tedavi sürecinde hem de sonrasında dikkat edilmesi gereken önemli noktalar bulunmaktadır.

Tedavi Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler:

• Detaylı Muayene ve Planlama: İmplant tedavisine başlamadan önce, diş hekimi tarafından detaylı bir muayene yapılmalı ve hastanın genel sağlık durumu değerlendirilmelidir. Panoramik röntgen veya tomografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak kemik yapısı incelenmeli ve implantın yerleştirileceği bölge belirlenmelidir.
• Doğru Klinik ve Hekim Seçimi: İmplant tedavisi, uzmanlık gerektiren bir işlemdir. Bu nedenle, deneyimli ve uzman bir diş hekimi ile donanımlı bir klinik seçmek önemlidir. Kliniğin hijyen koşullarına ve kullanılan malzemelerin kalitesine dikkat edilmelidir.
• Beklentilerin Belirlenmesi: İmplant tedavisi öncesinde, tedavi süreci, olası riskler ve tedavi sonrası beklentiler hakkında diş hekimi ile açık bir iletişim kurulmalıdır. Hastanın beklentileri ile tedavi sonuçlarının uyumlu olması, tedavi başarısını artırır.

Tedavi Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler:

• Sterilizasyon ve Hijyen: İmplant yerleştirme işlemi sırasında sterilizasyon kurallarına titizlikle uyulmalıdır. Kullanılan tüm malzemelerin steril olduğundan emin olunmalıdır.
• Anestezi: İmplant tedavisi genellikle lokal anestezi altında yapılır. Ancak bazı durumlarda sedasyon veya genel anestezi de tercih edilebilir. Anestezi yöntemi, hastanın tercihleri ve diş hekiminin önerisi doğrultusunda belirlenmelidir.
• Cerrahi İşlem: İmplantın kemiğe yerleştirilmesi, dikkatli ve hassas bir cerrahi işlem gerektirir. Diş hekimi, implantın doğru pozisyonda ve açıda yerleştirilmesine özen göstermelidir.

Tedavi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler:

• Ağız Hijyeni: İmplant tedavisi sonrası ağız hijyenine dikkat etmek, enfeksiyon riskini azaltır ve implantın ömrünü uzatır. Dişler düzenli olarak fırçalanmalı, diş ipi kullanılmalı ve antiseptik ağız gargaraları ile ağız temizlenmelidir.
• Beslenme: İmplant yerleştirildikten sonraki ilk günlerde yumuşak ve sıvı gıdalarla beslenmek önemlidir. Sert ve çiğnemesi zor gıdalardan kaçınılmalıdır.
• İlaç Kullanımı: Diş hekiminin önerdiği ağrı kesici ve antibiyotikler düzenli olarak kullanılmalıdır.
• Kontroller: İmplant tedavisi sonrası düzenli olarak diş hekimi kontrollerine gitmek, olası sorunların erken teşhis edilmesini sağlar.
• Sigara ve Alkol: Sigara ve alkol tüketimi, implantın kemiğe kaynamasını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, tedavi süresince sigara ve alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.

Bu önlemlere dikkat ederek, implant tedavisinin başarı şansı artırılabilir ve uzun ömürlü sonuçlar elde edilebilir.

Bir süredir kanser tedavisi gören oyuncu Aycan Çelik, hayatını kaybetti. Aycan Çelik için dün ikindi namazını müteakip Beykoz Görele Köyü Camii'nde cenaze töreni düzenlendi. Törene, Çelik'in ailesi, yakınları ve sanat camiasından dostları katıldı.

Cenazede, Aycan Çelik'in eşi ve kızı taziyeleri kabul etti. Çelik'in sevenleri, tabutuna karanfiller bırakarak son görevlerini yerine getirdi. Aycan Çelik'in cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından Görele Köyü Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Aycan Çelik, birçok dizi ve filmde rol almıştı. Özellikle 'Çiçek Taksi', 'Yılan Hikayesi' ve 'Arka Sokaklar' gibi dizilerdeki rolleriyle tanınıyordu.

Eskişehir'de yaşayan ve daha önce bir köpeğe kimyasal madde atarak yaralanmasına neden olan H.K.'nın cezası, hayvanın tedavi sürecinde hayatını kaybetmesi üzerine artırıldı. Olay, 2022'de meydana gelmiş ve H.K. hakkında 'mala zarar verme' suçundan dava açılmıştı.

Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, mahkeme ilk olarak H.K.'ye 1 yıl hapis cezası vermiş, bu cezayı 6 bin TL adli para cezasına çevirmişti. Ancak köpeğin ölümü üzerine savcı karara itiraz etti ve dosya üst mahkemeye taşındı. Üst mahkeme, sanığın cezasının artırılmasına karar verdi.

Eskişehir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi, H.K.'ye verilen cezayı yetersiz bularak bozdu. Daire, sanığın eyleminin 'kasten bir ev hayvanını veya evcil hayvanı öldürme' suçunu oluşturduğuna hükmetti. Bu suçun Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 151/2 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

Kararda, sanığın köpeğe yönelik eyleminin sonucunda hayvanın ölmesi ve olayın toplumda infiale yol açması dikkate alındı. Bu nedenle, sanığa verilen cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği vurgulandı.

Dava, Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesi'ne geri gönderildi. Mahkeme, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma kararına uyarak yeniden yargılama yapacak. H.K., bu kez 'kasten bir ev hayvanını veya evcil hayvanı öldürme' suçundan yargılanacak ve daha yüksek bir ceza alması bekleniyor.

Hayvanseverler ve hayvan hakları savunucuları, kararı memnuniyetle karşıladı. Bu kararın, hayvanlara yönelik şiddetin cezalandırılması konusunda emsal teşkil etmesi umuluyor.