Rusya'nın geliştirdiği 'Öreşnik' adlı hipersonik füze, son dönemde dikkatleri üzerine çekiyor. Bu füzenin teknik özellikleri ve potansiyel etkileri, askeri uzmanlar tarafından yakından inceleniyor.

Hız ve Menzil: 'Öreşnik' füzesinin en dikkat çekici özelliği, hipersonik hızlara ulaşabilmesi. Ses hızının birkaç katı hızla hareket edebilen bu füze, hedeflerine çok kısa sürede ulaşabiliyor. Menzili hakkında net bir bilgi olmamakla birlikte, orta ve uzun menzilli bir füze olduğu tahmin ediliyor.

Güdüm Sistemi: Füzenin güdüm sistemi, yüksek hassasiyet ve isabet oranı sağlıyor. Uydu navigasyon sistemleri ve atalet seyrüsefer sistemlerinin kombinasyonuyla hedefine yönlendiriliyor. Ayrıca, hedefi bulmak ve takip etmek için gelişmiş radar teknolojileri kullanıldığı belirtiliyor.

Taşıdığı Yük: 'Öreşnik' füzesinin konvansiyonel ve nükleer savaş başlıkları taşıma kapasitesine sahip olduğu düşünülüyor. Bu durum, füzenin stratejik önemini artırıyor. Konvansiyonel bir savaş başlığıyla donatıldığında, yüksek değerli hedefleri imha etme yeteneğine sahipken, nükleer bir savaş başlığıyla donatıldığında ise caydırıcı bir güç olarak kullanılabiliyor.

Savunma Sistemlerine Karşı Dayanıklılık: Hipersonik hızı ve manevra kabiliyeti sayesinde, mevcut hava savunma sistemleri tarafından engellenmesi oldukça zor. Bu durum, 'Öreşnik' füzesini oldukça tehlikeli bir silah haline getiriyor. Rusya'nın bu tür füzeler geliştirmesi, batılı ülkelerin hava savunma sistemlerini geliştirme çalışmalarını hızlandırıyor.

Geliştirilme Amacı: Rusya, 'Öreşnik' gibi hipersonik füzeler geliştirerek, askeri gücünü artırmayı ve potansiyel saldırılara karşı caydırıcılık sağlamayı amaçlıyor. Bu tür silahlar, Rusya'nın stratejik dengeyi koruma ve küresel arenada daha etkili bir rol oynama hedeflerine hizmet ediyor.

Sonuç: 'Öreşnik' hipersonik füzesi, Rusya'nın askeri teknoloji alanındaki önemli bir başarısı olarak kabul ediliyor. Füzenin teknik özellikleri ve potansiyel etkileri, uluslararası güvenlik ortamı üzerinde önemli değişikliklere yol açabilir. Bu nedenle, füzenin geliştirilmesi ve konuşlandırılması, dünya genelinde yakından takip ediliyor.

Avrupa Birliği (AB) Enerji Komiseri Kadri Simson, Ukrayna'da barışın sağlanması halinde bile Rus enerji kaynaklarına geri dönülmeyeceğini belirtti. Simson, bu kararlılığın gerekçesi olarak Rusya'ya olan enerji bağımlılığının azaltılmasının AB'nin enerji güvenliği için kritik önem taşımasını gösterdi.

Simson, AB'nin Rusya'dan enerji ithalatını azaltma stratejisinin, enerji kaynaklarını çeşitlendirme ve yenilenebilir enerjiye yatırım yapma üzerine kurulu olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, AB'nin Azerbaycan gibi alternatif kaynaklardan gaz tedarikini artırmayı hedeflediği ve aynı zamanda güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji projelerine büyük yatırımlar yaptığı belirtildi. AB Komisyonu'nun enerji politikalarındaki bu stratejik değişiklikle, Rusya'nın enerji üzerindeki etkisini azaltarak Avrupa'nın enerji bağımsızlığını güçlendirmesi amaçlanıyor.

Kadri Simson, AB'nin enerji piyasasının istikrarını koruma ve tüketicileri yüksek enerji fiyatlarından koruma taahhüdünü de dile getirdi. Bu doğrultuda, enerji verimliliğini artırma ve enerji tasarrufu önlemlerini teşvik etme gibi adımların atılacağını ifade etti. AB'nin enerji politikalarındaki bu uzun vadeli değişiklikler, Rusya'nın enerji sektöründeki rolünü önemli ölçüde azaltmayı ve Avrupa'nın enerji geleceğini daha sürdürülebilir ve güvenli hale getirmeyi amaçlıyor.

