Borsa İstanbul (BİST), 16 Haziran 2025 tarihli haftanın ilk işlem gününe yatay bir başlangıç yaparak başladı. Açılışta hafif alımlar görülmesine rağmen, gün içerisinde piyasada belirgin bir hareketlilik yaşanmadı. Analistler, bu durumun yatırımcıların temkinli duruşundan kaynaklandığını belirtiyor.

Güne Başlangıç: BİST 100 endeksi, güne önceki kapanış seviyesine yakın bir noktadan başladı. Açılışta bankacılık ve sanayi hisselerinde görülen hafif alımlar endeksi desteklese de, bu yükseliş kalıcı olmadı.

Gün İçindeki Seyir: Gün içinde BİST 100 endeksi, dar bir aralıkta dalgalandı. Özellikle öğleden sonra işlem hacminin düşmesiyle birlikte, piyasadaki belirsizlik daha da arttı. Yatırımcılar, küresel piyasalardaki gelişmeleri ve içeride açıklanacak ekonomik verileri beklemeye geçti.

Sektörel Performans: Sektörel bazda bakıldığında, ulaştırma ve enerji sektörleri hafif yükselişler gösterirken, gayrimenkul ve teknoloji sektörlerinde düşüşler yaşandı. Bankacılık sektöründe ise karışık bir seyir izlendi.

Analist Yorumları: Piyasaların yatay seyrini değerlendiren analistler, yatırımcıların durağan bir bekleyiş içinde olduğunu vurguluyor. Özellikle enflasyon verileri ve merkez bankası kararları öncesinde, piyasada belirgin bir yön arayışı gözleniyor. Bazı analistler, teknik göstergelerin de henüz net bir sinyal vermediğini belirtiyor.

Önümüzdeki Günler: Uzmanlar, önümüzdeki günlerde açıklanacak olan ekonomik verilerin ve küresel piyasalardaki gelişmelerin, Borsa İstanbul'un yönü üzerinde belirleyici olacağını ifade ediyor. Yatırımcıların, risk yönetimini ön planda tutarak dikkatli hareket etmeleri öneriliyor.

Haftanın Beklentileri:

• Enflasyon verilerinin açıklanması
• Merkez Bankası'nın faiz kararı
• Küresel piyasalardaki gelişmeler

Bebeksi konuşma, bazı kadınlarda görülen ve normal konuşma kalıplarından farklı, çocuksu bir ses tonu ve kelime seçimleriyle karakterize edilen bir durumdur. Uzmanlar, bu davranışın altında yatan psikolojik nedenleri inceleyerek, bebeksi konuşmanın genellikle travma, stres veya duygusal ihmal gibi derin sorunların bir işareti olabileceğini belirtiyor.

Psikologlar, bebeksi konuşmanın bir savunma mekanizması olarak ortaya çıkabileceğini vurguluyor. Kişi, stresli veya tehdit edici bir durumla karşılaştığında, bilinçaltında daha güvenli ve korunmasız hissetmek için bu tür bir konuşma tarzına yönelebilir. Bu durum, özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar veya duygusal ihmal durumlarında daha sık görülebilir.

Bebeksi konuşmanın altında yatan bir diğer neden ise, dikkat çekme ve ilgi görme ihtiyacı olabilir. Özellikle çocukluk döneminde yeterince ilgi görmemiş veya sevilmemiş kişiler, yetişkinlikte bu eksikliği gidermek için bebeksi konuşma gibi davranışlara başvurabilirler. Bu şekilde, başkalarının dikkatini çekerek ve onlardan şefkat görerek duygusal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırlar.

Uzmanlar, bebeksi konuşmanın altında yatan psikolojik sorunların tedavi edilebilir olduğunu belirtiyor. Terapi, bu tür davranışların altında yatan nedenleri anlamak ve başa çıkmak için etkili bir yöntem olabilir. Terapide, bireyler travmalarıyla yüzleşebilir, duygusal ihtiyaçlarını daha sağlıklı bir şekilde ifade etmeyi öğrenebilir ve özgüvenlerini geliştirebilirler.

