Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ilanda, bir dava süreciyle ilgili tebligatın yapılamaması üzerine ilan yoluyla bildirim yapıldığı belirtilmektedir. İlgili ilanda şu bilgilere yer verilmiştir:

Dava Bilgileri:

• Dava Türü: Fikri Mülkiyet Hukuku
• Dava Tarafları: Davacı ... ile davalı ... arasında bir anlaşmazlık bulunmaktadır.
• Dava Konusu: Davanın içeriği fikri ve sınai haklar ile ilgilidir.

İlanın Nedeni:

Davalı tarafa, dava ile ilgili tebligatın yapılamaması nedeniyle, mahkeme ilan yoluyla davalıya ulaşmaya çalışmaktadır. Bu ilan, davalının dava sürecinden haberdar olmasını ve yasal haklarını kullanabilmesini amaçlamaktadır.

Yapılması Gerekenler:

• İlanı gören davalının, ilandan itibaren belirli bir süre içinde mahkemeye başvurması gerekmektedir.
• Başvuru yapılmaması durumunda, dava davalının yokluğunda devam edebilecektir.

İletişim Bilgileri:

İlan metninde, mahkemenin iletişim bilgileri yer almaktadır. Davalının veya konuyla ilgili bilgi sahibi olanların mahkeme ile iletişime geçmesi istenmektedir.

Bu ilan, fikri mülkiyet hakları konusundaki bir davanın önemli bir aşamasını temsil etmektedir. İlgili tarafların haklarını korumak ve yasal süreçleri takip etmek adına dikkatle incelenmesi gerekmektedir.

Oyuncu Gonca Vuslateri, 45 yaşında evliliğe ikna olduğunu belirterek, sevgilisi Levent Bey ile evlilik yolunda ilk adımı attıklarını duyurdu. Vuslateri, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, Levent Bey'in kendisine gül bahçesinde evlenme teklif ettiğini ve yüzüğü parmağına taktığını açıkladı.

Vuslateri, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: '45 yaşında evlenmeye ikna oldum. Benimle evlenir misin Levent?' dedi. Ben de 'Evet' dedim. Yüzüğü gül bahçesinde taktı. Çok mutluyum.

Gonca Vuslateri'nin bu mutlu haberi, sevenleri tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. Sosyal medyada çok sayıda tebrik mesajı yayınlandı.

Vuslateri daha önce yaptığı açıklamalarda, evliliğe sıcak bakmadığını, ancak doğru insanı bulduğunda fikrinin değişebileceğini belirtmişti. Levent Bey ile olan ilişkisinin kendisini evliliğe ikna ettiği anlaşılıyor.

Çiftin ne zaman evleneceği henüz bilinmiyor. Ancak, yakın zamanda düğün hazırlıklarına başlayacakları tahmin ediliyor.

Ünlü sunucu Esra Erol, İstanbul'daki evinde beklenmedik bir olay yaşadı. Erol'un evinin bahçesine, açık unutulan kapıdan bir grup koyun girdi. Bu ilginç anlar, sosyal medyada büyük ilgi gördü.

Esra Erol'un köpeği Boncuk'un havlaması üzerine dışarıya çıkan Erol, bahçesinde koyunları görünce şaşkınlığını gizleyemedi. O anları cep telefonu kamerasıyla kayda alan Erol, yaşananları takipçileriyle paylaştı. Görüntülerde koyunların bahçede otladığı ve evin çevresinde dolaştığı görülüyor.

Erol, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Buyur işte sana çiftlik hayatı! Açık kapıdan giren koyunlar... Boncuk olmasaydı haberimiz olmayacaktı." ifadelerini kullandı. Paylaşım kısa sürede çok sayıda beğeni ve yorum aldı.

Esra Erol'un takipçileri, bu beklenmedik olaya esprili yorumlarla karşılık verdi. Bazı takipçiler, "Esra Hanım'ın evi artık çiftlik oldu." şeklinde yorumlar yaparken, bazıları ise "Koyunlar da Esra Erol'u ziyarete gelmiş." şeklinde ifadeler kullandı.