Eski ABD Başkanı Donald Trump, görevde olduğu dönemde Yemen'deki Husilere yönelik saldırıları durdurduğunu açıkladı. Trump'ın bu kararı, Yemen'deki iç savaşın seyrini değiştirmeye yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Trump, başkanlık döneminde İran'a karşı sert bir politika izlemiş ve bu durum, bölgedeki vekalet savaşlarını tırmandırmıştı. Husiler, İran'ın desteğiyle Yemen'de önemli bir güç haline gelmiş ve Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerine karşı savaşmıştı. Trump yönetiminin Husilere yönelik saldırıları durdurma kararı, o dönemde tartışmalara yol açmıştı.

Trump'ın bu açıklaması, başkanlık görevinden ayrıldıktan sonra katıldığı bir etkinlikte geldi. Trump, dış politika vizyonunu anlatırken, Husilere yönelik saldırıları durdurma kararının gerekçelerini de açıkladı. Kararın detayları ve sonuçları hakkında daha fazla bilgiye ulaşılamadı.

Yemen'deki iç savaş, on binlerce insanın ölümüne ve milyonlarca insanın yerinden edilmesine neden oldu. Ülkedeki insani kriz, uluslararası toplumun dikkatini çekmeye devam ediyor. Trump'ın kararının, Yemen'deki barış sürecine nasıl etki edeceği merak konusu.

İstanbul Gaziosmanpaşa'da, bir inşaat sahasının bitişiğinde bulunan yolda çökme meydana geldi. Edinilen bilgilere göre olay, sabah saatlerinde meydana geldi. Henüz belirlenemeyen bir nedenle yolda oluşan çökme, çevredeki vatandaşlar tarafından fark edildi. Durumun yetkililere bildirilmesi üzerine olay yerine polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Olay yerine gelen ekipler, güvenlik önlemleri alarak yolu trafiğe kapattı. Çökmenin meydana geldiği alanda incelemeler başlatıldı. İlk belirlemelere göre, çökmenin inşaat çalışmalarından kaynaklanmış olabileceği üzerinde duruluyor. Ancak, kesin nedenin yapılacak detaylı incelemeler sonucunda ortaya çıkacağı belirtildi.

Gaziosmanpaşa Belediyesi yetkilileri de olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Belediye yetkilileri, çökmenin nedenini belirlemek ve yolun en kısa sürede onarılması için çalışmaların başlatıldığını açıkladı. Ayrıca, çevredeki binaların güvenliği için de gerekli önlemlerin alındığı belirtildi.

Olayda, herhangi bir can kaybı veya yaralanma yaşanmaması sevindirici oldu. Ancak, çöken yol nedeniyle bölgede trafik aksamaları yaşandı. Yetkililer, yolun onarım çalışmalarının tamamlanmasının ardından trafiğe açılacağını bildirdi.

Vatandaşlar, benzer olayların yaşanmaması için inşaat çalışmalarının daha dikkatli yürütülmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, yetkililerden bu tür olaylara karşı daha duyarlı olunması ve gerekli önlemlerin alınması talebinde bulundular.

Merkez Bankası'nın yayımladığı son rapor, uygulanan sıkı para politikalarına rağmen enflasyonun yüksek seviyelerde kalmaya devam ettiğini gösteriyor. Raporda özellikle gıda fiyatlarındaki artış, eğitim ve hizmet sektörlerindeki enflasyon dikkat çekiyor.

Rapora göre, giyim eşyası ve ayakkabı grubunda gerileme görülse de, bu düşüş genel enflasyon üzerinde sınırlı bir etki yaratıyor. Gıda enflasyonu ise tüketiciler için önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Özellikle işlenmemiş gıda ürünlerindeki fiyat artışları, dar gelirli vatandaşları olumsuz etkiliyor.

Eğitim hizmetlerindeki enflasyon da raporda dikkat çeken bir diğer nokta. Okul ücretlerindeki artışlar ve diğer eğitim masrafları, aile bütçeleri üzerinde önemli bir yük oluşturuyor. Ayrıca, sağlık hizmetleri ve ulaştırma gibi diğer hizmet sektörlerindeki fiyat artışları da enflasyonun yüksek seyretmesinde etkili oluyor.

Merkez Bankası raporunda, enflasyonla mücadelede kararlılığın sürdürüleceği belirtilse de, mevcut durumda uygulanan politikaların enflasyonu istenilen seviyelere çekmekte yetersiz kaldığı görülüyor. Önümüzdeki dönemde enflasyonla mücadelede daha kapsamlı ve etkili tedbirlerin alınması gerektiği vurgulanıyor.

