Avrupa Birliği üye ülkeleri, Avrupa Komisyonu'ndan mikroçip stratejisi için belirlenen iddialı hedefleri düşürmesini talep etti. Ülkeler, küresel pazar payı hedefinin mevcut gerçeklikle örtüşmediğini savunuyor.

Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri, Avrupa Komisyonu'nun mikroçip stratejisi kapsamında belirlediği hedeflerin fazla iddialı olduğunu belirterek, bu hedeflerin düşürülmesini talep etti. Özellikle, 2030 yılına kadar küresel mikroçip pazarında %20'lik bir paya ulaşma hedefinin gerçekçi olmadığı vurgulanıyor.
Üye ülkelerin bu talebinin temelinde, mevcut jeopolitik ve ekonomik koşullar ile Avrupa'daki üretim kapasitesinin sınırlılıkları yatıyor. Birçok ülke, özellikle Asya ülkeleriyle rekabetin zorluğuna dikkat çekerek, hedeflerin daha ulaşılabilir bir seviyeye çekilmesinin, stratejinin başarısı için kritik olduğunu savunuyor.
Üye ülkelerin endişeleri şu noktalarda yoğunlaşıyor:
- Yüksek yatırım maliyetleri ve teşviklerin yetersizliği
- Nitelikli işgücü eksikliği
- Ham madde tedarik zincirlerindeki kırılganlıklar
- Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar
Komisyon'un mikroçip stratejisi, Avrupa'nın teknolojik bağımsızlığını güçlendirmeyi ve küresel rekabet gücünü artırmayı amaçlıyor. Ancak, üye ülkelerin geri bildirimleri, stratejinin uygulanabilirliği konusunda ciddi soru işaretleri olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, Komisyon'un önümüzdeki dönemde üye ülkelerle daha yakın bir diyalog içinde olması ve stratejiyi revize etmesi bekleniyor.
Bazı uzmanlar, hedeflerin düşürülmesinin Avrupa'nın uzun vadeli vizyonundan sapma anlamına gelebileceğini savunurken, diğerleri ise gerçekçi hedeflerin, stratejinin daha etkili bir şekilde uygulanmasını sağlayacağını belirtiyor. Tartışmaların odağında, Avrupa'nın mikroçip sektöründe sürdürülebilir bir büyüme modeli oluşturabilmesi için doğru dengeyi bulma çabası yer alıyor.
Sonuç olarak, AB üye ülkelerinin bu talebi, Avrupa'nın mikroçip stratejisinin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Komisyon'un vereceği yanıt, hem Avrupa'nın teknoloji politikalarının yönünü belirleyecek, hem de küresel mikroçip pazarındaki rekabet dinamiklerini etkileyecektir.