Olayın ardından koyunlar, görevliler tarafından bahçeden çıkarılarak ait oldukları yere götürüldü. Esra Erol ve ailesi, bu ilginç deneyimi gülerek hatırlayacaklarını belirtti.

Oyuncu Aslıhan Güner, özel hayatına dair hassasiyetiyle biliniyor. Özellikle çocuklarının yüzünü sosyal medyada paylaşmaktan kaçınmasıyla tanınıyor. Ancak, son günlerde Güner'in farklı bir alanda faaliyet gösterdiği ortaya çıktı.

Aslıhan Güner, kameralardan uzak bir şekilde semt pazarında sebze ve meyve tezgahı açarak satış yapıyor. Bu durum, ünlü oyuncunun hayranları ve çevre sakinleri tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Güner'in neden böyle bir işe giriştiği merak konusu olurken, konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.

Oyuncunun bu yeni girişimi, sosyal medyada da geniş yankı buldu. Kimi kullanıcılar Güner'in doğal ve mütevazı yaşam tarzını takdir ederken, kimileri ise ünlü bir oyuncunun neden pazarda tezgah açtığını anlamakta zorlandı. Aslıhan Güner'in pazar tezgahında ne kadar süreyle satış yapmaya devam edeceği ise henüz bilinmiyor.

Aslıhan Güner, oyunculuk kariyerinin yanı sıra farklı ilgi alanlarına sahip olduğunu da göstermiş oldu. Pazar tezgahında satış yapması, onun sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda girişimci bir ruha sahip olduğunu da ortaya koyuyor.

Pembe dizilerin tanınmış oyuncusu, geçtiğimiz ay sürpriz bir şekilde evlenmişti. Ancak evlilikleriyle ilgili şaşırtıcı bir detay ortaya çıktı: Çiftin ayrı evlerde yaşadığı iddia ediliyor. Bu durum, 'Aman tadımız kaçmasın' şeklinde yorumlara neden oldu.

Haberde, çiftin neden ayrı evlerde yaşadığına dair bir açıklama yapılmazken, bu durumun evliliklerinin geleceği hakkında soru işaretleri yarattığı belirtiliyor. Ünlü oyuncunun hayranları, bu duruma şaşkınlıkla yaklaşırken, bazıları ise çiftin kendi tercihlerine saygı duyulması gerektiğini savunuyor.

Çiftin konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadığı ve bu durumun magazin gündemine bomba gibi düştüğü ifade ediliyor. Ayrı evlerde yaşama kararının altında yatan nedenler merak konusu olmaya devam ederken, çiftin evliliğinin nasıl ilerleyeceği de merakla bekleniyor.

İşte haberdeki önemli noktalar:

• Ünlü pembe dizi oyuncusu, geçen ay evlendi.
• Çiftin ayrı evlerde yaşadığı iddia ediliyor.
• Bu durum, 'Aman tadımız kaçmasın' şeklinde yorumlara yol açtı.
• Çiftin konuyla ilgili henüz bir açıklaması bulunmuyor.

Almanya'daki terk edilmiş kömür madenlerinin güneş enerjisi santrallerine dönüştürülmesi, ülkenin enerji dönüşümüne önemli katkılar sağlayabilir. Agora Energiewende ve Wuppertal Enstitüsü tarafından hazırlanan bir rapor, bu potansiyeli detaylı bir şekilde inceliyor. Rapor, bu türden bir dönüşümün sadece çevresel faydalar sağlamakla kalmayacağını, aynı zamanda ekonomik fırsatlar da yaratabileceğini vurguluyor.

Raporun temel bulgularından biri, Almanya'daki eski maden sahalarının geniş alanlara sahip olması ve bu alanların güneş enerjisi üretimi için uygun olmasıdır. Bu sahaların yeniden kullanılması, yeni arazi tahsisine gerek kalmadan güneş enerjisi kapasitesinin artırılmasına olanak tanır. Ayrıca, maden sahalarında zaten mevcut olan altyapı (örneğin, elektrik şebekesine bağlantı noktaları) güneş enerjisi santrallerinin kurulum maliyetlerini düşürebilir.