Raporda öne çıkan diğer başlıklar ise şöyle:

• Enerji fiyatlarındaki küresel gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkisi yakından takip ediliyor.
• Kur hareketliliğinin enflasyon üzerindeki baskısı devam ediyor.
• İç talepteki canlılık enflasyonun düşüşünü geciktiriyor.

Sonuç olarak, Merkez Bankası'nın raporu, sıkı para politikalarına rağmen enflasyonun yüksek seviyelerde kalmaya devam ettiğini ve özellikle gıda, eğitim ve hizmet sektörlerindeki fiyat artışlarının tüketiciler üzerindeki baskısını artırdığını ortaya koyuyor.

Manken Deniz Akkaya, eski eşi Efe Önbilgin'e karşı açtığı davayı kaybetti. İstanbul Aile Mahkemesi'nde görülen davada mahkeme, Akkaya'nın Önbilgin'e 50 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verdi.

Dava, Deniz Akkaya'nın sosyal medya üzerinden Efe Önbilgin hakkında yaptığı paylaşımlar üzerine açılmıştı. Önbilgin, Akkaya'nın paylaşımlarının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek tazminat talebinde bulunmuştu. Mahkeme, Akkaya'nın paylaşımlarının Önbilgin'in kişilik haklarını ihlal ettiğine hükmetti.

Mahkeme kararında, Deniz Akkaya'nın sosyal medya paylaşımlarında kullandığı ifadelerin ağır eleştiri sınırlarını aştığı ve Efe Önbilgin'in şeref ve haysiyetini zedeleyici nitelikte olduğu belirtildi. Bu nedenle Akkaya'nın tazminat ödemesine karar verildi. Davanın gerekçeli kararının yazılmasının ardından tarafların temyiz hakkı bulunuyor.

Davanın geçmişi:

• Deniz Akkaya ve Efe Önbilgin bir dönem evli kalmış ve bu evlilikten bir çocukları olmuştu.
• Ayrılık sonrası Akkaya, Önbilgin hakkında çeşitli iddialarda bulunmuş ve sosyal medyada paylaşımlar yapmıştı.
• Önbilgin, bu paylaşımların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu belirterek tazminat davası açmıştı.

Mahkemenin kararı ile Deniz Akkaya, eski eşine 50 bin TL tazminat ödeyecek. Kararın temyiz yolu açık.

ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail'e silah sevkiyatını durdurma tehdidi, Beyaz Saray'da yeni bir krize yol açtı. Axios'da yer alan habere göre, Biden yönetiminin İsrail'e yönelik tutumu, yetkililer arasında anlaşmazlıklara neden oluyor.

İsrail'in Refah'a yönelik geniş çaplı bir operasyon başlatması halinde silah sevkiyatını askıya alacağını duyuran Biden, bu kararıyla hem uluslararası kamuoyunda hem de kendi hükümeti içinde tartışmalara neden oldu. Haberde, özellikle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tutumuna karşı sabrının taştığı belirtilen Biden'ın, bu resti çekerek Netanyahu'ya mesaj vermek istediği ifade ediliyor.

Ancak bu kararın, Beyaz Saray'daki bazı yetkililer tarafından eleştirildiği belirtiliyor. Özellikle, ABD'nin İsrail'e olan desteğinin sorgulanmasının, Orta Doğu'daki dengeleri olumsuz etkileyebileceği endişesi taşınıyor. Haberde, bu türden bir politikanın, Hamas ve diğer militan grupların elini güçlendirebileceği ve İsrail'in güvenliğini tehlikeye atabileceği savunuluyor.

Biden'ın bu çıkışının, seçim öncesi iç politik dengeleri de gözeterek yapıldığı yorumları yapılıyor. Özellikle, Demokrat Parti içindeki bazı kesimlerin İsrail'e yönelik eleştirel tutumları, Biden'ı bu yönde adım atmaya zorlamış olabilir. Ancak, bu durumun, geleneksel olarak İsrail'e güçlü destek veren seçmen tabanında rahatsızlık yaratabileceği de dile getiriliyor.

