ABD'nin, İsrail'in İran'daki Fordo nükleer tesisine yönelik olası bir saldırıyı tek başına gerçekleştirdiğini iddia ettiği belirtiliyor. Ancak, bu iddiaların aksine, saldırıda kullanılan teknolojinin ABD ile ortak geliştirildiği ortaya çıktı.

ABD'nin, İsrail'in İran'daki Fordo nükleer tesisine yönelik bir saldırıyı tek başına gerçekleştirdiğini iddia ettiği yönündeki haberler gündeme geldi. Ancak, bu iddiaların aksine, söz konusu saldırıda kullanılan teknolojinin ABD ile ortaklaşa geliştirildiği bilgisi ortaya çıktı.
İddialara göre, ABD, İsrail'in bu türden bir operasyon yapma kapasitesine sahip olmadığını düşünüyordu ve bu nedenle saldırının arkasında kendilerinin olmadığını vurgulamak istedi. Ancak, elde edilen kanıtlar, saldırıda kullanılan bazı kritik bileşenlerin ve teknolojilerin aslında ABD ve İsrail arasındaki uzun süreli işbirliğinin bir sonucu olduğunu gösteriyor.
Fordo nükleer tesisi, İran'ın nükleer programı açısından kritik bir öneme sahip. Bu tesis, yerin altında inşa edilmiş olması nedeniyle olası bir saldırıya karşı daha korunaklı olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla, bu tesise yönelik bir saldırı, İran'ın nükleer programını önemli ölçüde sekteye uğratma potansiyeli taşıyor.
Saldırıda kullanılan teknolojinin detayları hakkında henüz net bir bilgi bulunmamakla birlikte, siber saldırı ve fiziksel müdahale kombinasyonunun kullanıldığı düşünülüyor. Bu türden karmaşık bir operasyonun, uzun süreli bir planlama ve istihbarat çalışması gerektirdiği de belirtiliyor.
Olayın ardından, uluslararası arenada çeşitli tepkiler yükseldi. İran, saldırıyı kınarken, ABD ve İsrail ise resmi bir açıklama yapmaktan kaçındı. Ancak, diplomatik kaynaklar, ABD'nin bu saldırıdan haberdar olduğunu ve hatta desteklediğini iddia ediyor.
Bu durum, ABD ve İsrail arasındaki stratejik ortaklığın ne kadar derin olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Aynı zamanda, İran'ın nükleer programına yönelik endişelerin de devam ettiğini gösteriyor.