Rapor, dönüşüm sürecinin başarılı bir şekilde yönetilmesi için bazı önerilerde bulunuyor. Bunlar arasında, yerel toplulukların katılımının sağlanması, çevresel etkilerin dikkatlice değerlendirilmesi ve uygun finansman mekanizmalarının oluşturulması yer alıyor. Ayrıca, maden sahalarının farklı amaçlar için (örneğin, enerji depolama tesisleri veya yeşil hidrojen üretimi) kullanılması da raporda tartışılan olasılıklar arasında.

Almanya, enerji dönüşümü hedeflerine ulaşmak için çeşitli stratejiler izliyor. Kömür madenlerinin güneş enerjisi santrallerine dönüştürülmesi, bu stratejilerden sadece biri. Ancak, bu yaklaşım, hem çevresel hem de ekonomik faydalar sunması nedeniyle özellikle dikkat çekici. Rapor, Almanya'nın bu alanda öncü bir rol oynayabileceğini ve diğer ülkelere örnek teşkil edebileceğini öne sürüyor.

Sonuç olarak, rapor, terk edilmiş kömür madenlerinin güneş enerjisi santrallerine dönüştürülmesinin Almanya için önemli bir fırsat olduğunu vurguluyor. Bu dönüşüm, ülkenin enerji dönüşümü hedeflerine ulaşmasına yardımcı olabilir, ekonomik büyüme sağlayabilir ve çevresel faydalar yaratabilir.

euronews, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik olası bir saldırısının ardından ortaya çıkabilecek sağlık risklerini değerlendirdi. Nükleer bir tesise yönelik bir saldırının, radyasyon yayılımı ve diğer tehlikeli maddelerin salınımı yoluyla geniş kapsamlı sağlık sorunlarına yol açabileceği belirtiliyor.

Olası Sağlık Riskleri:

• Radyasyon Zehirlenmesi: Nükleer reaktörlerin veya zenginleştirme tesislerinin vurulması durumunda, radyoaktif maddeler atmosfere karışabilir ve insanları radyasyona maruz bırakabilir. Bu durum, akut radyasyon sendromuna (ARS) yol açabilir. ARS'nin belirtileri arasında mide bulantısı, kusma, baş ağrısı, yorgunluk ve daha ciddi vakalarda ölüm yer alabilir.
• Kanser Riski: Radyasyona uzun süreli maruz kalma, lösemi, tiroid kanseri ve diğer kanser türlerinin riskini artırabilir. Çocuklar ve hamile kadınlar radyasyonun etkilerine karşı daha hassastır.
• Solunum Problemleri: Patlamalar sonucu ortaya çıkan toz ve partiküller, solunum yollarını tahriş edebilir ve astım, bronşit gibi solunum yolu hastalıklarını kötüleştirebilir. Radyoaktif partiküllerin solunması, akciğer kanseri riskini de artırabilir.
• Su ve Gıda Kirliliği: Radyoaktif maddeler, su kaynaklarına ve tarım arazilerine bulaşabilir. Bu durum, içme suyu ve gıda yoluyla radyasyon alımına yol açabilir ve uzun vadeli sağlık sorunlarına neden olabilir.
• Psikolojik Etkiler: Nükleer bir saldırı, toplumda yaygın korku, panik ve travmaya neden olabilir. Bu durum, anksiyete, depresyon ve diğer ruh sağlığı sorunlarını tetikleyebilir.