Beyaz Saray'daki bu anlaşmazlıkların, Biden yönetiminin dış politika kararlarını nasıl etkileyeceği merak konusu. Özellikle, Orta Doğu'daki hassas dengeler göz önüne alındığında, ABD'nin İsrail'e yönelik tutumunda yaşanacak herhangi bir değişiklik, bölgedeki tüm aktörler tarafından yakından takip ediliyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yapılan saldırının ardından, saldırıyı gerçekleştiren kişinin geçmişte işlediği suçlar ve aldığı cezalar kamuoyunun dikkatini çekti. Saldırganın şartlı tahliye ile serbest bırakılmış olması, AKP'nin daha önce hayata geçirdiği infaz düzenlemesiyle ilgili tartışmaları yeniden gündeme getirdi.

Söz konusu infaz düzenlemesi, özellikle organize suç örgütü liderleri ve bazı suç tiplerini kapsamasının dışında bırakılması nedeniyle eleştirilmişti. Düzenlemenin, suçluların erken tahliye edilmesine yol açtığı ve bu durumun toplumsal güvenliği tehdit ettiği yönünde eleştiriler yapılmıştı. Özgür Özel'e saldıran kişinin de bu düzenlemeden yararlanarak serbest kaldığı iddiaları, tartışmaları daha da alevlendirdi.

Saldırının ardından hukukçular ve siyasetçiler, infaz düzenlemesinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundu. Özellikle şiddet suçları, cinsel saldırı suçları ve organize suçlar gibi suçlardan hüküm giyenlerin tahliyelerinin daha sıkı koşullara bağlanması gerektiği vurgulandı. Bazı hukukçular, şartlı tahliye sisteminin de daha etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini belirtti.

AKP cephesinden ise henüz konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, infaz düzenlemesinin amacının cezaevlerindeki doluluk oranını azaltmak ve hükümlülerin topluma yeniden kazandırılmasını sağlamak olduğu savunulmuştu. Düzenlemenin, tüm suç tiplerini kapsamadığı ve belirli kriterlere göre uygulandığı belirtilmişti.

Özgür Özel'e yapılan saldırı ve saldırganın geçmişi, infaz düzenlemesinin tartışmalı yönlerini bir kez daha gözler önüne serdi. Düzenlemenin, suçluların erken tahliyesine yol açıp açmadığı ve toplumsal güvenliği ne ölçüde etkilediği soruları, önümüzdeki günlerde daha da yoğun bir şekilde tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.

Tartışmanın odağındaki sorular:

• İnfaz düzenlemesi, suçluların erken tahliyesine yol açıyor mu?
• Şartlı tahliye sistemi yeterince etkin mi uygulanıyor?
• Hangi suç tipleri infaz düzenlemesinin kapsamı dışında tutulmalı?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Moskova'da önemli bir görüşme gerçekleştirdi. Kremlin'den yapılan açıklamaya göre, görüşmede Ortadoğu'daki son gelişmeler, bölgesel güvenlik sorunları ve Rusya-İsrail arasındaki iş birliği konuları masaya yatırıldı.

Putin, görüşmenin başında yaptığı açıklamada, İsrail ile Rusya arasındaki ilişkilerin stratejik bir öneme sahip olduğunu vurguladı ve iki ülke arasındaki iş birliğinin çeşitli alanlarda geliştiğini belirtti. Netanyahu ise, Rusya'nın bölgedeki etkisini ve İsrail için taşıdığı önemi dile getirerek, iki ülke arasındaki koordinasyonun bölgesel istikrar açısından kritik olduğunu ifade etti.

Görüşmede özellikle Suriye'deki durumun ele alındığı belirtiliyor. İsrail'in Suriye'deki İran varlığına yönelik endişeleri ve bu konudaki Rusya'nın tutumu, görüşmenin önemli başlıklarından biriydi. Ayrıca, Filistin-İsrail meselesi ve bölgedeki diğer güvenlik sorunları da değerlendirildi.

Netanyahu'nun Moskova ziyareti, İsrail'deki siyasi belirsizliklerin devam ettiği bir döneme denk geliyor. İsrail'de yakın zamanda yapılan seçimlerin ardından hükümet kurma çalışmaları sürüyor ve Netanyahu'nun liderliğindeki Likud Partisi, koalisyon görüşmelerinde zorlanıyor. Bu durumun, Netanyahu'nun dış politika önceliklerini ve Rusya ile ilişkilerini nasıl etkileyeceği merak konusu.

Görüşmenin sonunda herhangi bir ortak açıklama yapılmadı, ancak her iki tarafın da görüşmeden memnun kaldığı belirtildi. Rusya ve İsrail arasındaki diyalogun devam etmesi ve bölgesel konularda iş birliğinin sürdürülmesi konusunda mutabık kalındığı ifade edildi.