Sinan Meydan, Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşe yazısında 1921 Anayasası ve muhtariyet konusunu ele alıyor. Yazıda, anayasanın muhtariyetçi yapısı ve tarihsel bağlamı inceleniyor.

Sinan Meydan'ın Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşe yazısında, 1921 Anayasası'nın muhtariyetçi (özerklikçi) yapısı ve bu yapının tarihsel kökenleri detaylı bir şekilde inceleniyor. Yazar, 1921 Anayasası'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) egemenliğini esas alarak, yerel yönetimlere geniş yetkiler tanıdığını belirtiyor.
Meydan, yazısında 1921 Anayasası'nın, Kurtuluş Savaşı koşullarında, ülkenin farklı bölgelerindeki direniş hareketlerini bir araya getirme ve merkezi otoriteyi güçlendirme amacıyla tasarlandığını vurguluyor. Anayasa'nın, yerel yönetimlere özerklik tanıyarak, farklı bölgelerin kendi sorunlarına çözüm bulmasını ve TBMM'ye bağlılıklarını sürdürmesini hedeflediğini ifade ediyor.
Yazıda ayrıca, 1921 Anayasası'nın, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki adem-i merkeziyetçi (merkeziyetsizlik) fikirlerden etkilendiği belirtiliyor. Osmanlı'nın zayıflamasıyla birlikte, imparatorluk içindeki farklı milletlerin ve bölgelerin özerklik taleplerinin arttığı, bu durumun da 1921 Anayasası'nın şekillenmesinde etkili olduğu vurgulanıyor.
Sinan Meydan, 1921 Anayasası'nın muhtariyetçi yapısının, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecindeki farklı siyasi ve ideolojik yaklaşımları yansıttığını ifade ediyor. Anayasa'nın, hem merkezi otoriteyi güçlendirme hem de yerel yönetimlere özerklik tanıma arasındaki dengeyi kurmaya çalıştığını belirtiyor. Ancak, daha sonraki dönemlerde, merkeziyetçi anlayışın ağırlık kazanmasıyla birlikte, 1921 Anayasası'nın muhtariyetçi özelliklerinin zamanla ortadan kalktığını savunuyor.