Sonuç olarak, bebeksi konuşma, bazı kadınlarda görülen ve altında çeşitli psikolojik nedenler yatan bir durumdur. Bu davranışın genellikle travma, stres, duygusal ihmal veya dikkat çekme ihtiyacı gibi faktörlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ancak, terapi gibi yöntemlerle bu sorunların üstesinden gelinebilir ve daha sağlıklı bir iletişim tarzı geliştirilebilir.

Porto, yeni sezon hazırlıkları kapsamında katıldığı turnuvaya golsüz beraberlikle başladı. Estoril Praia ile oynanan karşılaşmada gol sesi çıkmadı. Mücadele boyunca her iki takım da rakip fileleri havalandırmayı başaramayınca, maç 0-0 eşitlikle sonuçlandı. Porto'nun performansı, taraftarlar arasında yeni sezon öncesinde bazı endişelere yol açtı.

Maç boyunca Porto, rakip kalede etkili olmaya çalışsa da, Estoril Praia savunması gole izin vermedi. Orta sahada topa sahip olma konusunda üstünlük kuran Porto, hücum hattında aradığı üretkenliği bulamadı. Teknik direktör, maç boyunca farklı oyuncu değişiklikleri yaparak takımın hücum gücünü artırmaya çalışsa da, sonuç değişmedi.

Estoril Praia ise, savunma ağırlıklı bir oyun sergileyerek Porto'nun ataklarını engellemeye çalıştı. Kontrataklarla gol arayan Estoril Praia, yakaladığı fırsatları değerlendiremedi. Takımın genel performansı, teknik heyet tarafından memnuniyetle karşılandı.

Bu sonuçla Porto, turnuvaya puanla başlasa da, gol yollarındaki sıkıntıları gidermesi gerektiği görüldü. Takımın, önümüzdeki maçlarda daha etkili bir hücum performansı sergilemesi bekleniyor.

Maçın Önemli Anları:

• Porto'nun ilk yarıdaki baskısı sonuç vermedi.
• Estoril Praia'nın kontratakları tehlike yarattı.
• İkinci yarıda yapılan oyuncu değişiklikleri skoru değiştirmedi.
• Maç 0-0 sona erdi.

Antalya'da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı bir çocuk evinde kalan 5 kız çocuğu, toplu halde ilaç içerek intihar girişiminde bulundu. Edinilen bilgilere göre olay, kız çocuklarının kaldığı evde meydana geldi. Henüz nedeni belirlenemeyen olayda, kız çocukları aynı anda çok sayıda ilaç içerek yaşamlarına son vermek istedi.

Olayın fark edilmesi üzerine, 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ihbarda bulunuldu. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, ilk müdahaleyi olay yerinde yaptıktan sonra, 5 kız çocuğunu ambulanslarla çeşitli hastanelere kaldırdı. Hastanelerde tedavi altına alınan çocukların sağlık durumları hakkında henüz net bir bilgi verilmedi.

Polis ekipleri, olayla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlattı. İntihar girişiminin nedenleri ve olayla ilgili diğer detaylar araştırılıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yetkilileri de konuyla ilgili inceleme başlattı.

Olayın yaşandığı çocuk evinde kalan diğer çocukların psikolojik olarak etkilendiği ve onlara psikolojik destek sağlandığı belirtildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 2024 yılının ilk beş ayındaki bütçe açığı dikkat çekici bir seviyeye ulaşarak 7 milyar 846 milyon dolara yükseldi. Bu durum, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla önemli bir değişim gösteriyor; zira 2023'ün aynı döneminde TCMB, 2 milyar 776 milyon dolar bütçe fazlası kaydetmişti.

Ekonomist Uğur Gürses'in sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşıma göre, TCMB'nin sadece Mayıs ayındaki bütçe açığı 3 milyar 346 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu durum, yılın ilk beş ayındaki toplam açığın büyük bir bölümünü oluşturuyor. Gürses, paylaşımında bu açığın nedenlerine dair detaylı bir açıklama yapmazken, durumun vahametine dikkat çekti.

