Süleymaniye Camii ve Külliyesi, Mimar Sinan'ın 'Kalfalık Eserim' olarak nitelendirdiği, İstanbul'un siluetini süsleyen önemli bir yapıdır. Yapımı 7 yıl süren bu eser, mimari özellikleri ve tarihi dokusuyla dikkat çekmektedir.

Süleymaniye Camii ve Külliyesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun en ihtişamlı dönemlerinden birinde, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Mimar Sinan'ın 'Kalfalık Eserim' olarak tanımladığı bu yapı, İstanbul'un önemli simgelerinden biridir.
Caminin inşası 1550 yılında başlamış ve 1557 yılında tamamlanmıştır. Yaklaşık 7 yıl süren bu süreçte, Mimar Sinan'ın dehası ve ustalığı her detayda kendini göstermektedir. Süleymaniye Külliyesi, sadece bir camiden ibaret olmayıp, medrese, kütüphane, darüşşifa, hamam, imaret ve türbeler gibi birçok yapıyı içinde barındıran geniş bir komplekstir.
Caminin mimari özellikleri arasında, dört minaresi, geniş avlusu ve ihtişamlı kubbesi öne çıkar. Minareler, Kanuni Sultan Süleyman'ın İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişah olduğunu simgelerken, toplamda 10 şerefesi ise Osmanlı'nın 10. padişahı olduğunu ifade eder. Caminin iç mekanında kullanılan çini işlemeler, hat sanatı örnekleri ve ışıklandırma sistemi, ziyaretçileri büyülemektedir.
Süleymaniye Külliyesi'nin içinde yer alan türbeler, Kanuni Sultan Süleyman ve eşi Hürrem Sultan'ın yanı sıra, Mimar Sinan'ın da kabrinin bulunduğu önemli mekanlardır. Külliye, Osmanlı dönemindeki sosyal yaşamın ve mimari anlayışın önemli bir örneğini sunmaktadır.
Günümüzde Süleymaniye Camii ve Külliyesi, hem ibadethane olarak kullanılmakta hem de yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çeken bir tarihi ve kültürel merkez olma özelliğini korumaktadır. Caminin ve külliyenin restorasyon çalışmaları düzenli olarak yapılmakta, böylece bu eşsiz mirasın gelecek nesillere aktarılması sağlanmaktadır.