İran ve İsrail arasındaki gerilim, her iki ülkenin askeri kapasiteleri hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Özellikle İran'ın füze gücü ve İsrail'in hava savunma sistemleri bu bağlamda kritik bir rol oynuyor. İran, Orta Doğu'daki en büyük ve en çeşitli füze cephaneliğine sahip ülkelerden biri olarak kabul ediliyor. Bu cephanelik, balistik füzeler, seyir füzeleri ve gemisavar füzelerinden oluşuyor.
İran'ın balistik füzeleri arasında Şahab-3, Secil ve Fettah gibi modeller bulunuyor. Şahab-3, 2000 km'ye kadar menzile sahip olup İsrail'i vurabilecek kapasitede. Secil ise daha gelişmiş bir katı yakıtlı füze olup daha yüksek bir isabet oranına sahip. Fettah ise hipersonik bir füze olarak dikkat çekiyor ve hava savunma sistemleri tarafından tespit edilmesi ve önlenmesi oldukça zor.
Seyir füzeleri de İran'ın önemli bir füze gücünü oluşturuyor. Huveyze ve Sumar gibi modeller, düşük irtifada uçarak radarlara yakalanma olasılığını azaltıyor ve hedeflerine hassas bir şekilde ulaşabiliyor. Gemisavar füzeleri ise Hürmüz-8 gibi modelleri içeriyor ve denizdeki hedeflere karşı kullanılabiliyor.
İsrail ise hava savunma sistemleri konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri. Demir Kubbe (Iron Dome), Arrow ve Davud Sapanı (David's Sling) gibi çok katmanlı bir savunma ağına sahip. Demir Kubbe, kısa menzilli roket ve füzelere karşı etkili bir çözüm sunarken, Arrow, uzun menzilli balistik füzelere karşı tasarlandı. Davud Sapanı ise orta menzilli füzelere karşı koruma sağlıyor.
Demir Kubbe: İsrail'in en bilinen hava savunma sistemi olan Demir Kubbe, özellikle Gazze Şeridi'nden atılan roketlere karşı büyük bir başarı elde etti. Radarlar aracılığıyla gelen roketleri tespit edip, yerleşim yerlerine düşme ihtimali olanları havada imha ediyor.
Arrow: Balistik füzelere karşı geliştirilen Arrow sistemi, atmosfer dışına çıkarak füzeleri imha edebiliyor. Bu sistem, İran'ın Şahab-3 gibi füzelerine karşı önemli bir savunma katmanı oluşturuyor.
Davud Sapanı: Orta menzilli füzelere karşı geliştirilen Davud Sapanı, Demir Kubbe ve Arrow arasındaki boşluğu doldurarak çok daha geniş bir tehdit yelpazesine karşı koruma sağlıyor.
İran'ın füze teknolojisi sürekli olarak gelişirken, İsrail de hava savunma sistemlerini modernize etmeye devam ediyor. İki ülke arasındaki bu askeri denge, bölgedeki güvenlik dinamiklerini önemli ölçüde etkiliyor.
Sonuç olarak, İran'ın geniş füze cephaneliği ve İsrail'in gelişmiş hava savunma sistemleri arasındaki etkileşim, Orta Doğu'daki güvenlik açısından kritik bir öneme sahip. Her iki tarafın da teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek savunma stratejilerini sürekli olarak güncellediği bir ortamda, bölgedeki gerilimlerin tırmanma potansiyeli her zaman mevcut.