Merkez Bankası'nın bütçe dengesindeki bu belirgin değişim, ekonomik göstergeler açısından yakından takip edilmesi gereken bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bütçe açığının artması, enflasyonist baskıları tetikleyebileceği ve Türk lirasının değerini olumsuz etkileyebileceği endişelerini beraberinde getirebilir.

Özetle:

• TCMB'nin ilk beş aydaki bütçe açığı 7.846 milyar dolara ulaştı.
• Geçen yılın aynı döneminde 2.776 milyar dolar fazla vardı.
• Sadece Mayıs ayındaki açık 3.346 milyar dolar.

Nedim Şener'in yazısında, İsrail'in Filistinlilere yönelik uyguladığı politikalar ve bu politikaları destekleyen unsurlar ele alınıyor. Yazar, İsrail'in en önemli silahının, kendi çıkarları için Filistin davasına ihanet eden, satın alınmış vatan hainleri olduğunu savunuyor.

Şener, Filistin topraklarının işgal edilerek Yahudi yerleşim yerlerine dönüştürülmesini, Filistinlilerin topraklarından sürülmesini ve Gazze'de yaşanan insanlık dramını hatırlatıyor. İsrail'in bu politikalarını destekleyen Batılı devletler ve medya kuruluşlarını da eleştiriyor. Yazar, İsrail'in lobicilik faaliyetleri ve propaganda yoluyla dünya kamuoyunu manipüle ettiğini iddia ediyor.

Yazıda, Türkiye'deki bazı kişi ve kurumların da İsrail'in politikalarına destek verdiği veya sessiz kaldığı belirtiliyor. Bu kişilerin, İsrail'den maddi veya manevi çıkar sağladığı, Filistin davasına ihanet ettiği öne sürülüyor. Şener, bu tür davranışların vatan hainliği olduğunu vurguluyor ve bu kişilerin ifşa edilmesi gerektiğini savunuyor.

Yazar, Filistin davasının sadece Filistinlilerin değil, tüm Müslümanların ve vicdan sahibi insanların ortak davası olduğunu belirtiyor. İsrail'in zulmüne karşı sessiz kalmanın, insanlık suçuna ortak olmak anlamına geldiğini ifade ediyor. Şener, Türkiye'nin Filistin davasına sahip çıkması ve İsrail'in politikalarını eleştirmesi gerektiğini vurguluyor.

Son olarak, yazar, İsrail'in politikalarının sadece Filistinlilere değil, tüm bölgeye ve dünyaya yönelik bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor. İsrail'in yayılmacı ve işgalci politikalarına karşı durulması gerektiğini ifade ediyor.

İran'ın Natanz nükleer tesisine yapılan son sabotaj eylemi, siber savaş tarihinin önemli bir dönüm noktasını akıllara getirdi: Stuxnet solucanı. Yazar Fatih Çekirge, bu olayı ve Stuxnet'in etkilerini değerlendiriyor.

Stuxnet nedir? Stuxnet, 2010 yılında İran'ın nükleer programını hedef alan karmaşık bir bilgisayar solucanıdır. Siemens endüstriyel kontrol sistemlerindeki bir güvenlik açığını kullanarak, Natanz'daki uranyum zenginleştirme santrifüjlerine zarar vermiştir. Bu saldırı, siber savaşın ilk ve en etkili örneklerinden biri olarak kabul edilir.

Siber Savaşın Dönüm Noktası: Stuxnet, sadece bir virüs değil, aynı zamanda bir siber silah olarak tasarlandı. Karmaşıklığı ve hedefe yönelik hassasiyeti, devlet destekli bir operasyonun işareti olarak yorumlandı. Saldırının arkasında ABD ve İsrail'in olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir.

Natanz'a Etkisi: Stuxnet, Natanz'daki santrifüjlerin arızalanmasına ve İran'ın nükleer programının önemli ölçüde gerilemesine neden oldu. Binlerce santrifüjün kullanılamaz hale geldiği tahmin edilmektedir. Saldırı, İran'ın nükleer programının şeffaflığı ve güvenliği konusundaki endişeleri artırdı.