Acil Durum Hazırlığı:

Nükleer bir saldırı durumunda, halkın korunması için acil durum hazırlıklarının yapılması büyük önem taşıyor. Bu hazırlıklar arasında:

1. Erken Uyarı Sistemleri: Saldırı olasılığına karşı erken uyarı sistemlerinin kurulması, halkın zamanında tahliye edilmesini sağlayabilir.
2. Sığınaklar: Radyasyondan korunmak için sığınakların hazırlanması ve halkın bu sığınaklara erişiminin sağlanması önemlidir.
3. İyot Tabletleri: Radyasyonun tiroid bezine zarar vermesini engellemek için iyot tabletlerinin dağıtılması ve doğru kullanımının öğretilmesi gereklidir.
4. Eğitim: Halkın nükleer bir saldırı durumunda nasıl davranması gerektiği konusunda eğitilmesi, panik ve karmaşayı azaltabilir.

euronews'in haberine göre, İsrail'in İran'a yönelik bir saldırısı durumunda, uluslararası toplumun hızlı ve etkili bir şekilde müdahale etmesi, olası sağlık risklerini en aza indirmek için kritik öneme sahip.

Akaryakıt fiyatlarında yeni bir zam dalgası bekleniyor. Sektör kaynaklarından edinilen bilgilere göre, benzin fiyatlarına 1,51 TL, motorin fiyatlarına ise 3,30 TL zam yapılması öngörülüyor. Bu zamların, küresel petrol fiyatlarındaki artış ve döviz kurundaki hareketlilikten kaynaklandığı belirtiliyor.

Benzin fiyatlarındaki 1,51 TL'lik artış, araç sahipleri için önemli bir maliyet yükü oluşturacak. Özellikle şehir içi ve şehirlerarası ulaşımda benzin kullanan araçlar için bu zam, yakıt giderlerini doğrudan etkileyecek.

Motorin fiyatlarındaki 3,30 TL'lik zam ise, başta lojistik sektörü olmak üzere birçok sektörü olumsuz etkilemesi bekleniyor. Taşımacılık maliyetlerinin artması, ürün ve hizmet fiyatlarına da yansıyarak enflasyonu tetikleyebilir.

Akaryakıt fiyatlarındaki bu artışların, önümüzdeki günlerde pompa fiyatlarına yansıması bekleniyor. Sürücülerin ve ilgili sektörlerin, bu zamlara karşı nasıl bir tepki vereceği ise merak konusu.

Güncel gelişmeler ve akaryakıt fiyatlarındaki değişiklikler yakından takip edilerek, tüketicilerin ve sektör temsilcilerinin bilgilendirilmesi önem taşıyor.

Avrupa'da ev sahibi olma oranları üzerine yapılan bir araştırma, ülkelerin bu konudaki durumunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde yaşayanların yaklaşık %70'i kendi evinde ikamet ederken, bu oran ülkeden ülkeye büyük farklılıklar gösteriyor.

Romanya, %96 ile Avrupa'da ev sahibi olma oranının en yüksek olduğu ülke konumunda. Romanya'yı Slovakya, Hırvatistan ve Macaristan takip ediyor. Bu ülkelerde yaşayanların büyük çoğunluğu kendi evlerinin sahibi.

Türkiye'nin listedeki yeri ise dikkat çekici. Türkiye, Avrupa genelinde ev sahibi olma oranının yüksek olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Ancak, son yıllarda artan konut fiyatları ve ekonomik koşullar, ev sahibi olmayı zorlaştırıyor.

Araştırmada, İsviçre ve Almanya gibi ülkelerde ise ev sahibi olma oranının diğer ülkelere kıyasla daha düşük olduğu görülüyor. Bu durum, söz konusu ülkelerdeki yüksek yaşam standartları ve kiralık konut piyasasının gelişmiş olmasıyla açıklanıyor.

Ev sahibi olma oranları, bir ülkenin ekonomik durumu, sosyal politikaları ve kültürel değerleri gibi birçok faktörden etkileniyor. Kendi evinde yaşamak, bireyler için genellikle daha fazla güvenlik ve istikrar anlamına gelirken, aynı zamanda uzun vadeli bir yatırım olarak da görülüyor.

Sonuç olarak, Avrupa'da ev sahibi olma oranları ülkeler arasında önemli farklılıklar gösteriyor. Türkiye, bu sıralamada üst sıralarda yer alsa da, konut piyasasının geleceği ve ekonomik koşullar ev sahibi olma trendini etkileyebilir.