Yıllardır süren çay tabağı anlaşmazlığı, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla nihai çözüme kavuştu.

On yıldır devam eden ve Yargıtay aşamasını da geçen çay tabağı davasında son sözü Anayasa Mahkemesi söyledi. Davanın temeli, bir apartman yöneticisinin, apartman sakinlerinden birini çay tabağı yüzünden şikayet etmesiyle başladı. Şikayet konusu, apartman bahçesinde oturan sakinlerin, çay tabaklarını bahçe demirine koyarak ses çıkarmalarıydı.
Apartman yöneticisi, bu durumun apartman huzurunu bozduğu gerekçesiyle Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak gürültünün engellenmesini talep etti. Mahkeme, talebi reddetti. Yargıtay'a taşınan davada da karar değişmedi. Ancak apartman yöneticisi pes etmeyerek Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Anayasa Mahkemesi, apartman sakinlerinin özel hayatına saygı gösterilmesi gerektiğine hükmetti. Mahkeme, çay tabağı sesinin, tahammül sınırlarını aşan bir gürültü olmadığına ve bu nedenle özel hayata müdahale oluşturmadığına karar verdi. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı, benzer durumlarda emsal teşkil edebilir.
Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararında şu ifadelere yer verildi:
- Özel hayatın gizliliği hakkı, Anayasa'nın 20. maddesi ile güvence altına alınmıştır.
- Bu hak, bireylerin fiziksel ve sosyal çevresiyle etkileşimini de kapsar.
- Apartman bahçesinde çay içmek, özel hayat kapsamında değerlendirilmelidir.
- Çay tabağı sesinin, tahammül sınırlarını aşan bir gürültü olmadığı sürece, bu duruma müdahale edilemez.
Bu karar ile birlikte, uzun süredir devam eden çay tabağı tartışması hukuki olarak son bulmuş oldu.