Günümüzdeki Yansımaları: Natanz'a yapılan son sabotaj, Stuxnet'in yarattığı siber savaş endişelerini yeniden gündeme getirdi. Bu tür saldırılar, kritik altyapılara yönelik siber tehditlerin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Siber güvenlik uzmanları, devletlerin ve özel sektörün bu tür tehditlere karşı daha hazırlıklı olması gerektiğini vurguluyor.

Yazar, Stuxnet'in sadece bir siber saldırı olmadığını, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu belirtiyor. Siber savaşın potansiyel sonuçları ve bu alandaki gelişmeler, dünya güvenliği için önemli bir tehdit oluşturmaya devam ediyor.

İsrail, İran'ın Fordo Nükleer Tesisi'nde uranyumu %60 saflıkta zenginleştirmeye başlamasının ardından olası senaryoları değerlendiriyor. Savunma Bakanı Yoav Gallant, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile yaptığı görüşmede konuyu ele aldı. İsrail'in gündeminde, İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemek için diplomatik baskı ve askeri harekat dahil çeşitli seçenekler bulunuyor.

İran'ın bu adımı, 2015 nükleer anlaşmasının ihlali olarak değerlendiriliyor ve uluslararası toplumda endişe yaratıyor. İsrail, İran'ın nükleer programını durdurmak için uluslararası işbirliğinin önemini vurguluyor ve ABD ile koordineli hareket etmeye özen gösteriyor.

İsrail, Fordo'daki zenginleştirme faaliyetlerinin, İran'ın nükleer silah geliştirme potansiyelini artırdığına inanıyor. Bu durum, bölgedeki gerginliği tırmandırıyor ve İsrail'in güvenlik endişelerini artırıyor. İsrail hükümeti, İran'ın nükleer programına karşı kararlı bir duruş sergilemeye devam edeceğini belirtiyor.

Savunma kaynakları, İsrail'in olası bir askeri harekat için hazırlıklarını sürdürdüğünü, ancak diplomatik çözümün öncelikli hedef olduğunu ifade ediyor. ABD ile yapılan görüşmelerde, İran'a karşı ortak bir strateji belirlenmesi hedefleniyor. İsrail, bölgedeki müttefikleriyle de istişarelerde bulunarak, İran'ın nükleer faaliyetlerine karşı geniş kapsamlı bir cephe oluşturmaya çalışıyor.

İran ve İsrail arasındaki çatışmalar son dakika gelişmeleriyle devam ediyor. Bölgeden gelen bilgilere göre, balistik füzeler Tel Aviv'i vurdu. Bu gelişmeler üzerine eski ABD Başkanı Donald Trump'tan barış çağrısı geldi.

İran'ın İsrail'e yönelik saldırıları ve İsrail'in buna karşılık vermesiyle bölgedeki tansiyon giderek yükseliyor. Balistik füze saldırıları, çatışmaların şiddetini artırırken, uluslararası toplum da endişeyle gelişmeleri takip ediyor. Tel Aviv'deki saldırıların ardından bölgedeki güvenlik durumu daha da kritik bir hal aldı.

Donald Trump'ın barış açıklaması, çatışmaların durdurulması ve diplomatik çözüm yollarının aranması gerektiği yönünde bir çağrı niteliği taşıyor. Trump, yaptığı açıklamada, 'Bölgede kalıcı barışın sağlanması için tüm tarafların itidalli davranması ve diyalog yolunu seçmesi gerektiğini' vurguladı. Ancak, bu çağrının ne kadar etkili olacağı ve tarafların tutumunu nasıl etkileyeceği henüz belirsiz.

Çatışmaların devam etmesiyle birlikte, bölgedeki insani durum da kötüleşiyor. Sivillerin güvenliği tehlike altında ve uluslararası yardım kuruluşları, bölgeye insani yardım ulaştırmak için çaba gösteriyor.

• Balistik füzeler Tel Aviv'i vurdu.
• Trump'tan barış açıklaması geldi.
• Bölgedeki tansiyon giderek yükseliyor.

Uluslararası toplum, İran ve İsrail arasındaki çatışmaların daha da büyümesini engellemek ve bölgede istikrarı sağlamak için yoğun çaba sarf ediyor.